#91
|
|||
|
|||
Meraklısına tam tekmil rakı adabı....
Rakıyı güneş battıktan sonra, yavaş yavaş ve muhabbet eşliğinde içmeli...
Rakıdan küçük küçük yudumlar alınır... Bülent Ersoy öyle içiyor diye bir dikişte bir duble rakıyı içmek makbul değildir... Buz gibi şişeden bardağa çevire çevire dökülür ve o nefis kokunun daha fazla yayılması sağlanır... Bardağa konulan rakının yarısı kadar su konması makbuldür... İlk yudumu aldıktan sonra ağızda bekletip, dişlerin arasından derin bir nefes alınırki akciğerler de nasibini alsın... Masada yaşça en büyük kişi rakı kadehini tokuşturmak için kaldırmadan rakı kadehleri masadan kalkmaz... Rakı sofrasında planlı, programlı ciddi işler konuşulmaz. Geyik muhabbeti yapılır, memleket kurtarılır, anılar tazelenir, dedikodu yapılır... Sigara küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konmaz... İçilen kahve fincanında, tabağında sigara söndürülmez... Rakı kadehine önce rakı, sonra su, daha sonra da (konmasa daha iyi olur ama) buz konur... Bu sırayı bozarsanız, anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı hem keyfi kaçar... Rakıdan anlayanların,Antalya meyhanelerinde garsonluğa soyunanlara bunu anlatması gerekir... İcmeye başlamadan önce aperatif birşeyler yenmelidir. Favori zeytinyağlılardır. Zeytinyağı, mide dolmaya başladıkça üste çıkarak,alkolün genzinize doğru gelmesini engeller... Rakıya buz koymak yanlıştır. Buz rakının içindeki suyla alkolü aynı oranda etkilemediği için daha seyrek olan alkol üste çıkar. İdeal karışım bozulmuş olur. En uygunu rakıya soğuk su koymaktır... Rakı sofrasında kadeh yalnızca bir defa tokuşturulur. Hadi bakalım hoşgeldiniz vs. falan diye... Bundan sonra kadeh tokuşturulmaz sadece kaldırılır... Masaya yeni birisi eklendiğinde ise tekrar kadeh tokuşturulabilir... Rakı şalgam suyuyla içilmez!... (taslağa dahil değil) Mezesiz rakı içilmez. Ben akşamcıyım, öyle bir kadehlik keyfim var diyorsanız gidin bira filan için... Şişe numarasının önemi yoktur. Zira ilk damıtılan rakı, 01 numaraya denk gelmez... Rakı masasına avuç içiyle ya da yumrukla vurulmaz... Bağıra çağıra, Böğüre öğüre konuşulmaz... Sakin olmak, efendi takılmak gerek... Önce kendine gel, sonra meyhaneye Kalender ol da gir kalenderhaneye Bu yol kendini yenmişlerin yoludur Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye Rakı bardağı boş beklemez... Evet masadan kalkarken bile dibinde biraz bırakılır... Usul, adap bilen en genç kişinin saki olması adettendir, büyüklere (ki büyüklük kavramı orada anlam bulur) sakilik yaptırılmaz... Ev sahibi olsa bile... Şişede kalan son rakı damlasına kadar eşit paylaştırılır, daha da içmek isteniyorsa bu paylaştırma ritüeline girilmeden yenisi sipariş edilir... Rakı sizi ne zaman sarhoş edeceğini zamanında söyleyen bir içkidir,bunu farkettiğiniz zaman yanınızdakilere söylemeli, ya da izin isteyip kalkıp gitmelisiniz, ama eğer sizin kalkmanız masayı dağıtacaksa ölseniz bile orayı terketmeyin... Çünkü rakı masasından tuvalete gitmek için bile zar zor kalkılır, hoş karşılanmaz... Rakı masasında bira, şarap gibi başka alkollü içecekler (masada sosyetik hanımefendiler olsa dahi) olmaz... Her nevi ızgara balık (çupra, levrek, istrongilos) uğurlu yemeği,hususi nihavend ve rast makamından sanat musikisi eserleri uğurlu nağmesi, akordeon, keman ve ud da uğurlu çalgısı olan rakının, uğurlu cl'si 70'dir... Rakı yanlız başına içilen bir içki değil, meze ile birlikte yavaş (sindire sindire) içilen bir içkidir... Mide ve beyne belirli bir etki yaptıktan sonra insan keyiflenir ve güzel sohbetlere yönelir... Yani hem anlatır hem dinler... Böylece rakı sofrası en az iki kişinin katıldığı toplu bir eylem, karşılıklı konuşmalara dayandığı için demokratik bir forum, evrensel ve kişisel sorunların ortaya getirildiği, fikir alıp verilen, insanın kendisi ile yüksek sesle düşünerek hesaplaştığı bir tür psikolojik grup terapisi olmaktadır... Unutulmamalıdır ki rakı sofrası saygın bir cemiyettir... Buraya katılan hem bu meclise kabul edildiği için saygı gören bir kişiliğe sahip demektir hem de diğerlerine karşı saygılı olmak zorundadır... Herhangi bir marka rakı içilirken başka bir markayı övmemek önemlidir,aksi yapıldığında, o an yudumlanan nimete hakarette bulunulmaktadır,yanlıştır... En büyük mezesi muhabbettir... Muhabbet konusu "bi kız vardı, 5 yıl sevdim, yüzüme bile bakmadı" gibi duygusal ağırlıklı olabileceği gibi,"bu güneş niye hep doğudan doğuyo batıdan batıyo?" gibi yarı-felsefi konular da olabilir... Tam yağlı koyun peynirinin üzerine kırmızı toz biberle renklendirilmiş sarımsaklı zeytinyaği süslemesi... Turşu gibi ekşi mezelerde yine rakının kendine has tatlı nefasetini dengeler, damarlarınızı büzer anasonla dost olur, buna misal olarak dağ lahanası turşusu verilebilir... Yarasın |
#92
|
|||
|
|||
Felsefİ Raki Teorİsİ
İnternetten alıntıdır
Bir felsefe profesörü sınıfta, önünde bazı malzemelerle öğrencileriyle ders yapıyordu. Önce önündeki boş bir kavanozu 2cm çapındaki taşlarla doldurmaya başladı. Öğrencilere kavanozun dolu olup olmadığını sordu. Onlar da dolu olduğunu kabul ettiler. Profesör bu sefer bir kutu küçük çakıl taşı aldı ve onları kavanoza boşalttı. Kavanozu hafifçe sallayınca çakıl taşları büyük taşların arasındaki boşluklara doldular. Profesör yine öğrencilerine kavanozun dolu olup olmadığını sordu, onlar da onayladılar. Bu sefer bir kutu kum alıp kavanoza boşalttı. Tabii kum geriye kalan bütün boşlukları doldurunca yine öğrencilerine aynı soruyu tekrarladı. Öğrencilerin hepsi bir ağızdan kavanozun dolu olduğunu söylediler. Profesör bu sefer masanın altından bir şişe rakı çıkarıp içindekileri kavanoza boşalttı ve böylece kumların arasındaki boşlukları etkili bir şekilde doldurdu. Öğrenciler gülmeye başlayınca; "Şimdi," dedi: "Bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini bilmenizi istiyorum. Taşlar hayatınızdaki önemli şeyler aileniz, sevgiliniz, sağlığınız. Her şeyi kaybetseniz ve elinizde sadece onlar kalsa bile hayatınızın dolu dolu olmasını sağlayacak şeyler bunlar. Çakıl taşları ise işiniz, eviniz, arabanız gibi diğer önemli şeyler. Kum da geriye kalan her şeydir, küçük şeyler yani. Eğer kavanozu önce kumla doldurursanız çakıl taşlarına ve büyük taşlara yer kalmayacaktır. Aynı şey hayatınız için de geçerli. Bütün zaman ve enerjinizi küçük şeylere harcarsanız hayatınızda sizin için önemli olan şeylere hiç yer kalmayacaktır." Mutluluğunuz için çok önemli olan şeylere dikkat edin. Çocuklarınızla oynayın, doktor kontrollerinizi düzenli yaptırın. Sevgilinizi dansa götürün. İşe gitmek, evi temizlemek, tamirat yapmak ve yemek vermek için hep zamanınız olacaktır. Önce büyük taşları gerçekten önemli olanları halledin. Önceliklerinizi belirleyin. Geriye kalanlar sadece kumdur." Öğrencilerden biri elini kaldırıp rakının neyi simgelediğini sordu. Profesör gülümsedi, "Sorduğunuza sevindim. O, sadece hayatınız ne kadar dolu görünürse görünsün iyi bir şişe rakıya her zaman yer olacağını size göstermek içindi."
__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir. |
#93
|
||||
|
||||
Rakıdan küçük küçük yudumlar alınır... Bülent Ersoy öyle içiyor diye bir
dikişte bir duble rakıyı içmek makbul değildir... zaten bülent ersoyda makbul biri değildir.........
__________________
............................ |
#94
|
|||
|
|||
rakı-ne-zaman-icilir
__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir. |
account kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#95
|
||||
|
||||
|
#96
|
||||
|
||||
oyun...
sayın AnnE
verdiğiniz link çalışmıyor gerekçesi alttaki linkte anlatılıyor : http://www.cnnturk.com/2011/yazarlar...2.0/index.html çalışan linki vereyim : http://www.akpyeiciyoruz.org/ ve ben de gavuristandaki bir gavur olarak eyleme katılıyorum. etki tepkiyi doğurur, bu evrensel yasadır |
#97
|
||||
|
||||
iç ki ...
eyleme katılma nedenlerime gelince ...
bunu Özge Efendioğlu çok güzel anlatmış, ağzına-yüreğine sağlık : iç ki! bütün kötülüklerin anası mıdır? mesela avusturya-macaristan veliahtı ferdinand’ı ...vuran ve birinci cihan harbini patlattıran şahıs alkollü müydü ? ikinci cihan harbi sırasında yahudileri sabun yapmak gibi son derece “yaratıcı” bir fikre gark olan nazi subayları, bunu içtikleri buzlu rakıların etkisiyle mi akıl ettiler ? hiroşima’yı atomla bombalayan uçakların pilotları, öncesinde mi, sonrasında mı ve ne kadar süreyle ve kaç kadeh viski yuvarladılar ? marmaris’te yaşayan meşhur ressam paşa hazretlerinin -bir televizyon programında kendinin de belirttiği gibi- gençlerin idam kararlarıını imzalarken ellerinin titrememiş olmasının sebebi bolca içilen kan rengi buzbağ şarabı mıydı? dünyanın dört bir yanında devam eden savaşlar, iç savaşlar, sıcak savaşlar, soğuk savaşlar çok değerli bira fıçılarını ele geçirmek için mi yapılıyor? içki sahiden kötülüklerin anası mıdır? değildir. içki denilen şey, yani alkollü içecek, kısaca etanol içeren bir içecektir. etanol (ch3ch2oh), alkollü içeceklerin etkin katkı maddesi olup çoğunlukla fermantasyon, yani bazı maya çeşitlerinin etkisi ile karbonhidratların oksijensiz ortamda alkole dönüşmesi yöntemi ile elde edilir (bkz çeşitli kaynaklar) kısacası içkinin aklı yoktur. onu içenin aklı vardır. aklı olan içer ama adam gibi içer. yani bence içki… arada bir iç ki… neden mi “iç ki”? iç ki… omuzlarında taşıdığın dünya hafiflesin… uzun zamandır görüşmediğin dostların düşsün aklına… iç ki, sırlarını dökül… iç ki, dertlerine ağla… iç ki, dayanma, boz yeminini… iç ki, yeminler ver; “bir daha asla”… iç ki, cebindeki son parayla hesabı sen öde… iç ki, sevdiğin kıza ilan-ı aşk et… iç ki, tanımadığın insanlara gülümse… iç ki, bilmediğin şarkılarda dans et… iç ki, bildiğini gizlediğin şarkılara eşlik et… iç ki, “batsın bu dünya”… iç ki, “şeytan diyor ki yanaş şuna”… iç ki, “adalardan bir yar gelsin bizlere”… iç ki, bir gün de akşamdan kal… iç ki, kırk yılda bir de ek işini… zaten köpek gibi çalışıyorsun, bir gece de iç anasını satayım… iç ki, ağzını boz… iç ki, kafanı topla… iç ki, efelen… iç ki, efendi gibi otur oturduğun yerde “topla kendini kardeşim”… bu ülkenin aydınları içki masalarında kurtardılar vatanı… dediklerine bakma… o masalarda çok güzel şiirler de yazdılar. iç ki, sen de şiir oku… içkinden geliyorsa edebiyat parçala… iç ki, seviş hiç sevişmediğin gibi… bazen o kadar çok iç ki, ertesi sabah uyanıp tövbe et içmeye… iç ki… bir başka dünyanın hayalini kur… iç ki, dünyanın bir ucunda nesli tükenen bir kar leoparını düşünüp gözlerin dolsun… iç ki, senin kar leoparına gözlerin doluşuna birileri çok gülsün… iç ki, sonra sen de gül onlara… iç ki, hem boşver kendini çok da mühim değilsin anla… iç ki, hem çok ciddiye al her şeyi, öyle mühimsin ki tek başına bile değiştirebilirsin koskoca dünyayı… iç ki, affetmek kolay, unutmak zor olsun… iç ki, korkma mask’ın düşmesinden… belki ardındaki çok daha güzel mask’ın kendinden… hep kötülüklerini saydıklarına bakma, bazı anlarda bütün iyiliklerin de anasıdır “iç ki…” Özge EFENDİOĞLU |
#98
|
|||
|
|||
...postama gelenlerden..
ŞARAP..
Hz.NUH.şaraba düşkün olduğundan gemisin 3 tane asma fidanı almış. Gittiği yerde onlari dikmiş ama fidanlar 2 senedir büyümemiş. Tanrıdan yardım istemiş. Gelen nidada, - Bir tilki kesip kanı ile 1. fidanı, - Bir aslan kesip kanıyla 2. fidanı, - Bir eşek kesip kanıyla 3.fidanı sulaması önerilmiş. Asmalar senesine bir mahsul vermiş ve bol bol içki yapılmış. İşte Bu nedenle; Bir kadeh içen kişi TİLKİLEŞİR... İkinci kadehte ASLAN kesilir... Üçüncü kadehten sonra da EŞEKLEŞİR... ESKİLERİN DEYİMİ İLE DÜNYADAKİ EN İYİ İKİ İLAÇ, - HARİCEN YAKI... - DAHİLEN RAKI İMİŞ..... HAYDİ BAKALIM SAĞLIĞINIZA DOSTLAR ! YARASIN.... |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|