Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Tencere - Sayfa 3 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > Gözlem-Tespit
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Tencere
Konudaki Cevap Sayısı
308
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
143962

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #21  
Eski 05-03-2006, 18:29
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Türkiye büyüyor mu, yok mu oluyor?

Türkiye büyüyor mu, yok mu oluyor?
Yiğit Bulut

27/02/2006 Radikal
'Gerçekten büyüyor' diyorsanız; patronlar, sivil Toplum kuruluşlarının başındakiler ve en önemlisi 'sıcak para döngüsü' dışında kalan halk neden feryat ediyor?
Etmiyor mu? İşte size Rifat Hisarcıklıoğlu'nun son günlerde yaptığı açıklamadan çıkarımlar, lütfen bir göz atın. Ne mi diyor Hisarcıklıoğlu? Söylediği çok açık; üreten kesim yok oluyor, Türkiye tamamen ithal ürünleri tüketen, üretenin cezalandırıldığı bir ülke haline geliyor. Cari açık 2006'da kaldırılamayacak şekilde patlayacak. Daha açıkçası; ekonominin sağlam olması gereken bacakları tek tek kırılıyor. Bu noktada bir başka sese, cuma sabahı TV programımıza katılan TİM Başkanı Oğuz Satıcı'ya kulak verelim; 'Türkiye, 1875 Osmanlı'nın son günlerine geri dönüyor. Kontrolsüz ithal mallar, Gümrük Birliği'nin de etkisiyle yerli üreticinin belini kırarken, düşen kur üreteni cezalandırıyor. Bu iki örnek sonrası cumartesi bana gelen bir telefondan bahsetmek istiyorum. İMKB'de de işlem gören, Türkiye'nin en büyük üreticilerinden olan bir şirketin 'yöneticisi' beni aradı ve telefonda neredeyse ağlayarak 'Artık dayanamayacağım, işçi çıkarmamak için zorlanıyoruz ama sona yaklaştık' diyerek derdini aktardı. Söylediklerinin hepsi doğruydu ve feryatları kendi şirketi için değil, yok olan, dönüştürülen 'üreten Türkiye' i içindi.
Sevgili dostlar, 'sıcak para i' ile bugüne gelen, yakıtı 'üreten' olan yapı için tespitleri ve feryatları sizlere aktardım. Bu noktada aklıma takılan bazı detayları da çıkarımlar halinde sizlere aktarmak istiyorum.
İşte tespitlerim.
- Cari açık ve dış ticaret açığında rekorlar kıran, yani parasını değerli kılarak ithal mallarını kendi ülkesinde ucuz hale getiren, döviz kurunun sıcak para girişi ile devamlı düşen bir trend içinde kalmasını sağlayan her ülke; kısa vadeli tanımlanmış bir gözlem aralığında büyür.
- Evet, son 3 yılda 'açıklanan veriler' bir büyüme rekorudur ama dünyanın ilk ve tek cari açık ve dış ticaret açığı ile sağlanmış (aynı anda bu dinamiklerin de rekor kırdığı) bir büyüme rekorudur. Bu aslında büyüme değil, cari açık ve dış ticaret açığı gibi iki önemli değişkeni dibine kadar zorlayan ve ekonomiyi orta ve uzun vadede sakat bırakacak bir ilüzyondur.
- Bu büyüme Türk üreticisinin büyümesi değil, Türkiye'ye mal satan yabancı üreticilerin büyümesidir.Türkiye'ye 2003 yılında 100 birim mal satan bir yabancı üretici 2004 ve 2005 yılında yüzde 15-20 arasında büyüyerek 115-120 birim mal satar hale gelmiştir. Bu denklem değişikliği o firmanın Türkiye'deki rakibinin de kapanmasına, iflas etmesine yol açmıştır. Böyle büyüme olur mu? Dünya üzerinde kendi üreticisini yok ederek büyüyen bir ülke örneği daha var mı?

Devamı:>>>http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=179830
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (05-03-2006)
  #22  
Eski 06-03-2006, 20:27
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Kemal Derviş, aşırı değerli lira tehlikesine dikkat çekti

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, Türkiye'nin önündeki tehlikenin, aşırı değerlenmiş bir Türk parası olduğunu söyledi.
Derviş, CNN Türk televizyonunda katıldığı programda, Türkiye'nin 5 yılda çok önemli işler başardığını ve bundan gurur duyulması gerektiğini söyledi.
Enflasyonun düşürüldüğünü, rant kavgası içindeki bir ekonominin gerçek kar arayan bir ekonomiye dönüştüğünü, bankacılık sisteminin büyük oranda temizlendiğini anlatan Derviş, ''bugün farklı bir sorunla karşı karşıyayız, istenmeyen bir sermaye akımıyla karşı karşıyayız'' dedi.
Dünyada aşırı likiditenin yer aradığına dikkati çeken Derviş, bununla Türkiye'nin tek başına başedemeyebileceğini, ancak en azından minik vergilerle azaltabileceğini ifade etti.
Sıcak paranın kuru aşırı değerlendirerek içerideki üreticinin yarışma gücünü kıstığını ve uzun dönemde hasar verdiğini anlatan Kemal Derviş, şu görüşleri dile getirdi:
''Sıcak para girişini durduramasak da azaltalım. Piyasalar böyle işliyor, (yapılacak bir şey yok) demek doğru değil.
Piyasalar fahiş hatalar da yapabilir. Devlet bu noktada devreye girmeli ve piyasalara yön vermeli.
http://sondakika.milliyet.com.tr/200...n/soneko28.asp
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Eski 07-03-2006, 22:06
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Neyimiz doğru Kİ??

Uzayda pilimiz bitti

Havada infilak eden Türksat 1A'nın yerine gönderilen Türksat 1B'nin yakıtı normalden 10 ay önce bitti. Türksat 2C'de de aynı tehlike var


ANKARA - Türkiye'nin, fırlatılırken infilak eden Türksat 1A ile başlayan uzay macerası, aynı şanssızlıklarla devam ediyor. Türksat 1A'nın yerine devreye sokulan Türksat 1B de normal süresinden en az 10 ay önce devre dışı kaldı. Aynı tehlike 44 yakıt tüpünden 12'si arızalı durumda olan Türksat 2A için de söz konusu olabilir. Türksat 1B'nin yerine iki yıl içinde yeni uydu yerleştirilmezse Türkiye'nin yörüngedeki hakkını kaybetme tehlikesi var.
Türkiye'nin ilk uydusu Türksat 1A uzaya fırlatılırken arazılanıp düştü. Onun yerine 1994 Ağustos'ta uzaya gönderilen Türksat 1B (T1B) uydusu da ekim ayında hizmete başladı. T1B, 42 derece doğu pozisyonuna oturtulurken 1996'da uzaya fırlatılan Türksat 1C uydusu da 31.3 dereceye yerleştirildi. Kısa süre sonra iki uydunun yeri birbiriyle değiştirildi. Değiştirme işlemleri sırasında T1B'nin yakıt tüketiminin arttığı tüplerin ömrünün kısaldığı ileri sürüldü. 2004 Haziranı'nda 'eğimli yörüngeye' giren T1B'in bu yılın ocak ayında tümüyle kullanılamaz hale geldiği öğrenildi.

Kullanıcılar kaydırıldı
Türksat Genel Müdürü Osman Dur, geçen yıla kadar yüzde 28 doluluk oranıyla çalışmakta olan T1B uydusundaki kullanıcıların Türksat 1C ve Türksat 2A uydularına kaydırıldığını, şu an için T1B'de hiçbir kullanıcı kalmadığını belirtti.
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporunda, uydunun ömrünün 2007 yılının üçüncü çeyreğinde sona ereceği belirtilirken, Dur, Ekim 1994 tarihinden itibaren hizmet vermekte olan T1B'nin normal ömrünün 10 yıl, eğimli yörüngedeki ömrünün iki yıl olduğunu söyledi.


Türksat 2A da tehlikede
Öte yandan Türkiye, uzaydaki en yeni uydusu olan ve 2001 Şubatı'n da uzaya fırlatılan Türksat 2A uydusunda da birtakım şanssızlıklar yaşıyor. Birinci şanssızlık, bu uydunun 36 transponderinden 22'sinin, çok pahalı yatırım gerektiren frekanslara sahip olması nedeniyle tercih edilmemesi ve boş kalması oldu. İkinci şanssızlık ise uydunun yakıt tüplerinde yaşandı.
Bu uyduda 36 asıl, sekiz de yedek yakıt tüpü bulunuyor. Gerek uydunun uzaya fırlatılışı, gerekse uzaya gönderildikten sonraki süreçte asıl yakıt tüplerinden dördü ve yedek sekiz tüpün tamamı yanarak kullanılamaz hale geldi. Uydunun toplam 15 yıl olan ömrünü oldukça kısaltması beklenen bu durum nedeniyle Türkiye'nin sigorta şirketlerinden sadece 12 milyon dolarlık tazminat alabildiği belirtildi. Sigorta şirketi ile yapılan sözleşmeye göre, 260 milyon dolara mal olan uydu bedelinin tamamının alınabilmesi için 12 değil 17 tüpün devre dışı kalmış olması gerektiği öğrenildi.


Zamana karşı yarış
Türkiye'nin, uzayda tahsis edilen ve aktif olarak kullanılan iki pozisyondan biri halen T1B uydusunun bulunduğu 31.3 derecede. Türkiye'nin bu pozisyondaki haklarının kaybolmaması için, iki yıl içinde bu yörüngeye yeni bir uydu fırlatılması gerekiyor. Aksi takdirde herhangi bir ülke veya şirket bu pozisyona uydu yerleştirebilecek.
Türksat Genel Müdürü Osman Dur, iki yıllık sürenin, uydunun uzay çöplüğüne fırlatılması ile başlayacağını ve henüz uyduyu yörüngeden çıkarmadıklarını hatırlatarak "Geçtiğimiz günlerde sonuçlandırılan ihaleyle yapımı Fransız Alcatel firmasınca üstlenilen Türksat 3A uydusu 1.5-2 yılda tamamlanıp halen Türksat 1C'nin bulunduğu 42 derece doğu pozisyonuna yerleştirilecek. T1C de T1B'den boşalacak 31.3 derece pozisyonuna nakledilecek. Türkiye'nin T1B'nin bulunduğu yörüngedeki hakkı kaybolmayacak" diye konuştu.


DEVAMI:http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=180622
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Eski 08-03-2006, 23:55
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Sinamalarda bu yıl

Alıntı ile Cevapla
  #25  
Eski 10-03-2006, 19:48
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Türkiye petrol mü buldu da, YTL bu kadar değer kazandı

İSO Başkanı Tanıl Küçük, YTL’deki değerlenmenin sanayinin genelinde sorunları tetiklediğini savunarak "Aşırı değerli YTL’nin nedenini de bulamıyoruz. Petrol mü, altın madeni mi bulduk da böyle oldu? Cari açık finansmanında sorun yok deniyor. Peki nereye kadar yok? Nereye kadar sürer bu durum"diye konuştu.

İSTANBUL Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, sanayide sadece belli sektörlerde değil genelde ciddi güçlük olduğunu söyledi ve başta hükümet olmak üzere tüm tarafların elbirliği yaparak çözüm adımları atmasını istedi. Tanıl Küçük, makro ekonomik verilerdeki iyileşmeleri takdir ettiklerini, ancak YTL’nin bu kadar değerlenmesine de anlam veremediklerini belirterek "Aşırı değerli YTL’nin nedenini bulamıyoruz. Ne yaptık da bu kadar değerlendirdi. Petrol mü, altın madeni mi bulduk? Cari açık finansmanında ’sorun yok’ deniyor. Peki nereye kadar yok? Nereye kadar sürer bu durum" dedi.

REEL SEKTÖRE YANSIMADI:

Tanıl Küçük, yıllık enflasyonun 37 yıl sonra yüzde yüzde 7.7’ye indiğini, mali disiplinden taviz verilmediğini, faizlerin düştüğünü, bütçe performansının son derece iyi olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: "Özelleştirmede tarihi adımlar atıldı. Doğrudan yatırım girişi fevkalade boyutlarda. Takdirle karşılıyoruz ama bu olumlu veriler reel sektöre olumlu yansımadı. Değerli YTL mali politikalardaki bu başarıyı destekledi reel sektöre ise köstek oldu."

İYİLER İTHALATLA İYİ:

Türkiye ekonomisinde 2002, 2003, 2004, 2005 yıllarında yaşanan büyümelerde sanayicilerin büyük katkısı olduğunu söyleyen Tanıl Küçük, şöyle konuştu: "Bu performans devam edecek sanılıyor. Ancak bu üretim ve ihracat artışları atıl kapasiteler devreye girdiği, verimlilik arttığı için oldu. Şimdi sanayicinin yatırım yapması gerekiyor. Bu noktada da kárlılık önemli sorun olarak önüne çıkıyor. Kár edemediğimiz için yatırım yapamıyoruz. Bizim derdimiz 4 yıllık performansın devamını sağlamak. İmalat sanayiinde belirli sektörlerde görülen iyileşmeler incelendiği zaman bunların ithalat ağırlıklı üretim yaptıkları görülüyor. Yani iyiler aslında ithalatla iyi durumdalar. İthalat yapıyorlar çünkü, maliyet ve fiyat tutturamıyorlar."

HEM ÇİN HEM YTL VURUYOR:

Devamı>>>>
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/4054696.asp?gid=69
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Eski 10-03-2006, 21:04
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı En büyük sanayicinin feryadı

CAVİT Çağlar geçmişin siyasetçisi ve ülkemizin en büyük birkaç sanayicisinden biri.

Alanı tekstil. Bursa’daki dev fabrikalarında aklınıza gelen her şeyi üretiyor. Ekonomideki son gelişmeler sonrasında dün Çağlar’ı aradım. Acaba ne yapıyor, ne düşünüyordu, öğrenmek istedim. Aramaz olaydım! İşte söyledikleri:

"Sıcak para Türkiye’yi soyuyor. Bizi sıcak para ve düşük kur öldürdü. Benim dört fabrikam var. Yeşim, Sifaş, Polylen ve Nergis. Üretimin yarısı ihraç ediliyor, yarısı iç piyasada satılıyor. Hepsi de dünya markası ve dünya devi. Fabrika binalarının toplam kapalı alanı 1 milyon metrekare. Fabrikalarıma her gün 500 otobüs gelip işçilerimi getiriyor. Çoğu kadın. Her gün dört ton yoğurt, 16 bin ekmek tüketiyoruz. Kreşimde işçilerimin bin çocuğunu besliyorum. Bordrolu ve SSK’lı 14 bin işçi çalıştırıyorum. Ayrıca Bursa’da fason olarak yaklaşık 20 bin kişiye iş veriyorum. 34 bin kişi ekmeğini benden sağlıyor. Son üç yılda 2 milyar dolar ciro yaptım. Yarısı ihracattır. En ileri teknolojiyi kullanıyoruz."

Asıl feryat bu sözlerden sonra başlıyor:

"Bu düşük kurlarla bu iş gitmez. Türkiye’ye gelip hepimizi soyan sıcak para bizi öldürdü. Dolar 1.600 olmazsa biz tümüyle batacağız. Son üç yıldır bu koşullar altında zararına çalışıyorum. Hayatımda ilk defa, bir yılı aşkın süredir işçilerimin SSK primini yatıramıyorum.

Kullandığımız doğalgaza bir yılda yüzde 46 zam yaptılar. Ucuz elektrik vermiyorlar. Bu maliyetlerle biz batmak üzereyiz. Bu fabrikaları benden alın, ne yaparsanız yapın diye rica ediyorum, sesimi duymak istemiyorlar. Kuru arttıramıyorsanız, hiç değilse yükümüzü biraz azaltın diye yalvarıyoruz, ses yok. Dayanma gücüm kalmadı. Bir sanayici böyle açık konuşur mu? Ben konuşuyorum... Çünkü ben durursam Bursa çökecek, ülkemizin tekstil sektörü büyük yara alacak. On binlerce aile işsiz kalıp sokağa salınacak.

Ülkeye sıcak para getiriyorlar. Bu para yatırıma değil borsaya ve faiz vurgununa geliyor. Gittiği anda ekonomi zaten çökecek. Ben görevimi yapıyorum. İş ciddidir. Lütfen çözüm bulsunlar."

Emin Çölaşan


yazının Devamı

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...zarid=5&gid=61
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Eski 11-03-2006, 10:44
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yumurta ile devrim...

GÖRÜYORSUNUZ; dünyada "komünist devrimi" yumurta atarak yapmaya kalkan ilk millet olduk.

Başbakan’a yumurta atan dördü tutuklu dokuz genç, "Sol bir devrim yapıp, komünist devlet kurmak" suçundan yargılanmaya başlandılar, Allah korudu memleketi.

Komünizm dünyayı tehdit ederken ve nükleer başlıklı füzeler mevzilere yerleştirilirken, asıl devrim silahının bizim kümeslerde olduğunu nereden bilecektik.

Tavuklar "Gıt-gıdak" dediklerinde ben "Komünizm geliyor..." diye kaçmaz mıydım.

***

Ya o çocukları asmaları darağaçlarına...

Suçları "komünist devlet" kurmaktı, üzerlerinde yumurta yakalanmadığı halde.

"Devleti yıkmak suçu" deyince düşünürüm, hangisi devleti yıkmaktır:

Maliye Bakanı’nın oğlunun özel KDV indirimli, teşvikli, primli, gensorulu, dosyalı, şaibeli likit yumurtası mı?..

Yoksa ülkesindeki sorunları, yoksulluğu, açlığı ve umutsuzluğu dile getirmek için demokratik hakkını kullanan, tepkisini yumurta atarak dile getiren gençler mi?..

Birincisinin dokunulmazlığı var da, ikincilerin yok...

Hangi zihniyet bitirdi bizi?..

Hangi zihniyet yüzünden 14 milyon yoksul, 1.5 milyon aç insan... İşsizlikten ağlayan 1 milyon üniversite mezunu genç ve sokağa atılmış 250 bin çocuk...

***

Yumurtadan omlet yapıldığını bilirdim de "komünist devrim" yapılacağı hiç aklıma gelmemişti.

O zaman komünizm tehlikesinin kaynağı tavuklardır.

Ki ben de öyle düşünüyorum; yoksulun tavuğunu elinden alarak yasaklayıp holdinglerin tavuğuna devlet desteği verirseniz "azılı komünist" olur insanlar.

Sevmezler devletlerini.

Ne memleket onlarındır, ne onlar memleketin.

Ve bir gün, "Başbakan’a yumurta attıkları için komünist bir devrim yapmak suçundan" yargılanırlar.

Eski yasaya göre ise idam edilmeleri gerekiyordu, yumurta ile komünist devrimin yapılabildiği memlekette.

Bundan böyle ne zaman yumurta görsem kaçmaz mıyım?..

Siz de öyle yapın...

Bekir COŞKUN bcoskun@hurriyet.com.tr
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (11-03-2006)
  #28  
Eski 15-03-2006, 22:51
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

DÜNYA HALİ
--------------------------------------------------------------------------------

Dünya nüfusunu, mevcut halklarin nispetlerini muhafaza ederek,
100 kisilik
bir köy kadar küçültebilseydik bu köy söyle olacakti:

57 Asyali
21 Avrupali,
14 Amerikali (Kuzey,Orta,Güney) ve 8 Afrikali .
Bunlarin 52'si kadin , 48'i erkek olacakti.

30 beyaz , 70
beyaz (+ + )olmayan,

30 Hiristiyan, 70 Hiristiyan olmayan,

6 kis i bütün servetin % 59'una sahip olacakti ve bunlarin hepsi
ABDkökenli olacakti.
20 kisi iy evlerde yasayacakti,
30 kisi okuma-yazma bilecekti,
1'i ölmek üzere , 1'i de dogmak üzere olacakti.
1 kisi bilgisayar sahibi,
1 kisi de (evet, sadece 1 kisi) üniversite mezunu olacakti.
Simdi sunlari göz önünde bulundurun:
Eger bu sabah hastalikli degil de saglikli uyanmis iseniz, 1 hafta
sonrasini göremeyecek olan 1 milyon insandan daha sanslisiniz.
Bir harp tehlikesiile, iskence görmek ihtimali ile, aç kalma
korkusu ile karsi karsiya degilseniz, 500 milyon insandan daha
iyisiniz.
Tutuklanmaktan , iskence görmekten yahut öldürülmekten korkmadan
ibadethaneye gidebiliyorsaniz 3 milyar kisiden daha iyi bir
sansa sahipsiniz.
Buzdolabinizda yiyeceginiz , üzerinizde elbiseniz ve basinizi
sokup
uyuyabileceginiz bir eviniz varsa,
dünyadaki insanlarin % 75'inden daha zenginsiniz.
Bankada ve cüzdaninizda para varsa, dünyanin en imtiyazli % 8'i
arasindasiniz

Anneniz, babaniz sag ise, siz bu dünyada nâdir kisilerden
birisiniz.
Birisi sizi düsündü ve bunu gönderdi, çünkü okuma yazma bilmeyen
2milyar kisiden biri degilsiniz.
Paraya ihtiyacin yokmus gibi çalis .
Kimse seni üzememis gibi sev .
Kimse seni seyretmiyormus gibi danset .
Kimse seni dinlemiyormus gibi sarki söyle .

Veya...... sen gene her zaman yaptigin gibi nereye oldugunu
bilmeden,
kanter içinde kosmaya ve hayattan sikayet etmeye devam et.
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Eski 18-03-2006, 08:53
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı SPK, en büyük spekülatörün aracı kurumunu tarihe gömdü

İMKB'de geçekleştirdiği işlemler yüzünden borsanın en büyük spekülatörü olarak adlandırılan îlhami Suaydın'ın aracı kurumu Erciyes Menkul Değerler sürekli olarak kapatıldı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Erciyes Menkul Değerler'de 1995 yılında yapılan usulsüz işlemler nedeniyle alınan kararının ardından, kurumdaki müşterilerin hisseleri ve paralarının geri verilerek hesaplarının kapatılmasını istedi. Karar SPK Başkan Yardımcısı N. Hülya Kemahlı tarafından Erciyes Menkul Değerler'e tebliğ edilirken, gönderilen yazının giriş bölümünde özetle şöyle denildi:

Hesapları kapatacak
"Kurulumuzun 17 Mart 2006'daki toplantısında Ankara 5'inci İdare Mahkemesi'nin 8 Nisan 2002 tarihli davanın reddi ve Danıştay 13rüncü Dairesinin 11 Şubat 2005 tarihli onama kararı çerçevesinde, şirketinizin sermaye piyasası faaliyetlerinin sürekli olarak durdurulmasına karar verilmiştir. Sahip olduğunuz alım-satıma aracılık belgesi iptal edilmiştir. Söz konusu karar, SPK'nın 7 Mayıs 1996 tarihinde aldığı şirketinizi kapatma kararının uygulanması sonucunda alınmıştır.
Faaliyetlerinize 17 Mart 2006 saat 12'den itibaren son vermeniz gerekmektedir''

SPK, kapatma kararının ardından, Erciyes Menkul'ün esas sözleşmesinin en geç 3 ay içinde değiştirilerek sermaye piyasası faaliyetlerini kapsamayacak şekilde düzeltilmesini istedi.
Kurul, ayrıca müşterilerin hesaplarındaki para ile hisse senetlerinin diğer aracı kurum ve bankalara nakit virman yapma isteğinde bulunması halinde bunların karşılanmasına da hüküm verdi. Mutabakat sağlanamayan müşterilerin hesaplarında yer alan hisse ve nakit paraların Merkezi Kayıt Kuruluşu ve Takasbank nezdindeki hesaplara bloke edilmesi istendi.

1991' de kuruldu 33 çalışanı var
Kapatma kararının ardından 1991 yılında kurulan, şu anda 3 şube ve 33 personelle faaliyetlerini sürdüren Erciyes Menkul Değerler'in faaliyetleri noktalanmış oldu. îlhami Suaydın'ın yüzde 99.96 hisesine sahip olduğu şirketin yönetiminde yine Şuaydın Ailesi bulunuyordu. Bir dönem İMKB'nin en etkili aracı kurumları arasında gösterilen
Erciyes Menkul'ün toplam varlığı 2005 yılı 9 aylık bilançosuna göre 2 milyon 99 bin YTL düzeyinde bulunuyor. Şirket geçen yılın ilk 9 aylık döneminde 54.2 milyon YTL esas faaliyet geliri elde ederken, net zararı 81.1 bin YTL düzeyinde oldu. 2.1 milyon YTL sermayesi olan Erciyes'in özsermayesi ise 1.29 milyon YTL düzeyinde bulunuyor.(Vatan)
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (18-03-2006)
  #30  
Eski 18-03-2006, 12:12
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Geline ‘Neden benim önümden yürüdün’ dayağı

Hilal YÜKSEL/SİVAS, (DHA)

SİVAS’ın Şarkışla İlçesi’nde Mustafa Karakuş, “Neden benim önümde yürüdün'' diye kızdığı gelini 36 yaşındaki Fatma Karakuş'u sopayla dövdü. Karakuş gözaltına alınırken, başına aldığı sopa darbeleriyle görme kaybı yaşayan Fatma Karakuş'un tedavisi sürüyor.
Bugün sabah saatlerinde meydana gelen olayda, iki çocuk annesi Fatma Karakuş, evde sobayı yakmak için odaya girerken iddiaya göre arkasından gelen kayınpederi Mustafa Karakuş'u farketmeyerek kapıyı kapattı. Öfkeyle kapıyı açıp odaya giren Mustafa Karakuş, “Neden benim önümden yürüdün. Ayıp olduğunu bilmiyor musun?'' diyerek elindeki sopayla gelini Fatma Karakuş'u dövmeye başladı.
Başına gelen sopa darbeleriyle bayılan Fatma Karakuş, kaldırıldığı Şarkışla Devlet Hastanesi'nde ilk müdahalenin ardından Sivas Sultan 1’inci İzzettin Keykavus Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Fatma Karakuş polise verdiği ifadede, “Kayınpeder beni sürekli dövüyor. Her defasında beni dövmek için mutlaka bir bahane buluyor. Bu kez de onun önünden yürüdüm diye dövdü'' diye konuştu.
Başına aldığı darbeler sonucu görme kaybı yaşayan Karakuş'un tedavisi sürerken, kaçan kayınpeder Mustafa Karakuş yakalanarak gözaltına alındı. Karakuş'un görme kaybının düzelme ihtimalinin bulunduğu belirtilirken, olayla ilgili soruşturma sürüyor.(Milliyet)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:26 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce