İşlerimi Özbekistan'a taşımam sebebiyle yılın büyük bir bölümünü Taşkent'te geçiriyorum.Bürokratik işler esnasında gerek deneyimsiz bir ülke olması, gerek bizlerin burada yabancı statüsünde bulunmasından dolayı zaman zaman sıkıntılar yaşıyor bazen de ufak ufak isyan ediyoruz.
Peki Türkiye'mde durum farklı mı ? Kesinlikler hayır!
20 sene evvelki filmlerde gördüğümüz devlet dairelerindeki mesai sırasında örgü ören memurların görüntülerinin bir benzerine geçtiğimiz hafta İstanbul Valiliğinde şahit oldum.Apostil işlemleri için gittiğim Valilikte 5 kişinin çalıştığı büyükçe bir odada bir memur sabahın saat 10'unda 'off öldüm bittim' diye inlerken bir başka memur dün almış olduğu kot pantalonu ve kot montu torbasından çıkartıp mesai arkadaşında gösterip üzerinde bir denemesini ve arzu ederse ona da alabileceklerini söylerken deneyen arkadaş bir başka arkadaşına 'aa bak bu kot likralıymış sana da alalım' diye sesleniyordu.Tabi bu arada bizim işlemimizi yapan kadında göz ucuyla onları seyrediyor 'tabi olur bakarız' diyordu.Ben ve yanımdaki beyefendi evraklarımızın tasdiki için beklerken odaya giren odacı bir hanım bizim memurla bir doktor sohbetine başladılar.1,5 - 2 dk süreyle bu sohbet hiç kesilmeden devam ederken tabi ki bizim evrakların imza ve mühürlenmesi durdu.Sohbetin gitgide uzadığını gören yanımdaki beyefendi hanımdan imzalara devam etmesini 1 saat içerisinde elindeki evrakların konsolosluğa teslim edilmesi gerektiğini söyledi.Kadın ters ters bakarak 'neden böyle konuşuyorsunuz?Asıl siz böyle konuşarak işleri uzatıyorsunuz' diye pişkin pişkin cevap verdi.Ben de adamı doğrulayarak 'gün içinde insanlar dışarıda nasıl bir mücadelede hiç fikriniz var mı?Nerelerden nerelere gidiyorlar bu trafikte , hadi şunları imzalayında gidelim buradan' dememden sonra film koptu.Arkadaki kot pantolon alan memur salyalar saçarak bağırıp çağırmaya , bizim memur terbiyesiz beyanatlarda bulunmaya başladı.Bizde bağırığ çağırıp odayı terkettik. Sinirden yerimde duramaz olmuştum.Şikayet etmek istediğimde danışmadaki bey hiç istifini bozmadan arkadaşlarını kollarcasına önündeki gazeteden kafasını kaldırmadan gidin dışarıda dilekçe yazın dedi!
İstanbul'da son 2 günüm olmasına ve yapacağım bir dünya iş olması sebebiyle elim kolum bağlı bir şey yapamadım.Ülkemizin neden istenilen seviyeye gelmemesinde herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım.Bazen nerede hakkımız olan yaşamı yaşayabileceğimizi düşünüyorum.Cahil, terbiye yoksunu insanlar yaşam hakkımızı resmen gasp ediyor.
|