Teeee bessüm
Amerika'da adamin biri isine giderken birden anormal bir trafigin içine düser ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır.
Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladıgını görür ve camını açar -Ne var, ne olmus acaba -Teröristler Bush'u yakaladılar Eger 1 Milyar dolar verilmezse,üzerine benzin döküp yakacaklarmıs. -Haa simdi anladım bu trafigi... -Yaa iste onun için herkesten biraz yardım topluyoruz. -Insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak ? -Valla yaklasık olarak 5'er litre |
SOYADI kanunu çıkınca ağa "Kurdoğlu" soyadını almış, bir süre sonra da teftişe çıkmış, önüne gelene soruyor:
"Ben kimim?" "Ağamızsın!" "Adım nedir?" "Raşit'tir!" "Peki soyadım!" "Kurdoğlu!" Herkes bilmiş de yaşlı bir köylü soyadına takılmış, çıkaramıyor. Ağa da üzerine gidince özür dilemiş: "Vallahi ağam, bir heyvanın oğlisin ama hangisinin bilemirem!" Kıssadan hisse... Soyadı "Aslanoğlu" olsaydı, değişir miydi? * * * KRAL emretmiş: "Gidin bunları asın!" Muhafızlar ikisini bağlayıp götürürlerken, biri ileri geri söylenmeye başlamış. Ne kral ne kraliçe kalmış, öbürü yalvarmış: "Yapma yahu, bu gidişle başımızı belaya sokacaksın!" Kıssadan hisse... Nereye gittiğimiz belli de, bazıları hâlâ "Aman dikkat, başımız derde girmesin!" diye akıllarınca tedbiri elden bırakmıyorlar. Tıpkı idare-i maslahat etmek gibi... Bir gün "idare" elden gidecek, "maslahat" elde kalacak... h.pulur@milliyet.com.tr |
Av Sezonu Açıldı Açılalı...
Dursun canı sıkkın bir şekilde tarladan gelen Temel'i görür ve hemen sorar:
- Hayrola Temel ne oldu daa. Neye böyle öfkelu öfkelu gideysun. Temel - Hiç sorma Dursun derdum büyüktür. Dursun - Hayrola uşağum neymiş derdin?. Temel - Tarlada iken canım acayip fadimeyi çekiyur, ama eve gelince tık yok. Dursun - Uşağım o zaman Fadime sana gelsin. Temel - Nasıl olacak bu? Dursun - Al tüfeği yanına canın çekince patlat Fadime anlar koşar gelir. Temel - Hay aklınla bin yaşa emi. Tabi Temel bunu hemen uygulamaya koyar. Canı çekince hemen tüfeği patlatıveriyor Fadime yanında. Aradan bir kaç hafta geçiyor Dursun yine Temel'i tarladan gelirken görüyor. Dursun - Hayrola Temel nasıl gidiyor verdiğim taktik? Temel - Valla Dursun ilk başta çok iyidi, ama av sezonu açıldı açılalı Fadimenin yüzünü göremez oldum. |
Can Babanin Mal Beyani (can YÜcel)
BİR: Avşa Adası'nda üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen.
İKİ: Gökyüzünde bi bulut. ÜÇ: Bitlis’te beş minare. DÖRT: Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili. BEŞ: Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı. ALTI: Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü. YEDİ: Palandöken’de bir palan, iki döken. SEKİZ: Kastamonu’da üç kasto. DOKUZ: Biri İngilizce 6 adet küfür. ON: Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht. ON BİR: Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bir ömür. |
Komik...
LAZ BANKA MUDURU
Laz banka muduru Rusya'ya geziye gitmis ve bir lokantadan iceri girmis. Siparislerini verdikten sonra birde bakmiski karsisinda afet bir hatun surekli kendisine bakiyor. Davetkar bakislarla hatunu masaya cagirmis, hatun gelip masaya oturmus. Ancak ikiside birbirlerinin dilinden anlamiyormus. Hatun cantasindan kalem ve kagit cikarmis ve kagidin uzerine sigara resmi cizmis. Bizim laz mudur hemen sigarasina davranmis, kadina ikram etmis. Hatun daha sonra kagidin uzerine kadeh resmi cizmis. Bizimki hemen garsonu cagirmis ve en iyi saraptan siparis vermis. Hatun bu seferde kagida ev resmi cizmis yanina da 100 dolar resmi cizmis. Bizimki icinden : -"Ula kariya bak, haçan banka muduru oldugumi anladi konut kredisi isti..'' |
Yani
Basbakan Erdogan, dis destek aramak için Ingiltereyi ziyarete gitmis.
Ziyareti sirasinda Kraliçe tarafindan çay içmeye davet edilen Erdogan, Kraliçe'ye liderlik felsefesinin ne oldugunu sormus. Kraliçe de "çevremi akilli insanlarla doldurmak" cevabini vermis. Erdogan bunun üzerine Kraliçe'ye çevresindeki insanlarin akilli olup olmadiklarini nasil ayirt ettigini sormus. Kraliçe, "onlara dogru sorulari sorarak ayirt ediyorum" diye yanitlamis ve "izin verin size göstereyim" demis. Kraliçe hemen Tony Blair'i aramis ve "Sayin Basbakan,lütfen bu soruya cevap verin: Annenizin bir çocugu var, babanizin bir çocugu var ve bu çocuk sizin ne kiz ne de erkek kardesiniz. Kimdir bu?" diye sormus. Tony Blair: "Bu benim majesteleri" diye yanitlamis. Kraliçe: "Dogru. Tesekkürler, iyi çalismalar Blair" demis ve Erdogan'a dönerek: "Gördünüz mü Sayin Erdogan?" diye eklemis. Erdogan da "Evet majesteleri, çok tesekkür ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacagim diyerek" oradan ayrilmis. Yurda dönüsünde hemen Unakitan'i yanina çagiran Erdogan, "Kemal abi, sana soracagim bir soruyu cevaplamani istiyorum" demis. Unakitan: "Tabii efendim, nedir?" Erdogan: "Annenizin bir çocugu var, babanizin bir çocugu var ve bu çocuk sizin ne kiz nede erkek kardesiniz. Kimdir bu?" Unakitan saga bakmis, sola bakmis, düsünmüs tasinmis ve en sonunda: "Efendim, bunu biraz düsünüp sonra size cevap versem?" demis. Erdogan kabul etmis ve Unakitan oradan ayrilmis, vakit kaybetmeden Bakanlar Kurulunu toplantiya çagirmis, saatlerce bu soru üzerinde düsünmüsler, ama bir cevap bulamamislar. En sonunda kemal Unakitan Kemal Dervis'i aramis ve durumu açikladiktan sonra: "Annenizin bir çocugu var, babanizin bir çocugu var ve bu çocuk sizin ne kiz ne de erkek kardesiniz. Kimdir bu?" diye sormus. Dervis: "Bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim!" diye yanıtlamış. Cevabı alan Unakitan hemen Tayyip'i arayarak: "Cevabi buldum efendim, kim olduğunu biliyorum, Sayın Kemal Derviş" demiş. Tayyip büyük bir hayal kırıklığıyla cevap vermiş: "Yanlış cevap Kemal Abi; doğru cevap Tony Blair idi." |
Hadi Gülümse
|
Bir Dosttan
Allah Devletimize Zeval Vermesin
Kars'ta bir yerel TV halkın arasına karışarak gündelik hayata dair röportajlar yapıyor. Muhabir, yaşlı bir amcaya mikrofon tutup soruyor; - Nasılsın dayı, eyi misen? - Şükür oğul, canı taşirem, eyiyem, coh eyiyem. - Halin, keyfin, sağlığın da eyi midir? - Eyidir, he, coh eyidir. - Şehirden, hizmetlerden memnun musun? - Nası söz! - Validen, kaymakamdan, belediye başkanından? - Hiç eyle olur? Bizim ağzımız dövlete ne diyebilir. - Yani memnunsun. - Allah dövlete millete, kaymakam bege, bölediye başganımıza zeval vermesin. - Memnunsun? - Dövletimiz, kaymakamımiz, başganımiz, şanlı ordumuz başımızdadir, her ne olursa bir fiil o dakika yanımızdadir. Ben vatanıma nası serzenis ederem? Amma, benim derdim başkadır. - Allahına gurban dayı, söyle nedir? - Doksan sene once buraya Ruslar girdi ya? - He girdi. - Hani bu belediye binalarını, okulları, çesmeleri, istasyonu, yolları, kaldırımları Ruslar yaptılar ya? - Rus işgalinde yapıldı değil mi dayı? - He. - Hec benim dövletime, milletime sözüm olur mu? Ben aha bu Rusların avradını ... Doksan sene önce bu kaldırımları, caddeleri yapıp gittiler, bir gün olsun bi kere Kars'a gidek, yollar bozuldu mu, kanallar tıkandı mı demediler, insan bi gelir de bakar buralara, hec beyle olur?! |
İhtiyar Amca Haklı
Hocam O Ruslar geldi yollara baktı hala ilk günki gibi olduğunu görünce oynamaya başladılar.... Sızıların burun çektiği Kars caddelerin de...
|
Madenci eski bir arkadaşı hatırlattı...
Madenci :)
Koylunun biri bir maden ocaginda ise baslamis. Yuzlerce metre derinlikteki maden ocaklarinda komur kaziyorlarmis. Birgun yine calisirlarken mola zili calmis. Dinlenirlerken koylunun yanindaki baska bir isci yaninda getirdigi termostan sicak sicak cay icmeye baslamis. Koylu daha onceden hic termos gormemis. Sasirmis kalmis. Adam koyluye de bir bardak cay ikram etmis. Termos olayi koylunun cok hosuna gitmis ve sormus : - O seyin adi nedir ? Diger adamda : - Bunun adi prezervatiftir diye cevap vermis. Koylu yine sormus : - Nerde satilir bu sey ? Diger adam da : - Eczanede satilir demis ,gulmus gecmis...... Haftalar sonra nihayet maden ocagindan disari cikmislar koylu kosa kosa bir eczaneye gitmis. Eczaci kadina demis ki : - Bana bir tane prezervatif verir misiniz ? Eczaci kadinda sormus : - Hangi boy olsun ? Koylu: - Vallaha gurban iceri girdimmi 1-2 hafta kaliyorum en az 20 bardaklik olsun.... |
sadece fıkra
Adamın biri bara girer ve kendisine bir Turka colasöyler. Barmen bir
robottur. Adama mükemmel hazırlanmış bir kokteyli çabucak servis yaparken sorar:"IQ'ün kaç?" Adam "150" diye cevaplar.. Robot adamın IQ seviyesine göre sohbete başlar,uzun uzun Quantum fiziği, küresel ısınma, biyoteknoloji, ekonomi, insanlığın seksüel gelişimi üzerine konuşur.. Adam robotun bilgisinden etkilenerek kendi kendine "Bu gerçekten inanılmaz" diye düşünür ve robotu denemeye karar verir.Bardan kalkar, tekrar kapıdan girer bara gelir ve yeni bir içki söyler. Robot yine mükemmel hazırladığı içkiyi çabucak servis yapar ve sorar:"IQ'ün Kaç?" Adam "100 civarı" diye cevaplar. Robot bu kez uzun uzun sohbete başlar ama bu kez futbol, basebal, arabalar, bira ve göğüsler hakkında sohbet açar. Çok etkilenen adam robotu bir kez daha test etmeye karar verir ve tekrar kalkar. Yeni bir müşteri gibi bara yaklaşır 1 içki daha söyler.Robot çabucak servis yaparken sorar:"IQ'ün kaç?".Adam, "mmm, sanırım 50 civarı" der. Bunun üzerine robot, adama son derece yavaş bir biçimde şu cevabı verir: >>>- Ya...ni...Yi..ne..Ta..yy..ip'e oy ve...re...cek...sin... de...se...ne! |
Oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla İsviçreden dönmekteydi.
Yanında oturmakta olan rahibe "Özür dilerim peder, sizden bir iyilik isteyebilir miyim?" diye sordu. Rahip "Elbette kızım, senin için ne yapabilirim?" diye cevapladı. Kadın açıkladı: "İşte problemim; kendime yeni bir epilasyon aleti aldım ve buna oldukça yüklü bir para saydım. Sanırım limitlerin oldukça üzerine çıktı ve gümrükte elimden alırlar diye korkuyorum. Acaba gümrükten geçişte bunu cübbenizin altına saklayabilir misiniz?" Rahip "Tabi ki yapabilirim evladım ama biliyorsunuz ki ben yalan söyleyemem." diye yanıtladı Kadın "Çok temiz ve dürüst bir yüz ifadeniz var peder, eminim ki size soru filan sormazlar" dedi ve pahalı epilasyon aletini pedere verdi. Uçak havaalanına vardı. Peder gümrükten geçeceği sırada görevli "Peder, bildireceğiniz herhangi bir yükünüz var mı?" diye sordu. Bunun üzerine Peder "Başımdan kuşağıma kadarki bölümde açıklayacağım herhangi birşey yok, evladım" dedi Bu yanıtı garip bulan görevli "Peki kuşağınızın altında kalan bölümde neyiniz var?" diye sordu. Peder yanıtladı: "Kadınların kullanımı için dizayn edilmiş mükemmel, küçük bir alet var, ancak şimdiye kadar hiç kullanılmadı!!" Görevli kahkahadan kırılarak: "Tamam peder geçebilirsin, sıradaki!.." |
Karne
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir: -"Getir bakayım şu karneyi!" -"Al baba..." Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf. -"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!" -"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..." |
yoh miiiiiii ???
Maho ağa, dağ, bayır gezerken bastığı yere dikkat etmez ve uçurumdan yuvarlanmaya başlar.
Çizgi filmlerdeki gibi, uçurumun yarısında bir ağaç parçasına zor tutunur. Kendine gelince var gücü ile seslenir; Ula yoharida kisme yoh miiiii?..... Sadece sesi yankılanmaktadır. Aradan biraz zaman geçer. Bir gayret daha; Ula yoharida kimse yoh miiiii?.... Hiç ses soluk yoktur. Epey zaman geçer. Hava kararmaya, tutunduğu dal çatırdamaya başlamıştır. Zaten kolunda da mecal kalmamıştır.Son bir gayretle ve bağırmaktan kısılmış olan sesi ile: Ula, ula yoharida kimse yoh miiii?..... Derken, nereden geldiği belli olmayan, içinden mi, dışından mı bir ses duyar; Ben varım!... Gözleri parlamış ve azıcık can gelmiştir Maho ağaya; Ula sen kimsin? Ben seni yaratan Allah'ınım. Bana bir çare Allahım, ne olur. Allah; Saatlerdir orada sabırla ve isyan etmeden bekledin ey kulum. Bu sabrının mükafatı olarak senin bütün günahlarını affettim. Bırak elini ve gel cennetime! Maho Ağa azıcık düşünür; Ula başka kimse yoh miiiiiii?... |
sadece gıcık
Temel ile Idris, evde oturmuslar sohbet ediyorlarmis. Temel sormus, "Ula Idrus, erkek erkege yenen yemege ne denur?
" Idris, "Ne bilecegum pen?" deyince, Temel, "Ula niye pilmiyesun menemen denur da!..." |
|
Doğum Tarihinize Göre Hangi Otsunuz ?
Ocak 1 - 9 --- Isırgan otu
Ocak 10 - 24 --- Ebemgümeci Ocak 25 - 31 ---Dereotu Şubat 1 - 5 --- Bildiğimiz ot $ubat 6 - 14 ---Çimen $ubat 5 - 21 --- Maydanoz $ubat 22 - 28 --- Kıvırcık Mart 1 - 12 --- Sarmaşık Mart 13 - 15 ---Dereotu Mart 16 - 23 ---Ebemgümeci Mart 24 - 31 --- Bildiğimiz ot Nisan 1 - 3 --- Isırgan otu Nisan 4 - 14 ---Kıvırcık Nisan 15 - 26 ---Ebemgümeci Nisan 27 - 30 --- Maydanoz Mayıs 1 - 13 --- Sarmaşık Mayıs 14 - 21 ---Çimen Mayıs 22 - 31 ---Dereotu Haziran 1 - 3 --- Ebemgümeci Haziran 4 - 14 ---Maydanoz Haziran 15 - 20 --- Isırgan otu Haziran 21 -24 ---Sarmaşık Haziran 25 - 30 --- Bildiğimiz ot Temmuz 1 - 9 ---Ebemgümeci Temmuz 10 - 15 --- Isırgan otu Temmuz 16 - 26 ---Çimen Temmuz 27 - 31 --- Bildiğimiz ot Agustos 1 - 15 --- Sarmaşık Agustos 16 - 25 ---Ebemgümeci Agustos 26 - 31 --- Maydanoz Eylul 1 - 14 ---Çimen Eylul 15 - 27--- Bildiğimiz ot Eylul 28 - 30--- Isırgan otu Ekim 1 - 15 ---Sarmaşık Ekim 16 - 27 --- Maydanoz Ekim 28 - 31 ---Kıvırcık Kasim 1 - 16 --- Dereotu Kasim 17 -30 --- Dereotu Aralik 1 - 16 ---Isırgan otu Aralik 17 - 25 --- Sarmaşık Aralik 26 - 31 ---Çimen Siz hangisinde olduğunuzu tespit ede durun..Tüm bu nadide otların anlamlarına da daha sonra geçeriz.. |
Temelin eski bir bmc kamyonu vardir.
Yolda giderken kirmizi isik yanar ve frene basar. Kamyon durmaz önünde giden son model bmw ye carpar. Temel hemen atlar söföre yalvarir -Aman abi affet sen zengin adamsin seni etkilemez ama ben ömür boyu calissam ödeyemem. Adam temele acir ve affeder. Yollarina devam ederler. Ileride yine kirmizi isik yanar. Temel kamyonu yine durduramaz Bmw yi hurdaya cevirir. Yine atlayip yalvarmaya baslar -Aman abi benim cocuklarim var affet. Zaten arabana carpmistim hasar biraz daha büyüdü sadece. Adam -Tamam gözüme görünme, bas git-der.Yollarina devam ederler. Yine kirmizi isik yanar. Temel BMW ye yine gömer. Bu sefer kafasini camdan cikarip bagirir -Benim abi devam et. :;terskafa |
:))
AMELİYAT YERİ
-------------------------------------------------------------------------------- İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar. Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar : -Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim. Delikanlının gözleri parlar. -Göster canım göster. Kız eliyle uzak bir yeri göstererek : -Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı.... |
HANIMINDAN KORKAN KALKSIN
-------------------------------------------------------------------------------- Elazığ'da adamın biri kahveye girer ve oyun oynayanlara hitaben : "Hop abeler, bi dakka. Hanımından gorhanlar ayağa gahsın." Ani bir gürültü, hayda herkes ayakta. Bir kişi hariç. Kahvenin tamamı hayretler içinde. Soruyu soran adam, oturan adama yaklaşır ve : "Abe helal olsun be, deliganlı adammışsın. Harbiden sen hanımından korkmaz mısın?" Adam nefes nefesedir. Heyecanı biraz geçince : "Yav gardaşım ele bi laf ettin ki, dizlerim kırıldı, galhamadım." der. |
KARI - KOCA
-------------------------------------------------------------------------------- Soğuk ve karlı bir günde bir işadamıyla sarışın sekreteri yollarını kaybetmişler ve bir ormanda kaybolmuşlar. Bir süre sonrada arabaları bozulmuş ve arabayı terketmek zorunda kalmışlar. Zor ve uzun bir yürüyüşten sonra ormanın içinde bir kulübe bulmuşler ve kendilerini hemen bu kulübenin içine atmışlar. Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürüde battaniye olduğunu görürmüşler. Adam bir centilmen olarak sekretere onun yatakta yatabileceğini söylemiş ve kendide uyku tulumu alıp yere yatmış. Adam yattıktan birkaç dakika sonra sarışından bir ses gelmiş, - Efendim, ben çok üşüyorum. Adam tulumun fermuarını açmış ve kalkıp sarışına bir battaniye vermiş ve sonra yine yatmış. Tam uyumak üzereyken sarışın yine, - Efendim, ben hala çok üşüyorum! demiş. Adam yine fermuarını açmış, kalkmış ve sarışına bir battaniye daha vermiş. Sonra aynı sakinlikle uyku tulumunun içine girip, fermuarı çekmiş. Tam uykuya dalacağı sırada sarışın yine, - Efendim, ama ben çooooook üşüyorum. demiş. Adam sarışına dönüp, - Burası ıssız bir yer. Ne olduğunu kimse görmez. İstiyorsan bir geceliğine karı-koca gibi davranabiliriz. demiş. Sarışın cilvelenerek, - Tabii efendim siz nasıl isterseniz. demiş. Bunun üzerine adam avazı çıktığı kadar bağırmış, - Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al |
çok duygusal
|
bu da bir oyun
|
2.ciyi hiç beğenmedim, hoş çok da umrumdaydı diyorsun sanki :))
|
A construction worker on the 3rd floor of a building needs a
handsaw, and spots another man on the 1st floor. He yells down to him, but the noise makes it impossible to hear anything, so he tries sign language. He points at his eye meaning "I", points at his knee meaning "need", and moves his hand back and forth in a handsaw motion. The man on the 1st floor nods his head, pulls down his pants, and starts masturbating. The man on the 3rd floor gets so angry he runs down to the 1st floor and shouts, " What the f*ck is wrong with you, idiot? I said I needed a handsaw!" The other guy says, "I knew that, I was just trying to tell you I'm coming.":;kahkaha |
kaza yapmadan varalım
Gerçektir;
yirmi sene önce,lise de okuyorum, Giresuna doğru gidiyoruz dolmuşta. Aniden sağanak halinde yağmur bastırdı. Dolmuşun camları tamamen buğulandı,yolu görmek iyice güçleşmeye başladı. Aracı kontrol etmek de sağanak halinde yağan yağmurdan dolayı zorlaştığı için şoför,yanında oturan yolcuya; -şu bezi al da camı bir sil dedi. yolcu bezi aldı güzelce sadece kendi önünü sildi yerine koydu. şoför hiç bozuntuya vermeden şöyle dedi; -yola iyi bak bari de kaza yapmadan Giresuna varalım. |
nakarat
Bu da gerçek,
Bizim ilçe takımının fırtına gibi estiği dönemler. 90ların başı. bir ikinci lig de,bir üçüncü lig de asansör takım ama şampiyonluğa oynamakla düşmemek için yırtınmanın adrenalini her yıl taraftarı kudurtuyor. Olağan her takım gibi bizim takımın da amigoları var. yine böyle iddaalı bir maç,tokat deplasmanına gidiyorlar. Yolda kafalar çekiliyor güzelce maç başlıyor takım golü atıyor keyifler kıyak neşe o biçim. Herkesin eline verilmiş kağıtlar var taraftar söyleyeceği tezahuratı oradan okuyo. Bildik parça; Hadi sen git işine de herkes kendi işineee dağlarında zulüm var lo düşemem yar peşineee.. tabii olarak kağıtlarda o bölümü tekrar tekrar yazmamak için nakarat yazılarak geçilmiş. ilk bölüm geçiliyor,şarkıyı bilende öyle çok yok taraftarların arasında herkes kağıttan okuyo, ikinci dörtlük okunduktan sonra bütün taraftarlar hep bir ağızdan ellerindeki kağıtlardan; nakarat da nakaaarat da nakaaaarat da nakaaaraaat |
Alıntı:
|
töbe töbe :))
|
TIP TARIHI
M. Ö. 2000...... Al bu otu ye. M. S. 1000...... O ot kötü, gel bu duayi oku. M. S. 1250...... O dua batil inanç, al bu iksiri iç. M. S. 1500...... O iksirin ne faydasi var, al bu hapi yut. M. S. 1750...... O hap etkisiz, al bu antibiyotigi iç. M. S. 2000...... O antibiyotik kimyasal, al bu otu ye. |
Gunun sozu..
“Yolsuzluk fahişelikten daha kötüdür.
Fahişelik bir tek bireyin ahlakının bozulmasıdır, oysa yolsuzluk tüm toplumun ahlakını tehlikeye düşürür.” KARL KLAUS |
Üniversitede okuyan bir ogrenci yil sonu sinavlarina girmis ve arkadasina:
-Ben memleketime gidiyorum, sinavlar belli olduktan sonra bana sonuclari bildir, ancak telefona ben cikarsam bana soylersin. Telefona annem cikarsa zayifim olmaz ama eger bir tane olursa Ebubekir'in selami var, dersin. Iki zayif imkansiz da eger olursa Ebubekir'in omer'in selami var dersin. Üç zayif hic olmaz da eger olursa Ebubekir'in, Omer'in, Osman'in selami var dersin. Dort zayif imkansiz da eger olursa, Ebubekir'in, Omer'in, Osman'in, Ali'nin selami var dersin, seklinde konusup memleketine gelir. Bir zaman sonra sinavlar belli olur, arkadasi sinav sonuclarini bildirmek icin telefona sarilir, telefona ögrencinin annesi cikar. - Teyze, oglunuza soyleyin Ummet-i Muhammed'in selami var |
bu gün ki endeks yorumu
- Teyze, oglunuza soyleyin Ummet-i Muhammed'in selami var
|
Gemicim selam...
Ben geldim... Seni ve diğer tüm arkadaşları çok özledim gemicim.. Hep beraber güzel vakit geçireceğiz bu nezih forumda kanaatimce... Tüm arkadaşlarıma sevgi ve saygılarımla efenim..:) RAINBOW |
nereden buldun burayı rainbow ya.kıbrıstan da buraya ulaştın ya helal olsun sana.
|
hasretle ve tarifi mümkün olmayan bir keyif içinde, birbirini bulan, kavuşan tüm arkadaşlarıma;:ohlala:
bu doyumsuz muhabbetleri için, daha rahat edebilecekleri, daha konforlu bir köşemiz var. http://www.arka-bahce.org/forum/forumdisplay.php?f=45" şimdilik müzik yayını yok odamızda. Ama emin olun ki deli gibi çalışılıyor. anlayışınız için dolu dolu teşekkürler.. |
Alıntı:
Valla sinerji ne diyeyim gemicim... Bu arada selam fioram...ne güzel o güzel kelimelerini şu cam ekranda okuyabilmek uzun bir aradan sonra.....:) |
Adam komadadır... Yanında ise karısı... Adamın gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar:
"İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin... İflas ettiğim gün oradaydın... Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığimda seni gördüm... Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın... Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabii...... "Şimdi komadayım yine başucumdasın... Sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın..." |
|
Galiba
playstation 2 :;ders mi ??:confused: Bu şartlarda oynandığına göre çağdaş istemkar bir hal..Ben uzun Eşşek diye oynadığımız bir oyunun bir bölümünü hatırlattım...;)
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:50 . |
Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka &
Bahce