Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - 18 MART Canakkale Zaferi..
Arka BahÇe Forumu

Arka BahÇe Forumu (http://www.arka-bahce.org/forum/index.php)
-   Dünya Hali (http://www.arka-bahce.org/forum/forumdisplay.php?f=69)
-   -   18 MART Canakkale Zaferi.. (http://www.arka-bahce.org/forum/showthread.php?t=196)

bikmisbroker 17-03-2006 14:42

18 MART Canakkale Zaferi..
 
Bu ulke icin Sehitlik Mertebesine ulasmis butun vatandaslarimizi rahmetle aniyor, Bu ulke icin (KIBRIS dahil-DOGU daki terorist mucadele dahil) GAZi lik mertebesine ulasmis vatandaslarimizi ise hasret ile kucakliyorum.

Sevgi ve saygilarimla,


Bikmisbroker


http://rapidshare.de/files/15722486/...aferi.rar.html

bikmisbroker 17-03-2006 14:43


bikmisbroker 17-03-2006 15:11


Ramo 17-03-2006 15:17

Çanakkale Geçilmez.
 
Sözün Bittiği AN...


bikmisbroker 17-03-2006 15:27

KEMALYERİ ADINI BEN KOYDUM



1915 yılı 25 Nisanında Gelibolu'daki Üçüncü Kolordu Kurmaybaşkanı olarak bulunuyordum. Kolordu Kumandanımız Esat Paşa idi. Sabah erken saatlerde kapım vuruldu. Kumandanın sesiydi bu:

- Başkan, kalkınız düşman çıkarma yapmaya başladı, Mustafa Kemal Bey telefonla bildiriyor, diyordu.

Yataktan nasıl sıçradım, nasıl giyindim bilmiyorum. Telefon başında kumandanla buluşup bütün karargâh vazife başına gelmiş bulunuyordu. Gerekli emirleri verdikten sonra Eceabat bölgesine gitmeye hazırlandık. Kumandan bir aralık, Ordu Kumandanı Liman Paşa’yı görmeye gitti. Dönüşünde biz de bir küçük vapura dolarak hareket ettik. Yarı yolda karşılaştığımız Barbaros zırhlısı işaretle bizi yanına çağırdı. Yanaşarak Süvari kulesine çıktık. Süvari bize:

- Az evvel bir düşman denizaltısıyla karşılaştık, çok dikkatli gidiniz, dedi. Demek düşman denizaltıları Boğazı da geçebilirmiş?... Ayrılarak yolumuza devam ettik. Bir saatlik tehlikeli bir yolculuktan sonra Maydos yakınlarında Kilya iskelesine çıktık.

Gelibolu yarımadasının batısında yükselmiş bir düşman balonu görünüyordu. Düşman gözetleme balonlarıyla bizim herşeyimizi, her yerimizi görüyor, böylece donanmasının ateşini düzenlemek imkânını buluyordu. Top ateşleri çok şiddetliydi. Kilya iskelesinden Maltepe'ye çıkarak karargâhımızı kurduk. Savaş olanca şiddetiyle devam ediyordu. Yarımadanın batısı Arıburnu ve Seddülbahir kıyıları iki yüzden fazla İngiliz, Fransız gemileriyle kaplanmış bir haldeydi. Arıburnu ve Seddülbahir'le telefon irtibatı kurmuştuk. Düşman karaya çıkmaya muvaffak olmuş, lâkin ilerlemesine meydan verilmiyor, ilk sokulmaya çalışanları geriye püskürtmeyi başarabiliyorduk. Yedek kuvvetler yetişince denize döküleceği kanısındaydık.

Yakınlarımızda 19. Tümenin yaralıları toplanmaya başlıyordu. Evvelâ yüzleri, sonra binleri bulan bu gaziler mütemadiyen geliyor, gelenler gittikçe artarak insana bu tabloyu seyretmek ayrı bir hüzün veriyordu. Ara sıra İngilizlerin meşhur zırhlısı 38,5 luklarını bulunduğumuz tepelere kadar savuruyor, Seddülbahir tarafından haberler daha üzücü, daha ezici oluyordu. Bir aralık 19. Tümenin bulunduğu yere gitmek, Kumandan Mustafa Kemal Bey’le görüşmek ve onlara ne gibi yardımlarda bulunabileceğimizi öğrenmek için Kolordu Kumandanından izin aldım. Yanımda bir subay vardı. Nerede olduklarını bilmiyordum. Yanlız, düşmanın yanı başında ve şiddetli ateş altında bir sel yarıntısı içindeki çalılıklar arasında bulunduklarını bildirmiştiler. Arazi çok fundalıktı. Hiçbir yol, hiçbir iz de yoktu. Nihayet ilk hattın arkasında bir dereye sokulduk. Atlardan indik. Sırta çıkar çıkmaz şiddetli bir makineli tüfek ateşine tutulduk. Pek ileri sokulduğumuzu anlayarak, hemen geriye sıyrıldık ve biraz daha sağa saptık, bir erin yardımıyla karargâhı bulmuştuk. Oraya kadar eğile eğile girdik. Fundalıklar arasında, düşmandan bin metre kadar uzakta iki metre kadar yükseklikte bir sarı toprak yığıntısı içinde bir telefon ve bir ayaklı dürbün... Dürbünün başında seferi kıyafetiyle Mustafa Kemal Bey, telefon başında da O’nun kurmayı İzzettin bey, yanında da bir kaç zabit ve er vardı. Kumandan Mustafa Kemal Bey beni görür görmez sarılarak öptüler:

- Aman, çok iyi zamanda geldiniz!... dürbünle bakınız, bizim kahramanlar düşmana nasıl atılıyorlar görünüz, dedi. Ben o anda gördüğüm manzarayı anlatamam. Kendilerine:

- Karargâhınız hep burada mı kalacaktır? diye sordum.

- Evet... Şimdilik öyle... cevabını verdiler.

- Burasının adı nedir? dedim.

- Sel yarıntısının adımı olur, cevabını verdiler. Gülüştük. Derhal beynimde bir şimşek çaktı, gazalarını tebrik ettim, ayrıldım.

Karargâhımıza geldiğim zaman 19. Tümene yazılacak bir emir müsveddesi getirdiler, baş tarafına şöyle yazdım: "Kemalyeri'nde 19. Tümen Kumandanlığına" Kumandan Esat Paşa bunu görünce gülümsedi:

- Güzel bir isim buldunuz Fahrettin bey, dedi. Kâğıdın cevabı derhal geldi. İmza yeri şöyle yazılmıştı:

"Kemalyeri'nde 19. Tümen Kumandanı Mustafa Kemal".

Yer kemalini bulmuştu, benim koyduğum isim bu kahraman tümen kumandanı tarafından kabul edilmişti. Bu olaydan nice yıllar sonra O, Çanakkale'de vatanı kurtardığı gibi asıl Kurtuluş Savaşı’nın sonunda da yepyeni bir Türkiye kuracak ve ben hem Kurtuluş Savaşı’nda ve hem de O’nun hayatı boyunca ve Ordu Kumandanlığında hizmet görecektim.



KURMAY ALBAY FAHRETTİN ALTAY

İhsan Ilgar_ Çanakkale 1915

bikmisbroker 17-03-2006 15:29



Kinali Ali ve Canakkale Zaferi

Üstegmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ediyor bir taraftanda onlarla lafliyordu nerelisin gibi sorular soruyordu.
Bir ara sacinin ortasi sararmis bir cocuk gordu.
Merakla `adin ne senin evladim` der.

Çocuk `Ali` diye cevap verir. Nerelisin? der.
Ali Tokat Zilede` nim der.

`Peki evladim bu kafanin hali ne?`

Ali `anam cepheye gelirken kina yakti komutanim der.

Neden? der komutan. Ali `bilmiyorum komutanim` der: Peki gidebilirsin Kinali Ali` der.

O gunden sonra herkes ona Kinali Ali der.
Herkes kafasindaki kinayla dalga gecer.
Kisa surede cana yakin ve cesur tavirlariyla tum arkadaslarinin sevgisini kazanir

Bir gun ailesine mektup yazmak ister. Ali`nin okuma yazmasi da yoktur arkadaslarindan yardim ister ve hep beraber baslarlar yazmaya. Ali soyler arkadaslari yazar

"sevgili anne babacim ellerinizden operim ben burda cok iyiyim beni merak etmeyin` diye baslar. Kiz kardesini kendinden bir kucuk erkek kardesini sorar koyundekilerin burnunda tuttgunu yazdirir. Kendilerini merak
etmemesini kendileri var oldukca dusmanin bir adim bile ilerleyemeyecegini yazdirir.

Gururla mektubu bitirir neden sonra aklina gelir ve yazinin sonuna anasina NOT duser:
Alinin kendisinden hemen sonra askere gelicek bir
kardesi daha vardir.
"Anacagim kafama kina yaktin burda komutanlarim
ve arkadaslarim benle hep dalga gectiler sakin kardesim Ahmete de yakma onlada dalga gecmesinler der ellerinden optum` diye bitirir.

Aradan zaman gecer. Ingilizler kati netice almak icin tum gucleriyle Gelibolu`ya yuklenirler. Bu cepheyi savunan erlerimiz teker teker sehit dusmuslerdi.
Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerde yeterli
olmamis onlarin sayilarida epey azalmisti gelibolu dusmek uzereydi kinali alinin komutani da olayi gorup yerinde duramiyordu.

Kendisinin bolugu henuz sicak sicak temasa hazir degildi. Onlar yeni gelmisti onlari insan bedeninin sungu ve
mermilerle orak gibi bicildigi bu yere dua ediyordu Komutanlarin bu dusunceli hali goren ve durumun vehametini bilen Kinali Ali ve arkadaslari komutanlarina yalvar yakar oraya gitmek istediklerini soylerler.
komutanlari onlari olume gonderdigini bile bile caresiz gonderir.


Kinali Ali`nin bolugunden kimse sag kalmaz hepsi sehit
olmustur. Aradan zaman gecer. Kinali Ali`nin ailesine yazdigi mektubun cevabi gelir.
Komutanlari buruk ve gozleri dolu dolu mektubu acip
okumaya karar verirler. (bu mektubun asli Çanakkale muzesinde sergilenmektedir)


Babasi anlatir Ali` nin. `oglum ali nasilsin iyimisin gozlerinden operim selam ederim dedikten sonra okuzu sattik paranin yarisini sana yarisinida cepheye gidecek kardesine veriyoruz simdi okuzun yerine tarlayi ben suruyorum zaten artik zahireyede fazla ihtiyacimiz olmadigi icin yorulmuyorumda siz sakin bizi merak etmeyin bizi dusunmeyin der ,koyu akrabalarini anlatir
ve mektubu bitirir.
Ali ananinda sana diyecegi bir sey var :

"Anasi anlatir: ` oglum ali yazmissinki kafamdaki
kinayla dalga gectiler kardesimede yakma demissin
kardesine de yaktim komutanlarina ve arkadaslarina
soyle senle dalga gecmesinler bizde 3 seye kina yakarlar

1- gelinlik kiza, gitsin ailesine cocuklarina kurban
olsun diye.

2- kurbanlik koc a ,ALLAHA kurban olsun diye

3- askere giden yigitlerimize, vatana kurban olsun diye.....

gozlerinden oper selam ederim ALLAHA emanet olun`
Mektubu okuyan Alinin komutani ve digerleri hickira hickira aglamaktadirlar...

bikmisbroker 17-03-2006 15:33

Internette Bir Link... Vee Okudugunuzda Sasirip, kah uzulecek, kah sevinecek kah gururlanacak ve de Kah sairacaginiz Belge ve arastirmalar ile DOLU..

Bu web sitesinde, alti cizgili her baslikda Yakin tarihimize ISIK tutan DETAYLAR Mevcut.. Genis bir zamaninizda okumaniz dilegi ile,

Saygilarimla,

Bikmisbroker.


http://www.gallipoli1915.org/default.asp

bourbon 17-03-2006 15:49


bourbon 17-03-2006 15:51


bourbon 17-03-2006 15:52



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:02 .

Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce