Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
AB yolunda Türkiye - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > Gözlem-Tespit
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
AB yolunda Türkiye
Konudaki Cevap Sayısı
21
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
21162

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #1  
Eski 28-03-2006, 22:46
salacak salacak bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 94/223
59 Mesaj ına 191 Kere teşekkür edildi
Tanımlı AB yolunda Türkiye

AB yolunda Türkiye haberlerini ,Uluslararasi Basindan vede Türkiye Basininindan Elbirligi ile :Salamura Kösesi .

Alıntı ile Cevapla
salacak kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (28-03-2006), buena vista (29-03-2006), cumali (24-05-2006), Ramo (28-03-2006)
  #2  
Eski 28-03-2006, 22:54
alihoca alihoca bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 361/2464
166 Mesaj ına 2501 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sevgili Salacaklı;

Bizde tembellik baki.
Güya '' AB-D' siz Olmaz '' başlıklı bir konu işleyecektik. Ele alınacak konu başlıklarında öyle melil mahzun durur garibim. Bizde tık yok anlayacağın.

Belki Senin yorumlarını okudukça gaza geliriz.

Şimdiden kolay gelsin.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Eski 28-03-2006, 23:02
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
salacak´isimli üyeden Alıntı
AB yolunda Türkiye haberlerini ,Uluslararasi Basindan vede Türkiye Basininindan Elbirligi ile :Salamura Kösesi .

Hadi maşallah Kazmana(klavyene) kuvvet
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Eski 28-03-2006, 23:08
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23006 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Güzel bir topik olmasının yanısıra uzunca bir zamanda gündemde kalacak gibi 2013/17 ...kutlarım ve uzun ömür dilerim
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Eski 28-03-2006, 23:11
salacak salacak bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 94/223
59 Mesaj ına 191 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
alihoca´isimli üyeden Alıntı
Sevgili Salacaklı;

Bizde tembellik baki.
Güya '' AB-D' siz Olmaz '' başlıklı bir konu işleyecektik. Ele alınacak konu başlıklarında öyle melil mahzun durur garibim. Bizde tık yok anlayacağın.

Belki Senin yorumlarını okudukça gaza geliriz.

Şimdiden kolay gelsin.

Gaza gelmeden gercekleri kumla tasi ayirmak icin elemek gerek sayin Hocam..

Dünyada Teknokratlar ile Bürokratlarin Savasi sidetle devam ediyor.Hantal Avrupa yerinden oynamiyor.ABD eskiyi statükoyu korumaya calisiyor..
Bu firsatlardan istifade etmek istiyen ülkelerde göze carpiyor..

T.C Merkez Bankasinin yönetimi ile olan kargasa anlatmak istedigimizin somut örnegi ( gibi.)

Bazilarimiz bunu siyasi bir cekisme diye algilacak olurlarsa hataya düsebilirler.
Hakim olan siyasi yelpazedeki Teknokratlar ve Bürokratlarin spagetti Westren Flimleri Görüntüleri hakim.

Anlayacagiz Parasinin üstüne yatan ve yumurtlamasini Bekleyen sermaye degil
Dünyanin istedigi..Üreten ve 24 saat calisan Sermaye Sahiplerinini arzuluyor.

Bu konuda ülkemizde yasayan insanlarimizda algilama eksikligi vede en önemlisi :Ters yola gidin mantiginda Medya Sahiplerinin büyük Rolü oluyor.,

70 milyonu uyutmak icin Borsada Bazilari icin kaybedilecek 10 milyarca YTL nin önemi yok...

Maliyet yine ucuza gelecek.

SEN Bilme BEN bilirim Mantigi..

Günlük yasamimizda bu mantik yasanmiyormu.?

Alıntı ile Cevapla
salacak kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (28-03-2006), hakanen (30-03-2006)
  #6  
Eski 01-04-2006, 20:51
salacak salacak bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 94/223
59 Mesaj ına 191 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Avrupa Türkiye'ye muhtaç!

Avrupa Türkiye'ye muhtaç!
Fransız Bilim Yüksek Okulu'nda (ENF) görevli araştırmacı, felsefeci Monique Canto Sperber, Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu belirterek, Türkiye'nin AB için köprü rolünün önemli olduğunu söyledi.

Paris'te toplanan Abant Platformu'nun toplantısının ikinci gününde, Türk ve Fransız araştırmacıların katılımıyla ''Küreselleşme ve Liberalizm'' konusu tartışıldı.

Fransız felsefeci Sperber yaptığı konuşmada, AB'nin jeostratejik konseptinin değişmeye müsait olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu bağlamda köprü rolü oynamasının anlaşılabilir olduğunu kaydetti.

Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu ifade eden felsefeci Sperber, bununla birlikte Türkiye'nin de önündeki siyasi ve ekonomik iş programını yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Fransız felsefeci, AB sürecinde Türkiye'deki ulus devlet kavramının etkilenmesinin doğal olduğunu belirtti.

İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Aşaf Savaş Akat ise küreselleşmenin kaçınılmaz ve geri döndürülemez bir süreç olduğunu söyledi.

İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eser Karataş da küreselleşmeyi iletişim teknolojisinin bir sonucu olarak değerlendirdi ve küreselleşmenin iradi bir süreç değil, ekonomik olarak doğal bir gelişmenin ürünü olduğunu kaydetti.

Küreselleşmenin ahlakla ilgisi olmadığını ve bu kavramı iyi veya kötü diye tartışmanın belirleyici olmadığını ifade eden Karataş, küreselleşmenin geri döndürülemez bir süreç olduğunu söyledi.

Bilkent Üniversitesi öğretim görevlisi Orhan Güvenen ise yaptığı konuşmada, finans piyasasının gelişmesiyle başlayan küreselleşmenin, bilgi teknolojisinin bir ürünü olduğunu söyledi.

Abant Platformu'nun Paris toplantısı, öğleden sonra ''Nasıl bir Avrupa'' konusunun tartışılmasıyla sona erecek. Abant Platformu'nun 10. toplantısı, Fransız Uluslararası Sosyal Bilimler Konseyi ve Beşeri Bilimler Merkezi'nin İşbirliğiyle Paris'teki Mutualite Konferans Merkezi'nde yapılıyor.

Toplantıda, ''Türkiye-Fransa Söyleşileri: Cumhuriyet, Kültürel Çoğulculuk ve Avrupa'' başlığı altında AB müzakere sürecindeki güncel konular tartışılıyor.

1998 yılından bu yana Türkiye'de toplanan ve Türkiye'nin önemli ilişkiler içinde bulunduğu merkezlere de giden Abant Platformu, Nisan 2004'te Washington D.C'de, Johns Hopkins Üniversitesi'nin işbirliğiyle ''İslam, Demokrasi ve Laiklik: Türkiye Deneyimi'', Aralık 2004'te Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'nda, Leuven Üniversitesi'nin işbirliğiyle ''Türkiye'nin AB'ye Giriş Sürecinde Kültür, Kimlik ve Din'' konulu toplantıları yaptı.

www.internethaber.com
Alıntı ile Cevapla
salacak kullanıcısına teşekkür edenler
serdarkus (01-04-2006)
  #7  
Eski 06-04-2006, 20:23
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı AB'den Baydemir ve DTP'ye: "Terörü kınayın!"

Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa Parlamentosu'nda Güneydoğu Anadolu'daki gelişmelerle ilgili bugün yapılan oturumda, PKK'nın terör eylemlerini kınarken, Türkiye'ye de olayları yatıştırırken aşırı güç kullanmaması çağrısında bulundu. AB Komisyonu'nun sağlık konularından sorumlu temsilcisi Markos Kipriyanu, ''PKK terör örgütüdür ve AB'nin terör örgütleri listesindedir'' dedi.

"TERÖR HİÇBİR ŞEKİLDE HAKLI GÖSTERİLEMEZ"

''Terörün hiçbir bir biçimde haklı çıkarılamayacağını'' belirten Kipriyanu, ''bölücü terör örgütünün, Güneydoğu Anadolu'da yaptığı tahriklerle durumun gerginleşmesine neden olduğunu'' ifade etti.

Güneydoğu Anadolu halkının şiddet istemediğini, barış ve refah istediğini kaydeden AB Komisyonu temsilcisi, Türk hükümetinin de bu bölgenin sosyal, ekonomik, kültürel açıdan diğer bölgeler gibi kalkınmasına önem vermesi gerektiğini savundu.

AP genel kurul oturumunda AB'nin Genişlemeden Sorumlu Temsilcisi Olli Rehn'in yerine konuşan Kiyriyanu, ''Güneydoğu Anadolu'da köy koruyuculuğu sisteminin kaldırılması ve terör yüzünden köylerinden göçenlerin tekrar evlerine dönmelerinin sağlanması gerektiğini'' söyledi.

Türkiye'deki gelişmeleri yakından izlediklerini ve bu konunun AB üyeliği sürecindeki izleme toplantılarında gündeme geleceğini kaydedenKipriyanu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ağustos ayında Güneydoğu konusunda yaptığı konuşmada gündeme getirdiği konuların hayata geçirilmesini beklediklerini kaydetti.

Türkiye'den son çıkan olaylarla ilgili kapsamlı soruşturma yapmasını beklediklerini belirten AB temsilcisi, Türk güvenlik güçlerinin de olayları yatıştırırken, ''aşırı güç kullanmamaya özen göstermelerini'' beklediklerini sözlerine ekledi.

BAYDEMİR ŞİDDETİ DIŞLASIN

AP'nin Türkiye raportörü Hollandalı muhafazakar parlamenter CamileEurlings ise yaptığı konuşmada, ''PKK terörünün kesinlikle haklı çıkarılamayacağını'' söyledi.

Eurlings, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir veDTP yöneticilerinin de PKK terörünü dışlaması ve kınamaları gerektiğini söyledi.

Sosyalist Grup adına konuşan Türk asıllı Hollandalı parlamenter Emine Bozkurt de konuşmasında, Türkiye'nin AB üyeliğinin Güneydoğu halkının da çıkarına olduğunu belirtti ve ''Türkiye'nin AB üyeliği sürecine sabotaj yakmak isteyenlerin tahriklerine gelinmemeli'' dedi.

Yeşil Grup adına konuşan Türk asıllı Alman parlamenter Cem Özdemirise dün komünist ve radikal sol partili parlamenterler tarafından kaleme alınan mektubun bütün gerçekleri anlatmadığı gerekçesiyle bunu üstü kapalı eleştirdi.

Türk yetkililerin aşırı güç kullanımını kınadıklarını belirten Özdemir, bununla birlikte terör örgütünün şiddeti tırmandırma girişimlerini de kınadıkların söyledi.

Özdemir, Türk hükümetine aşırı güç kullanılmaması çağrısında bulunulurken, terör örgütü PKK'dan da şiddet eylemlerine son vermesinin talep edilmesi gerektiğini söyledi. Özdemir, terör örgütü PKK'yı geçmişten ders almamak ve soğuk savaş dönemi taktikleriyle hareket etmekle suçladı.

Komünist grup adına konuşan terör örgütü yanlısı Alman parlamenterFeleknaz Buca ise Güneydoğu Anadolu'daki olaylarla ilgili olarak sadece Türk yetkilileri suçladı. AP genel kurulundaki tartışmaya, AP'li parlamenterlerin çok fazla ilgi göstermediği de dikkati çekti. (Sabah)

özet: Üç, bes Türk asilli..Ve Avrupa Parlamentosu..Yarin 30 oldugunda
ne olacak.?
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (07-04-2006), Süvari (07-04-2006)
  #8  
Eski 08-04-2006, 11:22
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yunanistan Türk-AB ilişkilerinde kriz istemez

İnsan ilişkilerinde de durum pek farklı değil. Daha düne kadar hasım gördüğünüz birisiyle önemli bir ortaklığa giriyorsanız, bu bir şeylerin köklü bir şekilde değiştiğini gösterir. Ortaya konan para göz kamaştırıcıysa, bu da değişen yeni durumun odağında artan karşılıklı güvenin yattığını gösterir.
Finansbank'ın Yunanistan Ulusal Bankası (NBG) ile "evliliğini" bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Karşılıklı güven olmasaydı NBG'nin Türkiye'ye 2.3 milyar euro enjekte etmesi düşünülemezdi. Finansbank da, doğal olarak, böyle bir izdivacı göze alamazdı. Demek ki, ortak bir paydada birleştiler.

Gün çağdışılık günü değil
Oysa bundan sadece 15 yıl öncesine kadar iki ülkenin birbirine bakışını hatırlayalım. Türk tarafında "Domuzdan post, Yunandan dost olmaz", Yunan tarafındaysa "Kalos Turkos, nekros Turkos" (En iyi Türk, ölü Türktür) yaklaşımı geçerliydi.
Her iki ülkede aslında suçlananı değil, suçlayanı küçük düşüren bu algılamayı sürdürmek isteyen çağdışı kafalar elbette ki hâlâ mevcut. Ama gün onların günü değil.
Geçerli algılama hâlâ böyle olsaydı ne Finansbank'ın sahibi Hüsnü Özyeğin, ne de NBG'nin "Ceo"su Takis Arapoglou riske girebilirlerdi. Büyük yatırımcıların en ihtiyatlı kişiler arasında yer aldıklarını unutmayalım.

Kötü günlere dönülmez
Özetle, güven bunalımı bugün aşılmış durumdadır. Eski kötü günlere dönülmesi ise pek olası görünmüyor. Türk ve Yunan hükümetleri de zaten Finansbank-NBG birlikteliğini alkışlamakla kalmadılar. Daha fazlası için yatırımcılarını teşvik ediyorlar.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen bu amaçla gittiği Atina'dan daha yeni döndü. Üstelik son derece olumlu izlenimlerle. Önemli Türk şirketleri ise Yunan pazarına girmeye başladılar bile.
Tabii burada akla hemen Ege ve Kıbrıs sorunları geliyor. Bunlar elbette ki hâlâ çözüm bekleyen sorunlardır. Ancak, ortak çıkarın büyümesiyle bu sorunların çözümü açısından daha verimli bir ortamın ortaya çıkacağını anlamak için dâhi olmak gerekmiyor.

Mitçotakis'ten acı gerçek
Evet, doğrudur. Yunanistan'ın yeni ve sevecen Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis, Güney Kıbrıs'a yaptığı ziyareti sırasında Rumları memnun edecek ifadeler kullandı. Örneğin, sık sık "Annan Planı ölmüştür" dedi ki bu herhalde bizde de birçok kişiyi memnun etmiştir.
Fakat Bakoyannis, "içe dönük" olan bu sözleri söylerken, Yunanistan'ın en önemli politikacılarından olan babası, eski başbakanlardan Kostas Mitçotakis, acı gerçeği gazeteci dostumuz Yorgo Kırbaki'ye yansıtıyordu. Kırbaki'nin konuyla ilgili sorusunu yanıtlayan Mitçotakis'e göre Kıbrıs sorununun çözümü bu aşamada Rumlara bağlı.

Papadopulos oralı değil
Oysa Rum lideri Tassos Papadopulos oralı değil. Tespitten çok temenni kokan bir şekilde, Türk-AB ilişkilerinin yıl sonunda Kıbrıs nedeniyle krize gireceğini söyleyip duruyor.
Peki, Türkiye'de ekonomik çıkarı giderek büyüyen bir Yunanistan, Türk ekonomisine olumsuz yansıyacak, dolayısıyla kendi yatırımcılarını da zora sokacak olan bu tür bir krizi ister mi? Bu sorunun yanıtı için de dâhi olmak gerekmiyor.

semihi@cnnturk.com.tr
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Eski 08-04-2006, 11:28
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Kretschmer, Türkiye'nin AB üyeliğine tarih biçti

ANKARA (A.A)

Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Temsilcisi, Büyükelçi Hansjörg Kretschmer, Türkiye'nin 2012 yılında AB ile müzakereleri sonuçlandırması ve tam üyelik için gerekli tedbirleri alması halinde, 2014 yılında AB'ye tam üye olabileceğini söyledi.


Kretschmer, Dünya Bankası ve Hazine Müsteşarlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen “Türkiye Ülke Ekonomik Raporu (CEM): Sürdürülebilir Büyüme ve Avrupa Birliği'ne Yakınsama” konulu konferansın açılışında yaptığı konuşmada, AB'nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini 5 ay önce başlatma kararını aldığını hatırlatarak, Türkiye'nin sergilediği performansın kayda değer olduğunu belirtti.

Türkiye'nin AB'ye uyum konusunda gösterdiği performansın desteği hak ettiğini vurgulayan Kretschmer, bunun AB tarafından hazırlanan raporlara da yansıdığını ifade etti. Kretschmer, “Hem siyasi ve hem de ekonomik alanda Türkiye başarılara imza attı. Ama yapılması gereken çok şey var. Rehavete kapınılmaması gerekir” dedi.

İzlenen ekonomik reformlar sayesinde piyasa ekonomisinin güçlendiğini kaydeden Kretschmer, “siyasi, ekonomik alanlarda yapılan çalışmalar, hukukun üstünlüğü ve azınlık hakları, ekonomik reformlar istikrarlı bir siyasi çerçeve olmadan sürdürülemez” diye konuştu.

İŞSİZLİK HALA ÇOK YÜKSEK

Türkiye'de yürütülen reformların güçlendirilmesi için Türkiye konusunda faaliyette bulunan uluslararası kuruluşların işbirliği içinde olmasının gerektiğini belirten Kretschmer, Türkiye ekonomisinde son yıllarda önemli başarılara imza atıldığını, enflasyonun düştüğünü, yüksek büyüme oranlarının görüldüğünü bildirdi. Kretschmer, bununla beraber Türkiye ekonomisinde bir takım sorunların bulunduğunu “işsizliğin hala çok yüksek oranlarda” olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Türkiye, AB üyesi batı Avrupa ülkeleri ile benzer işsizlik oranlarına sahip olmasına karşın kayıt dışı işsizlik tahminlerin üzerinde. Büyüme işsizlik sorunun çözümüne katkıda bulunmadı. Türkiye'de istihdam oranı yüzde 50 iken 15 AB ülkesi ortalaması yüzde 65 civarında.”

"KAYIT DIŞI EKONOMİ İLE MÜCADELE BARAŞI OLMAK ZORUNDA"

Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermayenin 2005 yılında ivme kazandığını kaydeden Kretschmer, Türkiye'nin kayıt dışı ekonomi ile mücadelede başarılı olmak zorunda olduğunu söyledi.

Türkiye'de bölgeler arasında eşitsizlik olduğunu, bunların giderilmesi gerektiğini ifade eden Kretschmer, kırsal alandan kente göçün çeşitli sorunlar yarattığını bildirdi. Hükümetin aralarında eğitimin de olduğu bazı alanlarda yaptığı harcamaların artırılmasını isteyen Kretschmer, “AK Parti, hükümet olmasından sonra eğitime bütçeden ayrılan payın artırılması konusunda önemli gelişmeler sağlandı” dedi.

Eğitimin önemine değinen Kretschmer, kız çocuklarının okula gönderilmesini amaçlayan “Haydi Çocuklar Okula” kampanyasının başarılı olduğunu, ancak 10 yaşın üstündeki kız çocuklarının okula devamının sağlanması gerektiğini bildirdi.

Konuşmasında 2 gün sonra 8 Mart tarihinde Dünya Kadınlar Günü'nün kutlanacağını belirten Kretschmer, Türkiye'de kadınların istihdam oranının yüzde 30'un altında olduğunu, TBMM'de kadın milletvekillerinin oranının yüzde 4 olduğunu bu oranların AB ortalamasının çok altında olduğuna işaret etti.


küçücük bir not: sunun surasinda ne kaldi..!!
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
salacak (09-04-2006)
  #10  
Eski 09-04-2006, 22:19
cumali cumali bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 2/7
1 Mesaj ına 1 Kere teşekkür edildi
Exclamation Avrupadan mektuplar

Her zaman tarih okumalı ve gelişen olayları iyi analiz etmek düşüncesindeyim. Tarihten ders almayanlar geleceklerinde bedel ödemeye mahkumdurlar.

Buyurun size büyük bir tarih dersi

Yazan Murat Bardakçı,
URL adresi : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...arid=28&gid=61

Yazı içeriği .

Avrupa 1876’da da mektup yazmış ve iki sene sonra Hersek’i kaybetmiştik

Avrupa Parlamentosu’ndan 46 milletvekili, Başbakan Tayyip Erdoğan’a bir mektup göndererek Diyarbakır’daki olayların sorumluluğunun mülki idare amirleriyle askere ait olduğunu ileri sürdüler ve Ankara’yı insan haklarının ihláli halinde AB ile devam eden müzakereleri durdurmakla tehdit ettiler.

Bundan 150 küsur sene önce "Avrupalılaşmaya" ilk defa karar vermemiz üzerine Avrupa’dan müfettiş üstüne müfettiş ve komisyon üstüne komisyon gelmiş, hattá arada bir askeri birliklerle savaş gemilerinin yollandığı da olmuş, hemen her denetimden sonra mektup yahut muhtıra almış ve mutlaka toprak kaybetmiştik. 1876’nın 31 Ocak’ında aldığımız "Andrassy Muhtırası" da bunlardan biriydi. Muhtıra, o yıllarda Hersek’te yaşanan huzursuzluklarla ilgiliydi ve Hersek, muhtırayı kabul etmemizden sonra elimizden çıkmıştı.

AVRUPA’dan Ankara’ya haklar, özgürlükler, reformlar, vesaire konularında senelerden buyana gönderilen mektuplara bu hafta bir yenisi daha iláve edildi ve Avrupa Parlamentosu’nun 46 milletvekili, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a devletin Diyarbakır olayları sırasında aldığı tedbirleri kınayan bir mektup yolladılar.

Mektubun nasıl bir üslupla kaleme alındığını gazetelerde okumuşsunuzdur. Avrupalı politikacılar, Başbakan Erdoğan’a kısaca "Diyarbakır olaylarının sorumluluğu mülki idare amirleriyle askere aittir. Ankara’nın insan haklarını ve demokratik prensipleri ihláli halinde AB ile devam eden müzakereler durabilir" diyorlardı. Parlamanterlerin ifadeleri ve işgüzarlıkları Başbakan’ı sinirlendirmiş olacak ki, Tayyip Bey "Bunu yazanların bu hayatı yaşamaları lázım. Gelsinler, olayları yerinde incelesinler" diye bir açıklama yaptı.

TALEPLERDEĞİŞMEDİ

Bu mektup beni aslında pek şaşırtmadı, zira bundan 150 küsur sene önce "Avrupalılaşmaya" ilk defa karar vermemiz üzerine, Avrupa buna láyık olup olmadığımızı anlamak için müfettiş üstüne müfettiş ve komisyon üstüne komisyon göndermişti. Hattá, diplomatların yerine bazen askeri birliklerle savaş gemilerinin geldiği de olmuş ve Türk hükümeti geçirdiği hemen her denetimden sonra bir mektup yahut bir muhtıra almış, sonra da mutlaka toprak kaybetmişti.

Avrupa’nın Avrupalı olmamız karşılığında ileri sürdüğü şartlar bugünkülerle aynıydı: Ekonomimizi düzeltecek, azınlıkların haklarını koruyacak, işkenceyi yasaklayacak, vergi reformuna gidecek, uluslararası anlaşmazlıkları hakeme götürecek ve en önemlisi, bizden toprak istedikleri zaman hiç itiraz etmeden verecektik. Bütün bunlar olup biterken, içerisinde yeralmak istediğimiz o zamanın Avrupa’sı bir taraftan da Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk olmayan unsurlarını ayaklandırmak için elinden geleni yapmakla meşguldü.

Parlamanterlerin Başbakan Erdoğan’a gönderdikleri mektubun bir benzerini, bundan 130 sene önce bir başka viláyetimizde yaşanan huzursuzluk sırasında de almıştık ve bu mektup tarihlere "Andrassy Láyihası" diye geçmişti.

İşte, "Andrassy Láyihası"nın hikáyesi...

Avusturya ile Rusya, Hersek’in Türk idaresinden ayrılması için seneler boyu gizliden gizliye faaliyet gösteriyorlardı ve çabalarının semeresini 1875’in 13 Nisan’ında aldılar: Nevesinje kazasında yaşayan 300 kadar Hristiyan, Bábıáli’ye karşı ayaklandı. Bağımsızlık sözü etmiyor, sadece vergilerin ve askere gitmemek için ödenen bedelin azaltılmasını istiyor ve Hersek’teki güvenlik kuvvetlerinin Türkler’den değil, yerli halktan meydana gelmesini talep ediyorlardı. İstanbul’un ise basireti bağlanmıştı. O zamanın hükümeti olan Bábıáli, isyanın ciddi olduğunu farketmedi ve işi sadece nasihatlerle, af vaadleriyle geçiştirmeye çalıştı.

MUHTIRAYI DAYADILAR

Derken isyan büyüdü, Karadağ ve Sırbistan da Avusturya ile Rusya’nın tarafını tutup isyancılara askeri yardım göndermeye başlayınca, Hersek’te kan gövdeyi götürür oldu. Rus, Alman ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun başbakanları toplandılar, "Türkiye’nin aramıza katılabilmesi için Hersek’teki olayların sona ermesi gerekir" dediler ve Avusturya’nın Dışişleri Bakanı olan Kont Gyula Andrassy’yi Türkiye’ye hitaben bir muhtırayı kaleme almakla görevlendirdiler.

Kont, hazırladığı muhtıra taslağını bu üç ülkenin yanısıra İngiltere Fransa ve İtalya hükümetlerine gönderip olurlarını aldıktan sonra, 1876’nın 31 Ocak günü Bábıáli’ye Avrupa’nın diplomatik notası olarak gönderdi. tarihlere "Andrassy Láyihası" diye geçen muhtırada, Avrupa’nın bazı "küçük" istekleri vardı: Hersek’teki Hristiyanlara tam bir dini serbestlik verilmeli, ácil vergi reformu yapılmalı, çiftçilerin mülkiyet haklarını belirleyecek bir kadastro çalışmasına gidilmeli, Hersek’ten toplanan vergiler sadece Hersek’e harcanmalı ve bütün bu reformlar Hristiyanlar ile Müslümanlar’ın teşkil edecekleri bir yerel meclis tarafından kontrol edilmeliydi.

HEMEN KABUL ETTİK

Bábıáli, Avrupalı olma uğruna Avrupa’nın daha önceki taleplerini de güle oynaya kabul etmişti ve Andrassy’nin muhtırasını da "Tamam, yaparız" diyerek hemen kabul ediverdik. Ama, aynı Avrupa aynı senenin 13 Mayıs’ında Berlin’de bize bir başka muhtıra dayadı. Bu defa "Hersek’teki Türk birlikleri derhal geri çekilsin" diye tutturdular, aklı başına nihayet gelebilen İstanbul talebi reddetmeye kalkınca isyan büyüdü, Batı ise Hersekli Hristiyanlar’a daha fazla siláh ve mühimmat akıtmaya başladı. Bir yıl sonra tarihlere "93 Harbi" diye geçecek olan Osmanlı-Rus Savaşı çıktı, Rus ordusu Yeşilköy’e kadar geldi ve 1878’in 13 Temmuz’unda imzaladığımız Berlin Andlaşması ile Bosna-Hersek, Avusturya’nın oldu.

Andrassy Láyihası’nın üzerinden tam 130 sene geçmesine rağmen Avrupa’dan hálá aynı mealde mektuplar almamızın sebebi sizce ne olabilir ki?
__________________
Saygılarımla,
Alıntı ile Cevapla
cumali kullanıcısına teşekkür edenler
salacak (10-04-2006)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:25 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce