Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - aşk mı?hayat mı? (ikilemi!)
Tekil Mesaj Gösterimi
  #34  
Eski 25-12-2008, 14:38
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İkilem, düzlemdeki koşuşturmadır; bi sağa zıplarsın bi sola, yetmedi bi yukarı bi aşa

Aşk mı Hayat mı İkilemini kurcalarken;

Aşk, bir hastalıktır.. tutku ve hırsın, sahip olma değeriyle çarpılıp sevmenin karşıtı köşede biçimlenmiş şeklidir (bu bana göre tabii ki…)

Desteklersin veya kösteklersin...Hiç bi halt yapamadın muhalefet olur sürekli isyan edersin. Neyse....

Aşk; yaşanır mı yaşanmaz mı, bi işe yarar mı yaramaz mı tartışılır. Ve hatta yenir mi içilir mi, yoksa tuza bulanır bekletilir mi...

Durum böyleyken öyle olma hallerinin gereksiz çift çizgi zamanlarını bırakalım ,bakalım özlem nedir, özlemek, özlenmek, özlenebilmeyi sağlamak, sağlayabildiğini sanmak ve özlerken özlüyor olduğunun özlemsel duygu ve kelimelerini seçiyor olabilme katsayılarını sayısız tartışma zeminlerinde kurcalamaya çalışalım...

Ben aşka inanmam (öncelikle bir açıklama gireyim) o halde ne halt etmeye aşkla ilgili yzaıyorum; çünkü, aşk bir tutsaklık- insan egosunun yarattığı ya da beslediği diyelim- hırsının bir başkası üzerindeki hallenmesidir. Ben sevgiye inanırım; sevgi yüzeysel olabilir, karşılıksız olabilir, derin olabilir, umularla dolu olabilir, hesapsal olabilir ya da inanca bağlı olabilir.

Yüzeysel sevgi: Bir insana , hayvana, eşyaya ,yaşamımızı kolaylaştıran ya da bir şekilde bizi yalnız bırakmayana duyduğumuz ilgidir- derim ben. Sahiplenmek ya da sahiplenmemek tercihimizle ilgilidir. İnsandır; hoşlanmışlığımızı tebessüm ederek ya da sohbet ederek - bir adım ileri gidelim hediyeler alarak - bizi zorlamayacak sekilde karşımızdakının yaşamını kolaylaştırmak adına yaptığımız hareketlerle ölçülür
Hayvandır; Okşarız, arada besleriz - eğer evimiz ve kesemiz uygunsa eve alır bakarız- gezeriz ve hatta sarılır yatarız.
Eşyadır; bir ev, araba, elbise, ayakkabı-çanta, kitap-kalem, şapka ve sair şekilde çoğaltabildiğimiz maddeler -yani aslında gelgeç şeyler- sevgimiz, o eşyaya sahip olduğumuz ve o eşyaya sahip olana kadar yaşadığımız sıkıntıların hikayesinden kalanlarla ilgilidir ( daha iyisini kolaylıkla elde ettiğimizde zaten hükmü kalmaz)..
Yaşamımızı kolaylaştıran ya da bir şekilde bizi yalnız bırakmayandır; Paradır, sağlıktır, bedensel kudrettir, ruhsal inançtır, Yaptırabilme gücüdür, çevrendekileri kontrol edebilme ve yönlendirebilme güdündür, Kullanabildiğin ya da rolünü rahatça oynayabilmek üzere yarattığın karakteri yaşatabilme gücün ve kararlılığındır....

Karşılıksız sevgi; Var olduğuna inanmıyorum..

Umularla dolu ve derin sevgi; Bunu özellikle birlikte almak istedim. Ana-babamızın bebekken verdiği ilgi ve şefkatin, kendi stil ve yaşamlarının eksikliklerini yine kendi kanlarından gelmiş yeni can üzerinde yaşatabilme arzusunun izdüşümüdür.. Yani karşılıksız sevgi tanımlarında yer alan bu örnekleme aslında biraz eşelenince hiç de karşılıksız olmadığı ortaya çıkmış oluyor. Neden ? bebekler kendi istekleriyle mi doğuyorlar ?? Efenim Umuyorlar ki yaşlandıklarında bakalım, yalnızlıklarını giderelim, soyları kanları sürsün vs vs. Derin sevgi nerede mi... burada tabii ki.. derinden seviyorlar, canlarını n bir parçasıyız. gözlerinin nuruyuz. Hissederler sıkıntılarımızı, yardım edebilmek için kendilerini parçalarlar, üzülürler ellerinden bir sey gelmediğini gördüklerinde- evet derinden severler, sessizce ve kararlıca.....

Bide kadın ve erkek arasındaki cinsel-duygusal derin sevgiler vardır. Kimileri bunu "fazlaca hoşlanmışlık" olarak değerlendirir, kimileri "aşk" olarak, kimileri ise "gercekten seviyorum" diye anlatır duygusunu- ifadesinde samimi bir itiraf vardır. Aşk olarak değerlendirenler, tutkularının heyecan katsayıları azaldığında , partnerinin ya da karşısındaki ilgili nin aslında ilk ilgi duyulan kişi olmadığı yönünde belirgin işaretler veren, aa böyle birimiydin tarzındaki sorularla karşılaşmasına neden olur. Fazlaca hoşlanmışlıkla devinen kişi, aslında kendince seviyordur, kaptırmak ve kendini bu ilişkide harcatmak niyetinde değildir. Yani dizginlerine sahip cıkmak ister. Ama sevgisinin boyutu gün geçtikçe buyur -ne kadar isyan ya da reddetse de.. veeeeee gercekten seviyorum culara gelelim; cok enteresandır. Samimidirler. seviyorlardır. Fazla umuları ve zorlukları yoktur. Beklentileri olabilecek boyutları aşmaz. Ne verirsen kabul tarzındaki yaklasımları bazan sinir bozsa da ehven ve dingin tarzları, karşıdaki kişi için oldukça huzur duyurucu, sevgi açlığını çoktan almış, egosunun tatmin sınırlarını gevsetmiş, bedensel hazzın en üst noktalarında gezinmeyi yeniden kesfetmiş, sorumlulukların altına girmeden sahiplenmenin verdiği eda ile çok mutludur.

Hal böyleyken, Aşk mı Hayat mı sorusunda hemen şu parantezi açmak isterim..

Hayat insandır…..İnsan duygudur…. Duygu ego dur…. Zaten insan da egoisttir.. O halde hayat, egoisttir…. Ne hayatı aşksız yaşayabilirsin Ne de aşkı hayatın dışında bulabilirsin… Böyle bir ikilemi yaşıyorsan şayet, ya hayatı yaşamamışsındır, ya da yaşadığını sandığın hayat seni sarmamıştır …..


Eh artık gelin kızın gusuruna bakılmaz… bildiği anladığı bu, yazmaya çalıştığını yazabildiyse ne mutlu ona… Ukalalık ettiyse affola…..Kalınız efenim sağlıcakla…

__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla