Ülkemizi son yıllarda çıkardığımiz en ciddi rock gruplarından olan Mor ve Ötesi temsil ediyor. Sağda solda rastladığım yorumlarda halkımızın kendi parçasını beğenmediği anlaşılıyor; aynı halkın çoğunun daha önce müzik dinlememiş olduğunu bildiğimden bu bilgi tek başına parçanın iyi veya kötü olduğu hakkında bir şey söylemiyor.
Öncelikle, bir, parça fena değil. İki, Mor ve Ötesi'nin yaptığı en iyi şarkı da değil. Üç, bu parça taa Şebnem Paker'in 'Dinle'sinden beri - ki o zamanlar diaspora oyları henüz yoktu, Almanya Fransa Hollanda falan bize banko 12 vermiyordu, ve Dinle tamamen bileğinin gücüyle 3.ncü olmuştu - Eurovision'a gönderdiğimiz en haysiyetli eser.
Parça'nın hiç bir kompleksi, iddiasi yok, iddiali olmaya da çalışmıyor, Mor ve Ötesi sadece kendi sound'larından bir kesit sunuyor, tıpkı ciddi bir rock grubunun yapması gerektiği gibi. Haliyle herhangi bir şeyde iddialı olmazsa veya iddialıymış gibi davranmazsa varolduğundan şüpheye düşecek ırkımın böyle bir tavrı anlaması ve onaylaması beklenemez.
Ne Sertab'in pompalanmış odunsu görgüsüzlüğünden, ne Gülseren denen facianın pespayeliğinden, ne Kenan Dogulu'nun kızların kıçına şaplak atan kendini bilmez şımarıklığından eser yok. Bu parça Eurovision bulvarında hemen köşede duran, üstünde kot ceket ağzında üçte ikisi içilmiş sigara, hafif dağınık saçlarıyla bulvarda gelip geçenleri seyreden, görmüş geçirmiş kızların şöyle bir göz süzdükleri 25'lik bir delikanlı.
Türkiye'yi temsil ediyor etmiyor babında, başka Türkleri bilmem ama bu parçanın ve bu grubun ve harikulade orijinallikte ve çirkinlikte (çirkinliğine bayıldım demek istiyorum) gulyabanilerin olduğu asağıdaki bu klibin bir Türk müziksever olarak beni temsil etmesinden gurur duydum.
http://www.eurovision.tv/event/artis...519&event=1470