Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Tarih Yapraklarından
Tekil Mesaj Gösterimi
  #47  
Eski 11-03-2012, 19:56
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Pıcasso'nun El Guernıca'sı

Tarih 26 Nisan 1937'dir; yani İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen önce...
İspanya faşist diktatör Franco yönetiminde ciddi bir iç savaş yaşamakadır. Kanlı bir darbeyle yönetime el koyan faşist diktatör Franco, en büyük direnişle ülkenin kuzeyindeki Bask bölgesinde karşılaşır.





1937 ilkbaharında, 26 Nisan Pazartesi günüdür. Her pazartesi Bask bölgesinin bu küçük kasabasında kasaba pazarı kurulur. Öğleden sonra, hava biraz da serinleyince pazar yerini bölge halkı doldurur. İşte o gün, öğleden sonra, bir anda Santa Maria Kilise'sinin çanları çalmaya başlar... Gökyüzünde onlarca bombardınan uçağı görülür...


Faşist Franco'nun arkasında iki faşist diktatörün desteği vardır: Alman Adolf Hitler ve İtalyan Benito Mussolini. İşte o pazartesi akşam üstü, Franco'nun anlaştığı Hitler ve Mussolini'nin emriyle Alman Condor Lejyonuna ait Alman Luftwaffe'leri ve İtalyan Faşist Aviazone Legionaria Fiat uçakları pazar yerinde toplanmış sivil halkın üzerine yüzlerce bomba yağdırır... Bombardıman üç buçuk saat sürer, bu üç buçuk saat sonunda ağırlığı alman uçaklarından oluşan katliam ordusu istenen katliamı gerçekleştirmiştir bile...

' Her pazartesi Guernica'da panayır günüdür ' diye anlatır olayın görgü tanıklarından Jose Manasterio : ' Tam da o gün geldiler çünkü olabildiğince fazla insanı öldürmek istiyorlardı; bunu da başardılar'...

' Sığınaklara sığınmıştık ve ağlayarak dua ediyorduk. O an hiç bir şeyi, ne ailemi, ne evimi, hiç birşeyi düşünemiyordum; tek düşünebildiğim kaçabilmekti. O an öleceğimden emindim' diyor bir başka canlı tanık Luis Aurtenetxea.


Katliamdan sonra faşist kutuptan açıklamalar gelir, hem İtalya hem de Almanya bu katliamda rol aldıklarını reddeder. Aynısını Franco da yapar. Öyleyse bu bombaları kim yağdırmıştır. Bunun ardından Almanya kanadından bir açıklama daha gelir. Asıl hedefin stratejik noktalar olan demiryolu ve Mundaca Köprüsü olduğunu söylerler. Ama işin ilginci, Hitler'in ordusunun en gözde pilotlarının kullandığı en gelişmiş savaş uçaklarından bu iki hedefe tek bir bomba atılmamıştır. 3.5 saat boyunca onlarca ölüm makinesi ve onları kullanan cellatlar köprüyü bir kere vuramamış ama tesadüfi bir şekilde hepsi pazar yerini bombalamıştır.

Küçük kasaba, şirin Guernica tam 3 gün yanar. Ölü ve yaralı sayısı kasabanın nüfusunun yüzde kırkıdır, yani 1600; ve kasabanın yüzde 70 lik bir bölümü yerle bir olmuştur. Daha da acı verici olan, bu operasyonun almanlar ve itanyanlar için tek anlamının yeni savaş mekinelerinin canlı hedefler üstünde denenmesiydi...


Avrupa kutuplaşmaktadır; İtalya, Almanya ve İspanya'daki gelişmeler iki büyük gücü, İngiltere ve Fransa'yı rahatsız etmektedir. Faşistlerden kaçan bir çok sanatçı Fransa'da ikamet etmektedir. Bunlardan biri de Pablo Picasso'dur. Guernica'nın haberleri Paris'e çabuk ulaşır. Bu katliam, Picasso'ya, başyapıtı olan El Guernica için ilham olacaktır. Bu yaklaşık olarak 8 metreye 4 metre boyutundaki dev tablo, bir resim olmaktan öteye geçecek, faşizme direnişin ve barışın sembolü sayılacaktır.


12 Mayıs 1999'da The New York Times'da bir makale yayınlanır:


Katliamdan altmış yıl sonra, 24 Nisan 1999'da Almanya Hükümeti ilk kez resmi olarak, Guernica Halkından, katliamda Condor Lejyonu'nun oynadığı rol sebebiyle özür diler. Ayrıca Alman Hükümeti, Condor Lejyonu üyelerinin adlarını taşıyan askeri üslerin de isimlerinin değiştirileceğini açıklar.
İlginçtir ki, bu güne kadar almanların 60 yıl sonra bile yaptığını İspanya Hükümeti yapmamıştır. Bugüne kadar İspanya Hükümeti hiç bir şekilde resmi bir şekilde kasaba halkından özür dilememiştir. BASK bölgesinin bağımsızlığı için terörist eylemler yapan ETA'yı her gün lanetler ispanyol halkı. BASK bölgesinin merkezi Bilbao ile Madrid'in arası hiç bir zaman iyi olmamıştır. Ama ETA' yı lanetleyen ispanyollar, kendi pislikleri hakkında bir kez bile konuşmamışlardır.

Tarih kendini her yerde tekrar eder. Bu hikaye başka bir hikayeye ne kadar da benzer. Bugün İrlanda Kurtuluş Ordusu IRA'nın terör eylemlerini lanetleyen ingilizler de, kendilerinin irlandalılar ve iskoçları katlettiklerini ne güzel de unutmuşlardır...

PICASSO'NUN EL GUERNICA'SI

Resim yağlı boya olmasına rağmen siyah beyazdır. Bu karanlık ölümü simgeler. İnsan gözünü andıran insan gözü formundaki ışık saçan ampül ( bilincin gözü) olayın medeniyetin gözü önünde meydaha gelmiş olmasını simgeler. Elinde kırık kılıcı ile yatan savaşçı kahramanca savunmanın alışılagelmiş sembolüdür. Can çekişen at, aslında can çekişen insanlık ve barışın ta kendisidir. Kucağında ölmüş bebeğine ağıt yakan anne hemen hemen bütün ressamlar tarafından işlenmiş Pieta'yı yansıtır. Pieta kucağında ölmüş İsa bulunan Meryem konusudur. Yangın içinde can çekişen haykıran, ellerini açmış insanlar, masum halkın acısını simgeler.

Elinde gaz lambası taşıyan (özgürlük anıtını çağrıştıran) figür yarınlar için ümit vadeder. Kızgın boğa figürü bütün dünyada gelişen milliyetçilik akımlarının İspanyol uzantısıdır. Resmin içinde yer alan gazete parçaları insanlığın buna kayıtsız kalmayacağı ve bu acının bütün insanlığa mal olacağı gibi imgelerdir.




Resimde atın gövedi tarafından maskelenmiş bir onun altına ustaca gizlenmiş bir kuru kafa sembolü gözükür. Hem can çekişen at hem de kuru kafanın kendisi ölüm sembolüdür.


Tabloda sadece siyah ve beyaz boyaların kullanılmış olmasına da bakarak "Bu resim değil afiş olmuş" diyenler vardı.. "Bu dört ya- şında bir çocuğun bile resimleyebileceği vücut parçalarından bir çorba" diyenler de..


Fuarın ardından patlayan 2. Dünya Savaşı sonrası tablonun ünü gittikçe arttı. Tablo bir gezgin olarak bütün dünyadaki müzeleri dolaştı. Ancak İspanya'daki faşist diktatörlük eseri yasaklamıştı.

Picasso, 1973'de öldüğünde, eseri hala İspanya'ya bir kez bile girememişti. Picasso'dan iki yıl sonra da diktatör Franco öldü. Picasso, eserini memleketine armağan etmişti. Franco'nun ölümünden sonra tablonun İspanya'ya girmesi için bir engel kalmadı. Ve Guernica'nın acılarını simgeleyen El Guernica, Picasso'nun doğumunun 100. yılı kutlanırken, 25 Ekim 1981'de Madrid' e ayak bastı.

Burada da başka bir ironi başladı:
Madrid'de Queen Sofia Center of Art Müzesi'nde sergilenen tablo, asıl armağan edildiği halkın topraklarına, BASK topraklarına, Guernica'ya, Bilbiao' ya bir kez bile gitmedi. Franco'nun İspanya'ya gelmesini yasakladığı tablonun şimdi de BASK topraklarına girme yasağı var. Bask halkı ise, acılarının sembolü olan bu tabloyu istiyorlar...
Hitler, Franco öldü, savaşlar bitti ama Guernica'nın siyasetle olan savaşı hala devam ediyor...
__________________
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...

Can Yücel
Alıntı ile Cevapla