#31
|
||||
|
||||
Şansa bak
HONDA:HAVA YASTIGI PROBLEMI NEDENI ILE GERI CAGIRMA ACIKLAMASI TURKIYE'DE URETILEN VE SATILAN HICBIR MODELI ICERMEZ
HONDA TURKIYE A.S TEMSILCISI SERDAR AKMAN, HAVA YASTIGI PROBLEMI NEDENIYLE YAPILAN GERI CAGIRMA ACIKLAMASININ TURKIYE'DE URETILEN VE SATILAN HICBIR MODELI ICERMEDIGINI BILDIRDI. AKMAN, ''HONDA'NIN BUGUN YAPMIS OLDUGU, 'HAVA YASTIGI PROBLEMI NEDENI ILE GERI CAGIRMA' ACIKLAMASI TURKIYE'DE URETILEN VE SATILAN HICBIR MODELI ICERMEMEKTEDIR'' ACIKLAMASINI YAPTI. -AA- Yukarıdaki açıklamayıda okuyunca içimden ne şanslı milletiz vesselam dedim. Toyota binlerce araç çağırır Türkiye temizdir Honda dünyada binlerce araç çağırır ama işe bakınki Türkiyeye gelen veya burada üretilen araçlar kusursuzdur. Söyleyecek şeyler var aslında ama işin özü şu sanırım ''Sahipsiz bir tüketici grubuyuz memleketimizde.''
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK |
dentist kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#32
|
||||
|
||||
Hayret duydularmı nedir :)
Japon otomotiv devi Toyota, gaz pedalı sorunu çıkan modelini piyasadan toplatıyor.
Toyota Türkiye'de de araç çağırmaya karar verdi. Toyota Türkiye CEO'su Ali Haydar Bozkurt, Türkiye'de 57 bin aracı geri çağıracaklarını açıkladı. CNBC-e'nin yayınına telefon ile bağlanan Bozkurt şunları söyledi: "Dün akşam itibariyle tüm analizleri tamamladık, potansiyel gaz pedalı kapsamına giren 57 bin 301 adet otomobil trafikte seyrediyor. Bunları tespit ettik. Bu otomobillerin sahiplerine birer birer ulaşarak onları servislerimize davet edeceğiz. Şasi numalararını yüklediğimiz bir web sitesi yazılımı hazırlıyoruz. Bu şasi numaralarını sisteme yükleyeceğiz. Böylece müşteriler kendi araçlarının olup olmadığını öğrenecekler. Ya da Toyota yetkili bayiine uğrayarak araçlarının bu kapsamda olup olmadığını öğrenebilecekler. Daha sonra kendilerine randevu verilecek." 20-30 DAKİKALIK İŞLEME TABİ TUTULACAK Parça konusunda herhangi bir sorun olmadığını belirten Bozkurt, servise çağrılacak araçların 20-30 dakika sürecek bir işleme tabi tutulacağını söyledi. Bozkurt, "Bu araçlardaki potansiyel problem görünmeyebilir ancak buna rağmen 57 bin müşterimizi davet edeceğiz. Çünkü ileriki yıllarda görülmeyeceği anlamına gelmiyor. Bugünden itibaren problemi önleyebilmek adına bu geri çağırma kampanyasını düzenledik" dedi. Toyota Türkiye CEO'su Bozkurt daha önce, potansiyel gaz pedalı sorunuyla ilgili bazı model araçların geri çağrılması konusunda Türkiye'de ön çalışma yaptıklarını söylemişti. GERİ ÇAĞRILAN ARAÇLARDAKİ SORUN NEYDİ? Araçlardaki sorun gaz pedalından kaynaklanıyor. Bazı modellerde kullanılan gaz pedalında bir parçanın zaman içinde sürtünmesiyle gaz bırakıldığı zaman, pedal geri pozisyona yavaş geliyor. Nadiren orta pozisyonda takılı kaldığı da görülüyor. Toyota yetkilileri, bunun elektronik değil mekanik bir problem olduğunu belirtiyor. Dünyanın en büyük binek oto üreticisi Toyota, gaz pedalında arıza riski nedeniyle Avrupa'da 1.8 milyon, ABD'de ise 2.3 milyon aracı geri çağırmıştı.
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK |
#33
|
||||
|
||||
ç Alttan
Yakın tarihimizin önemli siyasi simalarından biri Çetin Altan. 1960 öncesi radyo konuşmaları sayesinde onu tanımıştı çoğumuz. O dönemde siyasi gelişmeleri yakından takip eden aile büyüklerim akşam saatlerinde radyoda “Dostlarım…” diye başlayan konuşmasını hiç kaçırmazdı. Dönem aynen günümüzdeki gibi pek çok ailenin günlük siyasi gelişmeleri endişe ile karşıladığı dönemlerdendi.
Demokrat Parti’nin çoğu girişimi pek çoklarımız için kızgınlık ve korku kaynağı idi. Yaşadığım İzmir kentinde sabahları günlük yerel gazeteler çıkar, bunlardan özellikle Demokrat İzmir, Yeni Asır ve Sabah Postası ağırlıklı olarak okunur, bunlar dışında akşamları Ege Ekspres gazetesi yayınlanırdı. Günümüzde bu gazetelerden sadece bir tanesi varlığını sürdürmektedir. “Yazılı basın tekelleşiyor” tenkitlerine gülüp geçenlerin kulakları çınlasın. Evimize her sabah Demokrat İzmir gazetesi alınır ve babamın “gözlerim rahat okumama engel, en iyisi sen şu yazıları oku” demesi nedeniyle bu gazetedeki yazıların hemen hemen çoğu tarafımdan yüksek sesle okunurdu. Bu gazete yazarlarından Naci Sadullah Danış, Ahmet Angın ve Ziya Hanhan ilk okunanlardı. Yanılmıyorsam bu günlerde Çetin Altan da bir gazetede yazmaya başladı. Belki daha önceleri de yazıyordu ama sanırım onu tanınır ve sevilir yapan en önemli unsur yukarıda sözünü ettiğim ünlü radyo konuşmaları idi. Yumuşak sesi, vurgulayıcı konuşma tarzı ve sağlam mantığı ile tane tane konuşarak dinleyicileri inanılmaz oranda etkilerdi. 1960 sonrası yaşamımda biraz gerilerde kalmış olan Çetin Altan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki talebeliğimde tekrar ön plana çıktı. Bu çıkışta artık aile büyüklerimin etkisi yoktu. Yaptığı büyük atılımlarla gençler için tam bir umut olmuş, üniversite öğrencilerine yönelik konferanslarda başı çekmiş, özellikle Akşam gazetesinde yazdığı cesaret ve akıl dolu yazıları ile gençlerin idolü olmuştu. Bu dönem itibariyle Çetin Altan pekçoklarımız için adeta kutsal bir “kahraman”, bazıları için ise bir “hain” idi. Türkiye İşçi Partisinden milletvekili olarak meclise girmesi, orada az sayıda idealist arkadaşı ile birlikte yürüttükleri siyasi mücadele unutulamaz. İşçi Partisinin kapatılmasını takiben inanılması çok zor günler yaşadığını, İstanbul Basınköy’deki evinde birkaç arkadaşla kendisini ziyaret edip destek vermeye çalıştığımızda yakından görmüş ve kadere küfretmiştik. Seneler iz bırakarak geçti. Eski tabirle “Ateş düştüğü yerleri yaktı” ve derken Çetin Altan, oğulları Ahmet ve Mehmet ile birlikte yepyeni bir çehre ile çıktı karşımıza. Köprülerin altından nice sular geçmiş olsa gerek … Şimdi diyorum ki sayın Çetin Altan, yaşamınızda başınızdan neler geldi, neler geçti? Bunu en iyi bilen sizsiniz. Tarihimizde anılarını yazan insan sayımız çok az. İşin aslını sorarsanız yazan insanımız yok gibi. Bu talihsizliği kırın ve bir zahmet anılarınızı yazın. Yazın ki öğrenelim nerelerden nerelere nasıl geldiğimizi ve geldiğinizi. Öğrenelim nasıl akın kara olduğunu. Yazın ki öğrenelim “Bu düzen değişecek, bu düzen değişecek diyoruz senelerdir. Bu düzen değişiyor ama düzülen değişmiyor!” sözlerinizdeki esprinin içyüzünü (!) Yazın ki, “O salon sosyalistidir. Salonları dolduran kalabalıkları karşısında görünce bir numaralı sosyalist kesilir. Sonra en lüks otellerin barlarında viskisini yudumlamaktan geri kalmaz!” tarzındaki tenkitleri hiç hak etmediğiniz öğrenilsin. Yazın ki, “İnsanlar kırk yaşına kadar sosyalist, sonra kapitalist olur” değerlendirmesinin sizin için asla geçerli olmadığı görülsün. Yazın ki, genci yaşlısı, okumuşu okumamışı, seveni sevmeyeni anlasın yaşamınızın birbirine taban tabana zıt iki bölümünü. Yazın ki, anlayalım rahmetli Uğur Mumcu’nun “En büyük dönek!” ithamının haklı ya da haksızlığını. Yazın ki, anlayalım “Tanklarıyla toplarıyla gelseler dahi Sosyalist olacak Türk’ün ilkesi” vurgulamasının yerini Globalizm’in nasıl aldığını. Yazın ki öğrenelim kaç yüz bin insanımızın evinde kanarya beslediğini, piyano çaldığını, pul kolleksiyonu yaptığını ve böylelikle gerçek batılı olduğumuzu (!) Yazın, yazın lütfen yazın ki dün “dostlarım” dediklerinize bugün ne dediğinizi duyabilelim. Yazın ki anlayalım senelerce güzel dediklerinizin aslında çirkin mi çirkin olduklarını, yazın ki anlayalım doğru diye savunduklarınızın aslında yanlış olduğunu. Yazın ki anlaşılsın dünküler yerine bugün dediklerinizin dikkate alınmasını, dün yazıp söyledikleriniz yerine bugün evlatlarınızın yazıp söylediklerinin inanırlılığını, evlatlarınızın savunduğu düşüncelerin güzelliğini. Yazın ki cümle alem bir güzel öğrensin ailecek hidayete nasıl erdiğinizi. Mehmet Demirağlı
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
Master kullanıcısına teşekkür edenler | ||
account (17-05-2010), ar_de_ (27-05-2010), buena vista (16-05-2010), neron (16-05-2010), su (23-05-2010) |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|