Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Teeee bessüm - Sayfa 9 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Müştemilat > Tebessüm
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Teeee bessüm
Konudaki Cevap Sayısı
625
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
248647

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #81  
Eski 09-04-2006, 17:52
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2990 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı Boyle başa boyle traş.....

>Savcı ile sanık ozanlar gibi atıştı>
> "Mahkeme duvarı gibi..." deyimini haklı çıkarırcasına genellikle soğuk
>yüzlü haberlerle gündeme gelen adliyeler, zaman zaman gülümseten olaylara
>da sahne oluyor.
>
>
>
>Geçtiğimiz günlerde Artvin'deki bir mahkemede hem yargı hem de edebiyat
>tarihine geçmeye aday, alışılmadık bir duruşma yaşandı. Ardanuç Asliye Ceza
>Mahkemesi'nde görülen bir hırsızlık davasında sanık olarak yargılanan 'Âşık
>Gülhani' mahlaslı ozan K.O., savunmasını şiirle yaptı. İşin ilginç yanı, bu
>savunmaya cumhuriyet savcısı da aynıyla karşılık verdi; esas hakkındaki
>mütalaasını şiir şeklinde kaleme aldı. Mahkemenin, savcının talebi
>doğrultusunda karar verdiği davanın dosyası temyiz incelemesi için
>Yargıtay'a gönderildi. Yüksek mahkemenin şiirli dosya hakkında ne karar
>vereceği merakla bekleniyor.
>
>
>
>Sanıkla cumhuriyet savcısının, ozanlar gibi şiirli atışmasına sahne olan
>dava, Artvin'in Ardanuç ilçesinde meydana gelen hırsızlık olayına
>dayanıyor. Ozan K.O.'nun oğlu İ.O., Ardanuç Barajı'nın yapılacağı yerde
>odun toplarken, 'nasıl olsa sular altında kalacak' düşüncesiyle direkten
>kopardığı telefon telini dereden odun çekmek için kullanıyor. Telefon
>görüşmesinin kesilmesi üzerine telin koparıldığını fark eden köylüler,
>durumu jandarmaya bildiriyor. Mahkeme kararıyla yapılan arama sonucunda 300
>metrelik telefon teli K.O.'nun evinin samanlığında bulunuyor. Bunun üzerine
>cumhuriyet savcısı tarafından evin sahibi K.O. ve oğluna hırsızlık suçundan
>kamu davası açılıyor. Ancak olaydan haberi olmayan halk ozanı K.O.,
>hırsızlıkla suçlanmanın üzüntüsü içinde savunmasını şiirle yapıyor.
>Bursa'da hastasının yanında kaldığı için duruşmaya gidemeyen K.O.,
>mahkemeye savunmasını yazılı olarak gönderiyor.
>
>
>
>Cumhuriyet Savcısı İhsan Özsoy da, bu şairane savunmaya aynı şekilde
>karşılık vererek mütalaasını şiirle yapıyor. Savcı Özsoy, esas hakkındaki
>mütalaasında, suç konusu olayın gelişiminden, istenen cezalara kadar her
>şeyi edebi bir şekilde anlatıyor. Mahkeme, savcının talebi doğrultusunda
>ozan K.O.'nun beraatine karar verirken, oğlu İ.O.'yu 10 ay hapis cezasına
>çarptırıyor. Hapis cezası 3 bin 300 YTL para cezasına çevrilerek
>ertelenirken, sanık İ.O.'nun temyiz için Yargıtay'a başvurduğu öğrenildi.
>
>
>
>'Savcı kelam etti mütalaayı, sıra mahkemenin, versin uygun cezayı...'
>
>
>
>________________________________
>
>
>SANIĞIN SAVUNMASI
>
>
>
>Kollarım kurusun haberim varsa,
>Ozan bu olayı bilmez hakim bey.
>Ozanlar dediğin halkın özüdür,
>Ozanlar hırsız olmaz hakim bey.
>İçimde var benim eğlenmez sızı,
>İftiradır bize bu evrak yazı,
>Kültür Bakanlığı'na sorasın bizi,
>Ozanların yüzü gülmez hakim bey.
>Dayanamam iftiralar kahrımda,
>Hayat zindan oldu çile şehrinde,
>Hastam var, kalmışım Bursa şehrinde,
>Duruşmaya ondan gelmez hakim bey.
>Aşıklık dediğin bambaşka sırdır,
>Manevi duygudur, gönülde yerdir,
>Hukuk adalete saygımız vardır,
>Devletin malını çalmaz hakim bey.
>Çileli Gülhani diyorlar bize,
>Gerçek olayları bildirdim size,
>Güvendim hukuka güvendim size,
>Çekmeyen derdimi bilmez hakim bey.
>
>
>
>Âşık Gülhani K.O.
>
>
>
>SAVCININ MÜTALAASI
>
>
>
>Yapıldı yargılama, hakikat bulunsun diye,
>Adaletin terazisi denk tutulsun diye.
>Yer Gümüşhane köyü, Ardola mahallesi,
>Yıl 2004, Kasım ayının ikisi,
>Ekip bakmak için arızaya varmış mahalline,
>Görünce şaşırmışlar, telefon hattının haline.
>Direkler arası 300 metre teli,
>Kesip almış kendini bilmez biri.
>Bildirilmiş durum jandarmaya,
>Başlanmış suç failleri aranmaya.
>Şüpheler toplanınca bir evde,
>Verilmiş arama kararı usulünce.
>Ev K.O.'ya aittir, belli,
>Evin samanlığında bulmuşlar telleri.
>Alındı baba-oğlun ayrı ayrı ifadeleri,
>Anlaşılsın istendi, bu iş neyin nesi?
>Telefon hattı çalışır, ahali konuşur,
>Düşünceli İ.O. sağa-sola koşuşur.
>Dereye ağaç gelmiş, odun için ideal,
>Yamaç sarp, yol yok, kolaysa in al.
>Bakmış direkte asılı teller,
>Telleri tutar içten, çelikten gergiler,
>Elindeki ip kısa, yeterli değil,
>Bozma niyeti İ.O., teller senin değil.
>...
>Hayat zor, şartlar zor, yakacak asli ihtiyaç,
>Amma Âşık oğlu, buna mı muhtaç?
>Suç işlenmeye görsün, bulmaz mı adaleti,
>İşte yakaladılar, evinde çalıntı telleri.
>İncelendi emval, rapor ibraz etmiş bilirkişi,
>Sanık İ.O.'dur bu eylemin faili.
>Ey Mahkemeyi Asliye, derim ki sonunda,
>Âşık K.O.'nun bilgisi yok bu olayda,
>Bu nedenle delil yetersizliğinden etsin beraat,
>Mahkeme huzurunda anlaşıldı bu hakikat.
>Gelince sıra, K. oğlu sanık İ.O.'ya,
>İsteyerek ve bilerek karşı geldi kanuna,
>Lehinedir 765 SK. Verilsin ceza madde 492/10 üzerinden, uygulansın madde
>522 emval değerinden.
>Kim ister ki olsun böyle bir mahkeme,
>Suç isnat edelim Artvinli bir âşığa,
>Herkes hakkının hududunu bilse,
>Gerek kalmayacak jandarmaya polise.
>Müddeiumumi (savcı) kelam etti mütalaayı,
>Sıra mahkemenin, versin uygun cezayı...

>
>31.03.2006
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
Gozlemci (13-04-2006)
  #82  
Eski 09-04-2006, 17:58
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2990 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı

Borcum vardı


Oldukça yaşlı bir adam, kendisi gibi kamburlaşıp yere yanaşmış bir ağacın altında ağlıyordu. Biraz önce iri kıyım bir genç yanına sokulmuş ve kendisinden içki parası istedikten sonra bir de tokat atmıştı. Yaşlı adamın yere yıkıldığını görenler, hemen yardımına koşup:



- Geçmiş olsun dede, dediler. O serseri ne istedi ki senden?



Adamcağız bir şey olmamış gibi toparlanmaya çalışırken:



- Eski bir borcum vardı, onu istedi, dedi. Yapması gerekeni yaptı sadece...



Çevresindekiler, ihtiyar adamı yerden kaldırdıktan sonra eline bastonunu tutuşturup aceleyle işlerine koşuştular. Herkes ayrıldığında, hadiseyi başından beri görmüş olan bir delikanlı onun koluna girerek:



- Fazla hırpalandınız, dedi. Ağacın gölgesinde biraz oturalım mı?



Yaşlı adam yorgun bakışlarını yukarıya yöneltip :



-Benim bu ağacın altında dinlenmeye hakkım yok yavrum dedi. Ölünceye kadar da olmayacak.



Delikanlı,söylenenden bir şey anlamamıştı. Meraklı gözlerle kendisine bakarken, onun tekrar hıçkırıklara boğulduğunu fark etti.



Yaşlı adam, iniltiye benzeyen bir sesle:



- Elli yıl kadar önceydi,diye devam etti. Rahmetli babamı, sigara parası almak için bu ağacın altında azarlamıştım. Yani biraz önce evladımın beni dövdüğü yerde.



Delikanlı ne diyeceğini bilemedi ve şimdi biraz daha bitkin görünen ihtiyarın sakinleşmesini bekledikten sonra, onu arabayla evine bırakmayı teklif etti.



Adam, titrek adımlarla yoluna koyulurken:



- Evim oldukça uzaklarda yavrum. Ama ben yürüyerek gideceğim oraya. Babamın da onu azarladıktan sonra, üzüntüsünden yayan döndüğü gibi. Hem şehir dışındaki kabristana uğrayıp bir Yasin ile öpeceğim ellerinden...
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (12-04-2006), buena vista (12-04-2006), RED BROKER (09-04-2006)
  #83  
Eski 11-04-2006, 23:46
TheSecret TheSecret bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 193/144
60 Mesaj ına 370 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Tanrı demiş ki: "Bill senin durumun hakikaten karmaşık. Seni cennete mi
cehenneme mi yollamalı
bilemiyorum. Her eve bilgisayar girmesine yardımcı olarak insanığa katkıda
bulundun ama bir yandan da Windows gibi bir rezaleti de yarattın.Ben de
senin özel durumuna göre bir şey
yapacağım, cenneti de cehennemi de ziyaret et,
hangisine gideceğine karar ver."
"Tamam" demiş Bill Gates,"Önce cehenneme bir bakayım."ve inmiş cehenneme.
Bir de bakmış
berrak sulu bir kumsalda bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor,
güneş parlıyor hava süper. "Allaah" demiş Bill
Gates, "Cehennem böyleyse Cenneti hakkaten görmek isterim." Ve cennete
çıkmış. Bir


bakmış, bulutların üzerinde bir yer, etrafta melekler uçuşuyor,


insanlar lir çalıyor, güzelce bir yer ama Cehennem kadar değil."Tamam" demiş
tanrıya Bill Gates, "Ben
cehenneme gitmeye karar verdim."İki hafta sonra tanrı cehennemi ziyaret edip
Bill Gatesin nasıl olduğuna bakmaya karar vermiş.
Gitmiş Bill'in yanına, Bill bir duvara zincirlenmiş,alevler içinde karanlık
bir mağarada ve zebaniler işkence ediyor. - Nasılsın Bill? - Korkunç! Burası
iki
hafta önce geldiğim cehennem değil! Kızların
oynaştığı o güneşli kumsala ne oldu?
Tanrı cevap vermiş:
O ekran koruyucusuydu...
__________________
Nobody is perfect!
Alıntı ile Cevapla
TheSecret kullanıcısına teşekkür edenler
serdarkus (12-04-2006)
  #84  
Eski 12-04-2006, 05:27
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2990 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı Ah su veliefendi..ahhhh...

Ilkokul 3. 4. 5 sinif ögrencileri iki bayan
ögretmenleri esliginde derslerinde yer alan "At
yarislarinin ülke ekonomisine katkilarini yerinde
gözlemlemek" amaciyla at yarislarina gitmisler..
Bir müddet sonra da çocuklarin tuvalet ihtiyaçlarini
karsilamak için toplu olarak tuvaleti ziyaret
etmisler..
Bir ögretmen kizlarin, diger ögretmen erkeklerin
kapisinda beklerken erkek ögrencilerin küçük
boylarindan dolayi "Pisuvara yetisememe" sorunu
nedeniyle onlara mecburen yardim etme durumu ortaya
çikmis..

Çocuklar fermuarlarini açiyor, bayan ögretmenleri
onlari kucagina aliyor,üstlerini islatmamalari için
pipilerini tutup çislerini yaptiriyormus..
Teker teker yaptirdiktan sonra aralarindan bir tanesi
pipisinin kocaman olmasi bayan ögretmenin dikkatini
çekmis..
"Sen 5. sinif olmalisin" demis ögretmen çisini bitiren
çocugun pipisini sallarken..
"Hayir efendim" diye cevap gelmis. "Ben altinci
yaristaki "KARAMURAT" in Jokeyiyim.
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (12-04-2006), buena vista (12-04-2006), serdarkus (12-04-2006)
  #85  
Eski 12-04-2006, 17:48
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Trabzonlu Temel Ağa'nın sevgili torunu Eda'nın ödevi ile başı derttedir...


Eskişehir'e göç eden "Teğerli arkadaşu Niyazi"ye başına gelenleri yazar:


Niyazicuğum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen akşam, geturdi ödevini
önüme koydi. Bi yandan da ağlay. Zaten dertlerini hep bağa açar. Dedi ki;
"Habunlari anliyamadum. O yüzden da yapamadum. Yarin öğretmen beni d
övecek."


Dedum ki; "Ağlama uşağum, bunun içun öğretmen adam dövmez. Şimdi oni
çözeruk." Ne mümkün Niyazi kardaşum: Bi tirenlan, bi otobos ayni
istasyondan kalkmişlar. Tiren otobostan 3/1 daha hizli gidiy. Otobos 2
yerde 15'er dakka istirahat vermiş. Tiren da bi yerde durmiş, 20 dakka su
almiş. Otobos saatte 60 kilometro gidiymiş. Tiren 5 saat sonra gideceği
yere varmiş. Otobos ise ne vakit sonra oraya varacakmiş. Oğraştum
yapamadum. Uşak ağlay. Derken bubasi geldi. O da çözemedi. Diyrum oğa ki,
"Damat, senun taniduğun tahsilli bi otobos şofori var ise oğa soralim,
belki o bilebilur. Yahutta sabah olsun ben uşağı şoforler cemiyetine
götüreyum. Onlar arasinda belki tirenle yariş etmiş bi şofor vardur da bize
nasihat verur." Ha, biz bi yandan da uşağa tireni tarif ediyruk. Tiren
görmemiş ki... Ne anasi görmiş, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte
Erzurum'dan Sivas'a gittiydum. Neysa kardaşum, o gece çok kızdum.
Diyeceksun ki niye? Uşak daha incir ağacından duti ayiramay; mezgiti
gösteriyrum, hamsi diy. Biz gelduk araba yariştiriyruk. Yani efendi, otobos
saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun?
Eğer varacaği saat önemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler sağa
otobosun ineceği zamani. Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef
edersun? Uşacuklarda şarkı yok, türki yok, oyun yok; dayamiş matamatiği.
Ayuptur...
Alıntı ile Cevapla
dentist kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (12-04-2006), bikmisbroker (12-04-2006), buena vista (12-04-2006)
  #86  
Eski 13-04-2006, 14:33
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2990 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı

BİR DERVİŞTEN NASİHATLER

Emânete ihânet etmeyin...
Hâlinizden şikâyet etmeyin…
Büyüğünüze emretmeyin…
Boş şeylerde ısrar etmeyin...
Câhillerle sohbet etmeyin…
Nefesinizi boşa tüketmeyin…
İnsanları bekletmeyin…
Etrafınızı kirletmeyin…
Hayatınızı mahvetmeyin…
Kimseye minnet etmeyin.
İnsanları yüzüne karşı methetmeyin…
Kimseye küfretmeyin...
Kötülüğe meyil etmeyin…
Malınızı boşa sarf etmeyin…
Sırrınızı açık etmeyin…
Her şeyi merak etmeyin…
Suçunuzu inkâr etmeyin…
Şerefinizi kaybetmeyin…
Vatanınızı terk etmeyin…

İyiliğe niyet edin…
Büyüklere hürmet edin…
Sıkıntıya sabredin…
Aza kanaât edin…
Sözünüzde sebat edin…
Bildiğinizle amel edin…
Hatanızı kabûl edin…
Yaramaz ise def edin...
Varken tasarruf edin…
Âlimlerle sohbet edin...
Nefsinizle inat edin…
Sofranıza dâvet edin…
Zararlıysa men edin…
Seviyorsanız ifâde edin…
Kalbleri fethedin...
Misâfire ikram edin...

Muhtâca yardım edin...
Bilseniz de istişare edin…
Tehlikeye dikkat edin…
Hakkı teslim edin...
Unutacaksanız kaydedin…
Esirgemeyin lûtfedin...
Gariplere merhamet edin…

Kazanmaya gayret edin…
Çalışanı takdir edin…
Başarıyı tebrik edin…
Mâzereti kabûl edin…
Her an tevekkül edin…
Hastaları ziyâret edin…
Çocuğunuzu terbiye edin…
Herkese tebessüm edin...
Güvenseniz de kontrol edin…
İnanmayana ispat edin…
Fakirleri gözetin…
Hayır için sarf edin…
BANA DA DUÂ EDİN
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (13-04-2006), serdarkus (13-04-2006)
  #87  
Eski 13-04-2006, 18:15
horcan horcan bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 50/46
0 Mesaj ına 547 Kere teşekkür edildi
Tanımlı ah kadınlar ahh

>>>>>Kadınların gidip kendilerine erkek (koca)
secebilecekleri bir erkek dukkanı (magazası) acılmıstır. Magaza 5
katlıdır ve her kat
>>>>>cıkıldıkca, erkeklerin nitelikleri de yukselmektedir.
>>>>>Magazada sadece tek bir kural gecerlidir: herhangi bir
katın kapısından iceri giren kadın, o kattan alıs-veris etmek zorundadır
ve eger bir ust kata cıkmak isterse, tekrar asagı katlara inemez. Bir gun
bir grup kız arkadas, kendilerine erkek secmek icin magazaya gider.
>>>>>Ve....
>>>>>
>>>>>1. KAT'ın kapısında sunlar yazılıdır: "Bu kattaki
erkeklerin calısacak bir isleri var ve cocukları da severler". Kızlar
yazılanları okur ve soyle
>>>>>derler: "Eh, hic yoktan iyidir ama bir de ust kata
bakalım".
>>>>>
>>>>>2. KAT'ın kapısında yazılanlar: "Buradaki erkeklerin
iyi bir isleri var, cocukları severler ve son derece yakısıklıdırlar."
Kızlar: "Hmmm, hic fena degil ama acaba bir ust katta ne var ?"
>>>>>
>>>>>3. KAT : "Buradaki erkeklerin cok iyi birer isleri
var, cocukları severler, son derece yakısıklıdırlar ve ev islerine de
yardım ederler". Kızlar:
>>>>>"Aman
>>>>>Tanrım, cok etkileyici ama yukarıda baska katlar da var."
>>>>>
>>>>>4. KAT : "Buradaki erkeklerin isleri cok iyi,
cocukları cok severler, gayet yakısıklı olup, ev islerine yardım ederler
ve ayrıca son derece romantiktirler". Kızlar cıglık atmaya baslarlar:
"Inanılmaz, bir ust katta bizi neyin bekledigini bir dusunun!" Ve bir kat
daha cıkarlar...
>>>>>
>>>>>5. KAT'ın kapısında sunlar yazmaktadır: "Bu kat bostur
ve sadece, kadınları memnun etmenin mumkun olmadıgını kanıtlamak icin
konmustur. Cıkıs soldadır; umarız inerken merdivenlerden yuvarlanırsınız
Alıntı ile Cevapla
horcan kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (13-04-2006), buena vista (13-04-2006), dentist (13-04-2006)
  #88  
Eski 14-04-2006, 14:39
gemici - ait Avatar
gemici gemici bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 190/1
30 Mesaj ına 248 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Lazin teki Ankara'da bir barda icerken cep telefonu caldi, telefonunu acti, bir o kulagina bir bu kulagina gotururken sevincle bagirip bardaki herkese icki ismarladi.

Sonra da cevresindekilere karisinin 15 kg.lik bir bebek dogurdugunu soyledi.Bardaki hic kimse bir bebegin 15 kg. gelebilecegine inanmadi.

Fakat laz inat etti. "Dedigim gibi, bizim oralarda ortalama bebek kilosu budur, benimki de tipik bir laz bebegi!"

Dort bir yandan tebrikler yagdi, bardaki herkes lazi kutladi.. iki hafta sonra laz tekrar bara ugradi.

Barmen adami tanidi ve sordu: ''Sen su 15 kg dogan bebegin babasi degil misin? Herkes bebegin iki haftada kac kilo oldugunu merak ediyor. Soyle bakalim, bebek kac kilo?"

Baba gururla yanitladi, "10 kg."

Barmen sasirmis ve meraklanmisti: "Ne oldu? Dogdugu gun zaten 15 kg.di."

Laz baba ickisini basina dikti, islak dudaklarini koluna sildi ve barmene dogru egildi, gururla yanitladi:

"Sunnet ettirdim."
__________________
............................
Alıntı ile Cevapla
gemici kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (14-04-2006), horcan (14-04-2006)
  #89  
Eski 15-04-2006, 13:08
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Roger

Roger agir sartlar altinda calisan bir iscidir. Bos zamanlarini hep bowling ve voleybol oynayarak gecirmektedir. Karisi bu duruma uzulur ve bir hafta sonu onu striptiz kulubune goturmeye karar verir. O aksam beraberce kulube giderler. Kapidaki bodyguard, "Hey Roger! Seni gormek ne guzel!" der. Karisi sasirir, "Daha once buraya gelmismiydin Roger?" Roger, "Hayir hayir o adami bowlingten taniyorum..." Iceri girerler ve bir masaya otururlar. Garson gelir, "Iyi aksamlar Roger! Herzamanki gibi Cin tonik degil mi?" Karisi, "Roger bana bak sen buraya daha once geldin degil mi?" Hafif hafif ofkelenmeye baslayan karisini sakinlestirmek zordur. Roger, "Ne alakasi var! Voleyboldan tanirim onu bir iki tek icmisligimiz var ordan yani..." Karisi pek tatmin olmamistir ama susar. Derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir, stritipzci, "Selam Roger! Yine ozel masa sovundan mi istersin?" Roger b*ka batmistir... Karisi hisimla yerinden kalkar ve kulubu terk eder, Roger pesinden kosar, Kadin bir taksiye biner ve taksi kalkmadan Roger da yetisir, Karisi ofkeden patlayacak gibidir... O sirada sofor arkaya doner ve soyle der, "Bu geceki cok suratsizmis Roger!"
Alıntı ile Cevapla
  #90  
Eski 16-04-2006, 09:23
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Bir Japon'un, bir Fransız'ın, bir de Türk'ün yetenek düzeyini ölçmek için, üçünü de ortak bir sınavdan geçirmeye kalkmışlar.
Her birine buruşuk bir gömlekle bir ütü, bir de genç bir hanım verip:
- Bakalım, demişler; 5 dakika içinde hem bu gömleği ütüleyip, hem de yanınızdaki genç hanımla sevişebilecek misiniz?
* * *
Japon, hemen ütüyü alıp eline, başlamış buruşuk gömleği ütülemeye:
- Önce iş, demiş...
5 dakika dolduğu için de, yanındaki hanımla sevişmeye vakti kalmamış.
* * *
Fransız, hemen yanındaki hanımla başlamış sevişmeye ve:
- Önce aşk, demiş...
5 dakika dolduğu için, bu kez de gömlek ütülenmemiş.
* * *
Türk, yanındaki hanımın eline ütüyü verip, gömleği ütületirken; arkadan da sarılıp kadınla sevişmeye başlamış.
- Bizde, demiş; önce çalıştırır, o sırada da hemen becermeye başlarlar çalışanı.
Ve 5 dakikada hem gömlek ütülendiği, hem de sevişme tamamlandığı için; yetenek testinden birinci çıkmış.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:35 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce