Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Ser'den, Sera'dan.
Tekil Mesaj Gösterimi
  #263  
Eski 03-04-2011, 18:41
Emin - ait Avatar
Emin Emin bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Bulunduğu Yer: Antalya
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 305/762
198 Mesaj ına 2281 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Tarife

Evet, sulamayı her tarafa eşit yapamadığım gibi, kum ve gübrenin dağıtımını da arzu ettiğim gibi yapamamıştım.

Acaba yapacağım fumigasyon işini içime sindirebilecek miydim?

Aldığım zehir bidonunun üzerinde nasıl kullanılacağı tarif edilmişti ama onların tarifine göre yapmak benim için çok güç olacaktı.

Tarifede, toprağın önce sürülüp gevşetilmesi sonra tesviye edilmesi yazılıyor. Çiftlik veya yeşil gübreyi de toprağa gömün, diyor.

Sanırım “karıştırın” diyeceğine “gömün” diye yazmışlar.

Tamam, buraya kadar itirazım yok. Zaten Ali, traktörüne bağladığı patos (kültivatör) denilen aletle, daha önce yıkayıp tavına getirdiğimiz iyi-kötü kumunu, gübresini yaydığımız serayı sürmeye başlamıştı. Yaklaşık 1 metre genişliğinde yatak yapımını da yaparak tesviye işini de halletmiş olduk.

Bu işlemi ekimden 3-4 hafta önce yapın, diyor; ona da tamam.

Tarifenin geri kalan kısmını “yazıldığı gibi” buraya alıntılayayım sonra neden yapamayacağımı anlatayım.

“Toprak 10 cm yükseklikte eşit tavalara ayrılır. Tavaların içi tamamen suyla doldurulur ve her metrekareye 60-125 ml SNIPER FULID gelecek şekilde ilaçlanır. Parsel sırtlarıda 10 lt.lik sulama tenekesine 60-125 ml. ilaç katılarak ilaçlanmalıdır. (Bu ilaçlı su karışım 1 m2 alan içindir.) Seranın bütün duvarlarınada aynı oranda su püskürtülür. Tavalara ilaç verildikten sonra, mutlaka kürekle tavaların içindeki ilaç karıştırılmalı ilaçlama işi bittikten sonra toprak yüzeyi mutlaka naylonla kapatılmalı, böylece gazın uygulama alanı dışına çıkışı önlenmelidir. Sera bu şekilde örtülü halde 15-20 gün bekletilecek 15-20 gün sonra örtüler kaldırılarak salma su ile toprak sulanacak, Tava gelince toprağı havalandırmak için 3-4 günde 2 sürüm yapılacak, bu süre sonunda toprakta ilaç kalıntısı olup olmadığından emin olmak için TERE testi yapılır ve tere testinin sonucuna göre karar verilir.
ÖNEMLİ NOT: Sadece yetiştiricilik yapılacak seranın dezenfekte edilmiş olması yeterli olmaz. Fidelerin yetiştirildiği yastıklarında aynı işlemlere tabi tutulması gereklidir.”


Tüm serayı hangi aletle 10 cm yükseklikte eşit tavalara ayıracağım?

Hadi diyelim traktöre bağlı böyle bir işi yapan alet bulamadım ama üşenmeyerek kürekle, tırmıkla yaklaşık 2 dönümlük serayı elle yapmaya kalktım; peki, bu iş ne kadar zamanımı alacak?

Eğer 60 ml ilaç yeterliyse neden iki katından da fazla olan 125 ml. kullanayım?

60 ile 125’in ortalamasını alacaksam bu işi bana niye hesaplattırıyorsun?

Tavaların içi tamamen suyla dolacaksa (parsel sırtı denilen yer neresiyse artık) tava denilen yerin kenarları da o suyu emmez mi?

Suyla doldurulacak tavalar o suyu emerek çamurlaşacak, o zaman, hem de “mutlaka kürekle” vurgusu yapılarak tavaların karıştırılması nasıl olacak? Kürekle böyle bir çamurun karıştırılması her babayiğidin harcı mı?

Diyelim ki inatlaştın canınla, bu işi yaptın, o topak topak çamurlu toprağın üzerine incecik naylonu nasıl gereceksin? Masaya örtü mü geriyorsun? Çekeceğin naylon her tünel için 10 metre eninde ve 70 metre uzunluğunda bir yer! Toprağın her yanı ilaçlanmış ve çamur içindeyken bu, gazı kaçmasın diye zehirli çamur içinde kaç kişi nasıl yürüyecek, naylon serecek, serdiği naylonların kenarlarını diğer naylonlarla birleştirecek?

Benzer sorulara tarifenin içinden yanıt alamadığım için hiç kuşkusuz aklıma yatacak şekilde bu işi yapacaktım. Tarifeyi yazana haksızlık etmek istemem. Şayet böyle bir ilaca tarifeyi ben yazacak olsaydım özetle şöyle derdim: “Bu zehri dönümüne şu kadar miktarda, toprağa elinizden geldiği kadarıyla eşit bir şekilde nasıl verirseniz verin ve hemen üzerini naylonla kapatıp en az şu kadar gün kapalı tutun.

Bu işlemden amaç, aralıksız, yani dinlendirilmeden ve özellikle yer altı sularıyla sulanan, yoğun bir şekilde ilaç ve gübre alarak evsafını yitirip hastalıklı bir hal alan toprağı arındırmak (dezenfekte etmek.)

Bu işlemin (doğrudur-yanlıştır orasını bilemem) kanser tedavisindeki “kemoterapiye” benzetiyorum. Her kemoterapi alan hasta, nasıl iyileşmiyorsa, hastalanmış bu topraklarında düzeleceğini düşünmüyorum.

8 bidon zehre 480 lira para vermenin yanında sürüm paraları, ince naylon masrafı ve bu işe yönelik diğer masrafları, yetişecek ürünün kalitesiyle çıkaracağımı umarak, elimden geldiği kadarıyla ciddiye alıyorum.

(Daha önce yazmıştım,) “yapılacak işler” listeme baktığımda içimi ekşi ayran tadında bir duygu kapladı.
Öncelikle damlama sistemi ile bu zehri eşit bir şekilde seraya vermek için kafa yordum, durdum.
Hatırlanacağı üzere, hortum satıcısına düşündüğümü anlatmış, çok kısaca ve özetle şöyle bir yanıt almıştım:

— Abi, kusura bakma ama sen bu damlamaları alıp bu işe boşuna sarılıyorsun, benim için hava hoş, ben ne istersen satarım, senin iyiliğin için diyorum, bu işten vazgeç, bu işler sana göre değil.

Bu işlerle uğraşan birkaç kişiye kafamdan geçeni, çizerek anlattığımda da gene çok kısaca ve özetçe şöyle demişlerdi:

— Abicim bunca insan eşek mi? Öyle dediğin gibi olsaydı herkes yapardı. 40 metreden fazlasını kaldırmaz, bu damlama hortumları. Baş taraflara her zaman bol su gider, en sonuna da az. Çünkü gide gide su azalır, tazyiki azalır. Ne yaparsan yap her tarafa eşit damlatamazsın.


2 inçlik kalın boruya sıra sıra delinerek takılan damlama hortumlarının sonunu kıvırıp iple bağlayarak ya da kör tapa takarak kapatmak yerine, hortumun bu ucunu da seranın diğer başına etraftan dolaştırarak taşıyacağım kalın boruya takarsam işin çözüleceğine dair içimde çok az bir endişe vardı. Daha rahat anlaşılsın diye kalorifer peteği gibi bir şey düşünüyordum. Suyu hortumlar içinde dolandıracak ve 70 metre uzunluğunda damlama hortumlarının her iki ucunu bu borulara takacaktım.

Önce evin önündeki yarım evleklik yerde örnek bir düzenek oluşturdum ve bunu şehir şebekesine bağlayarak denedim. Olacak gibi görünüyordu ama işin garibi tüm serayı bu şekilde yapmadan sistemin istediğim gibi çalışıp çalışmayacağını anlamak mümkün değildi.

Sonunda gözümü karartım, eski sistemi yani seranın tam ortasında duran iki ana hortumun, iki küresel vana ile bir seranın öbür yanına, bir bu yanına sulama ve gübreleme yapmamıza rağmen gene de suyun damlama hortumlarının girdiği andan itibaren gittikçe azalan ve seranın sonuna daha az su veren sitemi değiştirmek için kolları sıvadım.

Eğer düşündüğüm gibi olursa tek tuşla iki dönümlük serayı sulamış olmanın yanında seranın başı sonu, sağı solu demeden damlamalar her noktaya eşit damlayacaktı.

İçimdeki endişenin soru öbeği: Bu iş bu kadar kolay çözülecekse neden şimdiye kadar böyle bir şeyi yapmamışlar, en akıllı adam ben miyim? Damlama sistemi ile âlem yeni tanışmadığına göre acaba benim bilmediğim bir şey mi var? Yoksa böyle bir uygulama var ama benim danıştığım kişilerin mi haberi yok?

**

Ali sürümünü tamamladı, yatakların yapımını da yaparak şimdilik işini bitirdi.
Toprağın rengi, milli dere kumu ve çiftlik gübresinin karıştırılmasıyla değişmişti. İçin için iyi bir iş yaptığımı düşündüm.

Dutun daldasına hem çay içmeye hem de hesap görmeye geldik.

Defterimi açıp, tuttuğum kayıtları Ali’ye okumaya başladım:

21 Mayısta üçlü pullukla tek yönlü sürüm.
23 Mayısta kazayağı ile çift yönlü sürüm.
27 Mayısta 4 kamyon kumun taşınması
8 Haziranda çift yönlü kum ve gübrenin toprağa karıştırılması (patos.)
12 Haziranda kazayağı ile uzunlamasına tekli sürüm (patlatma) ve yatak yapımı.
Toplam: 522,250 verilen 250, kalan 272,250 lira.

Tamam mı?

Tamam.

**
Şimdi yapılacak iş, yatak aralarının yani yürüme yolunu kürekle genişletmek.

Mahallenin gençlerinden yararlanmak için seranın üst naylonlarının bir tarafını açıp oluk içlerine yığan Musa, Mustafa ve arkadaşlarına bir yevmiyeden fazlasını önerdim ama onlar 40 lira diye tutturdular, sonunda razı oldular.

Onlar çalışırken yanlarında değildim.

Öğleden sonra 3 sularında işlerini bitirdiler ama benim doğru dürüst kontrol etmememden dolayı yaptıkları işlerin sonucunu görünce çok canım sıkıldı. Yürüme yolundan aldıkları toprağı yeni patoslanmış yatakların üzerine sereceklerine, kürek kürek attıkları bu topak topraklar yatakların üzerini bozmuştu.

Bir de tırmıkla düzeltme işi çıktı, bana.

Gerçekten pişman oldum yaptırdığım bu işten. Her birine 7 lira toplam 21 lira vererek başımdan savdım ama içim içimi yedi.

Ertesi gün, gün boyu, traktörün seranın her iki ucunda dönüş yaparken bozduğu ve mecburen yanlamasına açtığı yatakları uzunlama yatak haline getirmekle uğraştım.
**
Yeni damlama sistemini kurmak en az bir haftamı alacağını öngörünce bu işi ötelemeye karar verdim. Çünkü ilaçlama yaptıktan sonra seranın en az 3 hafta kapalı kalması, naylon kaldırıldıktan sonra seranın yeniden yıkanması, bu kez de zehirden arındırılması, sürülmesi veya tavına gelmesi hepsi başlı başına zaman düşmanı olan işler.

Fide dikiminin Temmuz ayının ortasında yapılacağı göz önüne alınınca iş çetrefilleşiyordu.

Her zorluğu veya engeli aşmaya karşı içimden iyi şeyler geçirmeme rağmen gene aynı içimden yanlış bir iş yapmaya başladığımı ve gittikçe bu yanlış yolun virajlarından savrulacağıma dair kötü şeyler de yaşayacağımı düşünüyordum.

Esasında huzursuz bir istek içindeyim desem hiç yalan olmaz.

-59-
Alıntı ile Cevapla