Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Hayata Dair - Sayfa 9 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Müştemilat
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Hayata Dair
Konudaki Cevap Sayısı
116
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
78765

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #81  
Eski 17-11-2008, 20:12
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Basi büyük belada.!

http://www18.gazetevatan.com/fotogal...&page_number=6
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Master (18-11-2008), meraklı (18-11-2008), Ramo (18-11-2008)
  #82  
Eski 03-12-2008, 14:51
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Dede viagra ile coştu!

80'lik karısı elinden zor kurtuldu.

Viagra alan 82 yaşındaki kocasının cinsel ilişkiye zorlamasından korkan kadın polise sığındı.

İtalya'nın Palermo kentinde 80 yaşındaki bir kadın, Viagra alan 82 yaşındaki kocasını polise şikâyet etti.

Viagra alan kocanın kendisini hırpalamasından ve cinsel ilişkiye girmeye çalışmasından korkan kadın çareyi polise sığınmakta buldu.

İtalyan basını "Polis daha sonra yaşlı kadınla eve gidince, 82 yaşındaki ihtiyar hâlâ öfkeli ve şehvetliydi. Ancak bir süre sonra Viagra'nın etkisinin geçmesiyle normale döndü" diye yazdı.

MILLIYET
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
account (03-12-2008), recetride (27-07-2021), serdarkus (03-12-2008)
  #83  
Eski 21-12-2008, 11:30
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Cherry Hayatın ritmi..

Metrodaki kemancı...

Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider.

Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.

Kemancı ilk bir dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer, gider.

Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.

En fazla dikkatle duran ise üç yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.

Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.

Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı...

Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? İdi...

Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise, dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?


Yorumcuk :Anı anda yaşamak gerek...Eleştirmek değil..

__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
account (21-12-2008), alihoca (12-05-2009), AnnE (22-12-2008), dohol (21-12-2008), Emin (23-02-2009), Master (22-12-2008), neron (22-12-2008), Ramo (22-12-2008), TheSecret (22-12-2008)
  #84  
Eski 21-02-2009, 19:52
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Doğru Insan Olmak..::)))

Bir uçak yolculuğunda yan koltukta oturan bir adamın alyansını sağ elinin işaret parmağına taktığını fark eden yazar yorum yapmaktan kendini alamaz; 'Bayım alyansınızı yanlış elinize takmışsınız! '


Adam bunun üzerine; 'Yanlış kadınla evlendim de ondan! ' diye karşılık verir.

Ziglar bu anıyı aktardıktan sonra şöyle sorar; 'Peki ya bu adam doğru adam mı? Yani kadın doğru adamla mı evlenmiş? Yanlış seçilmiş bir insana doğru insanmış gibi davranırsanız sonuçta doğru insanla evlenmiş olmaz mısınız? Doğru seçilmiş bir insanla evlendiğiniz halde yanlış davranıyorsanız yanlış bir evlilik yapmışsınız demektir çünkü. Doğru insan olmak doğru insanla evlenmekten çok daha fazlasıdır! '

Yazar kitabında şu öyküyü anlatır.. )

'Yıllar önce Hawai'de başlık parasına benzer bir uygulama revaçtadır. Bir erkeğin sevdiği kızla evlenebilmesi için kızın ailesine belli sayıda inek vermek zorundadır. İnek sayısının 10 adet olması gerekmekle birlikte kızın özelliklerine göre bu sayı değişebilmektedir.

ve adada iki kızı olan bir adam yaşamaktadır. Kızlardan büyük olanı bizdeki deyişle -kabul görmeyen- tipte, şanssız bir kızdır ve babası ona 3 inek fiyat biçmiştir; 2 inekli bir teklifi de kabul edecektir; hatta iyi bir pazarlıkla 1 ineğe fit olmaya razıdır.

Bir gün adanın zenginlerinden Johny Lingo bu eve geldiğinde herkes onun diğer kızı isteyeceğini düşünür. Oysa yaşlı adamı sevince boğarak büyük kıza talip olur. Herkes en azından isteneni yani; 3 inek ödeyeceğini düşünürken Johny yanında 12 tane inekle gelmiştir! ! ..

O dönemlerde normal bir balayı ortalama bir yıl sürmektedir ama gelin ve damat iki yıllık balayı planlamıştır.

Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün ahaliden biri dönüşlerini haber vermeye gelir gelmesine ama gelenlerin Jony ve eşi olduğundan emin değildir. Aslında Johny'i tanımıştır fakat kızdan emin olamamıştır; yaklaşan kadın çok güzel, zarif birisidir. İyice yaklaştıklarında kimsenin tereddütü kalmaz. Fakat kızın güzelliği, cazibesi ve çekiciliği en eleştirici gözle bile reddedilmeyecek ölçüdedir. Yakından! bakanlar Johnny'nin 12 inek karşılığında iyi bir alışveriş yaptığını düşünürler.'

Yazar işin püf noktasını şöyle özetler; 'Johnny 12 inek ödedi, kız 12 ineklik bir kadın haline geldi.'

Bu hep böyle olmaktadır; eşinize veya sevgilinize verdiğiniz değer, ona kazandırdığınız değerdir. Aslında 'doğru adam', 'doğru kadını' inşa eder, 'doğru kadın' da 'doğru adamı'...


Yaşamda kalp kırmadan, yıkıp-döküp-ezip geçmeden,
doğru insanı bulmanız-doğru insan olmanız dileğiyle...))

Sevgiyle kalın...:)
__________________
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...

Can Yücel
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (12-05-2009), ar_de_ (23-02-2009), buena vista (23-02-2009), dentist (22-02-2009), Emin (23-02-2009), meraklı (23-02-2009), neron (23-02-2009)
  #85  
Eski 10-04-2009, 06:31
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Asla Vazgeçme..

Ewan 22 yaşına o sene basmıştı, kendinden emin çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanın asaletini taşıyordu. 10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak üzere İngiltere'den ayrılacaktı, hiçbir şeyden korkmuyordu ama duygusallığı nedeniyle, ülkesinden ayrılma fikri zor geliyordu ona. Ağır adımlarla büyük kütüphaneden içeriye girdi, bir kitap alıp oturdu ve okumaya koyuldu. Gerçekten de çok güzel temalara değinmiş etkileyici bir kitaptı elindeki, ama daha da güzel olanı kitabı daha önce başkasının da okumuş ve bazı yerlere notlar almış olmasıydı. Okuyanın notlar aldığı bölümler Ewan'i da derinden etkiliyor, notları okudukça sarsılıyordu. Kim olabilirdi bu? Hemen kütüphane memuresine gitti ve daha önce kitabı okuyan kişinin kim olduğunu öğrendi. Holly adında bir kadındı, adresini aldı ve eve varır varmaz bir mektup yazdı:

'Büyük Kütüphanede bir kitap okudum. Eklediğiniz notlar karşısında hayranlık duyduğumu belirtmeliyim. 10 gün sonra Kore'ye gidiyorum, sizi tanımak ve sizinle mektuplaşmak istiyorum. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.'


Holly'den olumlu cevap geldi ve mektuplar ardı arkasına yazılmaya başlandı. Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha açıyorlardı. 2 sene bu şekilde geçip gitti. Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmış, her mektuptan ayrı tatlar almışlardı. Ewan'ın ülkeye geri dönme zamanı gelmişti, son mektubunda Holly'i görmek istediğini yazdı.

'Ancak seni tanıyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen' diye ekledi. Holly buluşmayı kabul etti fakat resmi göndermedi.

'Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren kalplerimiz değil mi? Yakama kırmızı bir çiçek takacağım.' dedi.

Günler birbirini kovaladı ve Ewan ülkeye döndü. Trenden indiği ilk anda gözleri Holly'i aradı. Bir müddet bakındı, sonra kalabalığın arasından şimdiye dek gördüğü en güzel kadın belirdi. Uzun boylu, çok güzel, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhteşem bir kadındı. Kadına doğru bir adım attı, ama yakasında hiç bir şey yoktu. Kadın gözlerine baktı ve

'Merhaba denizci, benimle gelmek ister misin?' diye sordu.

Tam o sırada güzel kadının omzunun üzerinden, yakasında kırmızı çiçek olan kadını gördü. Kısa boylu, şişman sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardösüsü ve kalın bilekleriyle öylece duruyordu. Ewan şaşkındı, az önce hayatında gördüğü en güzel kadından bir teklif almıştı ancak karşısında da yüreğine aşık olduğu kadın duruyordu. Kendini toparladı ve yanından geçen dünyalar güzeli kadına aldırmadan ilerledi. Elinde Holly'le birbirlerini tanımalarını sağlayan kitap vardı. Elini uzattı, 'Merhaba Holly' dedi gözlerinin içi gülerek. 'Pardon' dedi kadın. 'Ben Holly değilim. Az önce buradan geçen sarı saçlı mavi elbiseli bayan yakama bu çiçeği taktı ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi. Sizi garın çıkışındaki cafe'de bekliyormuş.. .'

HAYATA DEGER BİR YAŞAM,''SEVMEYE DEGER BİR AŞK'', DOSTLUGA DEGER BİR ARKADAŞLIKTAN ASLA VAZGEÇME..!!
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
account (10-04-2009), alihoca (12-05-2009), ar_de_ (12-04-2009), Emin (10-04-2009), janus (10-04-2009), Master (10-04-2009), meraklı (10-04-2009), neron (13-04-2009)
  #86  
Eski 11-04-2009, 04:01
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Daha degisik (gercekci) bir versiyon.....

Delikanli yakinda nisanlisi ile evlenecek,yalniz bir sorun var.....Mustakbel baldiz.....Fena halde askinti....Devamli dokunmalar,imali sozler,egilerek yapilan dekolte showlari.....Ustelik baldizda bir icim su.....

Nikaha bir kac gun kala,mustakbel baldiz nikahla ilgili detaylari konusmak uzere delikanliyi evine cagirir.....Oglan eve girince yukaridan baldizin kendisini cagiran sesini duyar ve yukari cikar.....Kizin odasina girince onun yatakta yari ciplak bekledigini gorur....."Sende gozum var evlenmeden evvel bir kez seninle beraber olmak istiyorum"der kiz.....Delikanli arkasini doner....Asagi iner kapiyi acip evden disari ciktiginda mustakbel kayinpederi,kayin validesi ve bilimum aile efradi uzerine atlayip onu kucaklarlar...."Yavrum seninle gurur duyuyoruz"...."Iste bizim damadimiz ne kadar saglam oldugunu kanitladi"....

Bu sevinc nidalari arasinda delikanli son derece mutludur ve prezarvatiflerini arabada biraktigi icin ne kadar sansli oldugunu dusunur......

------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
account (11-04-2009), alihoca (22-04-2009), AnnE (13-04-2009), dentist (11-04-2009), janus (12-04-2009), Master (11-04-2009), meraklı (13-04-2009), neron (13-04-2009), serdarkus (11-04-2009)
  #87  
Eski 26-04-2009, 18:35
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al..
Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı? Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak..
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun.. Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?

Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!


Can Yücel
__________________
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...

Can Yücel
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
account (27-04-2009), alihoca (12-05-2009), ar_de_ (26-04-2009), buena vista (27-04-2009), Master (26-04-2009), meraklı (28-04-2009), neron (26-04-2009)
  #88  
Eski 02-05-2009, 09:53
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Bir Hammal öğretisi

Eski zamanlardı. Yolların olmadığı zamanlar... Demek ki fakirdi bizim
gibi çoğunluk,
bu nedenle taşınacak yüklere talip olacak hamallar bulmak zor
olmuyordu...
Yanımdaki hamalla yola çıktık. İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük
almıştı.
Benim sırtımda ise birkaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği...
Diyordum ki içimden 'Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları,
yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!..'
Nitekim çok geçmeden dedi ki:
- Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!...
- Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!..'
Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü. Salarken yükünün ipini
- Sen de dinlen hadi' dedi.
Benim canım sıkılmıştı bu işe. Genç olduğumu, ondan kuvvetli ol duğumu,

bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu
düşünüyordum.
O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken,
ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum.
Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla
dolandım etrafında...
'Yükünü indirip sen de dinlen', demesine aldırmadım, ona daha çok
kızdım...
Sonra yine durdu. Bana da dinlenmemi' söyledi yine ama dinlenmedim.

Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü.

Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım.
Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı.
Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Uyumuştum da uyandım mı,
yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım...
Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı.
Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma
girerek;
- Hadi kalk, dedi. Bana yaslan.
Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz.' Dediğini yaptım.
Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana.

- Ben yılların hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm.
Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de
toprağa serdi sonunda....
Halbuki bir yükü 'taşımak' bizim işimiz, 'altında ezilmek' değil!...
Unutma ki bir yük, taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü
hafifletiyorsun!
Belki günün birinde hamallığın şekli değişir.
Belki o günleri ben göremem.
Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, Kafanın içinde de sakın yük
taşıma...
Akşamları bırak ve hafifle...
Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü.
Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil.
Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler...
__________________
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...

Can Yücel
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
account (04-05-2009), alihoca (12-05-2009), ar_de_ (04-05-2009), ayxulohoviroz (05-10-2021), buena vista (04-05-2009), Master (02-05-2009), meraklı (04-05-2009)
  #89  
Eski 18-09-2009, 10:12
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Hayata dair bir arşiv.

2009-09-18_114511.jpg
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
dentist kullanıcısına teşekkür edenler
account (22-09-2009), alihoca (20-09-2009), ar_de_ (23-09-2009), buena vista (18-09-2009), Gozlemci (30-09-2009), janus (18-09-2009), LAZIO (18-09-2009), Master (18-09-2009), meraklı (20-09-2009), neron (21-09-2009), serdarkus (18-09-2009)
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
account (05-01-2010), ar_de_ (05-01-2010)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:32 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce