Güle Güle Karaoğlan
İlk gençlik yıllarımızın küçük burjuva diye burun büktüğümüz, Afyon Ekimi yasağını kaldırıp, Ayşe’yi Tatile Kıbrıs’a gönderirken cesur bellediğimizdi. Sonraki yıllarda mavi gömleğini giydik. Beyaz güvercinini sevdik. Kendisini umut, Tarım Reformu ve Köy Kent Projesini kurtuluş belledik. Şiirleri ile coştuk, yarınlarımızın güvencesi dedi, Gençlik kollarında göreve koştuk.
O kırk yıllık laci takımı ile köy köy seçim gezilerine katılırken; mitinglerine katıldık, afiş astık. Yaşı kırk elli olup amca dediklerimizle birlikte yakalanıp, karakollarda dayak yerken, yoldaş oluverdik izbelerde birinci cigaralarımızın nefeslerini paylaşırken.
Mahkeme kapılarında sıra beklerken, çektiğimiz işkencelere birlikte güldük. O, öldürüleceği haberleri salınan mitinglere gidecek kadar cesur ve inatçıyken, biz de hiç umursamadık sicilimiz bozulup fişlenirken.
Ama Ata’sının kapattığı tarikat ve cemaatleri savunurken ve Ata’sına karşı akrabam diye Vahdettin’i masum ilan ederken; nezakatini sevip, dürüstlüğüne hayran olup, yoluna baş koyanları boynu bükük bıraktı giderken.
|