Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Tencere
Konu: Tencere
Tekil Mesaj Gösterimi
  #306  
Eski 14-11-2009, 21:20
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yabancıları üzecek yazı

Fuat Kars
http://www.referansgazetesi.com/habe...377&ForArsiv=1

Yaratıcı kişiliği ile bilinen ve ürettiği kaliteli paraşüt ile Türk Silahlı Kuvvetleri'ne 12.5 milyar dolar gelir sağlayan Adnan Ener, anaparasını ödediği ama faizini birtakım nedenlerle ödeyemediği borcu için evini ve bahçesini sattı.



Üsküp'ten aldığı çavdarı, Bursa'da bulunan mısır sapını tekstille bütünleştirerek görenleri hayretler içerisinde bırakan ürünler meydana getiren Adnan Ener, yaratıcı kişiliği kadar Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yaptığı hizmetlerle de birçok ilke imza attı.

Bu ilklerden en önemlisi ise Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Türkiye'ye koyduğu, uçakların fren paraşütü ambargosunu delmesi oldu. Bu ülkeden metrekaresi 4 dolara satın alınan paraşütün yerine, daha kaliteli paraşütü 2 dolara üreterek savunma sanayiine 12.5 milyon dolar gelir sağladı. Dahası, koyduğu ambargoya pişman olan ABD çok daha kaliteli olduğu için paraşüt ihtiyacını Türkiye'den karşılamak zorunda kaldı. Hem de kendi ürünlerinin üzerine, "Bu paraşüt Türklerin yaptığı paraşüt değildir" yazısını yazarak.



Dünyaya adını duyurdu


Bu başarısını, pilot sandalye paraşütlerinin yapımında zorunlu olan pamuklu özel kumaşları üreterek, havadan havaya atış hedefi olarak kullanılan mans paraşütlerinin radar ekolü özel kumaşını da imal ederek pekiştirdi. Daha sonra bu kumaşlardan ağır tankların da taşındığı 11 yeni paraşüt yapınca, haklı olarak dünya ülkeleri arasında, "Harika Türk" olarak tanınmaya başladı.

Almanya'da düzenlenen uluslararası tekstil yarışmasında, 4800 kişi arasında birinci seçilince, kendisine neden "Harika Türk" denildiğini bir kez daha kanıtlayıp, ödülünü ise Almanya Devlet Başkanı Willy Brandt'ın elinden aldı. Bu başarısından dolayı da Almanya'da üç gün devlet töreniyle ağırlandı. O dönem, uluslararası sempozyumlara onur konuğu olarak davet edilip, ayakta alkışlanırken istisnasız tüm konuşmalarını, ülkesine olan sevgiyi, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne olan bağlılığını anlatarak tamamladı.



Dünyanın alkışladığı insana verdiğimiz değer


İnsanı, insan olduğu için sevdiği bilinen, Bursa'daki 12 tekstil makinesinin bulunduğu atölyesinin girişine büyük harflerle "En Büyük Onur Vergi Ahlakıdır" diye yazan Adnan Ener, ödediği vergilerle rekortmenler arasındaki yerini kimseye kaptırmazken tüm çalışanlarının otomobil almasını sağladı.

Onurlu yaşamak, Adnan Ener için yaşam biçimiydi. Bu nedenle, bir bankadan aldığı, daha sonra anaparasını ödediği kredinin aksayan bazı faizleri yüzünden, önce evini, ardından bahçesini sattı. Toplanan para yetersiz kalınca, bu kez atölyesinde bulunan ve çocukları kadar sevdiği tekstil makinelerini, değerinin çok altında elinden çıkarmak zorunda kaldı. Çünkü onun için onurlu yaşamak için borcun ödenmesi şarttı. Şu anda emekliye ayrılan Adnan Ener, her ay Bağ-Kur'dan aldığı 550 YTL maaş ile kirada oturduğu evinde, gururlu, onurlu ve mütevazı bir yaşam sürüyor.

Merhum Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı ile ailece görüşen, hayranları arasında Willy Brant, Jacquec Chirac, Helmut Köhler de bulunan Adnan Ener, günlerini, davet edildiği Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde bulunan 25 üniversitede, ulaşım, yemek ve konaklama giderini emekli maaşından ödeyerek, öğrenci ve öğretim üyelerine konferans vererek geçiriyor.

Dünyanın ayakta alkışladığı Adnan Ener'e, Türkiye maalesef hak ettiği değeri veremedi. Vermediği gibi ana parasını ödediği, faizini yatıramadığı borcu yüzünden, evini ve bahçesini sattırıp, tekstil makinelerini elinden çıkartırken ağlattı...



Ener bunları hak etmiyordu


Heykeli dikilmesi gereken bu insanın adını Büyükşehir Belediyesi doğduğu, yaşadığı cadde veya sokağa vererek ölümsüzleştirebilirdi. Diğer SİAD'lar gibi, BUSİAD'ın da Büyükşehir Belediyesi'nden farkı yoktu. Böyle bir dernek, geçen hafta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün katıldığı yılın işadamları ödül törenine Adnan Ener'i davet edebilirdi. Hatta, "En büyük onur vergi ahlakıdır" diyen, defalarca vergi rekortmeni olan, 60 yıllık muhasebe defterlerini, mütevazı evinin en güzel köşesinde saklayan Ener, şükran plaketi ile de onore edilebilirdi.

Yabancılara göre "Harika Türk", bize gör ise unutulan değerlerden biri olan Adnan Eren'e Bursa'nın bir şükran borcu olmalı. Bunu da ödemeli. Ama mutlaka ödemeli. Ödemesi için de henüz iş işten geçmedi.

Onu, 87 yaşına gireceği 24 Nisan günü ziyaret etmek yeterli olur. Bu özel günde verilecek bir buket çiçek, inanın Adnan Ener'i çok sevindirecek. Çünkü böyle değerler, özel günlerde aranmak, hatırlanmaktan mutlu olur, keyif alır.

Bence haklılar da...

Çünkü onlar, çok daha fazlasına layıklar.



OKUYUCU MEKTUBU



Mesaj: Yazınız tam anlamıyla bir harika ecdadına sahip çıkmak çok zor. padişaha efendim dürüst bir müteahhit var durumu kötü demişler.oda 1 km lik kaldırım inşaatı verin yapsın ,işi vermişler yapmış padişah memnun olmuş bir zaman sonra aklına gelmiş sormuş? ne oldu bizim müteahhit etrafındakiler o kaldırımda çöp topluyor. Neden demiş çok mu zarar etmiş hayır efendim her işi 4/4 lüktü onun için bu durumda kıssadan hisse değerli yazar bey.



Gönderen : Hayrettin Süle

hysule@hotmail.com
__________________
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...

Can Yücel
Alıntı ile Cevapla