Hasretten dem vuruldu, eskiye ,yeniye, masala, fıkraya ,cocuğa, yurda duyulan özlemmmmm….
Nereden nereye geldik. Çiçek çiçek yurdumun taşı toprağı altın olan İstanbul umda ve dahi anadolumun doğusunda ve batısında, yaşamış yaşayan ve yaşamakta olanların, belli bir miyadı olup da zihinlerindeki birkaç kırpık hatırayı yaşatmayı bırak, hatırlamaktan korkar hale geldiği memleketimde hala hasret kalmak….
Sizler yaban illerde hasretlik çekersiniz çok mu…..
Yanında olan evladına dahi erişememek mi hasretlik…uçan martısının özgürlüğüne mi…vapurlardan çıkan isli dumanlarının bile bir ara yok olmak tehlikesini yaşayıp o nostaljiyi de kaybetme korkusuyla denizlerin hırçınlığının bile sebebtir diye trafiğin karmaşasının bitmesine mi…
Nazım a mı, aşık Veysel e mi …..
İçimizdeki kabaran sevginin akışamadığı ortamlara mı kişilere mi….
Özlüyorum…kendimi özlüyorum…çocukluğumu , buyuduğum evin bahcesini özlüyorum. Yaşadığım oyunları, okuduğum Kemalettin Tuğcu ları özlüyorum. Çaresizlikten çıkan acılı hayat öykülerindeki zengin başarıyı ve mutluluğu özlüyorum…..Sadece özlüyorum
Özlemlerden uzak, hasretliklerin tez elden bitmesi dileğiyle....
Sevgi, sağlık, uyum, saygı topluluğunun büyümesi temennisiyle kalın sağlıcakla......