Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Yaşanılmaz ülke Türkiye.
Tekil Mesaj Gösterimi
  #40  
Eski 20-03-2007, 23:19
alihoca alihoca bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 361/2464
166 Mesaj ına 2501 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Tarihi, siyasi, dini tartışmalara girmenin çok zor hatta berbat bir şey olduğunu, siyasi tartışmalara girmenin insanı itici ve sevimsiz kılabildiğini, insanı ego sorunları ile boğuşmak zorunda bırakabildiğini, sanal alemde yedi sekiz yıl bu konulara giriftar olup yaşamış biri olarak;

Siyasi tartışmalara hiiç bulaşmadan, bıyıkaltı bilir gülüşlerle tartışmaları sanal sessiz köşelerden izlemenin çook keyifli, rahatlığını sürmek varken dilini tutamamakla halt ettik gibi ya neyse…

...

Konumuza dönecek olursam;

Önceki iki mesajımda her daim örnek verdiğimiz gelişmiş ülkelerin yaşanacak ülke haline gelebilmesinde başrol alan toplum kesimlerini-sorumluları yazarken, dolaylı da olsa yaşanılacak Ülke olabilmek için olması gerekenlerin ipuçlarını –aklımca- vermeye çalışmıştım.

Becerememişim demek ki...

Bir arkadaşımızın söylediği gibi nedenleri bilmeden sonuçları yargılamaya başladığımız da, istemeden de olsa kendi ağzımızla söylediğimiz, birilerinin elli yıldır yaptığı karşı devrim çalışmalarına bizzat iştirak eylemiş oluruz. Bunu yapmakla kalmayıp bu yaptığımızı da demokratlık sanmaya başlarız.

Nedenleri bilmek dedim ya aslında nedenleri bilmek de sorunu çözmeye yeterli değildir. Aslolan nasılı yani çareyi yani çözümü bulmamıza yaracak fikirler üretmektir. Bunu da, dilek ve temennilere yer vermeden, konuyu kavram karmaşaları ile boğmadan, uygulanabilir ve hayata geçirilebilir projelere dönüştürerek yapmamız gerekir.

Bakın örnek olsun diye vereyim.
Türk Milletinin %60-70'inin aptal olmasının SORUMLUSU kimdir. Sorusuna cevap olarak ‘bağımsızlık’ vermişiz. Bağımsız değiliz de ondan diyerek açıklamışız.

Siyasi anlamda bağımsızlığın tanımına baktığımız zaman Türkiye Cumhuriyetinin bağımsız bir devlet olduğunu rahatça söyleyebiliriz. En kısa yoldan söylenmesi gereken şey, cevabın yanlış olduğudur. Diğer taraftan siyasi bir kavram olan bağımsızlığın kalıcı olabilmesi için ekonomik bağımsızlığın sağlanması gerekir. Ekonomik bağımsızlık ise öncelikle uygulanabilir bir ekonomik kalkınma modeline karar vermekle başlar. Sonrasında ise seçeceğimiz ekonomik modelin olmazsa olmazları olan kurallarını -ne kadar acıtıcı olsa da- kararlı bir şekilde uygulamakla sürdürülür.

Peki demokrasi demokrasi diye konuşup durduğumuz siyasi sistemi yaratan ekonomik üretim ilişkilerinden haberdar mıyız?
Nedir, ne değildir, nasıl kurulur ve inşa edilir?

Sorularına bulacağımız doğru cevapları kabullenebileceğimizden bile doğrusu şüpheliyim.

İkinci olarak sınırsız kaynak konusunda söylenebilecek tek şey sınırsız kaynaklarımız olmadığı gerçeğidir. Bordur, petroldür diye başlamayalım lütfen, otuz yıldır bu masalı anlatanların en başında gelenlerin, şimdi iktidarda olduğunu da bilin lütfen. Söyledikleri masalın en küçük kıymeti harbiyesi olmuş olsaydı. 393 sayısına ulaşmış bir iktidarın sokaklardan petrol akıtması gerekirdi.

Ayrıca benim de bu yazımda kullandığım, son elli yıldır Ülkeyi bu hale getirenler argümanına gelecek olursam; Herhangi bir karşı devrim sürecinde karşı devrimcileri, görevlerini yaptıkları için suçlamanın çok da doğru olduğu söylenemez sanırım.

Düşünün ‘Siz isterseniz halifeliği bile getirirsiniz’ diyenleri, ‘Ben İstanbul’un imamıyım’ diyenleri hangi mantıkla suçluyoruz?

En başa dönecek olursam,
Öncelikle nedenleri doğru saptamalıyız.
Sonrasında ise yapılacak olan ürettiğimiz-üreteceğimiz çözümleri konuşmaktır..

Aksi halde her zaman yeni versiyon bir Atatürk bekleyip durmanın, mehdi beklemekten pek bi farkı olmadığını artık anlamalıyız.

Konuya bu açıdan yaklaşınca,
Siyaseti konuşmanın kolay, yazmanın zor,
Şikâyet etmenin, sızlanmanın kolay, nedenleri tespit etmenin ve çözüm üretmenin zor olduğu görülecektir.


İş bu nedenledir ki;
Önümüzde ki seçimlerde ‘CHP’nin iktidara gelmesinin’ Türkiye Cumhuriyetinin yakın geleceği için en büyük tehdit ve tehlike olduğu gibi bir iddiam olduğunu söyleyebilirim.
Alıntı ile Cevapla