İnsan Manzaraları
Güneşin olanca gücüyle ısıttığı,zor sıcak birgün.Şehrin tüm sokakları parti bayrak ve dövizleri ile donatılmış.
Bir zamanlar,Altay`ların mor çiçekli eteklerinden geldiğini söyleyen eski bozkurt yeni dünya görüşü ile kendisine akkurt diye takıldığım.Bir arkadaşla laflayarak başbakanın geleceği meydan doğru ilerliyoruz.
Sağdan,soldan minübüslerle,otobüslerle sıcaktan perişan olmuş,tıka basa doldurulmuş araçlardan inen insannlar meydanın gölgelik yerlerini kapma peşinde telaşla koşturuyorlar.
Bazıları beleş karın doyurma peşinde koşan,her durumu eğlenme amaçlı bir güzel değerlendiren romen vatandaşlarımız.Başlarında iri kıyım esmerce olanı;
-Ben dedim,karnımız iyice doyurulmazsa vallah gelmem.
-Öyle yarım bir ton kömürlede olmaz.Seçimden seçime yüzünüzü görüyoruz.Bizde oy çok ona göre..
Bir zamanlar hızlı solcu olup,uzun bir zamandır ticaretle uğraşan,hep muhalefette kalmanın eksilerinden bahsedip.Artık rüzgara karşı işememeyi öğrendim diyen bir dostla karşılaşıyorum.
Gülerek!
-Bak sende öğrenmişsin hocam burlara düştüğüne göre muhalafette kalmanın zararlarını diyor.
Ne yapalım oligarşiyi içten yıkmak lazım.diye takılıyorum.Gülüşüyoruz.
Bu arada Akkurt arkadaşım,bozkurt postunu çıkarmış bir çok dostuyla koyu bir sohbete dalıyor.
Çoğunun söylemi bahçeliye sitem ama.İktidar nimetlerinden baya bir faydalanıp müdür yada yardımcı koltuklarını kaptıklarınıda nerdesin,ne yapıyorsun sorusunun yanıtı olarak veriyorlar.
Alan başbakanın davudi sesiyle gümbür, gümbür çınlıyor.Cümle aralıkları meydanı dolduran kalabalığın alkış sesleri ile uzun.
İzin isteyip ayrılıyorum.Kafam bir haylı karşık.Herkes yarınının peşinde...
|