|
Alıntı: |
|
|
|
|
Emin´isimli üyeden Alıntı |
|
|
|
|
|
|
|
Boktan geçen gecenin sabahı farklı mı olacaktı?
Güneş daha doğmadan balkonda kahvaltı niyetine bir şeyler yiyip, evden ayrıldım.
Yol boyunca genel hatlarıyla düşünüyordum: Seranın içi şimdi göl olmuştur, akşama kadar yağmurlamaya devam ettirirsem, hatta gerekirse yarın sabaha kadar bu iş devam edersem, anasını sattığımın toprağında ne kimyasal tuzlar kalır ne de ilaç kalıntıları…
Ancak geçen gün seraya gelir gelmez nasıl sukutuhayale uğradıysam bugün de öyle oldum.
Fıskiyelerin çalışmıyordu.
İlk işim elektrik panosuna bakmak oldu, elektrikler mi kesikti acaba?
Panodaki lambalar yanıyordu ama.
Hemen yan tarafta ineğini sağan yan komşumuz Mevlit'in eşi Fatoş Hanıma “günaydın” yerine geçecek şekilde sordum:
"Ne zaman kapandı fıskiyeler, elektrik mi gitti?"
O da: “Sana da günaydın” dercesine "Yok, gitmedi. Akşamdan beri çalışmıyor" dedi.
Kapalı kapıyı kendi anahtarımla açtım. Tıkırtıya halam doğruldu; bu kez uyku sersemi olan halama: “günaydın hala” dercesine "Sondajı kim kapattı hala?" dedim.
"Ben kapattım" dedi.
Güya bir ses duymuş ve yatmadan önce basmış düğmeye.
Ne diyeceğimi bilemedim, sustum. Sadece içimde birikmiş ve sıkışmış havayı burnumdan saldım.
|
|
|
|
|
|
Güzel Adamım;
Yani ne diyeyim sana?
Şu kısmı kaç kez okuduğumu, kaç kez 'Helal Olsun!, 'Büyüksün!' dediğimi biliyor musun?
"
Ben kapattım" diyen garip halacığına susabilen erdemin karşısında; benzer durumlarda sevdiklerine din iman bi mintan sövüp, yeri göğü yıkacak şekilde böğüren, kendimi düşününce nasıl utandım biliyor musun?
O güzel yüreğinin önünde saygı ile eğilirken, sunduğun güzelliklerin Sana misli ile dönmesini diliyorum..