Bir padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş,
geminin mihnetini tatmamıştı. Ağlamaya, inlemeye basladı. Tir tir
titriyordu. Avutmak için çok uğraştılar, ama bir türlü sakinleşmedi.
Padişahin keyfi kaçtı. Herkes aciz bir vaziyetteyken gemide bulunan yaslı
bir adam padişahın huzuruna çıktı,
' Müsaade buyurursanız ben onu sustururum' dedi. Padisah da ' Lütfetmis
olursunuz' dedi.
Yaslı adam emretti, köleyi denize attilar. Köle birkaç kere suya battı
çıktı. Sonra saçından yakaladılar, gemiden tarafa çektiler. Köle gemiye
yaklaşınca iki eliyle dümene asıldı, oradan gemiye çıktı, bir köşede uslu
uslu oturmaya başladı.
Yaşlı adamın yaptığı iş padişahı hayrete düşürdü, ' Bu isteki hikmet nedir'
diye sordu.
Yaslı adam cevap verdi:
- Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı. Gemideki selâmetin kıymetini bilmiyordu. İşte huzur ve saadet de böyledir, bir felâket görmeyen kimse , huzurun kıymetini bilemez.
*** *** ***
Ewt efenim, kıymet; kıymetin anlamını bildikçe değerlidir, keyiflidir,bilenin göz ardı edemeyeceği, bilmeyenin bir türlü anlayıp kabul edemeyeceği ama habire eleştireceği dir.
Kıymetlerimizin kıymetini, kıymetli tutabildikçe kıymetlenelim ve kıymetlerimizi var edebildikçe keyiflenelim. Alabildiğimiz her nefes gibi, konuşabildiğimiz her söz gibi, paylaşabildiğimiz her dost gibi...
Sağlıkla kalın, hoş kalın