Sert süngerin metalde çıkarttığı yarı kazıma sesi, ilginç bir tını yaratıyordu. Koca konik kazan ağzından içeri sarkan adam büyük bir dikkatle silindirlerin ağzını ve içini temizledi.. Yürüyen bandı çalıştırıp süpürdükten sonra tekrar silindirlere dönüp kuruladı. Taze hazırlanmış hamur bezeleri una gömülüp sırayla yan yana ve üst üste , taki bir tepecik olacak şekilde dizildi.
Birinci usta bileklerine bandajlarını sardı. Yarı çelik borudan oklavasını elinde tartıp arkasında ısınmış olan ocağı tekrar kontrol ettikten sonra çırağın , hamur tepeciğinden alıp eliyle yuvarladığı ve makineden geçirip bir yemek tabağı boyutunda incelttiği hamurları yufka yapmak üzere hızla açmaya başladı.
Yüzünde , yanlışı affetmez tarzda enteresan bir ifade ile çalışırken arka bölümden su sesi geliyordu.
Arka tarafa geçtiğimde, biri kocaman bakırdan ,yarım küre bir kazan ile diğeri alüminyumdan yapılmış , bana devasa gelen büyüklükteki tencereyi su ile dolduran diğer usta vardı.
Yufkaları açan usta , açtığı her yufkayı, ısınmış ocağın üzerinde yarı pişme durumunda , sürekli açtığı diğer yufkayı üzerine yatırarak alt üst yapmaya başlamıştı. Pişen ,yaklaşık 50 yufka grubu arka bölümde sularını doldurmuş usta tarafından , diğer bir yarı çelik oklavanın üzerine beygir eyeri misali yatırıp taşındı. Yanımdan geçerken yufkaların sıcağı yüzümü yaladı.
Demirden yapılma üç bacaklı ufak tezgahın üzerinde önce silkeledi , sonra iki harekette yufkaları tezgaha serip tekrar alt üst yaptı. Eline aldığı her bir yufkayı, senelerin vermiş olduğu serilik ve beceri ile su dolu kazana batırıp sergen askılara yaydı. Yayma işi ilginçti..
Pişmiş ve sertleşmeye karar vermiş yufkaların derin kazanlardaki “ ıslanmak istemiyorum” inadına karşılık, o becerikli, bilmiş parmaklar, kenarlardan tutarak suyun içinde yüzdürüp çıkarıyordu. Bana , kırılgan bir hanımı tutan erkeğin incitmekten korkan tarzdaki dokunuşlarını anımsattı ; yumuşak ,tutkulu bir dans gibi….
Her bir sergen yirmibeş ıslak yufkayı kurutuyordu . Kuruyan yufkalar şimdi daha farklı bir dansı anımsatıyordu. Toplanırken , yırtılmaması için ellerin tersi ile büzüştürülüp askılardan alınan yarı nemli yufkalar, havada hafif bir kuğu gölü balerininin dönüşü gibi yarım tur atıp uzun tezgahta yerini buluyordu.
Bu bir serenomi idi…