Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Guruba gush’bakışı....
Tekil Mesaj Gösterimi
  #516  
Eski 17-02-2008, 19:39
serdarkus - ait Avatar
serdarkus serdarkus bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 317/1236
52 Mesaj ına 2228 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Günün yazısı:

Gündemin konusuna bir de S.Duman üslubuyla bakış..
Bu konu ancak bu kadar güzel damardan anlatılır derim.



"Boş laflar üzerine dolu dolu tartışma

“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar..” dizesini duyduğumuzdan beri adetimizdir.. Sıkıştık mı “Biz Batı’nın teknolojisini neyimini alacağımıza..” diye başlar, saydırırız.. Ben de bunu kafama takarım.. Hele hükümet adamları da aynı lafı etmişse..

Bizim ahalinin “kolektif aklı” biraz zıpzıp tabiatlıdır..

Şöyle defile podyumu gibi dümdüz uzayıp gitmez.. Tam tersine, ping pong topu gibi zıplaya zıplaya seyreder..

Aklımız bi-hikmet-i müteâl, ping pong topu gibi tasarlandığından, topluca tartışmalarımız da kuru gürültüdür..

Biri ping pong topu gibi lafı atar oraya..

Ahalinin aklı erenleri topu zıplatmaya başlar.. Topun değdiği yerden kuru tıklama sesi gelir, ardından bir şey çıkmaz..


***


Seyrek bıyıklı, asabi hükümet adamı “Biz Batı’nın medeniyetini alacağımıza ahlâksızlığını alıyoruz..” dediğinde de böyle oldu..

Fırçamızı yedik, güzel güzel oturduk..

Seyrek bıyıklı, asabi hükümet adamı sırrımızı çözmüş..

“Bunların aklı da bilgisi de bir sıkımlık..” deyip canı istediğinde fırçasını eline alıyor, başlıyor bizi sıvamaya..

Öz güveni tastamam..

Neden mi? Fazıl Say nam billûr sanatçısının “Avrupa’ya Hicret..” lafını ettiği sıralarda, ahalimizi test etti de ondan..

KUZU SESSİZLİĞİ

Toplumun gidişatındaki tatsızlıktan canı sıkılan Fazıl Bey, piyanosunun kapağını “güüm” diye kapatmasıyla “Yetti gayri.. Alıp başımı gideceğim..” demişti hani..

Seyrek bıyıklı, asabi hükümet adamı da cevabı ekleştirmişti:

“Ben sanatçı diye kaçıp gidene değil, inandığı yolda mücadele edene derim.. Mehmet Akif gibi..”

Elifi elifine böyle değildi lafları.. Oturup, Seyrek bıyıklı, asabi hükümet adamının zabıt kaydını tutacak değilim..

Söylediklerinin mealen özeti böyleydi..

Biz de suspus olduk, oturduğumuz yerden “Sevgilisine Hediye Almayan Odundur..” billboarduna bakar gibi baktık..

Okumuş, yazmış gözlüklü takımından bir Allah kulu da çıkıp “Ne Mehmet Akif’i kardeşim..” sözcükleriyle başlayan bir itiraz cümlesi kurmadı..

“Mehmet Akif de kafası kızdığından memleketi terk edip Mısır’a yerleşmedi mi? Ölümünden beş altı ay öncesine kadar Kahire’de yıllarca gönüllü sürgün hayatı yaşamadı mı?” diyemedi..

Seyrek bıyıklı, asabi hükümet adamının “Batı’nın ahlâksızlığını alma..” mealindeki tarihi tespiti karşısında da kuzu sessizliğinde kaldık..

Şahsen dilhûn oldum..


***


Tersini gösteren örnekleri kimse tartışmaya açmadı..

Birileri Keykâvus için yazılan, Selçuklular Devri’nde “bizim sultanlar okusun da adab öğrensinler.. ” niyetiyle tercüme edilen o kitabı siniri çabuk bozulanlara göstermeli..

Türkçe’ye Mercimekoğlu İlyas Ahmet tarafından kazandırılan “Kabûsname” den söz ediyorum..

“Cima bahsi” ve “Köle satın alma bahsi” başlıkları altında verilen akılları bir okuyun..

Ama sakın uygulamaya kalkmayın.. Türk Ceza Kanunu’nda ne kadar “umûmi ahlâka dair” madde varsa tamamını ihlâl edip, hapislerde sürünürsünüz..

Maazallah üçüncü sayfalara konan haber fotoğraflarında gözleriniz bantlanır..

YAZLIK AKILLAR

“Yaz olanda oğlan teni ıssı olduğundan avrada meyledin..” akılları da Batı’dan ithal değil, Doğu orijinli sağlık tavsiyeleri arasındadır..

Arkadaşım Murat Bardakçı’nın Osmanlıca’dan çevirip bugünün Türkçesi’ne kazandırdığı bir “Dallakname-i Dilkûşa” kitabı var ki cevap yerine tek başına yeter..

1684 yılında yazılmış.. Türkçe’si “Yüreklere Ferahlık Veren Tellaklar” kitabı..

Yazarı devrin Hamamcılar Kethüdası olan Dürrizade İsmail Efendi..

Kitapta İstanbul’un o devirdeki on bir ünlü eşcinsel oğlanı anlatılıyor..

Bunlardan aktif eşcinsel Kalyoncu Süleyman’ın durumu, ahlâki açıdan Batı’dan alacağımız olumsuz bir şey kalmadığını, tam tersine ihracat fazlası yaratacak potansiyelde olduğumuzu gösterir..

Kitaba göre Kalyoncu Süleyman’ın şöhreti öyle artmış ki çalıştığı hamamın önünde; paşalar, paşazadeler, beyler, beyzadeler arabaları ile sıra beklerlermiş..

Haydaaa!

O zaman Batı’da böyle geniş bir pazarlama düzeni yok.. Lazım olduğunda da elimize bakıyorlar..


***


Toplumları “ahlâklı, ahlâksız” diye yargılayamazsın.. Oturduğun yerden kimseye, kendi aklına göre laf atamazsın..

Çürümüşlük her toplumda görülür.. Her devirde görülür..

Sen adamın toplumu için karalayıcı dil kullanıp, yakıştırmalar yaparsın.. Elin adamı da senin geçmişteki hallerini hem de senin yazılı dilinden çıkarıp önüne koyar..

AMİGO KÜLTÜRÜ

On yedinci yüzyılda İstanbul’da bir süre kalıp, seyahat izlenimlerini kitap haline getiren Baron de Tott’un anıları da bizim Batı’dan bir şey ithâl etme ihtiyacımız olmadığını gösterir..

Baron’u bir yaz gecesi zenginlerden birinin Eyüp sırtlarındaki konağına yemeğe davet ederler..

Yemekten sonra bahçede Karagöz perdesi kurulur..

Oyun Karagöz’ün Hamam Sefası’dır..

Ben Cevdet Kudret Aksal’ın yeni Türkçe’ye kazandırdığı o oyunun metnini okudum.. Tamamı pornografik..

Oyunun sonunda Karagöz hamamda uygunsuz vaziyette yakalanır..

Çırılçıplak Karagöz edep yerinden bir eşeğin kuyruğuna bağlanarak sokaklarda dolaştırılıp, şehre teşhir edilir..

Karagöz ve Ortaoyunlarındaki pornografiyi bitiren, o oyunları yasaklatıp yok eden İkinci Abdülhamid’tir..


***


Baron de Tott, seyrettiği o dehşet verici oyunu “Hayatımda böyle utanç verici bir şey seyretmemiştim..” diye anlatır ve ekler:

“En ağırıma giden şey de perdenin önünde oturan küçük kız çocuklarının oyunu seyrederken arsız arsız gülmesi olmuştu..”

Geçmişinden habersiz bir şaşkınlıkla “Biz Batı’nın medeniyetini değil..” cümlesini kuranların iki düşünüp, bir konuşması lazım..

Söyleyeceğim o ki..

Hayata başka bir pencereden bakıyorsan skor değişmez..

Doğu Ligi ile Batı Ligi’nin edepsizlik üzerine ün yapmış ne kadar “All Star” ı varsa sahaya sürün.. Berabere kalırlar..

Bunu bilmeyenlere de amigoluk düşer..

Selahattin DUMAN"

Böylesi bir gündemle bu memleketi bu günlerde niye böyle gerdiler.. gerekir miydi denirse, onun da cevabını eski kanka A.Şener vermiş..
okuyunca, kendilerince haklıymış adamlar, tam da zamanıymış dedim!.
__________________
eNiyi sistem, uygulayabildiğindir..
Alıntı ile Cevapla