Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Guruba gush’bakışı....
Tekil Mesaj Gösterimi
  #101  
Eski 01-04-2006, 20:26
Emin - ait Avatar
Emin Emin bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Bulunduğu Yer: Antalya
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 305/762
198 Mesaj ına 2281 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Benden buraya kadar.

Benim kısa bir süredir duygularımı yazdığım bir dükkânım var ama biraz sapa bir yerde!

Bugün oraya yazdığım yazımın bir nüshasını da buraya getirdim. Hele bir göz atın, ne demişim!

***
Otobüsle yolculuk edenler bu sözü duyarlar: "Cümleten geçmiş olsun!" Varış yerine daha girişte, geceyse tek fark otobüsün iç lambaları açılır, millet toparlanmaya başlar, başlarının üzerindeki raflardan ceket, paket, poşetler indirilir, yatan koltuklar doğrultulur ve otobüsün perona girmesi beklenir.

Sayın bilmem ne turizm yolcuları, bilmem nereye gelmiş bulunuyoruz, şehir içi servislerimiz şuradadır, firmamızı tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz” gibi bir yılgın sesleniş.
Eğer ara bir şehir ise varılan yer, anonsun devamında "Bilmem nereye devam edecek yolcular lütfen bir yere ayrılmasın," diye de ek yapılır.

Sarsıla sarsıla, bir sürü kaza tehlikesi atlatarak, paramızla rezil olarak bu yolculuğun sonuna geldik, haşat olduk, içimiz dışımız birbirine girdi, ödümüz gaitamıza karıştı zaman zaman ama çok şükür canımızı sağ salim buraya kadar getirdik.

Sabah tahtalar açılmadan insaflı davranarak, sadece üç beş kademe yukarıdan bütün hisselerimin satış emrini vermiştim.

Bunlardan sadece üçü gerçekleşti; Vakko, Serve ve Bursa Çimento. Bizim elimizden çıktıktan sonra her zamanki gibi alıp başını gittiler. Hele, Bursa Çimentonun birinci seansı alıcısız tavan yapması seyredilmeye değerdi. Ne mevlitler okudum, ne hatimler indirdim ardından. Serve Kırtasiye de öyle! Şuana kadar gördüğü en yüksek fiyatı ben sattıktan sonra gördü. O'nun da canı sağ olsun...

Dua etmiştim, hiç değilse bu kâğıtlarıma bir gün tavan göster demiştim, rica etmiştim Malik’ten.
Kabul oldu olmasına ama işte nasıl olduğu ortada!

***

Naim Hoca diye birini hiç duymuşluğunuz var mı? Erzurum'da yaşardı rahmetli. Küçük bir kuyum dükkânı vardı. Vaazlarında içinden geldiği gibi Erzurum şivesiyle konuşan, Erzurum Sporun da ileri düzeyde destekçisiydi.

En önemlisi; olası bir linçi büyük bir sağduyuyla önleyerek kardeşkanının dökülmesini engelleyen girişimiyle adı her bir yanda duyulur oldu. Tansu Çiller ile görüşünce de şöhreti iyiden iyiye arttı.

Atatürk'ümüze yürekten saygı ve sevgi duyan hatta bir konuşmasında "Cenabı Allah vatanımızı korusun her an. Bu topluluk, bu özgürlüğünü şu dalgalanan Türk bayrağına borçludur. Nerede Türk Bayrağı dalgalanıyorsa, orada hürriyetin işareti vardır. Bu bayrağın dalgalanmasını sağlayan da büyük kumandan Mustafa Kemal Atatürk'tür. Allah kendisine ve bütün şehitlerimize rahmet etsin," demiştir.

İşin en ilginç yanı ise; yaptığı konuşma ve okuduğu şiir'de Atatürk'ün adını çok sık kullanınca törene katılanlar, alkışlarla sözünü bölmüşler ama O elindeki megafonla "Beni alkışlamayın, sözlerimi iyi dinleyin de Atatürk'ü alkışlayın" diyerek bu konudaki samimiyetini ortaya sermiştir.

İki kez karşılaşmışlığım var benim de Naim Hoca ile. İlkinde onu tanımadan yaptığım kısa bir sohbet, ikincisinde de elini öpmeye çalıştığımda direnerek, beni kendine çekip öpmesi hatırımdan çıkmaz.

İşte, bu vatanperver olduğu kadar, vaazlarında onu dinlemeye gelen cemaate, anlattığı konunun geçişlerinde, o güzel şivesiyle;
"Ola Müslüman! Ele ellem kullem yok!"
"Ola vallah doğri söylirem!"
"Ola Müslüman uyuma, dikkat et Hikmet konişirem!"
"Ola Müslüman ben demirem, Kitap diyir" gibi kurduğu cümlelerle mizah sever de olduğuna inandığım Naim Hoca geldi aklıma birden bire.

***

Erzurum Sporun durumu çok kritiktir, oynanacak bu son maçta bırak yenilmeyi berabere kalsa küme düşmekten kurtulacaktır. Tıpkı benim durumum gibi.

Bir kısım fanatik taraftar Naim Gölleroğlu Hoca'yı statta görünce hemen etrafını sararlar.

-"Hocam gurban olam, senin nefesin kuvvetlidir, ele bi duva et çi, bizim takım yene. Heç olmasa berabere kala," anlamında ricalarda bulunurlar.

Hocanın da istediği odur zaten, taraftara dua edeceğini söyler, maç başlar. İlk seans, özür ilk yarı, golsüz beraberlik. İkinci yarı da gene golsüz beraberlikle tamamlanınca, maç uzatmalara kalır.
Uzatma dakikalarında rakip takım Erzurum Spora bir gol atar ve takım küme düşer. Ortalık karışır, kızgın, üzgün, yıkık taraftar Naim Hoca'nın yanına gelir.

-"Hocam, ele nasıl duva ettin çi, golü yedik?"

-"Ola uşahlar, vallah ben de çoğ üzilirem! Ben doksan dekke için için duva etmiştim. Ola ne bülim çi, iş uzatmalara galacağ!"
Alıntı ile Cevapla