Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Cepheleşme üzerine haberler
Tekil Mesaj Gösterimi
  #3  
Eski 26-04-2006, 13:58
Mazhi - ait Avatar
Mazhi Mazhi bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Frankfurt a.M.
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 277/113
0 Mesaj ına 2144 Kere teşekkür edildi
Mazhi - MSN üzerinden Mesaj gönder
omg.gif "Meydan okuma aromalı" haber sayısı tavana vuruyor

Erdoğan'dan AKP grubunda şifreli mesajlar
Egemenlik millete geçecek


Erdoğan, "Gelecekte egemenlik, duvarda değil millette olacak. Hiçbir zümrenin bu ülkeyi herkesten daha fazla sevme hakkı olduğunu kabul etmiyoruz" dedi

ANKARA Milliyet


TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın 23 Nisan özel oturumunda rejim konusundaki açıklamalarının yankıları sürerken, Başbakan Tayyip Erdoğan da tartışma yaratacak bir çıkış yaptı. Erdoğan, "Geleceğin milli egemenlik haftalarında bu ülkede milletin sesinden başka ses yankılanmayacak. O Türkiye'de egemenlik duvarda değil, milletin kendisinde olacak. O günün Türkiye'sinde hiç kimse konjonktürel gerekçelere dayanarak, aslında birbirinin tamamlayıcısı olan anayasal ilkeleri ötekilerin üstünde ve daha önemli saymayacak" dedi.
Erdoğan, dün AKP grup toplantısında ayakta uzun süren alkışlar eşliğinde özetle şu mesajları verdi:

BAHTIMIZ KARARTILAMAZ: Milletimizin değişim iradesini devre dışı bırakacak her türlü hesap milletin meclisinden mutlaka dönecektir. Türkiye'yi dar görüşlülüğün, menfaatçi siyasetlerin boyunduruğunda tutabileceklerine inananlar geçmişte olduğu gibi hayal kırıklığına mahkûmdurlar.
MİLLET DERS İSTEMİYOR: Biz Türkiye'yi geleceğin zirvelerine taşıyacak değişimden söz ediyoruz. Nedir o değişim? İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. Hürriyetçi demokrasi ve hukuk düzeninin dışına çıkmamaktır.
Laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olarak tanımlanan cumhuriyetimize bütün nitelikleri ile birlikte, birinin lehine diğerinden fedakârlık yapılabileceğini aklından geçirmeden sahip çıkmaktır. Eğer bunu iddia etme durumuna gelenler varsa bunlar bir defa Anayasa ile ters düşmektedir. Bunu da özellikle onlara hatırlatıyorum.
Bu, hiçbir zümre ve sınıfın, bu ülkeyi herkesten daha fazla sevme hakkına sahip olduğunu kabul etmemek, ülkeyi ve devleti Türk milletinin ortak değeri saymaktır. Kimse kalkıp da kendine bundan ayrı bir güç vehmetmesin.
Bu milletin her ferdi cumhurun ta kendisidir. Onlar demokratik, laik, sosyal hukuk devletini nasıl koruyacağını gayet iyi bilir. Özellikle birilerinden ders alma ihtiyacı yoktur. Yine Anayasa ifadesiyle hiçbir kişiye, aileye, zümreye ve sınıfa imtiyaz tanımamaktır.

ÇATIŞMAMAK İÇİN SUSTUK: Aşacağımız çok engel var. Çatışma ve kargaşaya imkân vererek ülkenin gelecek hedeflerini tehlikeye düşürmemek için konuşmak gereken yerde susmayı tercih ettiğimiz de olmuştur.
Bunların bize bir siyasi vebali olacaksa bu millet için onu ödemeye hazırız. Yeter ki sadece sesi gür çıktığı için konuşanlar bu milletin bahtını yeniden karartmasın.

LAFZI DEĞİL RUHU: O günün Türkiye'sinde hiç kimse konjonktürel gerekçelere dayanarak, aslında birbirinin tamamlayıcısı olan anayasal ilkeleri ötekilerin üstünde ve daha önemli saymayacak. Anayasa'mızda tarif edildiği şekliyle demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmanın lafzı da, ruhu da gayet iyi anlaşılmış olacak.
VEHİMLER ÜLKESİ: Milletimiz bilsin ki bugün Türkiye'yi yeniden bir vehimler ülkesi haline getirmek için çaba gösterenler son dönemde Türkiye'nin yakaladığı değişim ruhuna kastedenlerdir. Milletimiz bilsin ki bugün hukuka ve demokrasiye gölge düşürmeye yeltenenler egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu gerçeğini içine sindiremeyenlerdir.
MİLLET SETLERİ AŞACAK: Bu sözleri tarih zabıtlarına geçsin, bu milletin vicdanına kazınsın diye söylüyorum. Irmaklar denizlere doğru akarlar. Ama unutmayın, altını çiziyorum yatağında akarlar. Milletimiz de önüne çekilen bütün setleri aşarak, bir gün o engin sulara kendi yatağında akarak ulaşacaktır.

'Egemenlik duvarda kalmayacak'

Yaşayanlar görecek; bugün üstü örtülmeye çalışılan kimi gerçekler, Türkiye'nin gelecek 10 yılında, 30 yılında millet tarafından hep bir ağızdan söylenecek. O geleceğin milli egemenlik haftalarında bu ülkede milletin sesinden başka ses yankılanmayacak. O Türkiye'de cumhuriyeti korumak için demokrasiyi azaltmak değil, cumhuriyeti ve demokrasiyi birlikte korumak gerektiğini herkes hakkıyla kavramış olacak.
O Türkiye'de hiç kimse kürsülere çıkıp bu millete ne yapmaları gerektiğini dayatmayacak. O Türkiye'de devlet millet için var olacak. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacak. Duvarda değil, milletin kendisinde olacak. (Bravo diye bağıran milletvekilleri uzun süre ayakta alkışladı).

HABER ANALİZ
Başbakan kime ne mesaj verdi?

Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP grubundaki konuşması, yaklaşık üç yıldır sürdürdüğü başbakanlık görevinde yaptığı en önemli çıkışlardan biri olarak görülebilir. Erdoğan'ın bu konuşması muhtemelen uzun yıllar siyasi niyetlerinin okunması açısından önemli bir referans belgesi olarak görülecek. Bir anlamda "Demokrasi bizim için araçtır" şeklindeki sözleri gibi literatüre geçecek bir konuşma söz konusu.
Erdoğan'ın dünkü çıkışının şifreleri çözüldüğünde şu noktalar öne çıkıyor:

PEKİ EGEMENLİK KİMDE? Başbakan'ın "O Türkiye'de (...) egemenlik duvarda değil, kayıtsız şartsız milletin kendisinde olacak" sözleri, öncelikle TBMM mimarisi açısından bir anımsatmayı gerekli kılıyor. TBMM Genel Kurulu'nun Başkanlık Divanı'nın arkasında kalan "duvar"ında yazılı "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözlerinin altında "Kemal Atatürk" imzası yer alıyor. Bu sözler tersinden okunduğunda, bu aşamada Başbakan'ın egemenliğin milletin kendisinde olduğu kanaatini taşımadığına işaret ediyor.
'GİZLİ GÜNDEM'LE SUÇLANABİLİR: Bu ifade, TBMM ve Cumhuriyet'in kuruluş aşamaları ile izleyen dönemde siyasal mücadelenin dinsel ucunda savunulan "Hâkimiyet Allah'ındır" inanışı ve saltanat yanlılarına karşı demokratik yönelimin temel unsuru olarak 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasalarının tamamında "egemenliğin kaynağını" gösteren hüküm olarak yer aldı. Partisi ve kendisi zaman zaman "gizli gündemleri var" iddiasına hedef olan Erdoğan'ın sözleri bu açıdan da tartışma yaratabilecek.
ADRES YÜKSEK YARGI: Başbakan'ın konuşmasında dolaylı ifadelerle hedef aldığı en önemli adreslerin başında türbana vize vermeyen Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın geldiği söylenebilir.
DEĞİŞMEZ HÜKÜMLERİ Mİ HEDEF ALDI? Başbakan'ın "O günün Türkiye'sinde hiç kimse (...) anayasal ilkeleri birbirinin üstünde ve daha önemli saymayacak" sözleri de çok tartışılacak. Bu sözleri nedeniyle, Başbakan, Anayasa'nın, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet'in temel niteliklerini belirleyen ilk üç maddesinin "değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği"ne ilişkin hükmünü hedef aldığı eleştirisiyle karşılaşabilecek. Aynı eleştiri Devrim Yasaları konusunda da karşısına çıkabilecek.
ORDUYA VE KÖŞK'E MESAJ: Başbakan'ın, "Milletin her ferdi cumhurun ta kendisidir. Onlar da laik (...) devleti nasıl koruyacağını gayet iyi bilir" sözleri, ordu için "Cumhuriyet'i koruma ve kollama"yı görev olarak belirleyen Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve askeri kesim ile Köşk'e gönderme olarak değerlendirilebilir.
ARINÇ'A YANIT: Erdoğan, "Çatışma ve kargaşaya imkân vererek ülkenin geleceğini tehlikeye düşürmemek için konuşmak gereken yerde susmayı tercih ettiğimiz de olmuştur. Bunların bir siyasi vebali olacaksa, onu ödemeye hazırız" sözleriyle, kendisini, türban ve imam-hatip düzenlemeleri konusunda "Meclis yerine kurumlar arasında mutabakat aramak"la suçlayan Arınç'a göndermede bulundu. Başbakan, kendisine rağmen TBMM Başkanı olan ve sert çıkışlarıyla parti tabanında sempati bulmasından hoşlanmadığı Arınç'la ilk kez açık bir "söylem rekabeti"ne soyunuyor. Bir başka anlatımla Erdoğan, Arınç'ın gerisinde kalmak istemediğini gösteriyor. Bu çıkış kulislerde 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçimleriyle de ilişkilendirilebilir.

Endonezya'dan geldiler

Fotoğraf: MUSTAFA İSTEMİ

AKP grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın sert mimikleri dikkat çekti. Erdoğan, milletvekili sıralarına oturan, büyük bir afet yaşayan Endonezya'nın Banda Ace bölgesinden gelen küçük çocukları sevdi. Çocuklar Erdoğan'a, Endonezya'ya geldiği zaman birlikte çektirdikleri fotoğrafı hediye ederek çiçek verdi. Bu arada toplantıya dinleyici olarak katılan yaklaşık
15 türbanlı kadın, Erdoğan'ın konuşmasını ayakta alkışladı.
__________________
Yeni e-mail adresim mbkaya[AT]hotmail.de, eskiden yazıştığımız arkadaşları Msn listeme beklerim.. Sevgiler, Mazhi
Alıntı ile Cevapla