Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Güncel siyasete ironik yaklaşımlar. - Sayfa 3 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Güncel siyasete ironik yaklaşımlar.
Konudaki Cevap Sayısı
289
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
88964

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #21  
Eski 27-09-2012, 21:36
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yalancının mumu ne kadar yanar?

Sayın başbakanımız dün akşam bir televizyon kanalında Oslo görüşmelerinin yeniden başlayıp başlamayacağı konusundaki soruyu şöyle cevapladı:

Ben MİT Müsteşarım Emre Bey zamanında başlattım görüşmeleri. Ve şu anda kesilmenin bazı sebepleri oldu. İletişimdeki samimiyetsizlik nedeniyle burada bu işi keselim dedik. Bölücü terör örgütü yanlış ve yalan haberi terör örgütü ifşa etti. Kendilerine göre hazırladıkları belgeyi bazı yazılı ve görsel medyaya servis ettiler. Belki görüşülenlerden bazıları da o metin içinde vardı. Önce Hakan Beyin üzerine gidildi, sonra da benim üzerime geleceklerdi. Ben o dönem Müsteşarımın üzerine neden gidiyorsunuz benim üzerime gelin demiştm. Biz devlet yönetiyoruz, bakkal yönetmiyoruz. O ülkedeki yönetim adi suçlarda anarşi ile ilgili tüm suçlarda onları kullanır, görevleri de budur. Çözüm için ne gerekiyorsa bunu yapmak durumundayız.
Biz statükoyu adaya ve Osloya danışmanımızı göndermekle kırdık. İki tarafa da göndererek neler olup olmadığını görmek istedik.......... CHP 'ye iki parti arasında ortak çalışma yapılması teklifde bulunduk. MHP 'den olumsuz tavrına karşın CHP, hala bir cevap vermedi. Biz yine de CHP'ye aynı teklifi yineleyeceğiz. Bu arada İmralı ile görüşmeler yine olabilir. İmralı'da avukatlarını kendisi de kabul etmiyor, zaman zaman bizim de kabul etmediğimiz de oldu. Çünkü görüşmeleri maniple edilerek dışarıya haberler aktarıldı."
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Eski 27-09-2012, 21:58
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yalancının mumu ne kadar yanar?

Basında değişik zamanlarda, bölücü terör örgütü PKK ile devletin bazı organlarının görüşmeler ve pazarlıklar yaptığı konusunda haberler çıkar. Önceleri yalanlanan bu haberler, ele geçirilen belgeler ve değişik kaynaklardan sızan bilgiler neticesinde artık yalanlanamayacak kadar ayyuka çıktı; yalanlama yalanları kılıfa sığmaz oldu.

Başbakana direk bağlı olan MİT Müsteşarlığı'nın, Başbakanın “Açılım Politikaları” çerçevesinde, 2006 yılından itibaren PKK ile görüşmeye başlamış olduğu, İmralı ve Oslo görüşmelerinin başlatılması için bizzat Başbakan Erdoğan'ın talimat verdiği, 2006 yılında MİT’in başında bulunan Emre Taner ve üç MİT mensubunun bu görüşmeleri yürüttüğü, daha sonraki yıllarda ise şimdiki MİT müsteşarı Hakan Fidan ve ekibinin yürüttüğü, hatta Fidan'ın ekibinde Adalet Bakanlığı'ndan yetkililer olduğu biliniyor.

Daha önceleri PKK ile görüşmeleri her fırsatta yalanlayan, "PKK ile görüştüğümüzü ispatlamayan şerefsizdir" diyen Başbakan Erdoğan, danışmanı Yalçın Akdoğan’ın “pazarlık yok, diyalog var” demesi üzerine, “hükümet değil, devlet görüştü” demişti.

Oysa dünkü televizyon yayınında "Biz statükoyu adaya ve Oslo'ya danışmanımızı göndermekle kırdık. İki tarafa da göndererek neler olup olmadığını görmek istedik." diyebiliyor.
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Eski 27-09-2012, 22:52
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Büyüklerimiz bize yalanın kötü bir şey olduğunu öğretmeye çalıştılar; biz de çocuklarımıza öğretmeye çalışıyoruz. İnançlı bir insan olduğu izlenimini veren ve her yönüyle topluma iyi örnek olması gereken sayın başbakanın bu söylemleri çabalarımızı boşa çıkarıyor.

Çocuk "Ülkenin başbakanını örnek alıyorum. Onun yaptıkları doğrudur; çünkü o senden daha büyük" derse cevap vermekte zorlanırım. O başbakanı kimlerin, hangi şartlarda seçtiğini anlatmam biraz zor olabilir. Ancak bunu yapmak zorundayım.

İşe "Böyle başa böyle tarak" deyiminin anlamını öğretmekle başlayacağım.
Alıntı ile Cevapla
detan kullanıcısına teşekkür edenler
neron (04-10-2012)
  #24  
Eski 01-10-2012, 09:32
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Hafta sonunda yapılan AKP'nin 4. Olağan Büyük Kongresi'nde basın mensuplarına ''AK Parti 2023 Siyasi Vizyonu'' kitapçığı dağıtıldı.

İşte 63 maddeden oluşan AKP 2023 vizyonu:

1- Partilerin kapatılmasının tamamen kaldırılması.
2- Parti kurulmasında kısıtlayıcı ve yasaklayıcı hükümler kaldırılacaktır.
3- Partilerde tek tipleştirici hükümlerin kaldırılması.
4- Parti kapatmalarına son verilmesi.
5- Partiye değil gerçek kişilere ceza verilmesi.
6- Siyasete katılmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması.
7- Seçimlerle ilgili mevzuaatın topyekün gözden geçirilmesi.
8- Temsilde adaletin sağlanması için tedbirler alınması.
9- YSK’nın yeniden yapılandırılması.
10- Başkanlık, yarı başkanlık ve partili cumhurbaşkanı meselelerinin tartışılması.
11- Şartlar ne olursa olsun mutlaka yeni ir anayasanın ülkeye kazandırılması.
12- Dokunulmazlık meselesinin yeni anayasa çerçevesinde evrensel kriterlere öre yeniden düzenlenmesi.
13- Yargının hızlandırılması, il yargılanma ve demokratikleşme bağlamında 4. Yargı Paketinin kanunlaştırılması.
14- Nefret suçu le ilgili düzenleme yapılması.
15- Yurt dışı teşkilatlarımıza adli müşavir atanması.
16- İhtisas mahkemelerinin sayı ve çeşidinin artırılması.
17- Yargılamada etkinlik ve şeffaflığı sağlamak için sesli ve görüntülü bilişim sisteminin hayata geçirilmesi.
18- Hafif suçlarda mahpusluğun istisnai hale getirilmesi.
19- Yargıtay ve Danıştay’ın iş yükünü azaltarak bu kurumların içtihat mahkemelerine dönüştürülmesi
20- Mahkum veya tutukluların eşleriyle biraraya gelmeleri.
21- Anadilde savunmanın sorun olmaktan çıkarılması
22- Anadilde kamu hizmetlerine erişim.
23- Bağımsız kolluk denetim merkezinin kurulması.
24- Kişisel verilerin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılması.
25- Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik komisyonunun kurulması.
26- Darbelerin dayanağı olan mevzuatın ayıklanması.
27- İsmi darbelerle anılan şahısların isimlerinin kamu alanlarından kaldırılması.
28- Yargı birliğinin sağlanması.
29- Askeri okullardaki mürfedatın yenilenmesi.
30- Kürtçe tercümanlık (kamu hizmetlerinde)
31- Kamu hizmetlerinden yararlanmada her türlü etnik ayrımcılığa son verilmesi..
32- Mevzuatta etnik ayrımcılık algısı yaratan bütün hükümlerin ayıklanması
33- Hukuk içinde terörle etkin mücadeleye devam edilmeli
34- Güvenlik için özgürlükten taviz verilmemesi
35- Jandarmanın kolluk hizmeti sunan sivil bir yapıya dönüştürülmesi
36- Entegre sınır yönetimi sisteminin hayata geçirilmesi
37- İşsizliğin yüzde 5’e indirilmesi
38- Bölgelerarası gelişmişlik farkının kabul edilebilir düzeylere indirilmesi
39- Yoksulluğun yok edilmesi ve gelir dağılımındaki dengesizliğin asgariye indirilmesi
40- Kadınların işgücüne katılımının yüzde 38’e çıkarılması
41- Kamuya 15 bin engelli alınması
42- Kayıtdışı istihdamın yüzde 15’e düşürülmesi
43- İş ve Meslek Danışmanı sayısının kısa vadede 4 bine çıkarılması
44- Yeni bir kamu personel sistemi
45- Sosyal Güvenlik açığının GSYİH’nin yüzde 1’e düşürülmesi
46- Koruma ve bakım altındaki çocukların yüzde 50’sinin özel okullara gönderilmesi
47- Kamu hastane birliklerinin konulması
48- 50 yaşın altındaki nüfusta yüzde 100 okur yazarlık oranına ulaşılması
49- Tüm genç nüfusun, asgari lise mezunu olması
50- İsteyen her lise mezununa üniversite
51- Ar-ge harcamalarında dünyada 1.ligde olunması
52- Bilgi ve teknoloji ihraç eden ülke
53- YÖK’ün koordinasyon kuruluna dönüşmesi
54- Yuva yıkan değil yuva yapan bir kentsel dönüşüm
55- Yaşlı, engelli ve çocuk dostu yerleşim birimleri
56- Köylere imar
57- Nüfusunun 3’te ikisi büyükşehir belediyesi sınırlarında yaşayan bir Türkiye
58- Yeni bir köy kanunu
59- Yurt dışında en fazla temsilciliği olan 5. Ülke
60- AB hedefinden şaşmamak
61- Etkin ve aktif dış politikaya devam
62- Savunmada dışa bağımlılığı asgariye indirmiş bir Türkiye
63- Kuvvetlinin haklı olduğu tezine dayalı uluslararası sistemi sorgulamaya devam eden bir ülke
Alıntı ile Cevapla
detan kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (01-10-2012), dentist (02-10-2012), Master (01-10-2012), PINAR (01-10-2012), Süvari (01-10-2012)
  #25  
Eski 01-10-2012, 20:44
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Yukarıda sıralanmış olan 63 maddelik manifesto içinde "İşsizliğin yüzde 5’e indirilmesi; tüm genç nüfusun asgari lise mezunu olması; yaşlı, engelli ve çocuk dostu yerleşim birimleri kurulması gibi" her Türk vatandaşının memnuniyetle kabul edeceği maddeler olduğu gibi, AKP iktidarı döneminde yedire yedire değiştirilmekte olan milli ve manevi değerleri daha farklı noktalara götürmeye dönük, tartışmaları ve toplumdaki ayrışmaları şiddetlendirecek maddeler de var.

Fırsat buldukça bu maddeleri guruplar halinde değerlendirmek istiyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Eski 02-10-2012, 01:36
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Manifestonun ilk on maddesi siyasetle doğrudan ilgili olup, bunlardan ilk beşi parti kurulması veya kapatılmasıyla ilgili, sonraki beş madde ise siyasete katılım ve seçimlerin sonuçlarıyla ilgili maddeler. Burada özellikle ilk 5 madde somut önermeler içeriyor. Ana tema şu: Partiler kolayca kurulsun ama kapatılamasın.

İşte bu noktada ilk itirazım geliyor.

"Partiler siyasetin vazgeçilmez unsurlarıdır" klasik söylemine katılıyorum. Normal şartlarda çok sesli, çok partili bir düzene itirazım yok. Ancak siyasetin etik kuralları olduğunun unutulmaması ve bu kurallara uyulması şartıyla.
Benim nazarımda, siyasi partiler bölücülük, ırkçılık, ümmetçilik gibi amaçlarla kullanıldığında kapatılmamaları için bir engel olmamalı.

AKP, bu konuyu çok önemsiyor olmalı ki ilk 5 sırayı bu konuya ayırmış. Ayrıca "vatandaşlarımız anlama özürlüdür, kolay anlamaz" diye 1. maddede yazdıklarını 4. maddede tekrar etmişler!

Peki, AKP bu konuyu niçin bu kadar önemsiyor? Bu manifestoyu bir başka parti hazırlamış olsaydı benzer maddeler olur muydu? Benim için önemli olan soru bu. Bu sorunun cevabını bulmaya çalışalım.

Cumhuriyet tarihinde toplam 27 parti kapatılmış. Bunlardan 2 tanesi Anayasa Mahkemesinin kurulduğu 1963 yılından önce, 25 tanesi 1963 yılından sonra. (Sanırım kısa bir süre önce kendini fesheden Halkın Sesi Partisi ile bu sayı 28 olacak.)

1963 yılından sonra kapatılan partilerin kapatma gerekçelerine bakıldığında, 6 partinin kongre yapmamak, hesabını süresinde vermemek, mevzuatını düzeltmemek, iki dönem seçimlere katılmamak gibi yapısal gerekçelerle; 14 partinin bölücülük, 5 partinin ise laikliğe aykırı eylemler gerekçesiyle kapatıldığını görüyoruz.

AKP iktidar olduktan sonra, laikliğe aykırı eylemler gerekçesiyle kapatılan parti yok. Bu gerekçeyle kapatılan son parti Fazilet Partisi 2001 yılında kapatılmış. Yine aynı dönemde bölücülük gerekçesiyle kapatılan 2 parti (HDP ve DTP) var.

Geçmişe baktığımızda şunu görüyoruz: Türkiye'de iki ana nedenle parti kapatılıyor.
1- Bölücülük
2- Laikliğe aykırı faaliyetler, irtica.

AKP yöneticilerinin söylemlerine göre ülkemizde bölünme tehlikesi var fakat irtica tehlikesi yok. AKP yönetimi gerçekten böyle düşünüyor olabilir. Zira, birçok sosyal olguda olduğu gibi irtica tanımı da göreceli bir kavram. Ancak "irtica tehlikesi yok" söyleminin soyut bir söylem olduğunun, kendileri inansa bile buna inanamayan birilerinin olabileceğinin, "çıraklık ve kalfalık dönemlerinden" daha fazla icraat yapacakları "ustalık döneminde" daha fazla dikkat çekeceklerinin, günün birinde bir kapatma davası ile karşı karşıya kalabileceklerinin farkındalar.

Demokratikleşme kılıfı altında böyle bir tehditi berteraf etmek ve "ustalık hünerlerini" rahatça sergilemek amacında olduklarına şüphe yok.
Alıntı ile Cevapla
detan kullanıcısına teşekkür edenler
neron (04-10-2012)
  #27  
Eski 15-10-2012, 18:55
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Hatalı sollama!

Hatalı sollama!

Değişik kaynaklardan edindiğim bilgilere göre ülkemizde trafik kazalarının %30 kadarı hatalı sollama nedeniyle oluyor. Bu oran, trafik kazalarının yaklaşık olarak üçte birine karşılık gelmekte, ancak ölümlü trafik kazalarının önemli bir bölümü hatalı sollama sonucu oluşan kazalarda meydana gelmektedir. Bu kazalarda, sollama yeteneği zayıf olan ağır vasıtaların önemli bir payı vardır. Özellikle çift yönlü yollarda sollama yapmak daha tehlikeli, daha ölümcül oluyor. Öyleyse "Sağdan sağdan ..."

Çift şeritli yollarda durum böyle, peki otoyollarda durum nasıl?

Otoyolların sol şeritleri sadece geçiş sırasında kullanılması gereken şeritler olmasına rağmen, 80-90 kilometre hızla, sürekli olarak sol şeritte seyrederek bu şeridi "kapatmak" bazı magandaların başlıca zevki olmuştur. Sürücülük yetenekleri ve arabalarının kapasitesi uygun olduğu halde gaza basmazlar. Bu magandalar, en doğal hakkınız olan "sollama" hakkını kullanmak için yol istediğinizde ya umursamadan yola devam eder, ya da el kol hareketleriyle size sevgi gösterisinde bulunurlar!

Trafik kurallarını özümsememiş, sürücü yeteneği gelişmemiş, kolayca verilen ehliyetlerden bir şekilde edinmiş bazı vatandaşlarımız da aslında pek yüksek olmayan ama yeteneklerini zorlayan hız limitlerine ulaşmaları olanaksız olduğu halde sol şeritten gitmekte ve yol vermemekte ısrar ederler. Onların daha solunda olmanız sakıncalıdır; sizin sağlığınızı ve varlığınızı sizden çok düşündükleri için size yol vermek istemezler.

Ülkemizde “yol verme” tartışmaları sıkça yaşanır. Bu tartışmalar yaralanmalarla veya ölümle sonuçlananabilir. Velhasıl Türkiye'de soldan gitmek, sollama yapmak zordur, tehlikelidir. Siz isteseniz dahi birileri önünüzü tıkar, izin vermez.

Trafikte durum böyle, peki siyasette durum farklı mı?

Trafikte olduğu gibi siyasette de bilinçsizlik, kuralsızlık ve saygısızlık had safhadadır. Trafikte sol şeridi doğru bir şekilde kullanmayı beceremeyen, kazalara ve kavgalara sebep olan Türk Halkının siyasette de “sol şeridi” kullanma konusunda sıkıntıları vardır. Trafikte olduğu gibi siyasette de sol, adeta tehlikeyi çağrıştıran bir kelime gibi algılanır olmuştur. Zaten var olan bu algının derinleşmesinde AKP’nin önemli bir payı vardır.

Sonuç olarak, hem trafikte, hem de siyasette, “sol şerit” amaç dışı kullanılmakta ve kurallara uygun olarak kullanmak isteyenlerin önü kapatılmaktadır.

Sol, genellikle idealizm ile bütünleşmiş bir kavramdır; sağ ise zenginliği çağrıştırır.
Sizin için önemli olan para ise, zaten soldan gitmenize gerek yok. Büyüklerimiz ne demiş: Sağdan git para bulursun!
Alıntı ile Cevapla
detan kullanıcısına teşekkür edenler
account (16-10-2012), buena vista (16-10-2012), coser (16-10-2012), dentist (15-10-2012), Master (16-10-2012), neron (16-10-2012)
  #28  
Eski 16-10-2012, 23:18
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Açıldık, saçıldık; zamları açık yerlerimize yapıştırdık!

Haber 1:
Ülkelerindeki iç karışıklıklar nedeniyle bugüne kadar Türkiye'ye 143.140 Suriye vatandaşının giriş yaptığı, bunlardan 42.777 sinin ülkesine geri döndüğü, bugün itibariyle Türkiye'deki kamplarda 99.688 ve hastahanelerde 675 kişi olmak üzere toplam 100.363 mültecinin olduğu açıklandı.

Bir yılı aşkın süredir, her türlü insani yardım ihtiyacının karşılandığına işaret edilen açıklamada, çadır ve konteyner kentlerde barınma, üç öğün sıcak yemek, sağlık, güvenlik, sosyal aktivite, eğitim, ibadet, tercümanlık, haberleşme, bankacılık ve diğer hizmetlerin verildiği kaydedildi.

Açıklamada, kamplarda okul, cami, ticaret, polis ve sağlık merkezi, basın brifing birimi, çocuk oyun alanları, televizyon izleme üniteleri, su deposu, arıtma merkezi, trafo ve jeneratör gibi donatıların da yer aldığı bildirildi.


Haber 2:
Türkiye'ye sığınan ve Kilis'teki koyteyner kente yerleştirilen Suriyeli sığınmacılara, marketlerden gıda alışverişi yapmalarını sağlayacak 'Kızılay Gıda Kartı' dağıtımına başlandı.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) koordinasyonunda Türk Kızılayı ve Dünya Gıda Programı'nca (WFP) yürütülecek uygulamada, Kilis'te kalan 13 bin Suriyeli sığınmacı kişi başı 100 lira harcama limitli 'Kızılay Gıda Kartı' ile kamp içinde açılan 3 marketten temel gıda ihtiyaçlarını karşılayabilecek.

Aslında bu uygulamanın yeni başlamadığını, 2011 yılının Nisan ayından bu yana AFAD koordinesinde bu hizmeti verdiklerini belirten yetkili, "Her bir aile reisine birer çipli kart düzenlenmiş ve bu kartlara kişi başı 80 lira yüklenmişti. Bu miktarla, konteyner kentte bulunan 3 süpermarketten her türlü alışverişlerini bugüne kadar yapıyorlardı. Ama bugünden sonra bunu (80 TL) WFP üstlenmiş oluyor. Ama biz de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak buna ilaveten 20 lira vereceğiz. Vereceğimiz yardımla da temizlik ve hijyen maddelerini almalarına imkan sağlayacağız. Dolayısıyla toplam olarak kişi başına aylık 100 liralık bir katkı sağlanmış olacak." dedi.


Haber 3:
Eylül ayı verilerine göre, aylık merkezi yönetim bütçesi 5,8 milyar TL açık verdi. Bu rakam, aylık bütçe açığında geçen yılın aynı dönemine göre %200’ün üzerinde büyümeye işaret ediyor. Geçtiğimiz yılın Eylül ayında 1,2 milyar TL faiz dışı fazla verilirken, bu yılın aynı döneminde ise 2,6 milyar TL faiz dışı açık verildi.

Ocak – Eylül dönemi bütçe açığı 14,4 milyar TL’ye ulaştı. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde bütçe 234 milyon TL fazla vermişti. Benzer şekilde, yılın ilk dokuz ayında kaydedilen faiz dışı fazla da geçen yılın aynı dönemindeki seviyesine göre %28 gerileyerek 25,2 milyar TL oldu. Verinin detaylarına baktığımızda, Ocak - Eylül dönemindeki bozulmanın altında yatan sebebin faiz dışı giderlerdeki hızlı büyüme olduğunu görüyoruz. Faiz dışı giderlerde geçen yılın aynı dönemine oranla kaydedilen %17,4’lük büyüme, tüm yıl için belirlenen %10,9’luk projeksiyonun üzerinde kaldı. Öte yandan, vergi gelirlerindeki artış ise %7,2 oldu ve %9,4’lük projeksiyonun altında kaldı. İthalattan sağlanan vergi geliri ise yıllık bazda %1.9 geriledi. Vergi gelirlerindeki bu zayıf performans, iç talepteki zayıflığın sürdüğüne dikkat çekiyor.
Alıntı ile Cevapla
detan kullanıcısına teşekkür edenler
account (17-10-2012), dentist (17-10-2012), Master (17-10-2012), neron (17-10-2012), Ramo (17-10-2012)
  #29  
Eski 19-10-2012, 17:45
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Balık baştan kokar!

Ramo nikli arkadaşımız, Nihat Genç'in "Günahlarından kuvvet alan iktidar" başlıklı yazısının bir bölümünü, forumun "Medya Yorumları" bölümüne koymuş. Yazının o kısmını ve devamını bir solukta okudum. Siz de okumak isterseniz ilgili likler:
http://www.arka-bahce.org/forum/show...?t=236&page=37
http://www.odatv.com/n.php?n=gunahla...08121200#yorum

Bütün aramalarıma rağmen, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, Nihat Genç'in yazısına ilham kaynağı olan sözlerini internette bulamadım. Fakat bu yazıyı okurken, Başbakan Erdoğan'ın bu senenin Ağustos ayında, Kadıköy-Kartal Metrosu’nun açılışında söylediği sözler aklıma geldi.

Başbakan Erdoğan " Türkiye’yi biz Karayolları'nı da nereden aldık? hangi ağlarla donattık, demir yolunu nereden aldık hangi ağlarla donattık? biliyorsunuz 10. Yıl Marşında geçer, demir ağlarla ördük falan, neyi ördün? hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz." demişti.

O tarihte bir sosyal paylaşım sitesinde şunları yazmıştım:

"1923 ile 1940 yılları arasında 3208 Km. demiryolu yapılmış. Ayrıca bu dönemde, yabancı şirketlerin elindeki demiryolu hatları satın alınarak devletleştirilmiş. Bunu o günün teknolojisi ile, o günkü maddi şartlarda yapmışız. Tayyip ne yapmış? Bu kadar yılın teknolojiik ve mali birikimlerini kullanarak 50-60 km. metro hattı ve toplamı belki 1000 kilometreyi bile bulmayan demiryolu.

Bu kin, bu nefret.... gereksiz, anlamsız!

2000 li yılların teknolojisi ve ülkenin ekonomik birikimi Cumhuriyetin ilk yıllarında olsa herhalde 50.000 Km. demiryolu yapılırdı. Demagoji üstadı olduğu kesin ama bu kadarına pes doğrusu."


Başta belirttiğim gibi, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, Nihat Genç'in yazısına ilham kaynağı olan sözlerini internette bulamadım ama ne farkeder; baş kokmuşsa kıçı koklamaya gerek var mı?

Benim üç beş satırda ifade ettiğim bu gerçeği, Nihat Genç kendi uslubuyla ve oldukça güzel bir biçimde anlatmış. Bu yazının üzerine birşey yazmama gerek yok, sanırım altına imza atmam yeterli olur.
Alıntı ile Cevapla
detan kullanıcısına teşekkür edenler
Emin (20-10-2012), neron (21-10-2012)
  #30  
Eski 06-11-2012, 00:30
detan detan bağlı değil
Büyük abi
 
Üyelik Tarihi: May 2012
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 19.166/25772
15158 Mesaj ına 36275 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yeni YÖK Yasa tasarısı

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, YÖK'ün yapısını sil baştan yenileyen yasa taslağının önümüzdeki ay Meclis'e sunulacağını açıkladı.

Taslağa göre YÖK'ün yeni adı "Türkiye Yükseköğretim Kurulu" "Kısaltılmış hali (TYK)" olacak.

Çok sayıda değişiklik içeren yasa taslağını ve halen yürürlükte olan YÖK yasasını alttaki linklerden indirebilir, karşılaştırabilirsiniz.


Mevcut YÖK yasası: http://www.yok.gov.tr/content/view/435/

Yeni TYK yasa tasarısı: http://yeniyasa.yok.gov.tr/files/bec...7fac0bad8..pdf
Alıntı ile Cevapla
detan kullanıcısına teşekkür edenler
Master (06-11-2012)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:16 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce