Her şey ne kadar basit halbuki ıssızlıkta. Hiç bıkmıyorum hatırlamaktan o tren seyahatini. 4 yaşındaydım. Üç beş yıldızın ışığında geçip giden ağaçlar
Ağaçlar, ağaçlar, ağaçlar .. geçip giden
Kimisi sıska bir adam, kimisi kambur, kimi hammal, kimi köpek, kimi geyik. Bir tane de Noel Baba vardı içlerinde.
Ağaçlar biliyorlardı. Bütün o ağaç kalabalığıyla, geçmişleri, bugünleri ve gelecekteki ağaçlarla onlar tek bir ağaçtılar. Ne benleri vardı ne de senleri. Onlar herşeyi biliyor, seyrediyor, aldırmıyorlardı. Onlar ki kökleri toprağa vatanlarına saplı, onun çocuklarıydılar, çoktandır köksüz kalmış 4 yaşındakini seyrettiler bir kompartıman penceresinde geçip giderken. Usulca el salladı kimisi.
Ya ...
Vatanın ne manaya geldiğini ağaçlara sormalı belki de
Neyse ... sigaram da bitti. Şimdi arkadaşlardan birisi “yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” diye beni burada ebelemeden kalkmalı. Ne zamandır uğrayamıyordum, bahçeye gidip muhabbetlere kulak vermeli. Ama sevdim burayı. Bir ara tekrar gelmeliyim.
|