Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - WEB Beğendimiz Adresler
Tekil Mesaj Gösterimi
  #18  
Eski 09-04-2006, 03:21
Mazhi - ait Avatar
Mazhi Mazhi bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Frankfurt a.M.
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 277/113
0 Mesaj ına 2144 Kere teşekkür edildi
Mazhi - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı Hasankeyf demişken...

Çare Miniatürkleşmekte!

Hasankeyf'te bazı binaların tıpkı Mısır'daki Ebu Simbel Tapınağı'nda olduğu gibi taş taş, tuğla tuğla sökülerek taşınması ve Miniatürk'ü andıran bir park alanı içinde sergilenmesi öneriliyor






Ilısu Barajı'nın inşaatı tamamlandığında sulara gömülecek olan Hasankeyf için yeni bir 'kurtarma' projesi hazırlandı. Proje, barajın yapımını üstlenen Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş. liderliğinde dördü yabancı yedi şirketten oluşan konsorsiyumun internet sitesinde yayımlandı. Buna göre Hasankeyf'in taş taş taşınıp şimdiki yerinin kuzeyinde, Raman Dağı eteklerinde bir tür arkeolojik parka dönüştürülmesi öngörülüyor.
Koç Üniversitesi Tarih Bölümü Anadolu Uygarlıkları ve Kültürel Miras Yönetimi'nden Dr. Gül Pulhan ile projeyi konuştuk:


Sizce Hasankeyf, başka bir yere taşınabilir mi?
Çok net bir cümleyle söylemek gerekirse, Hasankeyf taşınamaz.



Neden taşınamaz?
Dünyada az olmakla birlikte böyle projeler gündeme geldi. Bunun da en ünlü örneği Mısır'daki Ebu Simbel Tapınağı'dır. Ama bu hiçbir çare olmadığı takdirde başvurulan, çok maliyetli ve teknik olarak çok zor bir koruma tipi. Hasankeyf ise çok farklı bir topoğrafyanın üzerine yayılmış olan bir kent. Çok geniş bir alana yayılmış. Binaların ortaçağ döneminin özelliklerini ve şehir planını yansıtması gibi bireysel özelliklerinin ötesinde doğal coğrafyanın içine yerleştirilmiş olması, Hasankeyf'i son derece etkileyici bir yerleşim yapıyor. Dünyada başarılan taşıma projelerinde binalar genelde ya taş ya da Ebu Simbel örneğinde olduğu gibi kayaya oyulmuş, yani malzemenin kendisi zaten çok kuvvetli.
Hasankeyf'te ise çoğu tuğla tarzı malzemeden yapılmış. Yalnız birkaç minare ve taçkapı taş. Yani, malzeme bloklar halinde kesip taşımaya müsait değil.



400 milyon dolarlık proje


Ebu Simbel nasıl taşındı?
Bu, Nil Nehri'nin güneyinde Asuan Barajı'nın yapılması ve yarısı Mısır, yarısı da Sudan sınırlarının içinde kalan Nasır Baraj Gölü oluşturulması sonucu gündeme geldi. İki tapınak kesilerek 300 metre öteye ve 65 metre yükseğe yerleştirildi. Bu da 1960'lı yılların rakamlarıyla 42 milyon dolara, bugünkü rakamlarla 400 milyon dolara mal oldu. Sadece belgeleme ve taşıma kısmı 5 yıl sürdü, proje 18 yılda tamamlandı.



Hasankeyf'te nelerin taşınması öngörülüyor?
Hasankeyf'te Zeynel Bey Türbesi, hamam, Artuklu Köprüsü, El Rızk Camii, Koç Camii ve İmam Abdullah Zaviyesi, Küçük Külliye, Süleyman Camii ile Kızlar Camii'nin taşınması öngörülmüş. Zaten bu sayı bile, olayın ne kadar imkânsız olduğunu hissettiriyor.



Neden imkânsız?
Çünkü, bunların her biri birbirinden büyük binalar ve inşaat teknikleri farklı. Bir kere söküldüklerinde zaman, muhtemelen hepsi bir daha bir araya gelemeyecek şekilde dağılacak. Pişmiş tuğuladan yapılmışlar ve zaten şu anda da dağılıyorlar. Öngörülen kültürel park alanı Hasankeyf'in özel doğasıyla, dokusuyla ilgisiz bir yer. Yani, üç tarafı baraj gölü ile çevrili bir yarımada. Üzerinde bazı yürüme yolları, yeşil alanlar olacak. Bunların arasına çeşitli dönemlerden, çeşitli mimari özellikler taşıyan eserler serpiştirilmiş. Plandan gördüğümüz kadarıyla, Hasankeyf'le hiç ilgisi olmayan bir amfitiyatro da eklenmiş. Kültürel varlıkların korunması yaklaşımı açısından bakarsak, akıl almayacak bir proje. Bunu Miniatürk'e benzetiyorum. Miniatürk'te Türkiye'nin en önemli tarihi eserleri ve binaları, dönem, zaman, yer kaygısı taşımadan çok güzel bir park alanı içerisine yerleştirilmiş. Ama onlar binaların maketi. Issızlığın ortasındaki bu tuhaf kültürel park alanına kim gelir ve görmek ister?




'Halfeti'yi gidip görün....'
Plânda su sporları merkezi, marina yapılması da ön görülmüş. Baraj gölünün en geniş yeri 2 kilometre ve en dar yeri 500 metre, bu kadar dar alanda kim yatçılık yapacak? Benzer bir söylem 2001'de Zeugma için vardı, Halfeti'de su kayağı yapılacağı söylendi. Şimdi herkesin gidip Halfeti'yi görmesini isterim. Üçte ikisi su altında ve eski Halfeti'de üç-beş yaşlı insan kaldı. Değil turizm, bir Allah'ın kulunun gelmediği bir yer. Buranın da ondan farkı olmayacak.


Yazı "www.radikal.com.tr"den alınmıştır.
__________________
Yeni e-mail adresim mbkaya[AT]hotmail.de, eskiden yazıştığımız arkadaşları Msn listeme beklerim.. Sevgiler, Mazhi
Alıntı ile Cevapla