Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Ambar
Konu: Ambar
Tekil Mesaj Gösterimi
  #34  
Eski 24-06-2008, 10:34
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Cool Öylesine bir gün....

Malum ekmek parası. Her sabah kalkıp işe gitmek üzere durağa yürüyorum.20 dakikada bir gelmesi gereken otobüsüm her sabah olduğu gibi yine 10 dakika rötarla geliyor. Gideceğim yere bu yoldan tek vasıta . Doğal olarak bir hurra furyasında kendimi biranda içeride buluyorum. Şöför ve muavini bağırıyor :

- Ortalara doğru ilerleyelim beyler . Arkalar boş !! Kimseden kıpırtı yok, aksine bir homurtu yükseliyor- ama önde artık insan biçimini muhafaza edemeyen ,ev konservesi olmayı da istemeyen - buruşmuş bizlerden. Kelli felli bir İstanbul beyfendisi ,tüm kibarlığıyla arka çaprazındaki genç kıza hitaben:

- Küçük hanımcım, çantalarınızı sırtımdan alabilirseniz şöyle biraz daha yana çekilebilmek isterim. Bön bön bakan kızımız, kulaklarındaki kulaklıklardan çıkan iç kanırtan elektro gitar ve klavyenin tiz çığırtılarıyla biraz hareketlenir gibi yaptı. Ama nafile çantalar yine aynı yerde. Sürekli “arkaya ilerleyelim” ikazlarıyla ayağa kalkıp kalkıp oturan muavin sonunda;

-Yaw arka taraf , sağlı sollu ilerleyin, yan durun ,koridorda bu kadar yer kaplanmaz ki (Aslında adama hak vermek gerek, arka taraf öne oranla daha boş !!) . Daha bir sürü durak ve binecek yolcu var. Arkadan bir ses; “Terasa iskemle atmayı unutmuşsunuz , yukarı kimse çıkmıyor . “Arka ortalarda bir diğeri öndekilerin haline acımış olacak ki, yan tarafındakilere dönüp “ Arkadaşlar lütfen Böyle durmakla kök salamazsınız, biraz yanaşın.”

Büyük bir çabayla ,önümdeki çam yarmasının koltuk altından bakarak nefes alabilmenin sınırlarını da zorlayarak son bir gayretle arka taraftaki kapıya doğru bir hamle yapmak istedim. Nafile , sanki tabanlarımdan çivilenmiştim yere. Bir daha , bir daha … Ohh neyse nihayet ayaklarımın üzerinde durarak sırtını bana yaslamış ayakta uyuyan gençten kurtuldum… İniyorum. Şükürler olsun…

***

Her aklı başında , sorumluluklarından sebeb çalışma mecburiyeti doğmuş ve iş bulabilmiş , emekliliği geldiği halde yaş kademesine takılmış ve halâ çalışan bir şanslı olarak mevcut işyerimde telefonlar, mailler, yazılar, çıktılar ve patronların direktifleri ve mesai arkadaşların ve gelen ve gidenlerle tepişirken, o arada sürekli araya yırtık don muhabbeti ile giren apartmanın güvenlik masası olur… Hani şaka gibi derler ya, bizimki de o hesap….

Baynk baynk baaayynnkkkk tarzındaki , itfaiye sireninden özenmiş de gerekli bıldırcın yumurtalarını içmeyi unutmuş bir sesle içhat telefonundan apartman güvenliği arar:
- Efendim??
- İyi günler efendim. Haftalık masa çiçeğiniz geldi, yukarı gönderelim mi?
- Evet lütfen, teşekkürler. !!?

Önceki günlerde gönderilen tekliflerin cevapları , standart faturalar, şunlar bunlar geliyor. Baynk baynk baaayyynnnkkk:

- Efendim??
- İyi günler efendim. Kargolarınız geldi. Yukarı gönderelim mi??
- Zahmet olacak ama…. Teşekkür ederim , evet lütfen…

Öğle yemeği saati gelmiştir. Millet ufaktan ne yesek derdinde, siparişler verilmeye de başlar bir taraftan…..
Yine o tahammül edilemez sirenden bozma iç muhaberat telefonu böğürüyor:

- Buyrun ???
- İyi günler efendim. 2’ler den sipariş ettiğiniz –sanırsam Adana kebab bu , ayranı pek soğuk değil ama– geldi.Yukarı göndereyim mi??
- Aaa, hay Allah çok zahmet olacak…Ama açsanız siz buyrun!!

Aradan on dakika geçti geçmedi, baynk baynk baaayyynnnkkk:

-Efendim ??
-İyi günler efendim. Sipariş etmiş olduğunuz su geldi, yukarı gönderelim mi?
-Eee siz zahmet etmeyin, damacanalar biliyor zaten yolu….!!!

Neyse efenim, hayat bu… Gün güzel yol güzel. Nihayet saat 18:00. Otomatiğe bağlanmış gün mesaim bitti. Sabahkinden pek farklı olmayan güzergahımda eve döneceğim. Açık penceremden içeri dolan ıhlamur ve çamların kokusunda kuş cıvıltılarını dinleyerek ayaklarımı uzatacağım ve her şeye rağmen Türkiye’mde yaşayabiliyor olduğuma sevineceğim.

Çıkartılmaya çalışılan “iç savaşa” rağmen…

Kalınız efenim sağlıcakla…
__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla