#401
|
||||
|
||||
Saatler Geri Alınacakmış
Dursun, saatlerin geri alinacagini duyunca, evdeki tum saatleri toplayipSaatci Temel'e gider:
- Ula Temel, saatler geri alunacakmus, Biz de evdeki saatleri senden satin aldigimiz icin sana getirdik. Bunlari geri alacaksun da. Temel gayet kendinden emin: - Oyle yagma yok. Ben de duydum ancak, sadece 1 saat geri alinacakmus. Bir tanesini alirim, gerisini almam... |
#402
|
|||
|
|||
Yaşlı bir çift gece yatağa yatmışlar; koca hemen dalmak üzere...
Ama karısı, eski romantik yılların anılarıyla kocasını dürtmüş: - Vaktiyle, demiş; bana kur yapmaya kalktığında önce elimi tutardın. Kocası, kapanmış gözleriyle karısına dönüp tutmuş elini. * * * Kadın: - Sonra da, demiş; öperdin beni. Adam da, uykusunun kaçmaması çabası içinde uzanıp bir öpücük kondurmuş karısının yanağına. * * * Artık derin bir uykuya dalmaya tam hazırlanırken, bu kez kadın: - Sonra da boynumdan hafifçe ısırırdın, demiş. * * * Koca, bir türlü uyuyamayacağını anlamışlığın gerginliğiyle hemen fırlamış yataktan. Karısı: - Nereye gidiyorsun kocacığım, demiş. Yanıt: - Dişlerimi takmaya... |
#403
|
|||
|
|||
Bir kaç yıllık evli çiftin bir bebekleri olur. 2 yaşına geldiğinde bebeğin çok
farklı ve insan üstü yetenekleri olduğu ortaya çıkar.. 3 yaşına geldiğinde yetişkin bir insan gibi konuşur.. 5 yaşında, aklınıza gelen her dilde okuyup yazmaya başlar.. 10 yaşında ileri matematik profesörleriyle ileri konularda açık oturumlara katılır.. 13 yaşında gelecekle ilgili inanılmaz tahminlerde bulunmaya başlar... Bir gün çocuk: 'Tam 1 yıl sonra bugün ben öleceğim.... Ben öldükten 2 yıl sonra 5 Kasım günü annem ölecek.. Annem öldükten 3 yıl sonra da 15 Haziranda babam ölecek.' Annesi ve babası çok şaşırırlar.. Gerçekten de bir yıl sonra çocuk ölür... Baba çok uyanık olduğu için karısını hemen milyarlar değerinde sigorta yaptırır... 2 yıl sonra da 5 Kasım günü anne ölür.... Baba 3 yıllık ömrünün kaldığını bildiğinden, sigortadan aldığı milyarlarla seyahatlere çıkar ve birbirinden güzel bayanl arla yer bitir. Hatta evini bile 16 Haziranda boşaltmak şartıyla satarak alemler yapar ve son günlerini bekler... Ölümüne 1 gün kala son parasıyla bir hayat kadını kiralar, önce jakuzide eğlence, sonra yatak odasında zevk dolu saatlerle bi r gece geçirir.. Adam her şey bittiğinde gözlerini kapatır ve: 'Vay be yarın ölmüş olacağım.. Karım olmadan 3 yıl ne hayat geçirdim ama her şeyi yaptım, dolu dolu yaşadım, helal olsun bana' diyerek, alkolün verdiği rehavetle ve yorgunlukla uykuya dalar.. Ama o da ne...... sabah bir de gözlerini açar ki hala yaşıyor..!!!!!! Yatakta şaşkınlık içinde bakınırken geceyi beraber geçirdiği genç bayan çığlık çığlığa koşarak içeri girer... 'HEMEN ASAĞIYA GELİN NE OLUR.. UŞAĞINIZ SALONDA BOYLU BOYUNCA UZANMIŞ YATIYOR... GALİBA ÖLMÜŞ!!!!'
__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir. |
account kullanıcısına teşekkür edenler | ||
ar_de_ (30-06-2008), buena vista (30-06-2008), Master (29-06-2008), meraklı (30-06-2008), su (30-06-2008) |
#404
|
|||
|
|||
NERDEN NEREYE
Temel’in kızı Fadime babasına sormuş, Annemle evlendiğinizde Pek nerdeydum?Temel: Palayina ciderken benumleydun. Tönerken annene gectun. GÖREV Cemal çok kumarbazmış, bir gün kahvede ölmüş. Karısına anlatacaklar. Temel bu görevi üstlenmiş. Cemal kayıp, demiş Cemalcin Karısına Cehennemin tipine citsun, demiş Cemalcin karısı. Temel gayet sakin: Cittu, demiş. **BİZ DÖNMEYİZ Temel ile Dursun bir gün felekten bir gece çalmak için iki roman ayarlamışlar.Daha sonra Romenleri arabaya atıp dağlara doğru gitmeye başlamışlar.Şehirden iyice uzaklaşınca Romenler korkmaya başlamış ’Buradan kurtulmalıyız’ diyerek konuşmaya başlamışlar aralarında.Birden akıllarına bizden iğrenirlerse bırakırlar diye bi fikir gelmiş.Temel ile Dursun’a : -Arkadaşlar kusura bakmayın biz dönmeyiz, demişler.Bunun üzerine Temel ile Dursun Romenlere dönüp : -Bu kadar yol geldikten sonra artık bizde dönmeyiz, demişler. |
#405
|
|||
|
|||
dekolte ve kıskanç erkek
E- Canım K - Canın çıksın E - Hayrola yahu, ne dedik şimdi? K -Mini eteğimi nereye sakladın yine? E -Güzelim içine giysene o mini eteği, ben okula giderken beden dersi günlerinde eşofmanımı içime giyerdim. Hiç de bir kötülüğünü görmedim. K - Onu vermezsen içinden G-stringimin göründüğü beyaz pantolonumu giyerim.Sana da 'simdi bu moda' diye çıkarcı çağdaşlık yaparım. E -O artık siyah. K -Nasıl siyah? E -Boyattım. İndirim vardı, süper oldu... Giy ama , çok yakışır sana. K -Allah belanı versin sapık, kıskanç herif. Yaz gelsin memelerimi herkese göstericem. Bir yandan da külahta dondurma yiycem. E -Yaza daha çok var. Hem çıkarcı çağdaşlık ne demek? K -hı? E -Demin dedin de aklıma takıldı. Çıkarcı çağdaşlık ne demek? K -Mini eteğimin yerini söyle, söyliyeyim!! E -İçime giydim! K -..........! E -Sen giymeyince... K -Kıskançlıktan öl, adi , manyak ve terk edilesi herif. Allah belanı versin. E -Neyini kıskanayım be; mini etek mi giyiyorsun, beyaz pantolon mu?Agresif karı!... K -Penye tişörtüm nerde, sütyensiz giyicem ve 110 metre engelli koşucam. K -Sallansın da herkes memelerimi görsün. Üstüne de senini adını yazıcam. E -Sütyensiz olmaz! Sallanırken adımı okuyamazlar. Zaten tişörtü kapıcıya verdim. K -Armani tişörtü mu? E -Önce Armani'yle konuştum tabii, 'sorun değil abi bildiğin gibi yap' dedi.Aşmış adam. K -Kıskanç, aşağılık, çağdışı öküz! Seni terk ediyorum! E -Ha bu arada kırmızı rujun dahil bütün makyaj malzemelerini de Botanya'da ki depremzedelere gönderdim. Zor zamanda yardim etmek lazım, moral olur Botanya'li kadınlara. K -KÜT!!!!! E -Sen insanlıktan ne anlarsın be? Yokluk başına gelsin de... -- |
#406
|
|||
|
|||
Parkta birlikte otururlarken "Dede.." demiş küçük Johnny, "Sen viagra kullanıyor musun?.." "Yok Johnny.." diye cevap vermiş yaşlı adam, "Kullanmıyorum.." "Ama neden dede?.." "Çünkü ortada yazacak bir şey yoksa kalemine uç takmaya çalışmak çok gereksiz bir şey..!"
|
#407
|
|||
|
|||
Soyunun
GÜN boyu muayeneden yorulmuş olan doktor muayene saatinin sonuna doğru kapıyı açıp, salonda sohbet eden bir hanımla bir bey gördü. "Buyurun ikiniz de" dedi. İkisi de muayene odasına girdiler. Doktor; "Soyunun" dedi.
Adam soyunmaya başladı, biraz tereddütten sonra kadın da kızara bozara ve sinirlenerek soyundu. Soyunmaları bittikten sonra doktor adama: - Bayan hep böyle sinirli midir? - Vallahi bilmem... Ben de ilk defa görüyorum kendisini... |
#408
|
|||
|
|||
Küçük kız annesine "İlk insan nasıl dünyaya geldi" diye sormuş, "Tanrı Adem ve Havva'yı yarattı, çocukları oldu ve insanoğlu yeryüzüne yayılmaya başladı yavrum" diye izah etmiş annesi..
Birkaç gün sonra küçük kız aynı soruyu babasına sormuş.. "Binlerce yıl önce maymunlar vardı" demiş babası, "Bizler de evrim geçirerek onlardan türedik.." Farklı iki cevaptan aklı karışan kız annesine gidip "Nasıl olur anne" demiş "Sen bana insanın Tanrı tarafından yaratıldığını, babam da maymunlardan geldiğini söylüyor.. Karıştırıyorum.." "Karıştırıcak bir şey yok" demiş annesi gülerek, "Ben sana kendi ailemin geçmişini anlattım. Baban da kendi ailesininkini anlatmış, bir tanem..!" |
#409
|
||||
|
||||
Rahatlık....
70 Yaşındaki Batı Trakya’lı Mehmet Amca belediyeye gider. Ancak yalnızca Türkçe bilmekte olduğu için Rum memur dediklerini anlamamazlıktan gelir.
Ta ki Mehmet Dede’nin gerçekten Rumca konuşamayacağına ikna olana dek. Memurikus: - Mehmet Bey, neden 70 yıldır Rumca öğrenmediniz ki? Mehmet Dede: - Ne bileyim ben burada 70 yıl kalacağınızı?!.. .
__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun." |
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#410
|
|||
|
|||
Akıl hastanesindeki bir koğuşta, deliler baş kaldırmışlar.
Hekimler toplanıp, “deliler baş kaldırısını yatıştırmanın” akademik bir yöntemini araştırmışlar ve bulmuşlar. * * * Hekimlerden birinin, anadan doğma soyunarak, delilerin baş kaldırdığı koğuşa: - Ben canlı bombayım, diye girmesi gerekiyormuş. * * * Hekimlerden biri, çırılçıplak soyunmuş ve girmiş koğuşa: - Ben canlı bombayım,diye. Deliler de tuttukları gibi çıplak hekimi, pencereden aşağı fırlatmışlar. * * * Baş kaldırıyı yatıştırmak için, akademik çözüme uygun olarak ikinci hekim de çırılçıplak soyunup, girmiş koğuşa, yine: - Ben canlı bombayım, diye. Deliler, onu da tuttukları gibi fırlatıvermişler pencereden aşağı. * * * Ve çaresiz kalan başhekim soyunup, kendi girmiş bu kez: - Ben canlı bombayım. Bir anda sakinleşmiş deliler. * * * Başhekim sormuş: - Neden daha önce giren iki hekimi, pencereden aşağı fırlattınız? Baş kaldırının lideriymiş gibi görünen bir deli, yanıt vermiş: - Her ikisinin de fitili çok kısaydı. |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|