#391
|
|||
|
|||
Kazanın nedeni
HAKİM, sarhoş bir şekilde kaza yapan Temel’e şöyle demiş;
- Anlaşıldı, kazanın sebebi alkol. Temel, "Sağol Hakim Bey" demiş. "Herkes kazanın benim yüzümden olduğunu zannedecekti..." |
#392
|
|||
|
|||
Cetin Altan`in pazar yazsisindan...
Temel, ormana ağaç kesmeye gitmiş. Ağaç keserken de bir orman korucusu yakalamış kendisini:
- Ulan sen, tabiatın dengesini bozuyorsun, diye basmış sopayı; ağzını burnunu şişirip kanatmış Temel’in. * * * Temel, şişmiş kafası morarmış gözleriyle köyün kahvesine geldiğinde; kahvedekiler hemen Temel’in çevresine üşüşüp sormaya başlamışlar: - Yahu Temel, ne oldu sana böyle? * * * Temel: - Bırakın Allah aşkına, demiş; ormana ağaç kesmeye gitmiştim, biri çıktı: “- Sen Sabahat’in yengesini bozdun diye, kafamı gözümü yardı sopayla. Ben ne Sabahat’i tanırım, ne de yengesini; ne de bozmuşluğum var kimsenin yengesini. * * * Bizim iç siyasette de bir taraf: - Siz Atatürk ilke ve inkılaplarıyla laikliği bozdunuz, diye tutturuyor. Öteki taraf da: - Bizim öyle bir şeyleri hiç tanıyıp gördüğümüz olmadı ki, nerede nasıl yapıp da bozacağız onları. Biz sadece demokrasiyi olgunlaştırmaya çalışıyoruz, orasını burasını öpe okşaya; demeye uğraşıyor. |
#393
|
||||
|
||||
Temel, Fadime'nin kedisinden nefret etmektedir. Birgün kararini verir ve Fadime evde yokken kediyi yakalayip, arabasina koyar.
1-2 kilometre kadar ileride, bir köprünün yanina birakip evine döner. Kapiyi açýp eve döndügünde bir de bakar ki, kedi sepetinde oturuyor. Ertesi gün, Fadime'nin evden çikmasini bekleyip, kediyi yine arabaya atar. Bu kez 5-6 kilometre ötedeki bir kasabada, bir çöp konteynerinin içine birakir Eve döner, kapiyi açar, kedi yine bas köseye kurulmus,Temel'e kötü kötü bakiyor... Ertesi gün isi iyice inada bindirir, kediyi yakaldigi gibi 10-15 kilometre direksiyon sallar, buldugu her tali yola girer, kedi yönünü kaybetsin diye çeşitli sasirtmaca yollara girer, daireler cizer. Sonunda yaptigi isten iyice emin olunca, arabayi durdurur ve kediyi birakir. Arabasina atlayip, evinin yolunu tutar. Saatler sonra Temel evine, Fadime'ye telefon açar; - Uy Fadime, kedi yaninda mi? - Evde, niye soriysun da? - O şerefsizi telefona ver hemen. Kayboldum; yolu tarif etsin...
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK |
dentist kullanıcısına teşekkür edenler | ||
buena vista (01-06-2008), Master (31-05-2008), neron (02-06-2008), su (01-06-2008), zumbul (04-06-2008) |
#394
|
|||
|
|||
Kim kiminle evli
MAHKEMEDE hakim, Temel’e sormuş: - Kiminle evlisin?
- Bizum kariylan! Hakim sinirlenmiş; - Sen hiç erkekle evlenen duydun mu? - Duydum tabii, nasil duymadum! - Kimmiş? - Bizum kari... |
#395
|
|||
|
|||
posta kutusundan...
Türkleri Anlama Sanati Adli Kitaptan
Madde 7: Hesap odeyen erkek, hesabi odemek icin gereken islemi masanin altinda yapar.Turk erkegi odedigi hesabi masadakilerin gormesini istemez. Eger gorurlerse ayip olacagini dusunur ve karsidakilerin 'Ulan amma da gorgusuz herif, hem ismarl iyor hem de hesabi gozumuze sokuyor' demesinden cekinir. Boyle bir davranisa bir de Eskimo erkeklerinde rastlanilabilir. Madde 11: Turkiye'de ilk, orta, lise, universite, yuksek lisans, doktora fark etmez, s inav kagitlari dagitilirken, bir ogrenci mutlaka 'Hocam istedigimiz sorudan baslayabilir miyiz?' sorusunu sorar. Ayni ogrenci, ogretmen haftaya sinav yapacagini bildirdiginde kacinci sayfaya kadar sorumluyuz hocam' sorusunu soran ama yine de sinava calismayan ogrencidir. Madde 25: Tum israrlara ragmen misafir 'Yemeyecegim yeter!' diyorsa, Ev sahibi son kozunu degerlendirir ve ilahi gucu cumle icinde kullanip Bak Allah'in adini verdim' diyerek misafiri koseye sIkistirir. Misafir bunun uzerine midesi dolu olsa da, ilahi kudret korkusundan midir ka cis yolu kalmamasindan midir, ne var ne yoksa bir cirpida yer. Madde 34: Uzerinden arac gecsin ve temizlensin diye isyeri paspaslari cadde ortasina firlatilir. Sinek avlayan esnaf Turkiye'de temizlik hastasi kesilir.Alir eline hortumu bastan asagi dukkaninin bulundugu caddeyi, kaldirimlari bir guzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri ve sokaklari da sulamayi is edinir. O arada paspaslar da temizlikten payini alir. Madde 42: Misafirlikte kolonya ikram edilirken buyuklerin ellerine cocuklarin kafasina dokulur. Madde 46: Durakta degil de, her el kaldiran yolcu gordugunde duran otobuse halk otobusu denir. Halk otobusu halki kirmaz, durur. Halk otobusunun belediye otobusunden tek farki budur. Madde 49: Sehirlerarasi otobus yolculuklarinda kan bagi yoksa (kari,koca, yegen, yenge gibi) bayan yanina erkegin oturmasi firma tarafindan kabul edilmez. Turkiye'de en onemli namus bekcileri otobus muavinleridir. Muavinlere gore birbirlerini hic tanimayan iki karsi cinsin, mesafe olmaksizin seyahat etmesi, atesle barutun birbirine bitisIk iki koltuktan bilet almasi gibi bir seydir. Buna asla izin vermezler. Ancak gidilecek yol boyunca erkegin yanina oturtmadiklari genc kizi kesmeyi de ihmal etmezler. Madde 63: Gelinin belinde yer alan kirmizi kusak bekareti simgeler. Damadin elbisesi uzerinde renkli bir caput parcasi, herhangi bir isaret bulunmadigindan cinsel gecmisi hakkinda fikir yurutmek mumkun degildir. Aslinda bu gecmisle pek ilgilenen de yoktur. Madde 64: Kafa bir yere carptiginda sismesin diye cignenmis ekmekle ovalanir. Turklerin 'Kendi kendine tedavi' yontemleri sadece bunlarla bitmez.Agriyan yere sicak tugla konur. Isitilmis cay bardaklari ile sirt cekilir. Arpacik cikmis goze sarimsak surulur.Kesilen ve kanayan yere tutun basilir. Pasli civi batan yer sopayla dovulur. Burkulan yere biftek baglanir. Yanan yere dis macunu surulur. Madde 66: Butun ilaclar buzdolabinda saklanir.Buzdolabinin kola, su, gazoz koyulan bolgesi ilaclara yetmeyince, ilaclar yumurtalarin bulundugu alanda, kurumus yarim limonlara komsuluk yapar.. |
#396
|
|||
|
|||
Ayy bizimki daha güzel..
KARI koca yemek yerken, masaya yaklaşan güzel bir esmer, adamı selamlayıp geçer. Karısı suratı asık bir şekilde sorar;
- Kim bu afet? - Mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim... Sevgilim... - Neee... Bunu bir de pervasızca söyleyebiliyorsun. Boşanıyorum senden!. - Yani Etiler’deki apartmanı, Kandilli’deki yalıyı, Bodrum’daki yatı ve yazlığı ve Nice’deki villayı bırakıyorsun. Uzun bir sessizlik olur. Çift yemeğini yemeye devam ederken, kadın birden sorar; - Şu arkada oturan Abdullah değil mi? Yanındaki kadın kim? - Kim olacak Abdullah’ın sevgilisi Kadın: - Ayy... Bizimki daha güzel!.. |
#397
|
||||
|
||||
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=222189
Canlı yayında kızın saçları microfona takılınca,komik |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
buena vista (18-06-2008) |
#398
|
||||
|
||||
Yeri yanlışsa değiştiriniz...
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
#399
|
|||
|
|||
Tava
KARI-koca kahvaltı yaparken, kadın bir anda elindeki tavayı kocasının kafasına geçirir. Ne olduğunu anlamayan kocası şaşkınlıkla durumu sorar. Kadın: "Dün pantolonunu yıkarken içinde, üstünde Çiğdem yazan bir kağıt buldum."
Bunun üzerine kocası "Karıcım o geçen gün üzerine bahis oynadığımız atın ismiydi" der. Bu açıklamayı yeterli bulan kadın pürneşe içinde kahvaltısına devam eder. İki gün sonra yine kahvaltıda bu sefer daha büyük bir tava ile kocasının kafasına öyle bir vurur ki koca birkaç dakika kendinden geçer. Ayılınca karısına yine durumu sorar ve kadın cevap verir. "Dün senin at aradı..." |
#400
|
|||
|
|||
kiralık
Trabzon'da bir evin penceresinde,"bu ev kiralıktır"yazıyor.Birkaç adım ötesindeki evin penceresindeki yazı da şöyle; "Bu da."
Genç kız yakınıyor:"Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS'ye,ama yine kazanamadım.Gitcem sonunda Amerika'ya o olucak.Memleketten böyle böyle beyin göçü oluyor işte!.
__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir. |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|