Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Notlar
Konu: Notlar
Tekil Mesaj Gösterimi
  #28  
Eski 04-04-2006, 08:41
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Artık rejimi korumalıyız

Artık rejimi korumalıyız

Nur BATUR http://www.hurriyet.com.tr/gundem/41...asp?m=1&gid=69


Emekli Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya’yla Türk siyaset ve yargı hayatının son 46 yılını konuştuk. Türk yargısının zirvesindeki bir yüksek hakim, ilk kez Türk yargı sistemini böylesine açık yüreklilikle yargılıyor. Kurulan düzmece mahkemelerde, politikacıları ve gençleri ipe gönderen hakimler adına utanç duyduğunu dünyaya ilan etti. Söyleşide, bir yüksek hakimin, Türk siyasetiyle, yargısıyla ve demokrasisiyle içten hesaplaşmasını okuyacaksınız. Çetinkaya, bu söyleşiyle 20 yıl görev yaptığı Danıştay’a da veda etti.

ÇETİNKAYA’ya birçoklarının kafasındaki soruyu da sordum: "Laik Cumhuriyetin geleceği tehlikede mi?" Yanıtı oldukça düşündürücü:

15 sene önce bugünkü dünyada büyük değişimleri yaşarken rejim etkilenmez. Çok hassasiyet gösteriliyor diye düşünüyordum. Ama bugün endişe etmek gerekir. Oruç tutanlar ve örtülenler fazla olunca acaba ’inançsızlar diye baskı altına alırlar mı’ endişesi doğmaya başlandı. Olur demiyorum ama hiç tereddüt yokken bunu düşünenler çoğaldı. Belki de bir gün türban takanlar niye taktık diyecekler, ama diyecekleri nokta gelinceye kadar başka bir nokta gelir mi? Ondan endişe etmek gerekir. Onun için rejimin kendisini koruyacak refleksleri de olması gerekir. Bunun özgürlükle de ilgisi yok. İnanç demek aynı tip örtünmek demek de değil. Örtünürsün ama her türlü örtünürsün. Laiklik, dinsizlik de değildir. Laiklik olmazsa dindar ibadetini rahatlıkla yapamaz. Başörtüsünü örtemez. Haklarını kullanarak laik düzeni yok etmeye devletin müsaade etmesi de beklenemez.

Türbanlı ama parkta el ele

DANIŞTAY sokaktaki türbanı yasaklıyor mu? Çetinkaya "Hayır" dedi:

"Türban diye bir sorun yoktu. Başörtüsü vardı. Annelerimiz başörtü takardı. Ablam 75 yaşında üçgen gibi bağlar. Başörtülü gelirsem yanlış anlarlar diye Danıştay’a bile gelmedi. Başörtümü çıkarıp geleyim dedi. Ben de abla sen nasılsan öylesin dedim. Ama bunu bir ideoloji haline getirildi. Devletin koyduğu kaideler var. Bu kaidelere saygı göstermezsek devlet olmaz. Danıştay’da çalışan ve kapıdan girmeden türbanını çıkaranlar var. Ona kimse neden sokakta türban takıyorsun demiyor. Ama zorlarsanız yarın öbür gün ’niye takmıyorsunuz’ diye takanlar takmayanlara baskı yapar. İdeoloji olduğuna da inanmıyorum. Türban örtüyor, ama herkesin yaptığı şeyleri de yapıyor. Akşamüstü Necatibey’in oradaki parka gidin bütün türbanlılar el ele tutuşmuşlar. Sigaralarını içiyorlar. İdeoloji olduğunu büyük bir kısmı kendisi de bilmiyor. Belki ailesi, destek gördüğü kimseler söylüyor. Yüzde 100 kendi fikri olarak takan da büyük yekün tutmaz.

İmam hatibi ideolojiye döndürdüler

KÖYDEN benim arkadaşlarım da imam hatipe gittiler. Babası okusun bana külfet olmasın diye bakıyordu. Ama hepsi benim gibi oldu. Sonra bu okulları kadro gibi değerlendirmeye başladılar. Böylece ideolojiye döndü. İmam hatiplerle bütün meslek liselerini aynı kategoriye sokmak yanlış oldu. Velilerin büyük kısmı imam hatiplilerle birleşti. Aynı safta bir araya geldiler ve güçlendiler.

Bağımsız olsaydık o savcı giderdi

ÇETİNKAYA’nın 21. Yüzyıl’daki Türk yargı sistemiyle ilgili gözler önüne serdiği tablo üzüntü verici. "Bağımsız değiliz" diye sözüne başlayan Çetinkaya ve Türkiye’yi sarsan Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’yı açıkça yargıladı: "Eğer bağımsız olsaydık Van Savcısı öyle iddianame tanzim etmezdi. Tanzim ettiği zaman faturasını ağır öderdi."
Çetinkaya’nın "Bağımsız yargı" formülüne gelince, işte formül:

Yüksek Mahkemeler kendi üyelerini seçmelidir.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu bağımsız hale getirmek için her yüksek yargı organı, kurula kendi adayını seçmelidir. Kurulda Adalet Bakanı kalabilir ama müsteşar çıkmalıdır.

Halen Adalet Bakanı’na bağlı olan teftiş heyeti ve özlük işleri tamamen kurula bağlanmalıdır.

Kurul bütünüyle Adalet Bakanlığı dışındaki bir binaya taşınmalıdır.

Cumhuriyet Savcısı mahkûm ettirmek için uğraşan bir kurum olmamalıdır.

Sağlam delillere dayanarak iddianame tanzim etmelidir. İddia ve savunma makamı eşit olmalıdır.
+++++ ++++ +++++

Minik SÖZ : Ben Master olarak çok anlattım : Artık rejimi korumalıyız
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla