Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Tencere - Sayfa 4 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > Gözlem-Tespit
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Tencere
Konudaki Cevap Sayısı
308
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
146248

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #31  
Eski 19-03-2006, 18:52
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Dikkat-SPK’dan internetten ’yalan yorum’a ceza

SPK’dan internetten ’yalan yorum’a ceza

ANKA

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) bir internet sitesinin forum kısmına Frigo-Pak Gıda Maddeleri Sanayi ve Ticaret şirketi hisseleriyle ilgili olarak "voltran532" rumuzuyla "gerçeğe aykırı" yorum ve tavsiyeler yazan Volkan Güngör adlı kişiyi 10 bin 980 YTL para cezasına çarptırdı.

SPK, Volkan Göngör’ün Frigo-Pak Gıda Maddeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yle ilgili olarak hisse.net adresli internet sitesinin forum kısmına "voltran532" kullanıcı adıyla "yönlendirici nitelikte, gerçeğe aykırı, objektif olmayan, subjektif içerikli yorum ve tavsiyelerde bulunduğunu" belirledi. SPK daha önce "izinsiz olarak yatırım danışmanlığı faaliyeti verdiğini" tespit ettiği internet sitelerinin sahiplerine çeşitli cezalar uygulamıştı. İlk kez bir internet sitesinin forum kısmına görüşlerini yazan bir kullanıcı para cezası aldı.

Kaynak

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/4106241.asp?gid=69
Alıntı ile Cevapla
  #32  
Eski 19-03-2006, 19:19
hakan hakan bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 277/289
95 Mesaj ına 639 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Nasil bir yorum yapilmista ceza kesilmis.

Benim anladigim kadariyle sirket haberi üzerinde degisiklik yapmis.

Yoruma ceza kesilmis deyince olay farkli boyutlara gidiyor.
Alıntı ile Cevapla
  #33  
Eski 19-03-2006, 19:25
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Olay araştırdığım kadarı ile yorum değil yalan haber cezası bahsi geçen nickli üye bizzat spk nın haberini değiştirerek yalan haber yayınlamış ...
Arka BahCe Forum kurallarını her üyemizin okuyup itina ile uygulayacağından kuşkum yok, dolayısı ile rahatsız olacak bir şey de yok kanımca.
Alıntı ile Cevapla
  #34  
Eski 19-03-2006, 21:35
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Dış Ticaret açığı

Ankara (AA)- Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin dış ticaret açığının, 2005 yılında yüzde 25 artarak 42.9 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Tüzmen'in, DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan'ın yazılı soru önergesine verdiği yanıta göre, Türkiye'nin dış ticaret açığının 2000 yılından sonra izlediği seyir şöyle: ''2000 (26.7 milyar dolar), 2001 (10 milyar dolar), 2002 (15.5 milyar dolar), 2003 (22.1 milyar dolar), 2004 (34.4 milyar dolar) ve 2005 (yüzde 25 oranında artarak 42.9 milyar dolar)''

Devamı>>>
http://haber.mynet.com/detail_news/?...ate=18Mart2006
Alıntı ile Cevapla
  #35  
Eski 20-03-2006, 20:43
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Erdoğan: Cari açığın büyümesi bana göre olumlu...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, zaman zaman cari açığın büyüdüğünün konuşulduğunu belirterek, ``Doğrudur, bana göre bu, aynı zamanda olumlu bir haberdir`` dedi...

devamı

http://www.skyturk.tv/h_53448_2.html
Alıntı ile Cevapla
  #36  
Eski 21-03-2006, 06:27
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Sembolleri yikan aciklama..

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...asp?yazarid=91
Alıntı ile Cevapla
  #37  
Eski 30-03-2006, 10:25
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İsyan provaları

Emin ÇÖLAŞAN ecolasan@hurriyet.com.tr

İsyan provaları


DİYARBAKIR’da olanları izliyoruz. PKK yandaşları, devlete ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı açıkça isyan provası sergiliyor. Kente özel harekát timleri, askeri birlikler, panzerler yığılmış durumda.

Benzer olaylar başka kentlerimizde de oluyor. Adana, Mersin, İstanbul, İzmir, Hakkári, Van, Siirt... Ve Yüksekova, Şemdinli gibi ilçeler...

İsyancılar, talimatları AB ülkelerinden yayın yapan Roj TV’den alıyor.

"Yürüyün, yakın, yıkın, açık dükkánları tahrip edin..."

PKK’nın televizyonu bugün Danimarka’dan yayın yapıyor. Dün Belçika, İngiltere, İsveç gibi AB ülkelerinden yapıyordu.

Biz işte bu AB’nin peşinden koşuyoruz, yalvarıyoruz.

Ama bir televizyon kanalını susturmaya gücümüz yetmiyor... Çünkü AB, karşısında nasıl zayıf, kişiliksiz, onursuz olduğumuzu bizden çok daha iyi biliyor ve görüyor.

AKP tarafından AB’ye yaranmak için çıkarılan yeni yasalar sonrasında polisin, askerin, tüm güvenlik güçleriyle birlikte yargının da eli kolu bağlandı.

Diyarbakır’da dükkánlar, bankalar yakılıp yıkılıyor, işyerleri ve kamu kurumları taşlanıyor, polisler yaralanıyor, ortalık ateşe veriliyor. Çok acıdır, valilik binası güvenlik güçlerince kuşatılıyor. İsyan provası yapanlar sağlık ocağını bile taşlıyor.

Taş ve ateş yağmuru altında polis ne yapıyor?.. Daha doğrusu ne yapabiliyor?


Devamı>>
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...zarid=5&gid=61
Alıntı ile Cevapla
  #38  
Eski 09-04-2006, 10:35
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Gazetecİ Vedat Yenerer'İn Yazisi Sonuna Kadar Okuyun

GAZETECİ VEDAT YENERER'İN YAZISI SONUNA KADAR OKUYUN

Petrol yoksa çıkartma ruhsatı neden vermiyorsunuz ..?!..

Değerli okurlar, geçenlerde Türkiye-Suriye sınırında uydu

verilerine göre petrol denizi olduğu iddiasını yazmıştım.

Yazı sonrasında Silopi de madencilik yapan Beşir Yılmaz aradı.

Yazacaklarımı lütfen iyi okuyun!...

Beşir Yılmaz telefonda .. "Vedat bey, gelin

Silopi' de Cudi eteklerine sizi götüreyim de petrolü kendi

gözünüzle görün!.."diyerek feryat ediyordu.

"Nasıl yani!.." diye sorduğumda anlatmaya başladı..

"Biz aileden madenciyiz.Irak sınırında yaklaşık 300 km

ya da bir başka deyişle yaklaşık 150 milyon ton asfaltit

madeni buldum.. Bu madeni bir süre resmi olarak işlettikten sonra

devlet 1978 yılında kamulaştırıyoruz" diyerek el koydu.

Rezervin de 50 milyon ton olduğu iddia edildi.Madem asfaltit

rezervi az, neden el koyuyorsunuz.



Dünyanın neresine giderseniz gidin asfaltit

maddesi bulunan her yerin altında petrol vardır.Silopi 'nin altı da

petrol denizidir.Yaz aylarında etraftaki ocaklardan resmen petrol

akar ve Hezil çayına karışır. Gelin görün! Sadece petrol değil,

burada çok zengin uranyum Ve nikel madeni de var" - Nereden biliyorsunuz?

"Türkiye'deki analizlere güvenmediğim için madenin her tarafından örnekler

alarak

Almanya'ya bizzat götürdüm ve analiz yaptırdım. Raporları gönderdim size (

Sonuçlar elimde

Yatağan ve Tunçbilek''e göre iki misli rakamlar var) dünyanın en önemli

uranyum

madenlerinden birisi buradadır ve aktif haldedir.." Beşir Yılmaz'ın

anlatacak o kadar çok şeyi

var ki makineli tüfek gibi art arda sıralıyor.



Ben de zaman zaman araya girip soru soruyorum -Petrol olduğunu nereden

biliyorsunuz? "Bu bölgede İngilizler 1967-87de petrol aramışlar.Açılan

kuyulardan gökyüzüne doğru 100 metre kadar petrol fışkırmış.Ardından

kapatmışlar ve betonlamışlar.

Benim madenimin yanında da bu kuyudan var ve vanasını gelin birlikte

açalım eğer beton ve

civa basıp tıkamadılarsa bakalım ne kadar petrol fışkıracak.

Dönemin köylüleri arasında hâlâ yaşayan görgü tanıkları var ve petrolün

100 metre kadar fışkırdığını görenler var.



"Beşir Yılmaz konuştukça pür dikkat dinlemeye devam ediyorum.." Vedat bey,

asfaltit maddesi olan her yerde petrol vardır.Eğer petrol yoksa bana neden

petrol çıkartma ruhsatı vermiyorlar?Musul ve Kerkük' ün rakımı 80-100 metre

civarındadır.Cudi Dağı'ndaki

petrolümüz resmen Irak'a doğru akıyor ve başta İngilizler ve ABD bunu

biliyor..



Beşir Yılmaz bugünlerde Silopi' ye bile zor gider hale gelmiş.

Devlet kamulaştırılacak diye el koyduğu madeni şimdi Turgay Ciner 'in

sahibi olduğu Park Holding'e devretmiş. Durum böyle olunca,Yılmaz da dava

üstüne dava açmış ve yürütmeyi durdurma kararı aldırmış. Eğer tekrar el

konulursa AİHM''ye

başvuracakmış.Kısacası madeninin peşini bırakmıyor ama artık bölgedeki

aşiret ağaları da onun peşini bırakmaz hale getirilmiş..Bütün dava

tutanakları elimde okudukça dehşete

kapılıyorum.Şimdi sıkı durun...



Beşir Yılmaz Başbakan Tayyip Erdoğan' a bu durum üzerine başvurmuş

ve dilekçe vermiş dilekçede aynen şöyle yazıyor.."Bürokrasi ve çeteler

milletin hak ve hukukunu aramaktan bezdirmiştir.



Televizyonda ve basındaki konuşmalarınızda "hortumcu çetelerin ve

bürokrasinin üstüne gidilecektir" diyorsunuz Millet buna çok seviniyor..

25 yıldır gasp edilen madenimiz çete ve

bürokratların, anayasa, kanunlar ve insan hakları hiçe sayılarak

ihale yolu ile peşkeş çekiliyor.



Allah'a ve sizin yüksek adaletinize sığınıyorum.Beşir Yılmaz

devlet tarafından el konulan mallarını ve

bunun karşılığında devletin verdiği parayı yazıya eklemiş..

1- 35 km yol yaptım.

2- 500 bin ton hazır çıkarılmış kömürüm var.

3- 3,5 milyon metreküp hafriyat yapılmış.

4- Mazot tankları.

5- Dinamit ambarı.

6- Kantar ve kantar binası.

Resmi olarak bana ait olan ve vergisini ödediği

madenimde Bugüne kadar yaptığım işler vehalen bulunan demirbaş

ve çıkarılmış maden içinde 5.800.800 TL. (Buna resmen gasp ve

devlet terörü denir!)



Beşir Yılmaz Başbakan Erdoğan'a yazdığı dilekçede devam ediyor.

"Bu para halen bankada duruyor. Buna rağmen Türkiye Kömür

İşletmeleri ihaleyi adamlarına ve hortumculara peşkeş çekiyor"

Beşir Yılmaz' ın bu başvurusuna Başbakan Erdoğan bugüne kadar cevap

vermemiş.

Beşir Yılmaz'dan al ve ABD bağlantılı şirketlere ver.

Uranyum konusu da bir başka skandal.Güneydoğu resmen petrol denizi

üzerinde ve Türkiye ABD Firmalarının peşinde "bize petrol bul" diye

yalvarıyor... İddialar devam ediyor:.6 mühendisin kafaları kesildi. TPİK

diye Türkiye

Petrolleri'nin kurduğu bir kurum yurt dışına petrol arama işlerine

giriyor ve bugüne kadar milyar dolar zarar ediyor.



Beşir Yılmaz diyor ki:



"Kimin hain kimin işbirlikçi olduğunu anlamak çok kolay!

Eğer bölgede petrol yok ise neden bana petrol çıkartma ruhsatı verilmiyor.

Ruhsat verin 800 metreden petrolü çıkartmazsam ben bu ülkeyi terk ederim.

MTA yıllar önce sondaj yaptı 480 metrede su bulundu ve ardından delici

aletin ucu kırıldığı için sondaja son verildi.Herkes bilir sudan sonra

petrol gelir. Biz yerli teknoloji ile 1200 metreye kadar sondaj

yapabiliriz kimseye ihtiyacımız yok. İzni versinler siz görün petrol

nasıl fışkıracak.. "



Bu görüşmemizden bir gün sonra Beşir Yılmaz tekrar

aradı ve Soma'da görevli bir mühendis ile görüşmemi isteyerek telefon

numarasını verdi. Adını burada yazmak istemiyor.Mühendis ile görüşmemde

daha da çarpıcı gerçekler çıktı ortaya.Altı ay kadar önce Cudi dağları

eteklerinde bulanan 6 insan iskeletinin ne olduğunu bilip bilmediğimi

sordu.

Ben de "bilmiyorum" dedim. Mühendis ekledi "Bu iskeletler

18 Yıl önce Cudi Dağı'nda kaybolan 6 Türk petrol mühendisininiskeletleri.

Kafaları kesilerek öldürülmüş.."

Dondum kaldım.Ne diyeyim.Kendisi de mühendis olduğu için yalan

söylemiyordur diye düşündüm..Ardından devam etti..

"Vedat bey Türkiye maden bakımından dünyanın en zengin ülkesi. Siz Ödemiş



yakınlarındaki Bozdağ 'ın dünyanın en büyük altın rezervi olan dağlarından

biri olduğunu biliyor musunuz? Ama bu madenleri

kimse çıkaramaz. Hatta bu konunun üzerine giden gazeteciler öldürüldü.

Uğur Mumcu ve Çetin Emeç'in öldürülmeden kısa bir süre önce bu madenler

üzerine gittiğini biliyorsunuz her

halde..."

İlgiyle dinledim. O kadar çarpıcı şeyler anlattı ki, yazmaya

sayfalaryetmez.İddiaların hepsinin belgeli olduğunu söyleyen bu

mühendis,gazete ve televizyon kanallarında hiçbir gazetecinin bu yönde bir

haber yapamadığını ve milletin resmen uyutulduğunu örneklerle anlattı.



Beşir Yılmaz'a son sözüm " Bana anlattıklarınızı Genelkurmay''a

anlatınız mı?"oldu. Aldığım cevap da aynen şöyle.. " Vedat bey her şeyi

belgeleriyle birlikte bir kaç kez askeri büyüklerimize anlattım ama

bugüne kadar bir arpa boyu ilerleme kaydedemedik!"..



Ne diyeyim, bu milleti korumaya yemin etmiş olanlar utansın!..

Son sözüm: "ABve ABD , PKK''yı boşu boşuna

özellikle bu bölgede güçlendirip milletin başına bela etmedi.

Bölgeye gelecek barış ortamı Türkiye''yi ekonomik olarak uçuracak

gelişmelere gebedir!.."
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (09-04-2006)
  #39  
Eski 09-04-2006, 15:15
alihoca alihoca bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 361/2464
166 Mesaj ına 2501 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sevgili Ramo Hocam;

Mevcur iktidar ve mensubu olduğu zihniyatın seçimler öncesi dönemde yani muhalefet döneminde, devleti ve mevcut iktidarlara yıkıcı eleştiriler yönelttiği bir çok konu vardır. Hepimizin bildiği ve şahit olduğu bu eleştiriler özellikle medyada ve sanal misyonerler tarafından 'postama gelen bir e mail' notu ile tüm forumlarda boy boy yayınlanmıştır.

Bu eleştirilerin en başında petrol ve madenlerimizin geldiğini hepimiz biliyoruz. Madenlerimizin de en başında da Dünya'da en önemli rezervlere sahip olduğumuz bor konusu gelmektedir.

Seçimler öncesi değişiverdiğini, hatta gelişerek değişiverdiğini deklere ederek, bir merkez partisi adayı olarak, ABD yanlısı bir siyaset izleyeceğini açıklamıştır. İş bu beyan ve açıklamaları ABD ziyaretleri sırasında BBC gibi DÜnya medyaları önünde tekrarlayarak, ABD Başkanından dahi icazet almayı da başarabilmiştir. Tabii bu arada kendisine ve Ülkemize biçilen 'Ilımlı İslam' modeline de sımsıkı sarılmayı ihmal etmemiştir.

Ne varki, Başkan Busch ve Ekibini ikna etmeyi başaran Hükümetimiz Dünyada gelişen olaylar karşısında ABD karşıtı politikalar izleyerek, gelişmek bir yana değişmediğini adeta sergilemiştir diyebiliriz.

Bu kısa tespitler sonrasında; 363 Milletvekili gibi ezici bir çoğunlukla iktidar olan mevcut hükümetimiz, Ülkemizi Öncelikle İslam Alemininin liderlliğine oturtacak, sonrasında tüm dünyada vazgeçilmez bir güç konumuna yükseltecek olan, petrol ve bor başta olmak üzere madenlerimizi çıkartmayı ve kullanmayı NEDEN seçmemiştir?

Vazgeçilemez enerji kaynağı olan petrol ve bor madenlerine sahip olmanın ne büyük bir silah olduğunu, Hükümetimizin bilmediğini iddia etmek sanırım zordur. Türban gibi ezeli ama eski silahına bile bugünlerde muhtaç hale gelip, yer yer kullanmaya başladığını gözlemlediğimiz Hükümetimizin yerden yüzmetre fışkıracak bir petrolü ve Dünyayı kendimize muhtaç bırakacak bor madenlerini NEDEN kullanmasın ki?

Ayrıca enerji için çıkan savaşları yakından yaşadığımız bir dönemde ABD'nin çoğunluğunu kullanmamayı seçtiği Ulusal Petrol Rezervleri haricinde, Rusya Egemenliği atındaki Orta Asya Petrollerini bile ABD'li Petrol şirketleri aracılığı ile çıkaran, Ülkemize döşenen boru hatları ile bunları Dünya'ya satan bir ABD, neden Türk Petrollerini çıkarmasın ki?

Azarbeycan petrole sahip olmasına rağmen, çıkan petrolün satışından ancak yüzde otuz, kırk oranında yararlanabilmektedir. Buradan da anlayacağımız gibi petrol gelirinin yüzde yetmişine yakın bir oranını petrolü çıkaran, başta ABD'li şirketlerin elde ettikleri bir durumda bizdeki petrolü çıkarmayışları pek akla yakın gibi gelmiyor diyebiliriz sanırım.


Bir farklı bakış olarak değerlendirirsen sevineceğim.
Saygılarımla
Alıntı ile Cevapla
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler
korhan (09-04-2006), Ramo (09-04-2006)
  #40  
Eski 13-04-2006, 23:14
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Lise öğrencisinin buluşu seri üretime geçti

Bir lise öğrencisinin pilsiz ve şarjsız yanmasını sağladığı el feneri, bir sallamayla 10 saat çalışıyor.


Türkiye'de ve dünyada ilk defa seri üretime geçen pilsiz ve şarjsız el fenerinin bir öğrencinin projesi olduğunu vurgulayan satış sorumlusu Metin Yıldız, "Teknik lisede okuyan bir öğrenci, bobin arasından geçen bir mıknatıs sistemiyle elektrik üretmeyi başararak el fenerinde uyguladı. Daha sonra bu projeyi İstanbul Elektrik Firması'na gönderdi. Burada arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalar sonucu da olumlu çıktı. Pil ve şarj cihazı kullanamaya gerek kalmadan hazırlanan sistemde, sadece bir kez sallamak yeterli oluyor. Bir kez salladığınız el fenerinin elektrik enerjisi yaklaşık 10 saat gidiyor" dedi.


Almanya'da katıldıkları bir fuarda bu ürünü gösterdiklerini belirten Yıldız, "Almanlar hayretler içinde kaldı ve bizden talepleri oldu. Bunu yapan bir lise öğrencisi, yani bir Türk'ün başarısıdır. Şimdi İstanbul Elektrik Firması tarafından seri üretime geçen bu el feneri ileriki dönemlerde maden ocaklarında kullanılan kasklara da monte edilecek. Bu sistem sayesinde pillerden oluşan çevre kirliliği ortadan kalkıyor. En iyisi ise aldığınız el fenerini ömürlük kullanabiliyorsunuz" şeklinde konuştu.


Bir dönemlerin köy enstütüleri gibi malesef cumhuriyetin sanayi devrimi ruhunu taze tutan bu okullarımızda yatırımsızlıktan ve ilgisizlikten can çekişmekte.
Zaman zaman böyle güzel başarılı çalışmalar çıksada artık.Eğitim ve teknoloji olarak bir terkedilmişliği yaşamakta.
Oysa bir gelişmiş ülkede en çok üzerinde durulan,çok önem verilen okullar bunlar.İtalya dada gördükki 24 saat vatandaşın yaşlısı genci hizmetindeler.Sertifikasyon programlardan tutub akademik programlara kadar giden bir eğitim tarzında çalışıyorlar.Bulundukları bölgenin ekonomik yapısı ile ilişkilendirilmişler ve bu konuda yapıacak her türlü planlamada görev alıyor.söz alıyorlar.Meslek odaları ile çalışmaları inanılmaz. sanki ortak hareket ediyorlar.
Bir meslek lisesi öğretmeni olarak inanın kıskandım onları.
-Biz ise sanayimize tek yetişmiş elaman yetiştiren bu kanalları tıkadık.Köy enstütüleri gibi onuda siyasi bir inatlaşmaya kurban verdik.Üretmeyen bir toplum olarak çok büyük sıkıntılarını çekeceğimiz günler uzak durmuyor.Bir beyaz atlı prensin gelip,kötü cadıların eline düşen eğitimimizi kurtarmasını bekler olduk...
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (14-04-2006), dentist (13-04-2006), neron (14-04-2006)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:06 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce