Ahali ;
Ali Hocam gaza gelmiş daha doğrusu, kendi beyanı ile gaza getirilmiş, kaşıyıcı bir takım sorular sıralamış.Öncelikle şunu ifade edeyim ki burası özel alan değil, özel hayatın kurcalanacağı bir yer heç değil.Lakin şu mani benzeri laf duruma pek uymaktadır, her ne kadar bilenler çoksa da ;
Ahhhh ah!!! Ananız koca mı gördü !
Ali,Veli. Selami ;
Üç de ondan evveli.
Recep, Şaban, Ramazan ;
Bir de rahmetli baban.
Hocam ; nasıl gördün diye sorduğun oralar, ömrümüzün geç kertesine yetişmiş yerler ne yazıkki.Daha evvelini kurcalamak istemiyorum.
Oraları,oradakileri, oralarda olanları bilmek için oralarda, onlarla olmaya pek hacet yoktur.Oralar ve oralardakiler ve oralarda olanlar ya da herhangi bir yerler, herhangi bir yerdekiler ve herhangi bir yerde olanlar aslında hep ortada olan şeyler. Biryerleri, biryerdekileri ve biryerlerde olanları bilmek ve anlamak ve anlatmak için gerekli olan şey, göz kaslarını doğru hareket ettirebilmekten geçiyor.Biz bu kas hareketine kısaca bakmak diyoruz.Nereye, kime, ne olduğuna bakabilirsen gerisi senin tercihin.Ya görürsün baktığını, ya gösterileni görürsün.Ya yorumlarsın beyninle, ya da başka beyinlerden medet umarsın.Ya insana , insan gibi bakarsın,insanlar sana öyle bakmasalar bile ,ya da insan kelimesinin manasını hiç mi hiç düşünmeye gerek duymamış olsalar bile.İyilik-kötülük kelimelerini kendi başına gelenlerle sınırlı tutanlar gibi, duygu kelimesini, birinden para yolmanın ya da birini yatağa atmanın ön çalışmasıyla sınırlı anlayanlar gibi bakarsan göremezsin baktığında.
Sevdiğim bir kardeşimiz olan Bülent Ortaçgil'in bir şarkısında ne der bilirsiniz :
Bu iş zor, çok zor Yonca
Çünkü gülmeyi unutunca
Taş yüreklerde kilitli duygular
Kapılar açılmayınca
Bu iş zor, çok zor Yonca
Çünkü bizler istemeyince
En çok bağıran en doğru sayılır
İnsanlar işitmeyince
Bu iş zor Yonca
Çünkü insanlar günler boyunca
Hiç soru sormadan durur
Bu iş zor, çok zor Yonca
Çünkü sevmeyi bilmeyince
Bahar gelir, farkedilmez olur
İnsanlar görmeyince
Bu iş zor, çok zor Yonca
Çünkü bizler duymayınca
Birinin eli herkesin cebinde
İnsanlar umursamayınca
Bu iş zor Yonca
Çünkü insanlar yıllar boyunca
Hiç soru sormadan durur
Arkeoloji Müzesi'nin bahçesinde bir çay içmeli, Ahmet Rasim'in Fuhuş-u Atik kitabını karıştırmalı, Heybeliada'da Hüseyin Rahmi'nin, ıssızın içindeki evinin önünden geçerken bu keyifli romanları bu adam burada nasıl yarattı diye düşünmeli,Pasajdan Tarlabaşı'na doğru otoparka giderken korkutucu olmayan bir tinerci veletin mendilinden derin bir nefes çekip o velede bir 20 Lira vermeli,köprüde balık tutmasa da, kovaların içine baka baka boydan boya geçmeli,iki vakit arası kör bir mahalle camiinde boş oturmalı, herhangi birini düşünerek böğüre böğüre ağlamalı helada otururken, niye öyle bakıyorsun diye durup dururken kavga çıkarmalı iyice bir sopa yemecesine, kış sabahı köründe Uniskelesine ulaşmalı onlarca caminin ezanını duymak için inançsızsan bile, okumalı, bakmalı, görmeli,düşünmeli umutlarını yoketmek için.
Korkma Ahali !
Yarın bugünlerden çok daha berbat olacak.
Oldu mu Hocam ? uydu mu ? İyi mi halt ettin yazdırdın bunları bana.
Bilirim , iyi etti.