Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Arka BahÇe
Konu: Arka BahÇe
Tekil Mesaj Gösterimi
  #9  
Eski 27-02-2006, 14:05
Trusty - ait Avatar
Trusty Trusty bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: London, On.Canada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 58/44
0 Mesaj ına 411 Kere teşekkür edildi
Thumbs up Gecmis zaman olurki hayali cihan deger...

Alıntı:
AnnE´isimli üyeden Alıntı
Neyse Ahaliciğim ;

O zamanlar televizyon icad edilmemişti , on evden birinde telefon vardı.Buzdolabı , ele ilk para geçtiği zaman alınması gereken bir orta vadeli yatırım hedefi idi.Araba almak henüz hayal menzilindeki birşey değildi çoğunluk için.

Evinde buzdolabı ve telefonu, altında arabası olan amcalar ve zevceleri işte o Taksim, Bebek, Maksim'deki ağır mekanlarda Zeki Müren,Müzeyyen Senar, Gönül Yazar, sonraları Bülent Ersoy , alt kadrolarında , Ajda Pekkan , Berkant , Kamuran Akkor,Hümeyra,Tanju Okan,Oryantel olarak Romalı Perihan , Aysel Tanju dinler ve izlerler, Babo'nun dediği gibi aslında fiks menü olan servise Viski ,Yanarlı meyva ekleyerek ağır hesaplar öderlerdi.Bu amcaların ya Bakırköy , Kartal , Safraköy (sonra Sefaköy), Kuleli (sonra Yenibosna), Topkapı'da fabrikaları ,Tarlabaşı'nda yedekparça dükkanları, Sirkeci'de, Tahtakale'de,Yağiskelesi'nde,Perşembe Pazarı'nda, Kapalıçarşı'da, dükkanları, Suadiye'de,Bakırköy'de inşaatları olurdu.

Bu amcalar ve karılarının dışındaki insanların gittiği Gazinolar ise Yenikapı'daki GAR ve ÇAKIL , Vatan Caddesi'ndeki LUNAPARK idi.Mahallelerin eski esnafları , nerdeyse bütün devlet memurları, fabrika işçileri , atölye ustaları ve aileleri buralarda dinlerlerdi radyoların içinden çıkıp gelen sanatçıları.

Buralarda üç grupta program yapılırdı : Standart hafta sonu geceleri , Halk Geceleri ve Kadınlar Matinaları.

Hafta sonları daha ziyade İstanbul'a sonradan gelmiş ve işi , dolayısıyla parayı kapmış sonradan görmeye başlayan bıçkın Anadolu adamları ile O iri göbekli amcaların gittiği yerlere gidemeyen esnaf irileri doldururdu buraları.Halk geceleri herkesin gidebildiği gecelerdi , sahne yakınları yemekli , arka taraflar (dühuliye ) ise genellikle masasız olarak düzenlenirdi.Amman o Kadınlar Matinası'
Sabahın köründe ( sabah dört , beş-abartmıyorum.)evin çocukları gönderilir sahneye yakın masalar kapılır.Daha sonra evden getirilmiş dolma, kuru köfte, meyvalarla keyif çatılırdı.Dışardan içecek sokmak yasaktı , ama yine de bitr yolu bulunurdu.Bazen de bir bira açtırılıverirdi şan olsun diye.Sadece kadınlar matinasında , o da sanatçının izni olursa sahnede , yoksa masa etrafında , çocuklar masanın üstünde göbek atılırdı.

Buralara Behiye Aksoy , Emel Sayın ,Gönül Yazar, Mediha Şen, Mustafa Sağyaşar, Yaşar Özel çıkardı assolist olarak.Bazen Zeki Müren'li programlar bile olurdu.Altlarında Beyaz Kelebekler olmazsa olmazdı.

Ahh ;
O zamanlar kişi başı gelir bugünkinden çok düşük olmasına rağmen, paylaşım bugünkü kadar beter değildi.Yarın sıkıntısı vardı ama,kimse kolay kolay olduğundan beter olmazdı.

Daha sonraları paylaşım bozulmaya, hırsızlık,talan, yalan artmaya başladıkça,önce bu mekanlarda , sonra o göbekli amcaların mekanlarında bile,Mine Koşan, Ferdi Tayfur,İbrahim Tatlıses assolist olarak sahne alıp sanatçı olarak takdim edilmeye başlandı.İlk başta fasıla çıkan ağır bestekarların yerini şopar oğlanlar doldurmaya başladı.Bağırarak ya da peçeteye yazarak şarkı isteme seviyesizlikleri , sığırlar gibi göbek atmalar , yan masadakileri eze eze halay çekmeler başladı.

Bu da memleketin hoş kültür tablolarından birinin tarumar edilmesiydi basitçe.
Basitçe kaybettiğimiz birçok insanlık değerlerimizin yanında.

Bilmem ne kaldı elimizde ?


Not : Kazablanka'yı unuttuğum için yazmadım.Zira o yıllarda orası artık sadece treleybüsle ya da yaya ulaşılabilen, extra konserler ya da dernek yemeklerinin falan yapıldığı biryere dönüşmüştü.

Pek Muhterem Valide Sultan,

Kaleminize saglik, yine gozlerim doldu...:(
__________________
Mantikli olmak lazim.
Alıntı ile Cevapla