Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Tencere - Sayfa 23 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > Gözlem-Tespit
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Tencere
Konudaki Cevap Sayısı
308
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
147201

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #221  
Eski 12-03-2007, 02:03
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2990 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı

Muhtesem break dans..

http://www.metacafe.com/watch/375218/break/
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
  #222  
Eski 13-03-2007, 19:04
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Basan...

bcoskun@hurriyet.com.tr


BÖYLE diyorlar:

"Hasan almaz, basan alır..."

Kim alırmış satışa çıkartılan milletin malını?..

Ahmet, Mehmet, Ali, Veli, Osman, Ömer, Mahmut, Nuri, Tayyar, Kamil, Hüseyin, Hasan alacak değil...

"Basan" alıyor.

Ben "Basan"ı televizyonda görüyorum:

"Beyefendi siz kimsiniz?.."

"Basan..."

*

"Basan bey" ihalelerde parayı bastırıp, diyelim ki İstanbul’un göbeğinde tüm kentlilerin olan açık alanı aldı mı, bizim medyadan sevinç çığlıkları yükseliyor.

"Basan aldı..."

Peki Hasan?..

Hasan’ın durumu bildiğiniz gibi değil:

Eğer o İstanbul’a gelecek olsa, Başbakan’a göre bunun için "vize" alması gerekiyor. Bir de Hasan, İstanbul’a gelmeye kalktı mı, yine Başbakan’a göre ona sormalı:

"Paran var mı?.."

Eeee... Hasan’ın parası yok...

"Basan"ın parası var.

"Basan", parayı basıp Türkiye’nin en özenle saklanması gereken tüm ulusal varlıklarını, yeri, göğü, toprağı, suyu alabiliyor.

Ama Hasan’ın İstanbul’a gelmesi dahi sakıncalı.

*

Ne yapacaksınız?..

Devir "Basan"ın devridir.

Kapitalizmin babalarından Adam Smith’in "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" felsefesinin Türkiye versiyonudur bu:

"Hasan almaz, basan alır..."

Ki ben onunla karşılaştığımda, iki avucumu birbirine yapıştırıp, ellerimi de iki dizimin arasına sıkı sıkı yerleştirdikten sonra, boynumu hafif yatırarak ve kibarca sorarım:

"Kimsiniz?.."

"Basan..."

O zaman kulaklarımın ucu kıvrılır.

Türkiye kalkınıp büyük ülke olacaksa, hepimiz bilmeliyiz ki bu "Basan" sayesinde olacaktır.

Böyle bir şeydir "Basan".

Ne yapacaksın Hasan?..
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (25-03-2007), flz (15-03-2007), Lizzy (12-04-2007), Ramo (18-03-2007)
  #223  
Eski 24-03-2007, 11:23
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Büyük oyun

Yüzyılımızın en stratejik konusu olan "Enerji güvenliği", ABD ile Rusya arasında "Büyük oyun" diye tanımlanan müthiş bir satranç partisine sahne oluyor ve nefes kesici hamleler birbirini izliyor.
Türkiye'nin iç karartan gündeminden bunalanların ağızlarını tatlandırmak için son hamleleri anlatalım.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev hafta başında Moskova'da Rusya Başkanı Vladimir Putin'le biraraya geldi. İki saat süren görüşmeden çıkışta Putin'in yüzü asıktı. Çünkü "Kazak petrollerini Karadeniz'deki Rus limanı Novorssisk'e ulaştıran boru hattının kapasitesini artıralım" önerisine Nazarbayev sıcak bakmamıştı. Rus lider bu hamlesiyle Kazakistan'ın BaküTiflisCeyhan hattına katılmasını önlemeyi amaçlıyordu.
Nazarbayev öneriyi reddetmekle kalmadı, Moskova basınının "Rusya'nın ABD'ye karşı büyük zaferi" dediği BurgazDedeağaç boru hattı için "Biz petrolümüzü pompalatmazsak beş para etmez" diye gözdağı da verdi.
Bu hafta Moskova'nın ikinci konuğu Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany oldu. Putin'in ona da özel bir önerisi vardı: "Mavi Akım" . Bu proje, Samsun'dan Macaristan'a gaz boru hattı inşasını öngörüyor ve Putin böylece ABD-AB'nin projesi Nabucco'nun önünü kesmeyi amaçlıyor.
Nazik ama güçlü baskılara rağmen Gyurcsany teslim olmadı, "İki proje de hayata geçirilsin. Avrupa'ya gazın yarısı Mavi Akım'la, öbür yarısı Nabucco ile gelsin" diye kestirip attı.
Putin'in düşkırıklığıyla sonuçlanan iki hamlesine ABD esaslı bir karşılık verdi: Üç gün once Washington'da ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmer Mehmetyarov, "Hazar bölgesi enerji güvenliği için işbirliği mutabakat zaptı"nı imzaladılar. Amaç: "Yeni nesil boru hatları inşa etmek".

Her yol Türkiye'ye çıkıyor
Gerek anlaşmada, gerekse açıklamada bir dizi masum sözcüğün peşpeşe sıralanmasına aldanmayın, bu "Memorandum" aslında yılın en önemli olaylarından biri. Çünkü "Yeni nesil boru hatları" ifadesiyle Rusya'yı çelmelemeyi amaçlayan ve 2012-2014 arası bitirilmesi öngörülen bir dizi proje kastediliyor. Sayalım:
1-Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına Kazak petrollerinin de bağlanması: Kazakistan'ın 54 milyon ton olan yıllık petrol üretimi 2015'te 150 milyon tona çıkacak. Proje, Kazak petrolünün Hazar Denizi'nden tankerlerle Bakü'ye naklini, oradan da boru hattına pompalanmasını öngörüyor. Kazakistan geçen Haziran'da projeye onay verdi.
2-Azeri doğalgazını Türkiye-Yunanistan-İtalya boru hattıyla Avrupa'ya ulaştırmak.
3-Yine Azeri gazını Türkiye-Bulgaristan-Macaristan-Avusturya boru hattıyla Avrupa'ya taşımak. "Nabucco" işte bu projenin adı. Ve TürkmenistanKazakistan boru hattıyla birleştirilerek, bu iki ülkenin gazının da AB'ye ulaştırılması amaçlanıyor.
4-Samsun-Ceyhan petrol boru hattı.
5-ABD'nin planlarında ayrıca Kuzey Irak ile Ceyhan arasında petrol boru hattı döşenmesi de yer alıyor. Bu da Kürt bölgesinde bulunan veya bulunacak petrol yataklarının Türkiye'den dünya pazarlarına ulaştırılmasını sağlayacak.
Kısacası, Washington'da imzalanan "Mutabakat Zaptı" ile Avrasya'nın stratejik haritası değişecek.
Saydığımız projelerin bir ortak noktası var: Hepsi ya Türkiye'de bitiyor, ya Türkiye'den geçiyor. Bu da, Türkiye'nin Avrasya'nın "Sinir merkezi" konumuna gelmesi anlamını taşıyor.
Anlatmaya sözcüklerin yetersiz kaldığı önemdeki bir ülkenin istikrarsızlığa sürüklenmesine hiç seyirci kalınabilir mi? Cumhurbaşkanlığı tartışmalarını bir de bu açıdan değerlendirin. ERDAK SAFAK
(SABAH)
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (25-03-2007), bikmisbroker (24-03-2007), dentist (24-03-2007), flz (24-03-2007), janus (24-03-2007), Lizzy (25-03-2007)
  #224  
Eski 28-03-2007, 20:37
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı bir dostumdan gelen e-mail...

Ben bu secimlerde mutlaka oy kullanacagim...Neden mi?
>
>
>Cocuklarim benim yasima geldiginde, ulkemin her karisinda hâlâ
>bayragimiz dalgalansin diye.
>Kizlarimiz isterlerse baslarini ortsunler ama isterlerse de mayo ile
>denize girebilsinler diye.
>Ogullarimiz, Universitlerde oruc tutmadiklari icin dayak yemesinler diye.
>Ulkemizin yeralti ve yerustu kaynaklari, ulkemiz muhendisleri
>tarafindan cikarilip, ulkemiz insaninin yararina kullanilsin diye.
>Adi "Turk" ile baslayan ulusal sirketlerimiz, yabancilara satilmasin ve
>yonetiminde "Jan" lar "Paul" ler, "Moris" ler olmasin diye.
>Bundan sonra ulkemde hic bir basbakan, hic bir vatandasina, "Ananina Da
>Al Git " diyemesin diye.
>Bundan sonra ulkemde hic bir basbakan, bir sehit anasina, "Askerlik Yan
>Gelip Yatma Yeri Degildir" diyemesin diye.
>Bundan sonra ulkemde hic bir basbakan, hic bir Genel Kurmay Baskanina ,
>"Hocam" diye hitap edemesin diye.
>Bundan sonra ulkemde hic bir Milli Egitim Bakani "Canakkale Savasi'nda
>Bal gibi Yenildik" diyemesin diye.
>Bundan sonra ulkemde Buyuk Turk Millet Meclisi catisi altinda, hic bir
>Meclis Baskani "Seyini Seyettigimin Seyi" diyemesin diye.
>Her santimetrekaresinden kultur ve turizm degeri fiskiran ulkemize, bir
>daha surekli uyuyan bir Kultur ve Turizm bakani gelmesin diye.
>Bundan sonra ulkemde, Buyuk Millet Meclisi Genel Kurul Salonunda,
>ayakkabisini cikarip, ayagini kasiyan, Milletvekilleri olamasin diye.
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (28-03-2007), meraklı (14-04-2007)
  #225  
Eski 30-03-2007, 07:36
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Böyle köye böyle imam...

bcoskun@hurriyet.com.tr


BEN her zaman, her yerde söylerim; Başbakan Tayyip Erdoğan bir büyük devlet adamıdır.

Böyle büyük Türk büyükleri vardır.

İşte;

İki işaret parmağını havaya dikti, teki bozulmuş araba cam sileceği gibi, birisini sabit tutup öbürünü sağa-sola salladı ve şöyle dedi:

"Biz laik bir devletiz ifadesi yanlıştır, eksiktir... Biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiyiz..."

*

Hiçbiri doğru değil.

Türkiye ne demokratik, ne laik, ne sosyal, ne de hukuk devletidir.

Demokratik değildir, çünkü:

Söyler misiniz; yüzde 30 küsur oy alana parlamentonun yüzde 60 küsurunu veren... Ve yüzde 30’a iktidarın yüzde 100’ünü teslim eden demokratik (!) ülke yeryüzünde başka var mı?

Laik değildir, çünkü:

İslam’ın sadece bir mezhebini tanıyan Diyanet İşleri Başkanlığı’na, ulusal bütçede tam on bir bakanlıktan daha çok para ayıran, başkentinin amblemi minare ve kubbe olan, iktidarı dincilere teslim etmiş bir ülke "laik" olabilir mi?

Sosyal devlet değildir, çünkü:

Verginin yüzde seksenini ödeyen kesimin, ulusal gelirden sadece yüzde yirmi pay aldığı... Zenginliği sadece 350 ailenin paylaştığı... 14 milyon ailenin yoksulluk sınırının altında yaşadığı ülke "sosyal devlet" sayılabilir mi?

Hukuk devleti de değildir, çünkü:

Elli yıldır ülkeyi soyan bir tek siyasetçinin hesap vermediği... Şu andaki Başbakan ve bakanların dosyalarının da "dokunulmazlık" raflarına kaldırıldığı... Suçluların değil, sadece güçsüz ve zavallı insanların mahkeme kapılarında süründürüldüğü... Hukuka-yargıya güvenen tek vatandaşın kalmadığı memleket nasıl "hukuk devleti" olur?..

*

Böyle bir devlettir burası...

Eğer Türkiye gerçekten "demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti" olsaydı, Tayyip Erdoğan asla orada oturan Başbakan olamayacaktı.

Ama o Başbakan...

Ve bizler şimdi onu Cumhurbaşkanı yapmayı düşünüyoruz.

Zaten o da "demokratik, laik, sosyal hukuk devleti" varmış gibi yaparak buna uygun olduğunu gösteriyor.

Haydi Türkiye...

Böyle köye, böyle imam...

Bekir COŞKUN
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (01-04-2007), dentist (30-03-2007), Lizzy (31-03-2007), Ramo (30-03-2007)
  #226  
Eski 07-04-2007, 18:11
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı 'Havada bulut var!' dedik ya!

RAHMETLİ Başbakan Adnan Menderes'in oğlu Yüksel Menderes'e "Ben bu görevdeyken ticaret yapamazsın!" dediğini anlatan yazımız ilgi çekti.
Kendi yazımız hakkında "İlgi çekti" diye yazmak huyumuz değildir ama, gerektiği için yazdık.
Tepkilerin bir bölümü yazıyı çok beğenmişti.
Bir başka bölümü ise "İnsanın babasının görevi yüzünden yapacağı işi yapamaması doğru mu?" diye soruyordu.
Bir de üçüncüler vardı ki:
"Madem Adnan Menderes sizin için bu kadar önemli bir insandı, o halde niye astınız?"
Böyle bir soruya cevap vermek bizim yeteneklerimizi aşar, ancak, Farsça bir deyimi hatırlatırız:
"Men çe gûyem, tamburem çe zened?"
Yani, "Ben ne söylerim, tamburum ne çalar?"
* * *
TEPKİLER arasında iki de "tanıtım mektubu" vardı...
Birincisi şöyleydi:
Adı Levent... 35 yaşında, gazeteler, televizyonlar ondan hiç söz etmez. Ücretli, aylığından başka geliri yok, İş Bankası Fon Yönetimi bölümünde çalışıyor, işveren adına aldığı kararların riskini taşıyor, kolay para kazanmıyor.
Türkiye'nin iyi üniversitelerinden ODTÜ İktisat bölümünden mezun. 2004'te kendisi gibi ODTÜ mezunu Evren'le evlendi; Çankaya Köşkü'nde sessiz sedasız, sade bir düğün yapıldı, ne trafik kilitlendi, ne yabancı devlet adamları nikâh şahidi oldu. Davetliler arasında, Köşk personeli, şoförler vardı, takı takma töreni de yapılmadı, gelinin gelinliği Versace marka değildi, Ankara Olgunlaşma Enstitüsü'nde dikilmişti.
* * *
DAMADIN babası, düğün nedeniyle o saatlerde Köşk'te tüketilen elektriğin bedelini cebinden ödedi. Nikâhı kıyan Çankaya Belediye Başkanı, onlardan "laik cumhuriyete sadık evlatlar yetiştirmelerini" diledi.
İstanbul'da 1.200 YTL'ye bir ev kiraladılar, geçenlerde hane halkına bir bebek katıldı, bu doğumdan da öyle herkesin haberi olmadı; hastane kapısında ne gazeteci bekledi, ne kameraman...
* * *
LEVENT arada bir İstanbul'dan Ankara'ya annesini babasını ziyarete geliyor. Uçaktan inince bir taksiye atlıyor, Köşk'ün şatafatlı ana kapısından değil, 5 numaralı ziyaretçi kapısından giriyor, yürüye yürüye konuta çıkıyor.
Kim olduğunu anladınız...
Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'in oğlu Levent Sezer.
* * *
İKİNCİ örnek...
Onun da babası üç dönem milletvekilliği ve bir ara iktidar ortağı olan partinin grup başkan vekiliydi.
Babası milletvekiliyken, okulu bitirmiş, babasının adını vermeden iş bulmuş, babasının mesleğini "emekli avukat" diye atlatmıştı. Babasının kim olduğunu öğrenenlerden bazıları hemen torpil istemişler, tayin istemişler, bunları yerine getirmediği için kırılmışlar, surat asmışlardı.
* * *
BAZILARI da, "Babanız size daha iyi bir iş bulamadı mı?" diye dudak bükmüşlerdi. Çalıştığı bir yerden ayrıldıktan sonra üç yıl iş aramış, babasına "Size bu kadar insan geliyor, bir emrin var mı? diye soruyorlar, siz de, benim kıza bir iş bulun, desenize" demeyi aklından bile geçirmemişti.
* * *
ŞU anda yine de işsizdir; daha doğrusu, "Madem iş bulamıyorum, o halde ben de kendi işimi kurarım!" demiş, bir de bunu denemeye karar vermiştir.
Bu da DYP'li Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül'ün kızı Pınar Gönül'dür.
Bu bir örnektir, böyle olan insanlar vardır.
Bakalım, bu yazıya kimler ters tepki gösterecek?..
Öyle ya "Havada bulut var!" dedik...
Onlar da "Vay, sen bana ördek dedin!" diye hemen alınırlar da...

h.pulur@milliyet.com.tr
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
janus (17-04-2007), Lizzy (12-04-2007), meraklı (14-04-2007), neron (09-04-2007), Ramo (07-04-2007)
  #227  
Eski 08-04-2007, 21:58
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Arrow Bazi Kadınlar

''Gördüm ki,

Bazı kadınlar, birliktelikleri varken, başka arayışlar içerisindeler; Yargılamadım,

Gördüm ki, Bazı kadınlar biri ile beraberken ayni anda birden fazla erkeği idare edebilme yeteneğine sahipler; Kınamadım,

Gördüm ki, Bazi kadınlar, hem soyluyu, hem alçagı oynamaktalar. Belli ki oynadiklari oyunun arkasinda varolduklarına yönelik bir yanılsama içindeler;

Şasırmadım,

Gördüm ki, Bazı kadınlar, daha yolun yarisina gelmeden yorgunlar, bezginler ve hayalleri neredeyse tükenmiş durumda;

Inanamadım,

Gördüm ki, Bazı kadnlar, sahneye maske takarak çıkıyorlar, maskenin arkasındaki gerçek görüntü ortaya çıktığında;

Sindiremedim,

Gördüm ki, Bazı kadınlar eski saflıklarını mumla aramaktalar, nasil ki insan eski safliğına yeniden kavuşmak için yazmaktaysa;

Anlayamadim,

Gördüm ki, Bazı kadınlar, sevgililerinin imgesinden asla vazgeçemiyorlar ve olur olmadik kişilere olmayacak sıfatlar yüklüyorlar;

Bilemedim,

Gördüm ki, Bazı kadınlar, yaşları ilerledikçe, daha gerçekçi olabilmekte, ancak tabularini geride birakabilmekte;

Sevinemedim,

Gördüm ki, Bazı kadınlar, çürük bir dişe giren dil gibi, korkunç bir zorunlulukla durmadan ayni plağı pikaba koymakta ısrar etmekteler,

Kızamadım,

Görmek isterdim ki, Bazı kadınlar, bazı kadınlar gibi olmayanlardan olabilsinler…

Hiç degilse bazı kadınlar….''
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (12-04-2007), alihoca (09-04-2007), buena vista (08-04-2007), flz (09-04-2007), janus (08-04-2007), neron (09-04-2007), zumbul (12-04-2007), ŞEN (09-04-2007)
  #228  
Eski 12-04-2007, 06:35
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İstemem...

Bekir COŞKUN


BEN Tayyip Erdoğan’ı "cumhurbaşkanı" görmek istemem.

Çünkü:

367 sayısı, her şarta uyan maddeler, kılıflar, kalıplar, uydurmalar benim umurumda değil.

Ben; bir siyasetçinin yüzde 30 küsur oy ile TBMM’nin yüzde 60’ına sahip olup ülkeyi beş yıl yönetmesi bile tartışılırken... Aynı kişinin beş yıl önceki aynı oy ile, bu kez artı 7 yıl cumhurbaşkanı olmasını demokrasinin hiçbir yerine sığdıramam.

Beş yıl önce AKP’ye oy veren birisine sorsalar:

"Bu seninki nasıl bir oy ki, arkadaşı beş yıl başbakan yapmaya yettiği gibi, şimdi de artı yedi yıl cumhurbaşkanı yapmaya yetiyor?.."

*

Ben Tayyip Erdoğan’ı "cumhurbaşkanı" görmek istemem.

Çünkü:

Ağızlarındaki "Atatürk" sözcükleri, dillerindeki "cumhuriyet" kelimeleri, söylemlerindeki "laiklik-maiklik" lafları umurumda değil.

Ben; Türkiye’nin türbanlı bir hanım tarafından temsil edilmesini, tüm dünyanın karşısına "Türkiye’nin first leydisi" olarak bir tesettürlü-türbanlı kadının çıkmasını istemem...

*

Ben Tayyip Erdoğan’ın "cumhurbaşkanı" olmasını istemem.

Çünkü:

Onun "yıldız ülke" müjdeleri benim umurumda değil.

Ben; daha geçtiğimiz cuma günü Kırıkkale’de "Bir çocuğum var" diyen kadına dönüp "Bir tane yetmez, yola devam" diyen... "Bakabildiğiniz kadar değil, doğurabildiğiniz kadar doğurun" diye düşünen bir zihniyetin ülkenin tepesine oturmasını istemem...

*

Bizim aydınlık umutlarımız, ışığa doğru bir yolumuz vardı.

Bizler her şeye rağmen çağdaş, uygar, Batılı bir toplum olmak için çırpınıp durduk.

Çocuklarımıza "Dağ başını duman almış" olsa bile, Mustafa Kemal’in tasarladığı parlak bir geleceğe doğru "yürümeyi" şarkılarla öğrettik.

Şimdi ise; tarikat okulları ile donatılmış bir Anadolu’yu, türbanlılara vaat edilmiş üniversiteleri, laikliği değiştirme olanağı sunulmuş devlet adamlarını, ulema özlemlerini, imamlar tarafından yönetilen bir Türkiye’yi istemem...

O "istikrar" denilen süreç umurumda değil.

Çünkü:

Benim için bir tek Türkiye var.

Onun başına Tayyip Erdoğan’ı "cumhurbaşkanı" istemem.


Hürriyet
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (12-04-2007), janus (12-04-2007), Lizzy (12-04-2007), meraklı (14-04-2007), neron (12-04-2007), Ramo (15-04-2007)
  #229  
Eski 12-04-2007, 08:21
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Question Alışacaksınız mı?

Svg buena vista Demek ki söz bitti....
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (12-04-2007), dentist (12-04-2007), neron (12-04-2007)
  #230  
Eski 12-04-2007, 18:39
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
Master´isimli üyeden Alıntı
Svg buena vista Demek ki söz bitti....

Sn Master,

Yok Yok öyle degil..Söz henüz bitmedi..
Ben RTE `nin aday olabilecegini düsünemiyorum..Ancak, iki sivilden sonra
ilimli, asker kökenli biri aday gösterilebilir. Muhalefetin olumsuz bakmayacagi
dengeleri elinde tutabilecek biri neden olmasin..? Hem ortamin gerilmesinin
kime yarari dokunur ?
Iki sivilden sonra bir asker olur mu? Sanirim evet.. Hayirlisi..

buena vista
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (15-04-2007)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:03 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce