Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Medya Yorumları - Sayfa 44 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > iç-dış politika
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Medya Yorumları
Konudaki Cevap Sayısı
741
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
443596

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #431  
Eski 29-07-2009, 19:02
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Yukaridaki olay "Marjinal bir polis densizligi" falan degil,bir rezilliktir.......Ancak bu olayin, butun dertleri,bu gibi rezilliklerin olmamasi icin Turkiye'de gercek demokrasi istiyen insanlara fatura edilmesinin anlamini cozemedim....

Ne denmek isteniyor?...

"Bu iktidar donemine kadar,halka sevkat ile yanasan....zinhar politize olmayan polisin,demokrasi istiyerek huyunu bozdunuz"mu denmek isteniyor?

"Demokrasi istiyenler kesin boyle olaylari tasvip ederler"mi denmek isteniyor?

"Demokrasiden yana olanlar kesin bu iktidarin borozancisidir"mi denmek isteniyor.....

Turkiye'de bir kesimin gozu o kadar donduki,sirf "acaba bu iktidara yararmi"korkusu ile demokrasinin adina tahammul edemez oldular...

Ben yukaridaki videoda Ugur Mumcu'nun da belirttigi gibi din somurusu yapanlarin,halka guvenildigi taktirde sandikta yok olacaklarina inaniyorum....

Ancak bir kesim az "pilav" gibi "az demokrasi" ile olayin cozulebilecegine inaniyorsa onu anlarimda.....Ancak demokrasi diyen herkesi,iktidar taraftarligi ile yaftalayip hakaret edilmesini bir turlu anlayamiyorum....

Ben simdi buraya ordu iktidari doneminde canciger arkadaslarimin ugradiklari iskenceleri detaylari ile yazssam......"Bunumu istiyorsunuz?"diye sorsam.......Bu belden assagi vurmak olmazmi?...

Bir yalnisin alternatifi diger bir yalnismidir?.......LAZIO

--------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (29-07-2009), meraklı (30-07-2009)
  #432  
Eski 30-07-2009, 06:32
Gozlemci Gozlemci bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 73/737
61 Mesaj ına 268 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Hidayet

Sevgili AnnE, hidayete ermenin on kosulunu yazmisti eskilerde.....

Bu da Sayin Master'in gerilerde kalan bir cumlesi.....

"Demokrasi istemlerinin büyük çoğunluğu Birşeyleri örtüp asıl istemi gizlemek adına kullanılan bir terimdir..."

Ahmet Altan ve siz demokrasi istiyordunuz degil mi?
Alıntı ile Cevapla
Gozlemci kullanıcısına teşekkür edenler
account (30-07-2009), Master (30-07-2009), meraklı (30-07-2009), neron (31-07-2009)
  #433  
Eski 30-07-2009, 14:32
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sn Gozlemci,

Gozleminiz dogrudur.....Benim demokrasiden bahsetmemin sebebi,korkunc yuzumu gizlemek ve onu kirli emellerime alet etmektir....Tesekkur ederim.......LAZIO

-------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
  #434  
Eski 30-07-2009, 15:57
Gozlemci Gozlemci bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 73/737
61 Mesaj ına 268 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sn. Lazio,

Ben de tesekkur ederim.

Ben de demokrasi istiyorum ama Altan ve benzerlerinin istedigi demokrasiyi degil. Yani, bu ulkede insanlarin daha mahkum olmadan hapise atildiklari ve boylece muhaliflere gozdagi verildigi, birakin iskenceyi, hapiste olduruldukleri ve sonra bu savunmasiz insanlara bel altindan vurulan demokrasiyi degil. Elde ciddi kanitlar varken iktidar yandaslarina sorusturulma izni verilmezken, imzasiz ihbar mektuplari ile muhaliflerin hapislere atildigi demokrasiyi degil.

Sonra da bunlari yapan ve tek basina yedi yildir iktidarda olanlar yerine yetkisiz baska partileri ve insanlari suclayanlarin demokrasi istemlerine tabii ki inanmiyorum.
Alıntı ile Cevapla
Gozlemci kullanıcısına teşekkür edenler
neron (31-07-2009)
  #435  
Eski 30-07-2009, 18:29
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sn Gozlemci,

Birisine "Sen birsey soyluyorsun ama bunu birseyleri ortup,gercek amacini gizlemek icin soyluyorsun" demek o kisinin iki yuzlu oldugunu ima etmektir.....

Eger amaciniz bu ise; bu gune kadar pek populer olmayan fikirlerimden dolayi tarikatcidan,vatan hainine kadar genis bir yelpazede aldigim iltifatlara bir yenisini eklemis oldunuz......Tesekkurun sebebi budur......LAZIO

---------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
  #436  
Eski 31-07-2009, 07:04
neron - ait Avatar
neron neron bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 139/3021
68 Mesaj ına 527 Kere teşekkür edildi
Post

http://haber.gazetevatan.com/haberde...ryid=4&wid=108

Karadeniz’i yağmur değil “yağma düzeni” vurdu!
Gerçeği, eğmeden, bükmeden, saklamadan yazalım. Karadeniz’i bu yıl da yaz sağanaklarıyla gelen feyezân vurdu, sel oldu.

Sel geldi, yola dayandı.

Evler, binalar, otolar.

İnsanlar, hayvanlar.

Sel ile yolun arasına sıkıştı.

Sel yolu da silip geçti.

Kentleri devirip patlattı.

Karadeniz’e kavuştı.

Geride acı, hüzün, yıkıntı, perişanlık, üzüntü kaldı. Bir şey daha kaldı. Kimse söylemiyor. Yazmıyor. Ben yazayım: Geride; acı yıkıntının yanı sıra bir de ünlü müteahhit şirketler kaldı. Limak, Polin, Nurol, Cengiz İnşaat, Makyol, Yüksel İnşaat, MNG, Metiş ve aklıma şimdi gelmeyen “konsorsiyumlar kurarak devlete yol yapan” 10-15 firma kaldı.

Bunların çoğu hiçti.

Ünlü değillerdi.

Tanınmıyorlardı.

Karadeniz Sahil Yolu, projesiz, fizibilitesiz, hesapsız kısım kısım ihale edilmeye başlayınca; bu şirketlerin ismi duyudu, namı işitildi, sahipleri tanınır oldu. Karadeniz Sahil Yolu yapılıp bittikten sonra bu şirketlerden çoğu; devletin özelleştirmeyle satılığa çıkardığı malını-mülkünü alabilecek güce bile ulaştılar. Akdeniz sahilerinde devletten 49 yıllığına arazi tahsisi alıp çok lüks turistik oteller de kurdular. Otellerde başbakan, bakan, milletvekili ve devlet üst bürokratlarını da ağırladılar. Yeni seçilip gelenleri de ağırlamaya devam ediyorlar.



***


O yıllarda iktidarda ANAP vardı. Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu ve Başbakan ise Mesut Yılmaz’dı. Mimar odaları, mühendis odaları, ziraat mühendisleri odaları, çevre mühendisleri, pek çok yol-köprü profesörü ve hatta o sırada Karayolları’nın başında olan Dinçer Yiğit adlı Genel Müdür, bas bas bağırdılar.

Yapmayın. Cinayettir.

Müteahhit zengin etmektir.

Dediler fakat dinletemediler.

O yıllarda ben bunları yazdığım için şimdi net olarak hatırlıyorum: Karayolları’nın o zamanki Genel Müdürü Dinçer Yiğit, Karadeniz’e bu sahil yolunu (dikkat edin, otoyol değil sahil yolu) bu şekilde deniz kıyısından geçirerek ve önce proje ihalelerini yapmadan, kesin hesapları, teknik ölçüleri, ana altyapı hedeflerini belirlemeden, derelerin yatağının daralmasına değil genişleyip açılmasına dikkat etmeden bu yolun yapılmasına imza atmam dedi.

Adamı müdürlükten attılar.

Yılmadı, dava açtı.

Davayı kazandı.

Yeniden Genel Müdür oldu.

Yine attılar. Yine yılmadı.

Yeniden geldi, yeniden attılar.


***


Karayolları Genel Müdürü’nü işinden ata ata, projeleri bile olmadan ihaleleri yapa yapa Karadeniz Sahil Yolu, start aldı. Mesut Yılmaz başbakanlığı yitirdi. AKP iktidar oldu, “başlamış yolu durdurmaya” cesaret edemedi, yapımına devam etti, kurdeleler kesildi, tantanalı açılışlar yapıldı.

Biliyor musunuz?

Metresi kaça mal oldu?

9 bin dolara mal oldu.

Bu, otoyol değil. Virajı, eğimi, rampası, geliş gidiş şerit sayısıyla otoyolların metresi 5 bin dolara mal oluyor.

Karadeniz’i bilen bilir.

Dağları kıyıya paraleldir.

Silsileler yaparak uzanır.

Bu silsile sıradağların aralarından doğuya doğru yüksek kalitede yol ve demiryolları yapılsın. Bu yollarla demiryolları, akarsu vadilerinden ve tünellerden geçen dikmelerle Kuzey’deki Karadeniz liman şehirlerine bağlansın. Hem Karadeniz, Kafkasya’ya ve oradan Rusya ile Orta Asya’ya ve hem de Anadolu’nun şehirlerine daha çok açılsın. Karadeniz’e zarar vermeyecek, ülkeyi müteahhide soydurmayacak yol böyle yapılsın.

Maliyet ne olur?

5 bin doları geçmez.

Bu projeyi istemediler.

Metre başına 9 bin dolarlık seçeneğe sarıldılar. Karadeniz’i yağmur değil “yağma düzeni” vurdu. Gerçeği görelim.
Alıntı ile Cevapla
neron kullanıcısına teşekkür edenler
Master (01-08-2009), meraklı (31-07-2009), Ramo (31-07-2009)
  #437  
Eski 01-08-2009, 07:46
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Thumbs up Bu kadar....

Yılmaz Özdil
yozdil@hurriyet.com.tr




Yol haritası!


Darbeci cumhurbaşkanı:

"Kürt diye bir şey yoktur, dağlarda

karda yürürken kart kurt diye sesler

çıkar, bunların ismi ordan geliyor."

*

Tombul başbakan:

"Üç beş çapulcu bunlar..."

(Bodrum’da tatildeydi o sırada.

Ayağında Hawaii şort vardı.)

*

Kadın başbakan:

"Çakıl taşı bile vermeyiz..."

(Oğlu, Boğaz’da yaptı askerliğini.)

*

Çoban cumhurbaşkanı:

"Kürt realitesini tanıyoruz."

(Dün dündür!)

*

Yavaş konuşan başbakan:

"AB yolu Diyarbakır’dan geçer."

(Yol haritası!)

*

Kasketli başbakan:

"Apo’yu niye bize verdiler

inanın ben de bilmiyorum."

(Öğrenemeden vefat etti.)

*

İmam başbakan:

"Tutturmuşlar sınır ötesi diye,

içerdeki 5 bin terörist bitti mi ki

dışarıdaki 500’le uğraşalım?"

*

İmam başbakan:

"Askerlik yan gelip yatma yeri

değildir canım kardeşim..."

(Oğlu, dövizli askerlik yaptı.)

*

Kart kurt diyen cumhurbaşkanı:

"Artık bir Kürt devleti var...

Kaç senesi var bilmem, Türkiye

eyalet sistemine geçebilir...

DTP Meclis’e girmeli, yumuşar.

Leyla Zana ile görüşebilirim."

(Aferin.)

*

George Clooney cumhurbaşkanı:

"Tarihi fırsat var."

*

İmam başbakan:

"Kürt açılımı başlatıyoruz."

*

Zaman ne çabuk geçiyor di mi?

*

"Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim, her şeyimi uğruna boş yere mi verdim, yalan sözlerle aldatıp seninim derdin, her şeyimi uğruna boş yere mi verdim..."

(Kürdili hicazkar!)

*

Sanırım, son 25 yıllık iktidarlara oy verip de, keşke elim kırılsaydı demeyen tek seçmen kitlesi DTP’ye oy verenlerdir... Çünkü bi tek DTP milletvekilleri aldığı oyun hakkını verdi.

*

Asıl realite budur.
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (02-08-2009), buena vista (03-08-2009), neron (03-08-2009), Ramo (03-08-2009), su (03-08-2009)
  #438  
Eski 03-08-2009, 07:09
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Aziz Nesin'lik olduk yine ..

Yavuz Semerci

03.08.2009

AZİZ Nesin'in "Yüz Liraya Bir Deli" hikâyesini bilir misiniz?
Ruh hastalıkları hastanesinden beş akıl hastası kaçmıştır. Ne zaman kaçtıkları bilinmemekle birlikte, kayıp oldukları anlaşıldığı an kaçtıkları kabul edilmiştir. Kaçanların beşi de azılı, saldırgan ve daha önce cinayet işlemiş suçludur. İçlerinden birinin en büyük hastalığı yangın çıkarmaktır.
Hastane başhekimi, emniyeti arar ve alarm verilmesini sağlar. Delilerden birinin üzerinde hastanenin çubuk çizgili elbisesi vardır. Kaçanlardan biri kadındır ve hem kadın hem de diğer bir erkek elbiselerini hastanede çıkarmışlardır. Demek ki ikisi de çıplak kaçmıştır. Diğer ikisi de görevli elbiseleri giymiştir... Tabii hepsi şizofren ve anormal davranışları vardır.
*
Olay bakanlık düzeyinde ele alınınca emniyet kırmızı alarm verir. Ve bir telsiz anonsu ile tüm polis karakollarına şu talimat iletilir:
"Yazılı emir sonra gönderilecektir, ancak dün gece akıl hastanesinden 5 deli kaçmıştır ve çok tehlikelidir." Delilerin tarifi verilir. Bir kadın ve erkeğin çıplak olduğu söylenir ve eklenir: "Şehir içinde kargaşa ve karışıklık çıkarabilecek ve tehlikeler yaratabilecek bu beş akıl hastasının yakalanması için tüm polislerimiz seferber olsun. Şehirde olağandışı davranışları görülenlerin yakalanarak akıl hastanesine muayeneye gönderilmeleri gerekiyor. Ayrıca bakanlık, kaçak akıl hastalarını yakalayacak polis memurlarına nakdi mükafat olarak yüzer lira vereceğini bildirmiştir."
Polis teşkilatı seferber olur. Hatta bekçiler bile komiserlere, "Allah rast getirir de bir deli de ben yakalarsam, bekçilere de yüz lira verilir mi?" diye sorar. Elbette der komiserler, "Sen ben yok, hepimiz biriz... "
*
Talimatın gelmesiyle ilk delinin yakalanması arasında dakika geçmez. Komiser şüphelenir, polise sorar: "Nereden anladın bunun deli olduğunu?" Polis yanıtlar: "Anormal dediniz. Bunda anormallik var... "
O sırada bir başka polis, iki kişiyle içeri girer sevinçle, "Komiserim, iki tane yakaladım. Hem de halis muhlis deli bunlar" der.
Nasıl anladın kardeşime polisin yanıtı, "Bunun adı Halis, diğerinin Muhlis komiserim" olur.
Bir bekçi, yarı beline kadar çıplak iki kişiyi getirir ve "Allah'ıma şükür iki yüz lira cepte sayılır" der... Komiser itiraz eder: "Deliler çıplak olacaktı. Bunlar yarı çıplak."
"Eh çıplak sayılır. Daha da soyarım. Bunları nezarete koyayım, dışarısı nah böyle vıcır vıcır deli kaynıyor... "
Kısa süre içinde deli olduğu için yakalanıp akıl hastanesine götürülen şüphelilerin sayısı birkaç yüze çıkar. Ancak aranan 5 deli aralarında yoktur.
*
Aziz Nesin'in hikâyesi şöyle devam eder:
"Plajlara yapılan baskınlarda da olağandışı davranışları görülen pek çok kişi ele geçirilmişti. Bunların çoğu, deli olmadıklarını, plaj kabininde donlarını çıkarıp mayolarını giyecekleri ya da tam tersi bir durumda yakalandıklarını iddia eder. Ama delilerin deliliklerini hiçbir zaman itiraf etmedikleri düşünülerek, hiçbirinin sözü dikkate alınmaz... "
Deli avlayan polislerin, deli başına istedikleri para, hastaneden kaçanlar yakalanmadığından verilmeyince işler savsaklanır. Sokaklardaki deliler de rahat nefes alır...
*
Bu kara mizah, son günlerde yaşanan Ergenekon Davası'na pek bir benziyor. Ülkeyi kargaşaya sokmayı, seçilmişleri darbeyle uzaklaştırmayı amaçlayanlara; devletin karanlık dehlizlerinde bin bir fırıldak işler çevirenlere yönelik soruşturma umutlandırmıştı toplumu. Ancak bu soruşturmanın yarattığı atmosferden mi, bir dönemin mağdurlarının hesaplaşma adına önüne geleni damgalamasından mı bilmem, demokrasi adına karanlık ve yargısız hükümler sardı etrafı...
Tarif belli: Askere yakın... Emekli asker... Hükümete muhalif, hükümeti devirmek isteyen, sokaklarda kitlesel eylem yapan, telefonlarda ileri geri konuşan, Türkiye'nin hızlı bir şekilde İslami yöne doğru kaydığını uluorta haykıran, emekli generallerle görüşen, memleket meselesini askerin halletmesini isteyen deliler aranıyor...
Böyle bir deli veya deliliği gösterecek teşhirlik belge bulan, "Demokrasi düşmanını yakaladık" diye sevinçten zıp zıp zıplıyor.
Bu şölene, kutlamaya katılmayanlar da dikkatli şekilde takip ediliyor.
Delileri bulmak zor olmuyor elbette. Sokaklar onlarla dolu!
HT
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
AnnE (04-08-2009), hazan (03-08-2009), Master (03-08-2009), meraklı (03-08-2009), neron (04-08-2009), Ramo (03-08-2009), su (03-08-2009)
  #439  
Eski 04-08-2009, 06:55
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Hadi yine yırttınız

Türkiye'ye Gazete HABERTÜRK'ün duyurduğu, Bursa'da bir damacana su dağıtıcısının asansörde boş damacanayla seks yaptığı haberi, HABERTÜRK'te canlı olarak yayınlanan TEKE TEK Programı'nda gündeme geldi. Fatih Altaylı'nın "Bursa'da bir adam su damacasına tecavüz etti" sözleri üzerine Cüppeli Ahmet Hoca, "Bu bir zina gibi, livata gibi büyük bir günah değildir. Damacanayla seks küçük bir günahtır" dedi.

"Barbie bebekler erkekleri tahrik eder" açıklamasıyla gündem yaratan, kamuoyunda Cüppeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Fatih Altaylı ile Murat Bardakçı'nın hazırladığı Teke Tek Özel'e konuk oldu.

Ahmet Mahmut Ünlü, Fatih Altaylı'nın, "Siz bu açıklamada bulundunuz ama, adamın biri Bursa'da su damacasına tecavüz etti" sözleri üzerine "İslam'da şehvetle bakmak haramdır" dedi. Böylesi bir bakışla insanın duvara da baksa kadına da baksa harama bakmış olacağını söyleyen Cüppeli Ahmet Hoca, Murat Bardakçı'nın "Hocam damacanaya bakmanın hükmü nedir?" sorusu üzerine ise, "İnsanların nikah yollu evlilikleri helaldir. Fakat bunun dışında tatmin yolu arayanlar günah işlemiş olacaktır. Ama bu bir zina gibi, livata gibi büyük bir günah değildir. Damacanaya seks küçük bir günahtır" ifadelerini kullandı.

MİNİ YORUM ; Dolu damacana hakkındaki yorumlar ayrı bir merak konumuz olup ; dolu damacanaya tecavüz sıracında CUP CUP diye ses cıkması hakkında CUPpeli ne der diye düşünmekteyiz.
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
dohol (04-08-2009), Master (04-08-2009), neron (04-08-2009)
  #440  
Eski 04-08-2009, 08:36
dohol dohol bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 187/292
54 Mesaj ına 2054 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Konu güncel.

Sayın Anne,

Çok güncel bir konuya el atmışsınız , günlerdir internet ortamında konu ile ilgili türlü yazı , karikatür ve hatta filmler yapılıyor kısa bir tanesini aşağıya koymaya çalışıyorum eğer olursa, olmazsa admin yardım pls.

Alıntı ile Cevapla
dohol kullanıcısına teşekkür edenler
account (04-08-2009), AnnE (04-08-2009), ar_de_ (05-08-2009), dentist (04-08-2009), Master (04-08-2009), meraklı (04-08-2009), neron (04-08-2009), Ramo (05-08-2009)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:38 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce