Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Elveda Avrupa Bİrliği
Tekil Mesaj Gösterimi
  #2  
Eski 17-12-2007, 08:27
salacak salacak bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 94/223
59 Mesaj ına 191 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Semih İDİZ


AB olmadan kalkınmamız sürebilir mi?

Roma'nın görkemli binalarından Campidoglio Sarayı'nda Ekim 2004'te Avrupa Anayasası'nın metnine imza koyanlar arasında Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Gül de vardı.
Lizbon'da perşembe günü imzalanan ve AB'nin geleceğini belirleyen antlaşma için yapılan törenindeyse Türkiye'den eser yoktu. AB projesi açısından kaybettiğimiz zemini ortaya koyan bundan daha çarpıcı bir gösterge olamaz.
Başbakan Erdoğan AB'deki bu son gelişmeler konusunda herhangi bir endişe taşımadığını söyleyerek, "kervanın her şeye rağmen yürüdüğünü" belirten sözler sarf ediyor. Teknik anlamda da doğru bu.
Ancak, genel görüntüye baktığınızda, Türk-AB ilişkilerinin kademeli olarak bir kopuşa doğru gittiğini görüyoruz. Türkiye'nin şu anda "tam üyelik" kulvarından çıkarılıp yavaş yavaş "özel ilişki" kulvarına itildiğini inkâr etmek mümkün değil.

Lizbon'u anlayamadık
Fransa'nın bu açıdan sinsi olduğu kadar akıllı bir strateji izlediği de ortada. Cumhurbaşkanı Sarkozy planlı ve programlı bir şekilde Avrupa için çok önceden belirlediği vizyonu kademeli olarak devreye sokuyor. Bunu yaparken, Avrupa'da iddia edildiği kadar yalnız kalmadığını da gösteriyor.
Türkiye'deyse, o kadar içe döndük ki, Lizbon zirvesinin önemini bile anlayamadık. Bu kadar kritik bir zirve öncesinde "Başmüzakereci ve Dışişleri Bakanımız niçin Brüksel ve Strasbourg'da koridorları aşındırmıyor?" diye sormayı düşünemedik.
Özetle, tam üyelikle bağlantılı olmayan bölümlerin müzakereye açılmasına işaret ederek, "Kervan gene de yürüyor" diye işin içinden sıyırmaya çalışmasına rağmen, hükümetin dinamik bir AB politikası izlediğini söylemek zor.
Ancak gelişmeler AB konusunda ciddi bir yol ayrımına yaklaştığımızı gösteriyor. Nedeni de malum. AB aldı başını yürüyor. Bu yüzden, Avrupa'nın nereye gittiğini ve alacağı şeklin bize uyup uymayacağını çok geniş katılımlı bir "ulusal forum" çerçevesinde tartışmamız gerekiyor.

En kritik sorular
Bunu yaparken de bizce sorulması gereken en kritik soruların başında şunlar geliyor:
1- AB perspektifi olmadan ekonomik kalkınma ve gelişme sürecimizi aynı hızda sürdürebilir miyiz?
2- AB perspektifi olmadan laik düzenimizi uzun vadede koruyabilir miyiz?
3- AB perspektifi olmadan demokrasimizi ve insan haklarımızı geliştirmeye devam edebilir miyiz?
4- AB perspektifi olmadan Batı sistemine bugünkü gibi dahil olmaya devam edebilir miyiz?
Bu sorulara çok farklı yanıtlar verilebilir. Bize göre Türkiye, AB perspektifi olmadan, çağdaş değerler ve sağlam bir ekonomiye dayanarak gelişmesini aynı hızda sürdürmekte zorlanır. Bu arada, hem laik düzeni hem de demokrasisi büyük tehditlerle baş başa kalır.
Kısacası, "Bizi bölecekler, parçalayacaklar" diye sık sık dile getirilen vehimlere rağmen, AB perspektifinin Türkiye açısından hayati bir önem taşıdığına inanıyoruz.
Ama, dediğimiz gibi, bu konuda çok farklı görüşleri olanlar mutlaka vardır. O görüşler de neyse bunları samimi ve inandırıcı bir şekilde ortaya koymalıyız.
Bu tartışmalar sayesinde Türkiye için uygulanabilir bir sosyoekonomik kalkınma stratejisi oluşturamazsak, sadece AB cephesinde değil, birçok cephede zemin kaybına uğrayacağımız kesin.



sidiz@milliyet.com.tr
Alıntı ile Cevapla