Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Guruba gush’bakışı.... - Sayfa 51 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Bahçıvanlar > Fidanlık
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Guruba gush’bakışı....
Konudaki Cevap Sayısı
14166
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
612424

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #501  
Eski 16-11-2007, 09:08
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2988 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı

Alıntı:
TheSecret´isimli üyeden Alıntı

Uzunca bir süre, en azından kendimi buluncaya kadar borsayla alakalı olmayacağımı da söyledim aracı kurum müdürüne.
Bir süredir ayrıyız derinlik pencerelerinden.
1 kisiyi daha kurtardik..
Ne guzel..
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
TheSecret (16-11-2007)
  #502  
Eski 03-12-2007, 23:16
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2988 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı

Bir Milletvekilimiz; http://www.tbmm.info/cananaritman Linkinde diyorki...
CEPHEDEKİ MEHMETÇİĞİMİZE MEKTUP kampanyası çerçevesinde ben de bir mektup yazdım ve postaladım. Bu mektubumu sizlerle de paylaşmak istedim. Türk milletinin askerini yalnız bırakmayacağını, hep onunda yanında, arkasında ve onun olduğu her yerde olacağını herkese göstermek istedim. Sizlerin de istediğini ve bunun için elinizden geleni yaptığınızı ve yapacağınızı biliyorum. Mektubum için HABERLER başlığına bakınız.

Cephedeki mehmetcige MEKTUP guzel bir dusunce ama, Cephede vurulmus ve sehit olmus askerlerimizin emanetlerine (ailelerine es ve cocuklarina) SAHiP cikabiliyormuyuz??

Ya cephede YARALANMIS Kolu bacagi kopmus, GAZiLERiMiZE (Onlarin es ve cocuklarina) ne sekilde davraniyoruz acaba??KAC KURUS maas veriliyor bu gazilerimize bileniniz varmi??




11 Kasim Rememberence day.
Bugun butun GAZiLER, ve SAVASDA hayatini kaybetmis askerler anisina torenler yapiliyor..
Kanada 1 ci Dunya savasinda..
15 Bin askerin oldugu veya yaralandigi savas.
Savasda hayatini kaybetmis askerlerin aileleri, cocuklari DEVLET tarafindan kendilerine baglanan MAASLAR ile taltif ediliyor, odullendiriliyorlar.
ACILI aileler, ve Olen askerlerin esi ve cocuklarinin herturlu egitim, saglik ve diger ihtiyaclari karsilaniyor..


Kim bunlar??

KANADANIN, ulkesini savunmak ZORUNDA olmadan dunyanin 4 bir yaninda (1.ci dunya savasi, 2.ci dunya savasi, Kore, ve Halen Afganistandaki Baris gucunde yer alan askerleri..) bir sekilde savasan Olen, yaralanan, askerlerinin es ve cocuklarina, hatta anne ve babalarina NASIL sahip ciktigini 1 nebze olsun anlatabilmek istiyorum.

TURKiYE CUMHURiYETi askerleri, KORE savasi haric, Her zaman kendi ulkesini Savunmak durumunda kalmis, ve bu ugurda binlerce askerini SEHiT vermis, onbinlercesi sakat kalmis, ve Gazi unvanini almistir.

VATANDAS olarak bu sehitlerin ailelerine es ve cocuklarina sahip cikabiliyormuyuz?

VATANDAS olarak bu GAZiLERiMiZiN halihazirdaki yasamlarina ne kadar katkida bulunuluyoruz?

Sen, ben, bizler bu gazilerimiz es ve cocuklari icin neler yapiyoruz?
Hangimiz SEHiT ailesini ziyaret ettik?
Hangimiz GAZi evine ziyarete gittik?


Hangimiz Ulkemiz ugruna CANINI, Kolunu BACAGINI vermis bu yigitlere MORAL destegi verdik? Hangimiz MADDi destekde bulunduk? Hangimiz bu aileleri koruduk kolladik, ve gozettik??

Hicbirimiz..

Vatandaslik gorevimizi eksik yapiyoruz..


Vergi vermek, askerlik yapmak vatandaslik gorevi tanimlamasi icerisinde yer alan unsulardan cok onemli 2 tanesi olsa bile, SEHiT ve GAZi ailelerine yardim etmek, onlari hic olmazsa ziyaret edip, moral destek vermek bile bizim yapmamiz gereken ama bu gune kadar ihmal ettigimiz VATANDASLIK gorevlerimizden 1 tanesidir!!

O kisilerki, CANLARINI vererek, KOLLARINI, BACAKLARINI CANLARINI es ve cocukalarini SEVDiKLERiNi, YAVRULARINI ARKALARINDA birakarak, bu ulkeye hizmet etmisler, senden benden ondan, hepimizden daha COK bu ulkeye karsi VATANDASLIK GOREVLERiNi yerine getirmislerdir.

Bu Yaziyi yazmakdaki amacim, Halk olarak, vatandas olarak, daha bilincli hareket etmek, SEHiTLERiMiZiN, GAZiLERiMiZiN bizlere biraktiklari emanetlerini "Muhannete" muhtac etmemektir, onlarin tirnaklarinin tasa degmemesini saglayabilmektir.

Amacim Forumlarda bu konuyu tartisarak, isin icine SiYASET filan katmadan, SEHiT esleri ve cocuklari, ile GAZi es ve cocuklari icin VATANDAS OLARAK BiREYLER OLARAK neler yapabilecegimizi tartisabilecegimiz, ve belki de bu konuda bir kamuoyu yaratabilecegimiz bir ORTAM yaratmamiza yardimci, ve/veya onayak olmaktir.

Bunu basarabilirsek, bu fitili atesleyebilirsek Hisse net okuyuculari olarak BiZ yapabiliriz..

Vatanlari ugruna canlarini veren SEHiT ve GAZilerimizin miraslarina (es ve cocuklarina) sahip cikmak, ve onlarin bu ulkeye yakisir bir sekilde geri kalan yasamlarini devam ettirmelerini saglamak, bizlere dusuyor..

Bu konuda gorevli kurumlar olabilir.
Bu konuda gorevli komisyonlar da olabilir..
Donem donem, (Bayramlarda seyranlarda, Cumhuriyet bayramlarinda vs) Hatirlamamiz yetmez arkadaslar.


SEHiT ve GAZilerimize toplumda gerekli olan en ust seviyedeki SEVGi ve SAYGIYI vatandas olarak, bireyler olarak, sahsen, bizzat, verebilmemiz lazim.
VATANDASLIK BORCUMUZ BUNU GEREKTiRiYOR.


Biz yardimsever bir milletiz..
Kanadali sehit ve gazilerini hatirladigi bu hafta da kirmizi bir karanfil seklinde toplu igne ile yakaya takilan SEMBOLiK bir cicek dagitiyor.
Ortalama 1.-$ civarinda BAGIS ile (daha fazlasi da mumkun) bu KIRMIZI KARANFiL rozetini alip yakaniza takiyorsunuz..

Biz de de benzer bir kampanya baslatilamazmi?

70 milyon nufus lu bir ulkede 35 milyon kisi 1.-YTL bagista bulunarak bunu alsa ve yakasina taksa?? Toplanan paralar, yapilan duzenli bagislarin yani sira itici bir Guc olmazmi??

YAKASINDA BU KIRMIZI KARANFiL iLE GEZEN binlerce kisi??
MORAL ve motivasyon icin bunlara ihtiyacimiz var arkadaslar..




Hangi birimiz, senede 1 gun VAKiT ayirip, esimizi cocugumuzu da alip 1 SEHiT ailesini ziyaret ediyoruz??

Hangimiz, senede 1 gun yine VAKiT ayirip, yine esimizi cocugumuzu yanimiza alip bir GAZiyi ve ailesini ziyaret ediyoruz??


Vaktimiz mi YOK??

Var!!

Bilincli degiliz..

BiLiNCLENELiM ARKADASLAR..!!

BAYRAM ziyareti kime yapilir??

Buyukerimize, esimize dostumuza..

Arkadaslarimiza, akrabalarimiza..

(Hos o bayram ziyaretleride kalkti ya!!)

Peki VATANDAS olarak sene de 1 gun de GAZi ve SEHiT ailelerine (iclerinden 1 tanesine) ziyarete gitsek?

Onlara MORAL destek versek?? (Varsa bir ihtiyaclari ziyaret sirasinda onu usulca tsebit edip gerekli destegi vermenin yaninda??) Ne kaybederiz??
KAZANACAGIMIZ o kadar cok sey varki....

SAYFALARA SIGMAZZZ!!!

BEN de bugune kadar yapmadim, ziyaret etmedim yani..

BUNUN ezikligini de hep duydum halen de duymaktayim..

Sen, ben , o bu satirlari okuyan ve bu yazilanlar ile mutabik olan herkes etrafindakilere bu konuyu acip insanalrimizi bilinclendirmemiz gerekiyor..

Yetismis insan olarak, kulturlu insanlar olarak, cevremizdekileri bu yonde bilinclendirmek ve MOTiVE etmek de bir vatandaslik gorevidir..
Basit bir ornek..
SEHiT cenazelerinde, cenaze namazindan sonra, kacimiz MEZARLIGA kadar gittik??

KACIMIZ sehit ailesini TANIMAYA calistik??

KACIMIZ onlarin herhangi bir ihtiyacina yetismeye cabaladik??

..
..
..
..







BEN DAHiL HiCBiRiMiZ!!
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
Gozlemci (04-12-2007)
  #503  
Eski 03-12-2007, 23:39
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2988 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı Alintidir..

Şehit kaldırımda ölüyor

Siyah beyaz bir fotoğraf…

Yanından geçenler durup bakamıyorlar, çünkü görmüyorlar.

Pazar yerinden arta kalmış, olağan kent dağınıklığın bir parçası gibi…

Bostancı postanesinin karşısındaki sokağın girişinde, ağaç dikmek için kare şeklinde bırakılmış toprak parçasının üzerine iki parmak eninde bir çıtanın üzerinde terkedilmiş duruyor.

Gösterilerde kullanılmış bir şehit asker fotoğrafı.

Üzerinde adı soyadı yazıyor.

Bir başka silah arkadaşının fotoğrafını ise biraz daha ilerde görüyorum. Fotoğrafı taşıyan çıta da yok. Objektife kederli biçimde bakan gözleriyle ince karton üzerindeki portresi var.

Son katliamlarda öldürülmüş erlerin, askere gitmeden önce resmi işlemlerde kullanılan vesikalık fotoğrafları son zamanlarda ellerde taşınıyor:

-Şehitler ölmez/ vatan bölünmez!

Oysa “ölmez” denilen şehitler ölüyor.

Nasıl?

Büyük kentlerin merkezi caddelerinde yapılan gösterilerde onların fotoğrafları eller üzerinde taşındıktan sonra, işi bitmiş kağıt parçası gibi fırlatılıp bir kaldırım köşesine atılıyor.

Her şeyin “imaj” üzerinden ifade edildiği günümüzde Güneydoğu Anadolu dağlarında ölen gençlerin isimleri ve resimleri aynı hoyrat çizgi üzerinde sarfediliyor.

Onlara ihtiyaç var.

Genç bedenlerini “vatan savunmasında” feda ettikten sonra fotoğrafları büyük kentlerdeki “milli birlik ve beraberlik” gösterilerinde yer alıyor.

Dağlarda kalan canların körpe bedenleri bayraklı tabutlara konulduktan sonra ailelerine gönderiliyor. Fotoğrafları ise eller üzerinde taşındıktan sonra yerlere atılıyor.

Büyük bir ihtimalle eğer sağ-salim teskere alabilselerdi, yine İstanbul"un kaldırımlarında seyyar satıcılık yaparak gizli işsizlik zincirine ekleneceklerdi. O zaman kaldırım üzerlerinde hiçbir değerleri olmayacaktı. Sadece belediye görevlileri geldiklerinde koşarak kaçacaklardı.

Şimdi ise belediyelerin düzenledikleri gösterilerin “baş taşı konukları” haline getiriliyorlar. Bu manevi saltanat ancak bir miting boyunca sürebiliyor.

Sonra tekrar onlara layık görülen yere, kaldırıma bırakılıyorlar.

Fotoğrafların üzerinde gördüğüm isimleri yazmıyorum. Cenaze törenlerinde “bir oğlum daha var onu da vereceğim” diyen zavallı ana-babalar, içtenliklerinin bir kez daha hançerlendiğini öğrenmesinler.

Gençleri dağlarda pkk öldürdü, bir de şehitleri kaldırımlarda öldürmeyin!
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
  #504  
Eski 03-12-2007, 23:41
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2988 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı

Gazi'nin 3 kuruşu mu çok geldi ?

SGK gazilere verdiği hakkı geri aldı. Yasa taslağına göre memur olarak çalışan harp malulleri ve terör gazilerinin aldığı malul aylıkları kesilecek.

Anayasa Mahkemesi'nin kısmen iptal ettiği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nu yeniden düzenleyen Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), hazırladığı taslakta harp malulleri ve terör gazilerinin aldığı "vazife malullüğü aylıkları" konusunda değişikliğe gitti. Yasanın mevcut halinde söz konusu kişilerin kamuda memur olarak çalışmaları durumunda da aylıklarının kesilmeyeceği belirtilirken, yeni düzenlemede bu hak geri alındı.
SGK'nın hazırladığı taslakla harp malulleri ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında vazife malullüğü aylığı alanların sigortalı olarak çalışmaları durumunda yapılacaklar da belirlendi.

Sadece zam ödenecek

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın 5. maddesinde yer alan ifade şöyleydi:
"Harp malulleri ile Terörle Mücadele Kanunu ve Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylıkları hesaplanarak ödenen veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malullüğü aylığı bağlanmış olanlardan, bu kanuna tabi sigortalı olarak çalışanlar hakkında, aylıkları kesilmeksizin kısa vadeli sigorta kolları uygulanır."
Söz konusu madde, kanuna tabi olan tüm sigortalıları içerdiğinden, vazife malullüğü aylığı alanların devlet memuru olmaları durumunda da aylıklarının kesilmemesi sonucunu doğuruyordu.
Taslakta söz konusu maddeye, aylıkların kesilmemesi için özel sektör veya kamuda işçi olarak çalışılması ya da Bağ-Kur'lu olunması şartı eklendi. Taslak bu şekliyle yasalaşırsa vazife malullüğü aylığı alanların aylıkları, memur olarak çalışmaları halinde kesilecek. Bu kişiler sadece harp malullüğü zammı alabilecek.
Mevcut düzenlemelere göre de devlet memuru olanların aldıkları vazife malullüğü aylıkları kesiliyor.


'Bakan'a gideceğiz'

Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Taner Uran, Sosyal Güvenlik Reformu'nun hazırlık çalışmaları yapılırken Maliye Bakanlığı'na giderek, kamuda memur olarak çalışan terör gazilerinin aylığının kesilmemesini talep ettiklerini aktardı. Talepleri doğrultusunda hazırlanan reform yasasının vazife malullüğü aylığı alanların aylıkları kesilmeksizin memur olarak çalışmasına imkân tanıdığını anlatan Uran şöyle dedi:
"Anayasa Mahkemesi bu maddenin iptalini istemediği halde, söz konusu madde değiştirilmiş. Türk milletinin tek yürek olduğu dönemde 4 bin gaziyle uğraşmak doğru değil. Çalışma Bakanı Faruk Çelik'ten randevu istedik, durumu kendisine aktaracağız."

Gazi maaşlarına yüzde 6 zam

Aralarında İstiklal Savaşı gazilerinin de bulunduğu gazi maaşları, 2008 başında yüzde 3, temmuz zammıyla birlikte de yıllık olarak yüzde 6.08 artacak. 2008 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı ile gaziler ve vatani hizmet tertibinden aylık alanların halen 5.750 olan gösterge rakamı, ocakta 5.806'ya, temmuzda ise 5.862'ye çıkacak.
Halen 278 YTL olan gazi maaşı ocakta 286.3 YTL'ye, temmuzda da 294.9 YTL'ye yükselecek. Gazilerin dul eşlerine de yeni yılın ilk yarısında 229 YTL, ikinci yarısında da 235.9 YTL maaş verilecek. 1 milyon 250 bin dolayındaki muhtaç, güçsüz ve kimsesize ödenen 65 yaş aylığı ise ocak ve temmuzda 2.3'er YTL yükselecek.

Yeni gösterge ve katsayılarla maaşlar (YTL)
Maaş Mevcut Ocak Temmuz Yıllık
grupları maaş 2008 2008 artış %
Gaziler 278.01 286.34 294.92 6.08
Vatani hiz.ter. 278.01 286.34 294.92 6.08
Dul eşler 222.41 229.08 235.95 6.08
Çocukları 154.72 159.35 164.11 6.07
65 yaş aylığı 76.63 78.91 81.25 6.03

Şu hale bak,insanlar bozdurur bozdurur harcarlar artık..
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
  #505  
Eski 03-12-2007, 23:43
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2988 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı

Biz Kimiz ? Kınalı Bacaksızlar

Fakat kader işte, bizler bastık o kahrolası mayına... Birkaç saniye içinde havaya uçup, yere indik. Kimimiz uçtuktan sonra kopan parçalarımızla düştük yere.

Biz Kimiz?

(OHAL GAZİLERİ)

Çok bilinen bir hikâyedir. Çanakkale savaşları sırasında saçlarına kına yakılmış olan asker Murat'ı, komutanı yanma çağırır ve bunun sebebini sorar. Asker komutanına; "Bilmiyorum komutanım, anama mektup yazıp sorayım" der.Saçı kınalı askerin annesinden şu cevap gelir: "Ey Oğlum, gözümün nuru Murat'ım! Zabit efendiye selam söyle... Bizde üç şeye kına yakılır; gelin olan kızlarımızın eline kına yakarız; evine, eşine, çocuklarına kurban olsun diye... Kurbanlık koçlara kına yakarız; Allah'a kurban olsun diye... Bir de askere gönderdiğimiz evlatlarımıza kına yakarız; vatanına kurban olsun diye... Sen dört kardeşin arasında kurbansın. Sen orada şehit olacaksın inşallah. Kurbanlık koçlar nasıl kınalanırsa, ben de onun için senin saçını kınalayıp gönderdim." Ve mektup Çanakkale'de Murat'a ulaştığında, Murat'ın kınalı başı çoktan Allah'ına kurban gitmiştir bile... Bizler de, analarımız tarafından ya ellerimize ya da ruhumuza kına yakılıp gönderildik askere. İşte bu yüzden kolumuzu, bacağımızı, gözümüzü toprağa bırakıp geri döndüğümüzde analarımız "Vatan sağ olsun!" dediler. .

Bizler çiftçiydik, çobandık, esnaftık... Fakat savaşta etten, kemikten, kınından sıyrılan kılıç gibi sıyrıldık, bir ruh olduk... Ulvi bir ruh bu... Yani Mehmetçik olduk. Suyla yoğrulduğunda çamur olan toprak da, kanımızla yoğrulup vatan oldu.

Bizler, yani Mehmetçikler, omuzlar üstünde, alkışlar ve tezahüratlar eşliğinde ve tabii ki dualarla askere uğurlandık. Hüzün vardı, buruk bir sevinç vardı ve biraz da acı yüreğimizde... Bizi uğurlayanların heyecanla dolu yüreklerinde de. Orada ne olacağını bilmiyorduk. Zaten bizi endişelendiren de bu bilinmezlikti.
"Acaba dönecek miyim?", "Acaba dönecek mi?"

Askerlik biz genç erkeklerin yaşamlarındaki önemli dönüm noktalarından biridir. İki hayat vardır; askerden önce ve askerden sonra... Askerliğini sağ salim bitirip gelenler için bu dönem bazen hoş, bazen acı hatıralarla dolu yaşamın küçük bir parçasıdır. Ama biz gaziler için askerlik gerçekten bir dönüm noktasıdır, farklı bir yaşama açılan kapıdır. O kapıdan girenler için artık eskisi gibi olmayacak pek çok şey yardır.
İnsan doğasında hep var olan "bana bir şey olmaz" düşüncesinin kontrol edemediğimiz olaylarla, durumlarla yıkıldığı, ömür boyu unutulmayacak anlar vardır.
Birçok insanın, kendisinin ya da bir yakınının başına gelmediği sürece farkına varmadığı gaziler, yani bizler, işte bu anların tanığıyız. Önünden geçen bilmem kaç kişiye rağmen... Belki elli, belki yüz kişi...
Fakat kader işte, bizler bastık o kahrolası mayına... Birkaç saniye içinde havaya uçup, yere indik. Kimimiz uçtuktan sonra kopan parçalarımızla düştük yere. Çevremizdekiler koşuşurken, biz dağılan bacağımızı, kolumuzu seyrettik sakince.

İlk anda anlamamıştık ne olup bittiğini. Dakikalar içinde, helikopter gelip, ölümle yaşam arasında, ölmekten korkarak ve çevremizdeki olup biten çoğu şeyin farkına varmadan en yakın askeri hastaneye götürüldük.

Kimimiz okulu yeni bitirmiştik, kimimiz nişanlanmış dönüşte evlenme hayalindeydik, kimimizin ise yeni çocuğumuz olmuştu. Kendimiz ve sevdiklerimiz için düşleri olan insanlardık bizler. Yirmili yaşlara kadar bizleri taşıyan bacaklarımızın, dünyayı gösteren gözlerimizin yokluğunu ve onlarsız nasıl bir hayat yaşayabileceğimizi hiç düşünememiştik. Bu "ne genç olmaktan kaynaklanan bir eksiklik", "ne de sorumlu tutulacakları bir suçun cezası"dır. Bizim de aklımızdan böylesi bir tanıklık geçmemişti. Böylesi bir acıyı yaşadığımızda hepimizin ilk düşündüğü şey "ölmek" olmuştu.

Hayatlarımızın daha başlangıcı sayılabilecek bir dönemde, geleceği henüz sorgulamamış olan bizler, öyle büyük bir gerçekle yüzleştik ki... Nefes almanın, güneşin doğuşunu görmenin, sevdiğimizle beraber olmanın, yani "her şeye rağmen hayat güzel"in önemini anlayanlar bu "yüzleşmeden"" restleşerek çıkarlar. Her şey yolunda giderken hiçbirinin sorgulamadığı ve yaşamadan da cevap veremeyeceği büyük yüzleşmedir yaşadıklarımız.
Ancak böylesi büyük olaylara tanıklık edenler, yaşadığını zanneden birçok insandan daha çok, daha gerçek yaşayan, acının, mutluluğun farkına varan özel insanlardır.

Tesellilerinden biri ve en önemlisi; vatan için gazi olmalarıdır. Hepsinin odasında, duvarlarında Türk Bayrağı asılıdır. Acılarını bu yüce amaçlarının ardına gizleyip, kendileriyle gurur duyarlar. "Vatan için gözlerimizi, bacaklarımızı, kollarımızı verdik. Götürseler yine gideriz" derler. Hepsinin de başuçlarında askerden önceki fotoğrafları vardır. Konuşmazlar ama gösterirler. "Bak, ben de böyleydim" derler. Hikâyelerini dinledikçe ürperirim. Bazıları ise, kabullenemez durumunu. Hep isyandadır. Acısı azalacağına artar. Kimseyi duymaz. Dinlemez çünkü.

Hepsi için son durak Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) olur. Burası onlara eski hayatıyla yenisi arasındaki farkı yaşatmaya başlayan bir mekândır. Yaralan iyileşirken, bir taraftan da sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar tarafından dışarıda nelerle karşılaşabilecekleri anlatılır. Yani değişenler ve değişmeyecek olanlar.
Ben, değişen pek çok şeyden söz ederken acı duyuyorum.
Keşke, değişmeyecek pek çok şey olduğunu söyleyebilseydim. Ama mümkün değil...

İlk önce görünüşleri... Zira çoğu sakat kalıyor, mayına basanlar mutlaka uzuvlarını kaybediyor. Kiminin tek bacağı, kiminin tek, kiminin iki kolu birden, kiminin ise gözleri yitiriliyor. Ya umutları, aşkları, eşleri, çocuklan, işleri? Hepsi artık başkadır. Çoğu sona erer. Aşkları, evlilikleri son bulur. "İyi günde, kötü günde" hani hep beraber olunacaktı? Ne yazık ki çok azı bu "söze" sadık kalıyor. Ama terk eden gibi, onlara sevgi dolu kucaklarını açanlar da var tabii.

Peki, anne-babalar? Yavrularının bu duruma düşmesi en çok onları yaralar. Kahrolurlar "Vatan sağ olsun" derken. Gözlerinde isyanı, acıyı, kini, çaresizliği görürsünüz, ama yine de şükrederler, canlan, biricik evlatları yaşadığı için.

Ya evlatlarını kaybedenler? Onların acısı ise hiç bitmez. Hiçbir zaman unutmazlar, acı bitmez, tükenmez.
İşte bu özel insanlardan birine her baktığımda, olmayan gözlerinin çukurlarından bana bakıyormuş gibi gelir. Sıcak çatışmanın içinde, pkk'lı grubun ateşi altında, atmak için elinde tuttuğu el bombası bir anda patlayıvermiş. Duyduğu acıyı çok net bir şekilde hatırlıyor hâlâ. Gözünü Diyarbakır Askeri Hastanesi"nde açmış. Kör olan gözlerine bir anlam verememiş, uyandığını bile anlayamamış. Elleri kopmuş, vücudu parçalanmış. Yıllarca tedavi gördü, ama hâlâ "karanlıkta kalmak hiçbir şeye benzemiyor, keşke ölseydim" cümlelerini sayıklıyor.

Çünkü önce eşi terk ediyor. Dört yaşındaki oğlu onu görünce ağlıyor. "Ölmemek için tek bir sebep göster" diyor bana... Ve ben kapana kısılmışlığın, çaresizliğin ne olduğunu anlıyorum, gerçekten işte en son noktadayım. Sabahlara kadar atılan çığlıklar, rüzgârın geldiği yöne göre pencerelerin bulunuşu ve defalarca tekrarlanan intihar girişimleri. Onun artık tek amacı ölmek... Yarım kalanı bitirmek.

Bir diğerinin bastığı mayın iki kolunu, yüzünün büyük bir kısmını götürmüş. Yurtdışında yüzünün bir kısmı için silikondan parça yapmışlar. Sırf korkunç görüntüsünü birazcık da olsa düzeltebilmek için. Komutanın "İstediğin bir şey var mı evladım?" sorusuna haykırarak verdiği cevap hala kulaklarımda: "Gözlerimi istiyorum komutanım"
Önünden geçen elli kişinin ardından mayına basan ve iki bacağından olan bir başkası ise sadece yürümekten mahrum kalmamış. Annesi babası arayıp sormuyor. O da, onu istemeyen ailesini istemiyor. Çok uzun süredir hastanede. "Gidecek yerim yok ki" diyor ve hep yaptığını yapıp, üstündeki örtüyü kafasına çekerek arkasını dönüyor. Tüm dünyaya...

Şöyle biraz geriye dönüp baktığımda, Türk insanının askerlik ruhunu bir türlü kavrayamayan yabancıların, İstiklal Savaşı"ndaki zaferimize neden "'Türk mucizesi" dediklerini çok iyi anlıyorum. Çünkü onların bir türlü anlayamadıkları bu "mucize"nin temelinde tek ve basit bir gerçek yatıyor: "Kınalanma." İşte bu duygularla seslenmek istiyorum:

Ey Türk milleti,
Biz kınalı bacaksızlar,
Kınalı körler, kınalı çolaklarız.
Bizler gözlerinizin içine;
Siz bize bakamadığınız için bakmıyoruz. Sizi daha fazla üzmemek için.
Peki ya siz neden bizim gözlerimizin içine bakamıyorsunuz?


GAZİ SAVAŞ YÜCEL
BİZ KINALI BACAKSIZLAR

Biz Kınalı Bacaksızlar Kitabından alıntıdır.
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (04-12-2007), Gozlemci (04-12-2007), meraklı (04-12-2007), neron (04-12-2007), salacak (03-12-2007), serdarkus (20-12-2007)
  #506  
Eski 08-12-2007, 23:59
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2988 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı Bayram geliyor, bayram dolayisi ile 1-2 sehit ailesi, ve/veya GAZi ziyaret etsek??

MADDi Bagislarin Mehmetcik vakfina, veya sehit ve dul yetimlerine yapilmasi cok guzel.
Ben de Turkiyeden Uzakta olmama ragmen yillardir bunu yapiyorum.

ANCAK, Bu topicde esas olarak, maddiyatin yanisira MANEVi OLARAK DA sehit yakinlarina ve Gazilerimize EL UZATMAMIZ gerektigini VURGULAMAK iSTiYORUM.

Bu durum para ile pul ile olculemiyecek bir hususdur.
O insanlar ile oturup 2 satir muhabbet etmek...

Gazilerimiz ile sohbet edip dertlerinin sorunlarinin dinleyicisi olmak MANEVi olarak onlara DESTEK olmak, paradan COK DAHA ONEMLiDiR..

Bulundugumuz sehirdeki GAZiLERiMiZE, sehit ailelerine ulasmak icin para pul gerekmiyor.

Sehit ailelerine ve Gazilerimize ulasmak icin, iL iL sehit ve Gazi irtibat burolari adresleri ve telefon numaralari..

http://www.sehitlervegaziler.gov.tr/burolar.aspx
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
Master (09-12-2007), Ramo (09-12-2007), serdarkus (20-12-2007)
  #507  
Eski 18-12-2007, 11:43
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2988 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı iYi BAYRAMLAR..

__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
Emin (23-12-2007), Master (21-12-2007), Ramo (18-12-2007), serdarkus (20-12-2007)
  #508  
Eski 20-12-2007, 12:54
serdarkus - ait Avatar
serdarkus serdarkus bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 317/1236
52 Mesaj ına 2228 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İyi bayramlar..



Bayramınızı kutlar,

Sevdiklerimizle beraber sağlık ve mutluluk dolu nice bayramlar dilerim.
__________________
eNiyi sistem, uygulayabildiğindir..
Alıntı ile Cevapla
serdarkus kullanıcısına teşekkür edenler
account (21-12-2007), buena vista (23-12-2007), coser (24-12-2007), Emin (23-12-2007), Gozlemci (27-12-2007), Lizzy (24-12-2007), Master (21-12-2007), meraklı (22-12-2007), Ramo (21-12-2007)
  #509  
Eski 27-12-2007, 09:00
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Hac organizatörü Müslüm dede...

Nazan ERDEM SABAH

Adana'da 11 yaşında kıza tecavüz etmeye kalkıştığı iddia edilen hac organizatörü Müslüm dedenin 15 yıla kadar hapsi istendi..

Adana'da yanında çalışan kadının 11 yaşındaki kızına tecavüz etmeye kalkıştığı öne sürülen 80 yaşındaki Müslüm M.'nin davası karar aşamasına geldi. Savcı, hac organizasyonuyla uğraşan tutuksuz sanığın "15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı" suçundan 8 yıldan 15 yıla kadar hapsini istedi.

TUTUKLANDI
Olay yaklaşık bir yıl önce meydana geldi. Hac organizasyonu yapan Bağ- Kur emeklisi Müslüm M., ikinci eşini kaybedince yanında sekreterlik yapan Gülsüm Y. (55) ile evlenme kararı aldı. Ancak nikâha bir saat kala sahibi olduğu hac bürosunda temizlik işlerini yapan Ayten Ü.'nün, "kızıma tecavüz girişiminde bulundu" şikâyeti üzerine gözaltına alındı. 80 yaşındaki adam, çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.

'BUNLARIN HEPSİ İFTİRA'
Bir süre sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Müslüm M., Adana 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde suçlamayı reddederek, "Ayten Ü., daha önce ölen ikinci eşime bakıcılık yapıyordu. Ben de kira almıyordum. Ayten Ü., benimle evlenmek istiyordu. Nişanlımın yanındayken 'Ben sevdim, başkaları aldı. Sana gününü gösteririm' dedi ve bana bu iftirayı attı. O benim torunum sayılır" dedi. G.Ü.'nün annesi Ayten Ü. ise, "Bana kızımın bakire olmadığını söyleyerek, 'Kızında açık var' dedi. Ben de gerekli yerlere götürdüm. Cinsel istismara uğradığı yönünde rapor alındı. Ancak bakireydi. Kızımla konuştuğumda Müslüm M.'nin kendisini öptüğünü, okşadığını, cinsel istismarda bulunduğunu söyledi" dedi. Savcı, Müslüm M.'nin cezalandırılmasını isterken, sanık avukatı, mütalaaya karşı savunma yapmak için süre istedi. Duruşma karar için ertelendi.
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Master (30-12-2007), Ramo (27-12-2007), serdarkus (28-12-2007)
  #510  
Eski 30-12-2007, 16:03
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23006 Kere teşekkür edildi
Arrow İnceden inceden Durmak yok; yola devam!

‘Aşağıdakilerden hangisi, korunması gereken değerler arasında değildir?’

‘Bayrak, Din, Namus ve Can’

Erzurum'da Hacı Sami Anadolu Lisesi'nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni İbrahim Ağırman'ın Öğrencilerin ilginç testle ilgili olarak velilere bilgi vermesi üzerine şikayetler başladı.

Vali ve İl Milli Eğitim Müdürü'ne verdiği ifadede sorunun cevap anahtarının de şıkkındaki ‘Can’ olduğunu belirterek, “Yılların öğretmeni olarak hiçbir zaman öğrencime yanlış soru yöneltmedim ve yöneltmem. Sorunun cevabı ‘Can’ dır. Bunu da mehmetçiğimiz PKK terör örgütüne yönelik yaptığı operasyonlarla ortaya koymaktadır'' dedi.
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
bikmisbroker (16-01-2008), Emin (31-12-2007), janus (31-12-2007), meraklı (31-12-2007), neron (02-01-2008), serdarkus (31-12-2007)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:49 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce