#41
|
||||
|
||||
Biraz Daha Sabır
Gözünü yıldırmasın karakış,
Altında sağlama yatağın, Hastanede sıran var. Ne kaldı ki şurada, Ekim, Kasım, derken Aralık Sabrın tükenmezse eğer, Heybelide'sin bahara doğru. Bilirsin can boğazdan gelir, Senin neyine şu bakır mangal, Çıksın çadırcılara... Bilmem işine yarar mı artık, Şu duvardaki palto, Yok işte çalışmaya dermanın! Hele otursun şu barış yerine, Sık dişini! Her şey düzelecek yakında, Her şey yoluna girecek; Doktor kapına gelecek, İlaçlar ayağına. Bakma kesildiğine terkosun Şerbet akacak çesmelerden! Bu sicaga kar mı dayanır, Dirilirsin bayrama varmadan, Kalkarsın ayağa. Sıtmalı kızının Doya doya öpersin yanaklarını. Biraz daha sabır, aslanım, Biraz daha sabır! Rıfat Ilgaz İşlerin kötü gittiği bu günlerde çok zaman ihtiyaç duyduğumuz ses sabır.Rıfat ılgaz farkıylada bir başka |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (12-06-2006), buena vista (12-06-2006) |
#42
|
||||
|
||||
Adam Gibi Adam Olmak çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse sen aklı başında kalabilirsen eğer herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır hem kendine güvenebilirsen eğer bekleyebilirsen usanmadan yalanla karşılık vermezsen yalana kendini evliya sanmadan kin tutmayabilirsen kin tutana düşlere kapılmadan düş kurabilir yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer ne kazandım diye sevinir ne yıkıldım diye yerinir ikisini de önem vermeyebilirsen eğer söylediğin doğruyu ve gerçeği büken düzenbaz kandırabilir diye safları dert edinmezsen ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz ve yeniden koyulabilirsen işe döküp ortaya varını yoğunu bir yazı turada yitirsen bile yitirdiklerini dolamaksızın diline baştan tutabilirsen yolunu yüreğine, sinirine “dayan” diyecek direncinden başka şeyin kalmasa da herkesin bırakıp gittiği noktaya sen dayanabilirsen tek başına herkesle düşüp kalkıp yine de erdemli kalabilirsen unutmayabilirsen halkı krallarla gezsen de dost da düşmanda incitemezse seni ne küçümser nede büyültürsen çevreni her saatin her dakikasına emeğini katarsan alın terine hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti her şeyiyle dünya önüne serilir korktuğun yerde el öpmez hükümran olduğun yerde ezmezsen oğlum adam oldun demektir üstelik ADAM GİBİ BİR ADAM Şiir: Rudyard KİPLİNG (1865-1936) Şiir çeviri: Bülent ECEVİT |
#43
|
||||
|
||||
Sezen'den Lâle Devri
Çok geç kalmışız canım
Vakit bu vakit değil Eski radyolar gibi Çatıya saklanmış aşk Öyle sanmışız canım Artık ölümsüz değil Leylayla Mecnun gibi Çoktan masal olmuş aşk Lale devri çocuklarıyız biz Zamanımız geçmiş Aşk şarabından kimbilir en son Hangi şanslı içmiş Ben derim utanma iftihar et Sevmeyenler utansın Aşksızlığa mahkum edildiysek Bu dünya yansın capture5.jpg
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
Master kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#44
|
|||
|
|||
Bir Eski Dosttan
Omuzbaşları
Ayakkabılarım yitmişti Yeşil püsküllü. Siz, yoktunuz o zaman Susamlı simidi koluma takmak Güzeldi. Güzeli, ben öğreniyordum, siz anlatmamıştınız. Buluttan devler yapmıştım kendime Korkuyla. Onu siz öğretmiştiniz, öcülerden. Elma bahçesinde Hırka parası. Elmadan hırka olmazdı, farkındaysanız. Yufka ekmeğin, Çay içinde Kaşıkla tutulamayacağını, bilmeliydiniz. Göğre tırmandığımı, pembe samaşıkta Görmemiştiniz. Saklamıştım göğümü sizden. Dizelerim aykırıydı sizce Başkaldırı. O zamanlar karıncaydım kedi ağzında. Ben ağladığım zaman, Nerdeydi omuzunuz, Biri dayansın diyedir omuzbaşları. Minciye AYTEKİN |
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#45
|
|||
|
|||
NE ARARSIN TANRI İLE ARAMDA
SEN KİMSİN Kİ ORUCUMU SORARSIN HAKİKATEN GÖZÜN YOKSA HARAMDA BAŞI AÇIĞA NEDEN TÜRBAN SORARSIN RAKI, ŞARAP İÇİYORSAM SANA NE YOKSA SANA BİR ZARARI İÇERİM İKİMİZDE GELSEK KILDAN KÖPRÜYE BEN DÜRÜSTSEM SARHOŞKENDE GEÇERİM ESİR İKEN MÜMKÜNMÜDÜR İBADET YATIP KALKIP ATATÜRK’E DUA ET SENİN GİBİ DÜRZÜLERİN YÜZÜNDEN DİNİNDEN DE SOĞUYACAK BU MİLLET İŞGALDEKİ HALİ SAKIN UNUTMA ATATÜRK’ E DİL UZATMA SEBEPSİZ SEN ANANDAN YİNE ÇIKARDIN AMMA! BABAN KİM OLURDU BİLEMEZDİN ŞEREFSİZ. Neyzen Tevfik |
#46
|
||||
|
||||
Ne GÜzel YaratmiŞ
Ne güzel yaratmış seni yaradan
Esmesin sevdiğim yeller incidir Güzelsin sevdiğim gülden goncadan Uzanmasın sana eller incidir Kirpiklerin oktur kaşın yay gibi Gözlerin aklımı etti zay gibi Cemalin güneşe benzer yüzün ay gibi Değmesin zülüfler teller incidir Neşet Ertaş |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (07-10-2006) |
#47
|
||||
|
||||
Kara Sakal
Sakal seni güzel için taşırım
Ben seni kesemem kara sakalım Nerde güzel görsem hafif kaşırım Ben seni kesemem kara sakalım Şıhlar gibi üç beş karı almadan Softa gibi boşa namaz kılmadan Muska yazıp üfürükçü olmadan Ben seni kesemem kara sakalım İHSANİ´yem sakal iki gözümsün Elimde sermayem büyük kozumsun Halkı kandırmaya bana lazımsın Ben seni keseme kara sakalım Kaynak Kişi Aşık İhsani |
#48
|
||||
|
||||
Salkımsöğüt
Salkımsöğüt
Akıyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarını. Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını! Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere! Birden bire kuş gibi vurulmuş gibi kanadından yaralı bir atlı yuvarlandı atından! Bağırmadı, gidenleri geri çağırmadı, baktı yalnız dolu gözlerle uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına! Ah ne yazık! Ne yazık ki ona dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak, beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak! Nal sesleri sönüyor perde perde, atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde! Atlılar atlılar kızıl atlılar, atları rüzgâr kanatlılar! Atları rüzgâr kanat... Atları rüzgâr... Atları... At... Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat! Akar suyun sesi dindi. Gölgeler gölgelendi renkler silindi. Siyah örtüler indi mavi gözlerine, sarktı salkımsöğütler sarı saçlarının üzerine! Ağlama salkımsöğüt, ağlama, Kara suyun aynasında el bağlama! el bağlama! ağlama! Nazım Hikmet |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (07-10-2006) |
#49
|
||||
|
||||
Rubailer
Ben olmayınca bu güller bu selviler yok,
Kızıl dudaklar mis kokulu şaraplar yok, Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok, Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok. Ömer Hayyam |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (07-10-2006), buena vista (06-10-2006) |
#50
|
|||
|
|||
Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi.
Herkesle uzaktan hos bes edip geçmeli. Can gözünü açinca görüyor ki insan En büyük düsmaniymis en çok güvendigi. Hayyam |
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (07-10-2006) |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|