#121
|
|||
|
|||
AnneM`e..
Sagi solu belli olmayan, hafakanlar basan, hulku daralan AnneM``iz nerede.?
Ne yalan yazayim.!!Özletti kendisini.. XanaX icip bir yerlerde kalmis olmasin.! Türkiye turuna cikti yine herhalde..Yoksa caktirmadan birilerine mi kizdi.?? Arka Bahce``li ve Altay``li buena vista |
#122
|
||||
|
||||
kaming suun
Ahali ;
Mucbir sebeplerle ara verdiğimiz yayınlar hafta içinde başlayacaktır.Bu arada meydanı boş bırakmamızdan sebeplenen ve bu bahaneyle lezzetli yazılar döktüren cümlenizi kısaca takdir ederim. Bahçe budur. Müco ile kahvaltı... Irina'nın servisi... Ihlacity.... Kimin morkıçı.... 32 kısım tekmili birden Azzzz sooonaaa Bilmem az mı? Not : kimin ne haltlar yazdığını takip etmiyorum sanılmasın.Hesap günü de azzz soona.... |
#123
|
||||
|
||||
Anne returns
Günaydın Ahali ;
Mucbir sebeplerle bir müddettir yazamıyorduk.Ama boş durmadık.Hayat tecrübeleri küfemize yeni yükler yükledik.Artık bunların hangileri paylaşılır hangileri bizle gider başka alemlere bilinmez.Lakin sizin ilk bilmeniz gereken, bu hayat denen ''şey'' acaip birşey.En acaip anlarda en acaip şeyler onun çizgisini en acaip halleriyle değiştiriveriyor.Yani hakkaten acaip diyeyim de siz anlayın.Anlamazsanız da bana ne .Açıklayıcı bilgi bundan epey bir vakit önce yazılmış dost yazılarının üçüncüsü olan '' dostluk alınır, dost satılır '' minvaldeki yazıda vardır, hala anlamayan varsa da sinirlerim bozulur, bir hoş olurum. Bu dönem zarfında arkabahçede yazılanlar incesinden okunmuştur.Ve şöyle bir netice hasıl olmuştur : Bu forumda borsa ile ilgili yazılar sadece Serd Ark Uş namlı katılımcı tarafından yazılmaktadır.O yazıları okuyanlar da borsa hakkında azami fikir ve ilim sahibi olmaktadırlar. Amma en önemlisi şudur ki ; sadece bir yedekleme ve transfer yeri olarak açılmış olan AMBAR , Ömmes müstear adlı bir katılımcı tarafından işgal edilmiş olup, edebiyat, felsefe ve beyin dolu yazılarla parsellenmektedir ki , ben bu işgaledeki gayri kanuni vaziyete gözyummakta bir gariplik görmemekteyim.Ne demiş atalarımız : '' bir kere delmekle bişi olmaz.'' Malum, bahar kudurdu, her sabah yeşilin bir başka tonu ve her sabah büyüyen hacimlerle karşımıza çıkıçıkıveriyor.Muhallebici başkan, üç milyon dolar harcayarak üç milyon gül soğanı diktirmiş, haftaya zamanı geçince üç milyon daha harcayarak soğanları geri toplatacak ve üç milyon daha harcayarak bir sene muhafaza edecekmiş; aferin.Kimisi de Tuzlaya fenolik varil ekmiş, onları da Pepe Osman toplayıp muhafaza edecekmiş.Ama para olmadığı için kim nereye ne dikiyor kontol edemiyorlarmış.Pepe Osman'a bundan sonra Varil Lalesi demeyi pek münasip gördüğümü de beyan edeyim.Kaldı ki Pepe Osman bu bizim lavuk halkımız ihbar etmiyor diyor.Peki o zaman ben ihbar ediyorum : Bu memlekette bazı idareci muallimler, nöbetçi talebelere, kendi yazıhanelerinde çay demlettirmektedirler.Bizler, bu sabi sübyanı o mekteplere çay demlemeyi öğrensinler diye mi yollamaktayız? Ballı Ömer uyumakta mıdır ? Ben adamı anında satarım, maksat memleket doğru istikamete gitsin. Neyse ahali ; epeydir yazmayınca mevzuular birbirine karışıyor.Ben bir kafayı toparlayayım , ondan sonra Müco ile olan kahvaltımı bir nakledeyim sizlere. İrina mı dediniz ? Bilmem hoşgelebildik mi ? |
#124
|
|||
|
|||
Çay deyip geçmemek lazım.
//MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İLKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ
Resmî Gazete : 27.8.2003/25212 Tebliğler Dergisi : EYLÜL 2003/2552 Düzeltme : KASIM 2003/2554 Ek ve Değişiklikler: 1) 21.10.2004/25620 RG (KASIM 2004/2566 TD) 2) 24.6.2005/25855 RG (AĞUSTOS 2005/2575 TD) … Öğrencilerin Nöbet Hizmetleri Madde 138 — Küçük yaşlardan itibaren görev ve sorumluluk duygularını geliştirmek, hayata hazırlamak ve okulun yönetim işlerinde görev almalarını sağlamak amacıyla 5, 6, 7 ve 8 inci sınıf öğrencileri, okul yerleşim alanı içinde nöbet görevlerini yürütürler. Öğrencisi yeterli olmayan okullarda 4 üncü sınıf öğrencilerine de nöbet görevi verilebilir. Yatılı/pansiyonlu okullarda yemekhane ve yatakhane nöbeti tutulur. Nöbetle ilgili görev ve sorumluluklar, okul yönetimince yazılı olarak belirlenir ve nöbetçi öğrencilere duyurulur. Nöbetçi öğrenciler yazılı ve uygulamalı sınavlara katılırlar.// Efendim; Eğitim kavramında bilgi kazandırmanın yanıda BECERİ kazandırmak da vardır. Benim kız öğrencilerime, yarın el oğlu; ''Öğretmenin Sana çay yapamasını bile öğretmemiş. Hay ben O öğretmenin ağzına ...'' diyemez. Diyeceğim, kendim için bir şey istiyorsam ne olayım.. |
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#125
|
||||
|
||||
Ahali ;
Tam Müco ile yaptığımız bir bahar kahvaltısını kaleme almaya başlamıştım ki ; bir mesul vatandaş olarak yaptığım ihbara karşı ismi lazım değil birileri, mesleki müdafaaya geçmiş.Dertlerini Ballı Ömer’le halletmelerini rica ederken , okula gidip de, çay demlemeyi öğrenmemiş çocuğu yüzünden ''Öğretmenin Sana çay yapmasını bile öğretmemiş. Hay ben O öğretmenin ağzına..’’ diyecek velinin özlemi ile yandığımı da açık seçik beyan edeyim bari. Neyse efendim , ilgili ile hesabımızı başka bir zamana bırakarak, asli mevzuya dönmeye gayret gösterelim.Hem sinir sistemime de daha iyi gelir böylesi.Zaten başka bir ismi lazım, dayamış fidanlığa İstanbul’u.Dayamış bilip de göremeyenlerin ,yaşamış da özlediğinin farkında olmayanların, özleyip de sevmiyormuş gibi yapanların zihnine , lanet ettirmiş alayına ‘’ ben neden buralardayım ?’’ diye. yayılmışız dünyanın dört bir yanına
kimisi ta kopenhag'da, kimisi paris bedenimiz orda burda dolanır amma çok hem de çok uzak yerde kalbimiz bir allı turna olsam, karlı dağları aşsam varsam bizim ellere, kendi göğümde uçsam şimdi istanbul'da olmak vardı anasını satayım püfür püfür bir vapurun yan tarafında köprüde balık ekmek yemek dolmuşa hadi gidelim demek ver elini yenikapi ver elini bebek, tarabya şu anda oralarda olmak vardı ya şimdi istanbul'da olmak vardı anasını satayım boğazda köhne bir iskelenin yamacında tabakta kavun, peynir kadehte buz gibi rakı dilinde yari acı yarı tatlı bir şarkı şu anda istanbul'da olmak vardı! benim derdimi dermanımı bilen yok yayılmışız dünyanin dört köşesine kiminin adresi sidney kiminin hamburg yaşamaya dört elle sarılmışız da yine de gözlerim dolu, yüreğim buruk başımı hiç bir zaman eğmedim amma yine de yüregim yara, içimde boşluk minnacık tohum olsam savrulsam dönümlerce kış biter bahar gelir, açılsam yüzbinlerce açılsam milyonlarca şimdi istanbul'da olmak vardı şimdi istanbul'da, şu anda istanbul'da ah ! istanbul... Bak şimdi ahali yaaa !!! Tam Müco meselesini toparlayayım derken , soktular araya bir de İstanbul, tarumar oldum.Sanırım bu meseleye girmem bililerini rahatsız ediyor. İrina mı ? Bilmem şimdi gidip Arkeoloji Müzesi Bahçesinde bir çay mı içsem ? |
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (17-04-2006), bikmisbroker (17-04-2006), Emin (17-04-2006), korhan (17-04-2006), TheSecret (18-04-2006) |
#126
|
||||
|
||||
Keys stadi
Ahali ;
Araya girenle papaz oluruz bak baştan söyliyeyim. Geçenlerde bir gün, henüz bahçenin yan taraftaki çilekler beyaz beyaz çiçeğe bürünmemişken, bir telefon Müco ; ‘’ Anne nasılsın, bi görüşelim ‘’falan filan... Ben bunun babasını bilirim, Kuleli’den mezundur, ikisini de sevmem ama kıvırtamadım gel dedim.Meğer kapıdan arıyormuş, oğlu damladı anında. Tam biz ayaküstü lagaluga etmeye başlarken yan yoldan İrina görüldü, jogging’den dönüyor.Oha be kızım dedim içimden , bahar geldi az güneş gördün diye de böyle giyinilmezki, giyinmek ne kelime , giyer gibi yaptığı toplasan kırk gram gelmez bez parçaları da yapışmış terle beraber, mübareğin ten rengi sanırsın.Havva anamız, nur içinde yatsın ; O bile İncir yaprağı neviinden kalın bişeyler alırmış üzerine.Ben la havle çekerken atladı lafa ; ‘’ Anne, misafirin var , hazırlıyayım mı bir kahvaltı sofrası ? ‘’ .Hay Allah ; ben Müco’yu sepetlemeye çalışıyorum, bu afet-i dünya neler diyor ; üstelik Müco ‘da ağzının suyu akaraktan duyuyor.’’ E , peki kur sen sofrayı biz bir sabah kokularını içimize çekip geliriz’’ dedim. Onbeş dakika sonra kahvaltı hazır.Yahu evladım ; sen ne zaman duşunu aldın , makyajını yaptın , sabahkilerden onbeş gram daha fazla çekecek kıyafetleri giydin de bu cennet sofrasını kurdun diye hayretle düşünerek kurulduk sofraya.Masanın üstü, Van’ın otlusundan kızartılmış Kıbrıs Hellim’ine , Denizli Çökelekinden, Enez Koyun beyazına, Edirne Kaşarından Antakya’nın Karakesmesine, Erzurum’un Civil’inden, Bursa’nın Mihalıç’ına , Kazdağının Sepetinden, Bergama Tulumuna, Çorum’un Kargı Tulumundan, Trabzon’un Kolotisine kırk çeşit peynir ki herbiri farklı otlarla bezenmiş tabakların içinde gelmiş sofraya. Gömeç Zeytinyağı pulbiberle kekikle halvet olmuş, güneş vurdukça gökkuşağı gibi oynaşır tam Edremit zaytinyağı içinde yüzen kalamata zeytinlerin yanında.Dilimlenmiş Afyon sucukları ile Akhisar yumurtalarının parçalanmamış sarıları kümbet gibi dururken sahanda, beyazı da hala pişmekte, yeni doğmuş çocuğun nefes alışı gibi hızlı hızlı oynaşmakta.Pekmezin üstüne Mudurnu Cevizini öyle bir döşemiş ki , sanırsın Uşak halısından bir motif.Yanda devasa bir sini içinde ekmek çeşitleri ki ; saç ekmeği, iki saç arası ekmeği, mayalı, tepsi ekmeği, tava ekmeği, yağlı ekmek, ebeleme , ki kimi buğday , kimi çavdar kimi arpadan mamul , etrafa dizmiş çörekleri , Gülleyli çöreği, mısır çöreği, yazma çöreği, çoban çöreği, ağa çöreği, kete sanki halay çekerler. Çorum Pıt pıtısı, Artvin Kakalası,Kastamonu Göbütü,Konya Gömeç ekmeği sanki yontucu eseri dibi dizili.Yeryüzündeki bildik bilmedik her meyvanın reçelleri mini mini kaselerde serpiştirilmiş ki ne anlatmaya ne saymaya mecalim yoktur. E haliyle masa büyük , Müco ile ister istemez uzak kaldık az bağıraraktan konuşuyoruz, bir yandan da Irınaanım dayamış Vivaldi’yi öyle bir musiki sarmış ki mekanı konuşmaya utanıyor insan o kemanları incitirim diye. Her tarafta güller yaprağa vermiş, goncalar dayanın diye bağırıyor onbinlercesiyle, bir hafta on güne size öyle bir patlayacağız ki ne rengimiz ve kokumuz gözünüzden, beyninizden yüreğinizden gider olacak.Yaseminler kalır mı ondan aşağı ; geliyoruz beyaz beyaz göz almacasına diye sarılmakta tutanaklarına, sanki yeni yapraklarını vermeleri gözle görülecek kadar hızlıyken. Neyse dedim Müco ‘ya sizin oralarda böyle ortamlar yoktur heralde, tadını çıkar.Hö dedi andavallı , ‘’ Anne , yapma gözünün çapağını yalayayım, bizde bu memleket evladıyız’’ Yürü lan dedim, şu metni hatırlamıyor musun : ‘’Burada, önünüzde, şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiyeti ve egemenliğini reddettiğime; Bundan böyle, ABD Anayasası'nı ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma; ABD'ye bağlılık ve sadakat göstereceğime; kanunun gerektirdiği hallerde ABD ordusuna hizmet vereceğime; kanunun gerektirdiği durumda sivil yönetim altında ulusal önemi olan işlerde çalışacağıma ve bu yükümlülükleri özgür bir şekilde, akıl sağlığım yerinde ve samimi olarak üstleneceğime yemin ederim. Tanrı yardımcım olsun." Gayri ihtiyari bir Amin dedi,ve anında utanaraktan başka yerlere bakmaya başladı.Lan oğlum dedim , utanma senin genlerinde yok , olsaydı Kuleli de okumuş baban bu hallere gelir miydi ? ‘’ Ama Anne, ekmek parası yaaa ; hem de biz bir sürü insana, vakıfa, mektebe yardım ediyoruz.’’ Sinirlenmemeye azami gayret göstererekten ‘’ lan onları vergi vermemek için dağıtıyorsunuz.Hem sen kimin ekmeğini, rızkını, geleceğini çalıp ‘’ ekmek parası için ‘’ diyorsun bre ciğersiz! Hastttt... ‘’’ diyerekten yolcu ettim ve döndüm sofraya.Baktım içeriden bir ismi lazım değil çıkmış alelecele uzaklaşmakta.Haa dedim demek saat dokuzu geçmiş bunlar seansa yetişmeye uğraşıyor.Öğlene kadar uğrayan olmaz diyerekten yumuldum sofraya, herbir tabağa, tepsiye, kaseye, tavaya azami saygı göstererekten. Saat onbir otuza doğru karnım az az doymaya başlarken Irinaanım göründü sundurma tarafından , elinde bir bakır tepsi , içinde bir bakır cezve , yanında bir fincanla, bir yandan Chopin’in Polonaise No 6 sını savuran piano nameleriyle dans mı ediyor, havada mı süzülüyor anlayamadan.’’ Anne dedi kahveni getirdim, buyur ‘’. ‘’ Ah be kızım, nerden anladın tam zamanı olduğunu ‘’. Dikildi az karşımda, rahatsız etmeye çekinir bir edayla.Ne rahatsız etmesi , binlerce gün karşıda dursa onu görmekten rahatsız olacak bir kul gelmiş midir dünyaya ! Anladım , bir şey sormak istiyor ; ‘ Hayrola dedim bir şey mi var ?’’ ‘’ yok be Anne , sadece benim büyük sandığı nereye kaldırmışlar bulamadım, sen bilirsin herhalde.’’ ‘’ Haaa dedim bilmem mi , onu Ambara yollatmıştım , feylesof benzeri bir bahçe müptelası da orayı mesken tutmuş, geçenlerde diyordu, sandık oradaymış ve O da sandığı tavaf eder dururmuş, onu incitirse seni incitir diye bir telaşla.’’ ‘’ Sağolasın anne ‘’ dedi ; ‘’ ‘’ öğle sıcağı da başladı; ben üzerime ince birşeyler giymeye gidiyorum.’’ Zor attım kendimi dışarı. Bilmem atmasa mıydım ? |
#127
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
Yok ben PES ettim, cidden de PES ettim, serd ark us'u alsak yanimiza, A li hocamizdan da destek alsak, (Trusty zaten basedemiyecegini anladi ortalardan TUYDU-YOK oldu) adi gibi kendide em in arkadasimizi da bu potada (fidanlik) harmanlasak, yine de AnnE mize laf yetistirmek bir yana, eline su bile dokemiyecegiz.. Ahh Beylerdereli Gun ve Han, gecen sene geldigimde bizi bir araya getiremedin ki sabah, ogle ve aksam, yemeklerden sonrasini bile beklemeden boylesine guclu yazan 1 kisimidir? Yoksa 1 kisi huvviyetinde bir ordumudur? Gozlerimle goreyim, merakimi gidereyim..
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker |
#128
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
Dilim şişmişti.
Yok yok! Araya girdiğim yok, okumak için sıraya girmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Dumura uğradım. İki kere okudum da üst üste ancak anlayabildim ya da anlayabildiğimi sanıyorum şimdilik. Bıkmış Broker abime hak veriyorum, ben kendi haddimi, hududumu ve menzilimi bilme adına söylüyorum; eline su dökemem Sayın Anne'nin, adım gibi eminim. Dökmekte istemiyorum zaten, öpmek dururken. Van’ın otlusu kızartılmış Kıbrıs Hellim’i Denizli Çökeleği, Enez Koyun beyazı Edirne Kaşarı Antakya’nın Karakesmesi Erzurum’un Civil’i Bursa’nın Mihalıç’ı Kazdağının Sepeti Bergama Tulumu Çorum’un Kargı Tulumu Trabzon’un Kolotisi Bunlardan koyu ve kalın yazanları tadabilmişim şimdiye kadar. Be mübarek Anne, siz ne zaman yediniz bunları ve sayamadığınız daha kırk çeşidini! Kızmayasınız diye; yazının içindeki yüzlerce konuya değinmeden, başımı azıcık öne eğip, geri geri ve ağır adımlarla çıkıyorum. Huzurunuzdan çıktıktan sonra da şöyle diyeceğim: "Aman kızarsa kızsın, söylemeseydim dilim şişerdi. Kuru kuru da teşekkür düğmesine basılıp çıkılmaz ki!" |
Emin kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (17-04-2006), buena vista (18-04-2006) |
#129
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
dumura ugramak..
Sevgili Emin, Irina`nin gelmesi güzel haber..Sirasi geldiginde aksam yemegi de hazirlar.Ancak, kahvaltida yenenleri okudukca kolestrolüm yükseldi..!!Gidip hemen ilacimi alayim bari.. buena vista |
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (17-04-2006) |
#130
|
||||
|
||||
Gayemizin amacı
Ahali ;
Dünden beri bir sürü katılımcı, İrinaanım'ın jogging sonrası terli iken çektiğim resimleri buralarda görmek isteyen mesajlar atıyor, avantalar teklif ediyor. Unutmamak lazım ki burası piyasalarla ilgili bir mekandır.Başka amaçlarla buralarda dolanan katılımcıları -ki alayının adı bende saklıdır- deişfre etmek zorunda hissetmek istememekteyim kendimi. Adı geçen Kuzeyli hanımın buralarda bulnması, kalış süresini uzatmış olması, sadece sizlerin piyasalardan menfaat elde etmenizle alakalıdır.Başka menfaat beklentilerinizi başka kaynaklardan gidermenizi tavsiye etmek mecburi bir hal almıştır. Bilmem 8 megapixelle çekmesemiydim, amma da ayrıntılı çıkmış ha ! |
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler | ||
Konuyu Toplam 3 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | |
Modları Göster | |
|
|