Gidenin Ardından
Kıymetli ve sicili bozuk Ali Hocam, o kadar kusur Vahdettin'in akrabasında da olur.
Bu kadar siyaset simsarı içinde hata yapanları aramaya kalksak bana göre en az hatayı Rahmetlide buluruz.
Dürüst olmak elbette ki tek başına bir ölçü olamaz ama hiç de azımsanacak bir şey değildir.
Solda birleşme konusundaki inatçılığı, vakti zamanı geldiği halde tadında bırakıp şu siyaseti, kenara çekilmemesi; Devlet Bahçeli'nin gazına gelip erken seçim kararını alarak, AKP'nin ezici bir çoğunlukla iktidara gelmesini sağlaması, hele hele şu meşhur "af" konusunda kader kurbanlarının yanında, nice kişiyi kurban edecek kasapları da piyasaya salması ve birkaç diğer konularda ona iki kez oy veren bir seçmen olarak benim de serzenişlerim var ama yapacak bir şey yok.
Belki de benim bilmediğim başka doğruları vardı ve o istikamette son nefesine kadar didindi durdu.
O artık aramızda yok, tarihin malı ve bizler yaşadığımız sürece aklımızda bıraktığı iyi kötü izlerle anmış olacağız, hepsi bu.
Dediğim gibi; göreceli de olsa dürüsttü, kibardı, demokrattı, laikti, şairdi, iyi bir eşti benim anlayışıma göre.
Geldi ve kendince izler bırakarak geçti bu dünyamızdan. Adettendir, ölenin arkasından iyi şeyler söylenir ki, iyi şeyler söylenecek biriydi.
"Ölü bizim, Allah rahmet eylesin." (Gaziantep Atasözü)
Sakın yanlış anlama bu çıkışımı; sen de diyeceklerini demişsin zaten, sadece şu: "...yoluna baş koyanları boynu bükük bıraktı giderken." sözüne takıldım ve bunca sözü o yüzden yazdım.
Hem, en azından, öyle ya da böyle gidenin arkasından ister istemez boynumuz bükük, içimiz buruk olmaz mı?
|